• Sonuç bulunamadı

3.2. Literatür İncelemesi

3.2.2. İnovasyon Kapasitesi ve Performansı Kapsamındaki Diğer Çalışmalar

inovasyon performansı ve bu kapsamda inovasyon kapasitesinin ölçümüne yönelik olarak yapılmış çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Dolayısıyla ilgili literatürde, inovasyon sistemleri içerisinde bulunan çeşitli bileşenlerin yenilikçi çıktılar üzerinde etkilerinin incelendiği çalışmaların yanı sıra, inovasyon etkinliği ve bölgesel rekabet kapsamında ortaya çıkmış çalışmalar da yer almaktadır. Bu bölümde, söz konusu literatür içerisinden seçilmiş bu çalışmalardan bazıları, çerçeveleri ve ortaya koydukları sonuçlar ile özet olarak verilmiştir.

Porter ve Stern (2001), 75 ülkeyi kapsayan ulusal düzeyde bir inovasyon kapasitesi indeks çalışması gerçekleştirmişlerdir. 2000 - 2001 yıllarını kapsayan söz konusu çalışmada, uluslararası patent faaliyetleri (1999 - 2000) ile “inovasyon politikası”, “kümelenme faaliyetleri” ve “yenilikçi bağlantılar” ana başlıkları altında yer alan çeşitli değişkenler yer almaktadır. Nüfus yapısı, bilim adamları ve mühendislerin sayısı, kamu

ve özel sektör Ar-Ge faaliyetleri, tedarikçiler, çevresel düzenlemeler, üniversite - sanayi işbirliği, araştırma enstitüleri ve eğitim gibi 24 değişkenin bulunduğu modelde, değişkenler ilgili ana başlıklar altında standartlaştırılarak indeks değerlerine dönüştürülmüştür. Daha sonra, bu yolla oluşturulan dört alt ana indeks ağırlıksız şekilde birleştirilerek genel bir inovasyon kapasitesi indeksi hesaplanmıştır. Çalışmanın diğer aşamasında ise, ele alınan bu değişkenler inovasyon kapasitesinin oluşumunda açıklayıcı özelliklerinin görülebilmesi amacıyla regresyon analizine tabi tutulmuşlardır. Bağımlı değişken olarak patent sayılarının kullanıldığı temel modelin tahmini sonucu, ele alınan 24 değişkenden 23’ü istatistiksel olarak anlamlı sonuç vermiştir. Ayrıca bu değişkenler kurulan modelin yaklaşık %82’sini (R2 = 0,824) açıklamaktadır.

Huggins (2003), İngiltere’deki bölgeler düzeyinde 1993 - 1999 yılları arası dönemi içerisine alan indeks çalışmasında, bilgi tabanlı firmaların sayısı ve yenilikçi faaliyetlere yönelik ilişkilerle, bölgesel büyüme çıktısı ve genel rekabetçilik gelişimi arasında güçlü şekilde bir korelasyonun var olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Fritsch (2004), 1995 - 1998 yılları arası 11 Avrupa bölgesi kapsamında yaptığı çalışmasında, bölgelerdeki imalat kuruluşlarının işbirlikçi faaliyetleri ile Ar-Ge faaliyetleri arasındaki ilişkiyi saptamaya çalışmıştır. Bu kapsamda çalışmanın ana sorusu; bölgeler arası işbirlikçi davranışlardaki farklılıkların, farklı tür Ar-Ge etkinliklerinin açıklanmasında ne derece etkili olduğudur. Çalışmada Barselona, Rotterdam, Stokholm, Viyana, Saksonya, Slovenya, Baden bölgeleri ve Almanya’daki Hannover bölgesi, Fransa sınır bölgeleri Alsas ve Gironde ve Güney Galler kapsamında yaklaşık 4300 anket uygulanmış ve elde edilen veriler temel korelasyon analizine tabi tutulmuştur. Cobb Douglas türü üretim fonksiyonunun temel alındığı bu analiz sonucunda, ampirik olarak modelin büyük kısmında bu iki değişken ilişkisiz bulunarak, bölge bazındaki işbirlikçi tutumların yenilikçi faaliyetlere olanak sağladığı fikrini desteklememiştir.

Martin (2004), Avrupa Birliği üyesi 25 ülkedeki 207 bölge genelinde yaptığı çalışmada, bölgesel rekabette etkili olan faktörlerin iktisadi büyüme üzerindeki etkilerini irdelemiştir. Bu amaçla 1980 - 2001 dönemi için ele alınan çeşitli değişkenlerin (kişi başına GSYH düzeyi, fiziksel sermaye, yükseköğretimdeki öğrenci oranı, toplam istihdam içinde yüksek teknolojili sektörlerin payı, Ar-Ge yoğunluğu, dışsal ekonomiler) kişi başına GSYH büyümesi üzerindeki etkileri Barro tipi β - yakınsama regresyonu kullanılarak tahmin edilmiştir. Analiz sonucu bölgesel bazdaki bu göstergelerden kişi başına GSYH düzeyi ve Ar-Ge yoğunluğu değişkenlerinin etkileri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.

Zabala-Iturriagagoitia vd., (2007) yaptıkları çalışmada, bölgelerin inovasyon performanslarındaki etkinlikleri irdelemişlerdir. 2002 yılı için 161 ve 2003 yılı için 187 Avrupa bölgesinin ele alındığı bu çalışmada, Avrupa genelini kapsayan “Avrupa İnovasyon Skorbordu” referans alınmıştır. Bu kapsamda bölgelerin inovasyon girdi bileşenleri olarak yükseköğretim, yaşam boyu öğrenme, imalat ve yüksek teknolojili hizmetler sektörlerindeki istihdam, kamu ve özel sektör Ar-Ge harcamaları, Avrupa Patent Ofisi’ne yapılan patent başvuruları ve inovasyon çıktısı olarak bölgesel GSYH değişkenlerine ait indeks değerleri kullanılmıştır. Çalışmada, inovasyon faaliyetlerine ilişkin etkinlik ölçümü için Veri Zarflama Yöntemi (Data Envelopment Analysis) kullanılmış ve bu yöntemle bölgelerin teknik etkinlik puanları hesaplanmıştır. Çalışmanın sonuç kısmında ise, elde edilen bu teknik etkinlik değerleri ile İspanya’da bulunan 17 bölge mercek altına alınmış ve performansları 2002 ve 2003 yılları için değerlendirilmiştir.

Lenger (2008) bölgesel inovasyon sistemleri çerçevesinde, Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması 1. Düzey bölgelerini içine alan bir çalışma ortaya koymuştur. İnovasyon performansının bir göstergesi olarak ele alınan (Türk Patent Enstitüsü) patent başvuruları üzerinde devlet üniversiteleri, teknoloji geliştirme bölgeleri/merkezleri, araştırma merkezleri ve bilimsel yayın sayılarının etkilerinin incelendiği çalışmada, söz konusu değişkenlere ait ve 1998 - 2005 yılları arasını

kapsayan veri seti Genelleştirilmiş Momentler Yöntemi (GMY) ile analize tabi tutulmuştur. Tahmin sonucu elde edilen bulgularda, ele alınan bu değişkenlerin her birinin ülkedeki bölgesel inovasyon performansı üzerinde pozitif ve önemli bir rolünün olduğu ortaya konmuştur.

Schoonmaker ve Carayannis (2010), ABD’de 25 endüstri ve 2007 - 2009 yıllarını kapsayan analizinde, bir bölgenin istihdam düzeyi, ücret toplamları ve vergi gelirlerinden oluşan bölgesel ağ değeri üzerinde, içlerinde bölgesel endüstriler için oluşturulmuş kuluçka programları, kaynağına göre finansman seçenekleri ve fikri mülkiyet haklarının bulunduğu 18 değişkenin etkilerini incelemiştir. Kurulan sabit etkiler regresyonu sonucu elde edilen bulgular neticesinde, özel sektör kaynaklı fikri mülkiyet hakları, federal fonlar ve finansman bağlantıları değişkenlerinin etkileri anlamlı bulunmuştur.

Wonglimpiyarat (2010) Tayland genelinde yaptığı çalışmasında, ülke genelindeki organizasyon, süreç, hizmet, ürün ve piyasa inovasyonlarına ilişkin değişkenleri kullanarak genel bir inovasyon kapasitesi indeksi oluşturmuştur. Çalışmada beşeri sermaye (bilimde ve teknolojide bilgi tabanı ve beşeri sermaye), altyapı (yatırımlar, bilim parkları, bilgi ve iletişim teknolojileri) ve inovasyon iklimi (mülkiyet hakkı politikaları) ana başlıkları altında oluşturulan değişkenlere ait veriler anket yardımıyla toplanarak, 0 ile 4 puan arası indeks değerlerine dönüştürülmüştür. Çalışmanın sonucunda elde edilen 2,3 puanlık (4 puan üzerinden) genel indeks değerine göre, ülkenin orta düzey bir inovasyon kapasitesine sahip olduğu belirtilmiştir.

Bölgesel düzeyde rekabetçilik ve inovasyon faaliyetlerine ilişkin bir çalışma da Annoni ve Kozovska (2010) tarafından ortaya konmuştur. Avrupa Birliği genelindeki 268 bölgeyi kapsayan bu çalışmada, bölgesel rekabetin ölçümüne yönelik olarak bölgeler sırasıyla “Temel Bileşenler” (kurumlar, makroekonomik istikrar, altyapı, sağlık, eğitim kalitesi), “Etkinlik Bileşenleri” (yükseköğretim, mesleki/yaşam boyu öğrenme, işgücü piyasası etkinliği, piyasa büyüklüğü) ve “İnovasyon Bileşenleri” (teknolojik

hazırlık, iş ortamı, inovasyon faaliyetleri) değişkenlerini içeren 3 ana başlık ve bunlara ait alt başlıklar altında değerlendirilmiştir. Genellikle 2007 - 2009 yılları arasına ait verilerin kullanıldığı çalışmada, ilgili değişkenler bölgesel düzeydeki farklılıkları ortaya koyma amacıyla normalizasyon yöntemiyle indeks değerlerine dönüştürülürken, 3 farklı tür gelişim aşaması (faktör temelli, etkinlik temelli, inovasyon temelli) tanımına başvurulmuş ve bu aşamalar kapsamında 3 farklı tür ağırlıklama kullanılmıştır. Ayrıca elde edilen ağırlıklı indeks değerleri kapsamında 3 farklı tür gelişim grubu (orta, ara ve üst düzey) tanımlanmıştır. Daha sonra, bu gruplar kapsamında oluşturulan değerler ile ağırlıksız (eşit ağırlıklı) indeks değerleri arasındaki dağılımın görülebilmesi ve ele alınan değişkenlerin bu indeks değerleri üzerindeki açıklayıcılıklarının gözlemlenmesi amacıyla En Küçük Kareler (EKK) regresyonu iki indeks türü için de ayrı ayrı uygulanmıştır. Analiz sonucu, ağırlıklı indeks dağılımının nispeten daha düşük değerlerde olduğu bulunmuş ve yüksek R2 değerleri (gruplar kapsamında sırasıyla 0.94, 0.96, 0.90) elde edilmiştir.

Fritsch ve Slavtchev (2011) bölgesel inovasyon sistemlerindeki etkinlik farklılıklarının analizine yönelik yaptıkları çalışmada, Doğu ve Batı Almanya’da bulunan toplam 93 bölgeyi, bölgesel inovasyon sistemleri yaklaşımında alternatif bir etkinlik ölçüm tekniği olan bilgi üretim fonksiyonu çerçevesinde ele almışlardır. 1995 - 2000 yılları arası dönemi kapsayan analizde çıktı olarak ele alınan bölgesel patent başvuruları üzerinde özel sektör Ar-Ge çalışanları, üniversite akademik personeline ayrılan fonlar, araştırma enstitüleri, nüfus yoğunluğu, hizmetler sektöründeki istihdam, ortalama istihdam, ulaşım, elektrik, optik ve ölçüm mühendisliği ve kimya alanındaki istihdam sayıları gibi değişkenlerin olası etkileri incelenmiştir. Analiz sonucunda elde edilen bulgular çerçevesinde ise özel sektör Ar-Ge çalışanları, araştırma fonları, nüfus ve elektrik mühendisliği alanındaki istihdam değişkenlerinin etkileri pozitif ve anlamlı bulunurken, hizmetler sektörü istihdamı ve kuruluş başına ortalama istihdam değişkenlerinin etkileri anlamlı ve negatif yönlü çıkmıştır.

Bölgesel inovasyon performansı ve ekonomik büyümeyle alakalı olarak yapılan çalışmalardan bir diğeri Slaper vd. (2011)’ne aittir. ABD genelindeki 3110 yerleşim yeri bazında yapılan bu çalışma iki aşamalı olarak gerçekleşmiştir. İlk aşamada bölgesel inovasyon kapasitesi ve performansını belirlemek üzere ele alınan, (genel olarak 1997 - 2006 yılları arası) göstergelere [(1)nüfus içerisinde lisans / ön lisans vb. oranı, (2)KOBİ sayıları, (3)özel sektör Ar-Ge harcamaları, (4)yatırımlarda risk sermayesi oranı, (5)patentler, (6)geniş bant altyapısı, (7)yüksek teknolojili (high-tech) endüstrilerdeki istihdam yapısı] ait değişkenlerle, ağırlıklama yöntemi kullanılarak bölgesel inovasyon indeksleri elde edilmiştir. Bölgelerin inovasyon faaliyetlerine özet bir bakış sağlayan bu indeks değerleri aynı zamanda çalışmanın ikinci aşamasını oluşturan girdi değişkenler olmuşlardır. İkinci aşamada bölgelerin inovasyon çıktıları ve performanslarının (indeks değerlerinin) ekonomik büyüme (işçi başına GSYH değişimi) üzerindeki olası etkileri ekonometrik yöntemle incelenmiştir. Tahmin için kullanılan En Küçük Kareler (EKK) regresyonu sonucu elde edilen bulgularda ele alınan çeşitli değişkenlerin [(2), (3), (5), (6), (7)] büyüme üzerindeki etkileri anlamlı bulunmuştur.