• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM: BAĞIMSIZLIK SONRASI ULUS VE DEVLET İNŞA

3.2. Ulus İnşası ve Kimlik Politikaları

Daha önce de belirtildiği gibi, ulus ve devlet inşa süreçleri iç içe geçen, birbirini tamamlayan ve birbirinden ayrı düşünülemeyecek süreçlerdir. Devlet ve ulus inşa süreçlerinde karşılaşılan sorunların başında kimlik sorunu gelmektedir. Devleti meşru kılacak bir ulusun inşa edilebilmesi ve ulusal bütünlüğün sağlanabilmesi için tüm farklılıkların etrafında bütünleştirilebileceği bir ulusal kimlik yaratmak gerekmektedir. Bağımsızlığın elde edilmesinden sonra ulusal kimliğin tanımlanmasında bazı engellerle karşılaşılmıştır. Ulusal kimliğin tanımlanmasını ve ortak bir kimliğin etrafında birleşilmesini güçleştiren en önemli nedenler arasında, Ukrainlerin Rusların kardeşi olduğu konusundaki yaygın inanış ile etnik ve dinsel farklılıklar sayılabilir.173

172 Age., s. 150-154.

173 Ukrayna Devlet Başkanı Leonid Kravçuk’a, 1992 yılında Batı Avrupa’ya yaptığı bir ziyarette, ev

sahibi ülkenin lideri, ‘Ukrayna, Rusya’nın hangi bölgesindedir?’ sorusunu sormuştur. Bu soru, Rusya ve Ukrayna’nın ayrılmaz bir bütün olduğu bakış açısının sadece Ruslara özgü olmadığını, Batılıların da Ukrayna’nın bağımsızlığının geçici olduğunu düşündüklerini göstermektedir. Kuzio’dan aktaran Aydıngün, “Ne Doğu Ne Batı…, s. 232.

Ulusal kimlik; etnik, çok kültürlü ve vatandaşlık temelli olmak üzere üç ayrı temelde ele alınabilir. Etnik temelli ulusal kimlik tanımlanmasında tek etnili ve tek dilli bir ulus inşası; çok kültürlü ulusal kimlikte farklı etnik grupların bir ulus içinde aynı haklara sahip olduğu, ana dillerini kullanabildikleri ve kültürlerini koruyabildikleri bir ulus inşası; vatandaşlık temelli ulusal kimlikte ise farklı etnik grupların vatandaşlık bağıyla devlete bağlı olduğu ve bu bağlılığın bazı hakları ve yükümlülükleri beraberinde getirdiği bir ulus inşası hedeflenir.174 Ulus bilinci geliştirilirken, toplumların kendilerini diğerlerinden ayıran farklı dil, kültür, tarihsel geçmiş, soy, renk, kültür, toprak, dış düşman gibi unsurlardan yararlanılmaktadır. Burada önemli nokta, ortak bir bağ oluşturmak veya bir ‘öteki’ yaratmaktır.

Ukrayna’da ulus bilinci geliştirilirken tarihsel mitlerin oluşturulması ve tarih yazımının şekillendirilmesinde başlıca dört düşünce akımı etkili olmuştur. Bunlar Ukrain yanlısı/Ukrainci (İng. Ukrainophile), Rus yanlısı/Rusçu (İng. Russophile), Doğu Slav (İng. Eastern Slavic) ve Sovyet yanlısı/Sovyetçi (İng. Sovietophile) düşünce akımlarıdır.175 Ukrainci (Ukrainophile) düşünce akımının temelinde ‘Rus’ olarak algılanan Sovyet geçmişiyle olan bağların koparılarak Rusya’dan bağımsız, Avrupa ile bütünleşmekten yana tutum içinde olmak yatmaktadır. Bu yaklaşıma göre Rusya ‘öteki’dir ve Rusya’nın Avrupa içerisindeki konumu sorgulanabilir. Ukrayna’da yaygın ve geçerli olan Ukrainci yaklaşım Batı’da ve Sovyetler Birliği’nde ‘milliyetçi’ olarak nitelendirilmiştir. Rusçu

174 Aydıngün, “Ne Doğu Ne Batı,...”, s. 237.

175 Taras Kuzio, “Natioal Identity and History Writing in Ukraine”, Nationality Papers, V. 34, 3,

(Russophile) düşünce akımı Ukrainci yaklaşımın aksine, Ukrainler ve Belaruslar’ın farklı etnik gruplar olmadığı, hepsinin Rus olduğu görüşüne dayanır.

Ukrainci ve Rusçu yaklaşımlar arasında orta yol izleyen Doğu Slav düşünce akımı ise Doğu Ukrayna’nın Rusya ile tarihsel bağlarının, Rus dilinin baskın oluşunun ve Ukrayna bölgeciliğinin temelinde gelişmiştir.176 Doğu Slav düşünce akımına göre Rusya, özellikle etno-kültürel bakımdan ‘öteki’ olamaz, Rusya ve Ukrayna Avrupa’nın bir parçasıdır ve Rusya olmadan Ukrayna’nın Avrupa’nın bir parçası olması mümkün değildir. Doğu Slav ve Ukrainci düşünce akımlarının Rusya’nın ‘büyük ağabey’ rolünü kabul etmemeleri ortak noktalardır. Aralarındaki temel ayrım ise Rus dilinin kullanımıyla ilgilidir. Ukraince düşünce akımı Rus dilini Ukrayna’da yabancı bir dil olarak kabul ederken, Doğu Slav düşünce akımı Rus diline daha az eleştirel yaklaşmaktadır.177 Bağımsızlık sonrası Ukrayna’da Rusçu ve Sovyetçi yaklaşımlar ise etkinliğini kaybetmiştir.

Ukrayna’da bağımsızlığın ardından tarih yazımına yönelik çalışmalar başlamış, özellikle Ukrayna tarihinde önemli bir yere sahip olan Mihailo Hruşevski, ulusal bir figür olarak ön plana çıkarılmıştır. 20. yüzyılın başlarında, Ukrayna Ulusal Hareketi’nin lideri olan, aynı dönemde devrimci parlamento Verhovna Rada’nın başkanı ve 1920’lerde Sovyet Ukraynası’nın kültür hayatında önemli bir yere sahip olan Hruşevski’nin ulusal bir figür olarak seçilmesinin sebebi, Ukrain

176 Age., ss. 411-414.

etnik kimliğinin ayrı bir kimlik olduğunun altını çizmek ve Rusların, Ukrainlerin kendilerinin küçük kardeşleri olduğu yönündeki tarih yazımını etkisizleştirmektir.

Sovyet sonrası Ukrayna’da tarihin yeniden yazımında, geçmişte Ruslarla yaşanan tarihî çatışmalar göz ardı edilmemektedir. Geçmişte uygulanan politikaların tersine çevrilmesinde tarihî çatışmalar önemli rol oynamaktadır. Ülke tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan, 1932-1933 yıllarında yaşanan ve Holodomor (Büyük Açlık) olarak adlandırılan açlığın neden olduğu milyonlarca insanın ölümünden totaliter Stalin rejimini ve Moskova’yı sorumlu tutan Ukrayna ve Ukrainler, bu toplumsal felaketi ulus inşa sürecinde, hem eski rejimden keskin bir kopuşu sağlamak hem de Ruslara karşı kendi kimliklerini güçlendirmek için bir araç olarak kullanmaktadırlar. 28 Kasım 2006 tarihinde, Ukrayna Parlamentosu, 1932-1933 yıllarında yaşanan Holodomor’u kınayan yasa çıkarmıştır. Holodomor kurbanları anısına birçok yerde heykeller dikilmiştir. Birçok ülke Holodomor’u soykırım olarak kabul etmiştir. Ukrayna'da Kasım ayının son Cumartesi günü Holodomor kurbanlarını anma günüdür.178

Ukrayna’da ulus inşasında kullanılan diğer unsurlar; bayrak, ulusal amblem, ulusal marş, ulusal mitler, şehirlerin, caddelerin, binaların ve müzelerin adlarının yenilenmesi, Sovyet dönemine ait sembollerin yerine Sovyetler Birliği’ne

katılmadan önceki dönemin sembollerine dönüş, ulusal kahramanların heykellerinin şehrin birçok yerine yerleştirilmesidir.