• Sonuç bulunamadı

Yunanca kökenli alay kelimesi anlam olarak Bizans ordu teşkilatında imparatorun emrindeki askerlerin karşılığı olarak kullanılmış ve bu anlamı ile Türkçe, Arapça ve Farsçaya geçmiştir. Kalabalık, topluluk, cemâat gibi genel anlamları bulunmakla birlikte askeri anlamda orduda iki ya da daha fazla taburun bir araya gelmesi ile oluşmuş askeri birliği karşılamaktadır.

Muhibbî Divanı’nda kelime hem temel hem de terim anlamını da hatırlatacak şekilde kullanılmıştır. Dîvâne Osmanlı ordusunda yer alan bir kısım askerlere verilen addır. Muhibbî kendisi gibi bir bölük dîvânelerle bir araya gelerek ah bayrağını kaldırdıklarını böylece alayı büyüttüklerini ifade etmiştir.

93 Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü C.1, İstanbul: Milli Eğitim

Bakanlığı Yayınları, 1993, s. 36.

35

Cemʿiyyet idüp bir niçe dîvâneler olduk Âhun ʿalemini çeküp alayı büyüttük (G1715/2)

1.2.2. Ceyş (Cünûd, Hayl, Ordu)

Eski Türkçe bir kelime olan ordu, bir devletin silahlı kuvvetlerini tanımlamaktadır. Divanlarda Arapça karşılık olarak ceyş ve cünûd kelimeleri de ordu karşılığı olarak kullanılmıştır. Hayl kelimesi ise birkaç farklı anlamı ihtiva etmekle beraber bu minvalde kelime anlamlarından biri olarak güruh ve terim olarak ise atlı asker ve beş otağdan oluşan ordu birliğine karşılık gelmektedir.95

Avnî Divanı’nda sevgilinin güzellik unsurları bir bütün halinde güzellik ordusuna benzetilmiş ve cihanı doldurmuştur. Güzellik ordusuna sahip olan güzeller şahı sevgilinin saçları da klasik Türk şiirinde sevgilinin saçlarının misk kokmasından mülhem olarak misk kokulu büyük bir çadır kurmuştur.

Pür oldı hayl-i hüsnün ile yine bu cihân

Hüsnün şehine kurdı saçun müşk sâye-bân (A-G60/1)

Muhibbî’de de benzer şekilde sevgilinin güzelliği ile ordu arasında münasebet kurulmuştur. Bu güzellik ordusuna asla girilemeyeceğini ifade eden şair buna sebep olarak da sevgilinin başında perçemlerinin siper tutarak beklemesini göstermektedir.

Ordu-yı hüsnün içine hergiz girilmeye

Bekler kafanı benzedi dündâra perçemün (G1891/5)

Avnî âşıklığının büyüklüğünü ifade etmek için aşk ordusunu gam yolunda süratle ilerletse yıldızların bu aşk ordusunun askerlerinin ayağının tozunu kendi gözlerine sürme yapacağını ifade etmiştir. Beyitteki yıldız kelimesi ile sipahın ayrı ayrı da olsa aynı mısrada bulunmaları, askerleri çok anlamına gelen encüm-sipâh sözünü hatırlatacak niteliktedir. Şu halde şairin aşk ordusunun kalabalık oluşunu ifade etmek istediği anlaşılabilir. Diğer bir anlamda ise askerlerini o kadar çok bu yolda koşturmuş; yani aşk yolunda öyle çok gam çekmiştir ki bu askerlerinin ayağının tozundan

36

sayılamayacak kadar çok olan yıldızlara yetecek kadar sürme olabileceği anlamının çıkması mümkün görünmektedir.

Hayl-i ʿışkı şâh-râh-ı gamda kılsam germ-rev

Çeşm-i encüm kühl ider gerd-i sipâhumdan benüm (A-G51/4)

Yıldız ve ordu arasında Muhibbî’nin farklı bir bağlantı kurduğu görülmektedir. Sevgili ay gibi parlayarak göründüğünde diğer güzeller onun yanında sönük kalan yıldızlara benzetilmiş ve etrafını sardıkları için de sultana benzetilen sevgilinin ordu ve maiyeti olarak düşünülmüştür.

Mâh gibi kaçan iy dôst tulûʿ eyleyesin

Hûblar encüm olup görine hayl ü haşemün (G1766/3)

Rîm Osmanlı’nın Roma için kullandığı bir tabirdir. Kanunî Dönemi’nde Roma ile olan bu hususiyet Kızılelma olarak değerlendirilebilir. Şair kâfir ordusunu ifade eden Rîm’e karşı İslam askerini çekmeyi istemektedir.

Çekelüm Allâh Allâh ceyş-i İslâm

Varalum Hak müyesser ide Rîm’e (G2886/3)

Avnî’de aşk ordusu Muhibbî’de aşk sultanının ordusu olarak yer almaktadır. Şairin gönlünde sevgili bulunduğu için onun gönül tahtına ordusunu kurmuş, tüm hükümlerini kabul ettirmiştir zira o âşığın da sultanıdır.

Gönlümün tahtında kurdı haylini sultân-ı ʿışk

Hükmi nâfizdür kamu çün şehriyârumdur benüm (G2404/4)96

Şairin hükümdarlık yönünün ön plana çıktığı beyitte dünya üzerindeki yedi diyarı da kuşatma isteği göze çarpmaktadır. Bunu isterken de ilahi yardım gözetmiş ve kendisine Allah’ın emri ile meleklerin de ordu olduğunu beyan etmiştir. Meleklerin ordu olması, İslam tarihinde Bedir Savaşı sırasında Allah’ın emri ile Peygamber ordusuna destek olmak üzere indirilmeleri97 hadisesine telmihte bulunmaktadır.

Yedi iklîmi musahhar idesin himmet ile

Emr-i Hakk-ıla melekler sana çün oldı cünûd (G392/10)

96 Benzer kullanımlar: MRB3553/1. 97 Kur’ân, Enfâl/9, 12, 17. s. 166-168.

37

Âşığın her yanına gam, dert ve bela hücum edince sitem etmiş ve bunu da önünü ve arkasını tutarak yollarını bağlayan sitem askerleri şeklinde ifade etmiştir.

Gam u derd-ile belâ her yanadan itdi hücum

Bagladı yollarumı ceyş-i sitem-i pîş ü pesüm (G2260/4)

Beyitte sevgiliye seslenen âşık gönül mülkünü gam ordusunun ayakları altına aldırtmaması gerektiğini zira eğer niyeti canını almak ise gamzesini göndermesinin yeterli olacağını söylemiştir.

Pây-mâl itdürme gel mülk-i dili ceyş-i gama

Ger murâdun cân ise gamzen ana gönder yiter (G1147/5)98

Sevgilinin ayva tüyleri ve benleri siyah renkleri ile beyaz yanak üzerinde belirince şair tarafından Habeş ordusuna bir başka beyitte ise kâfir ordusuna benzetilmiştir. Siyah saçın büyük yılan gibi gece baskını yapıyor olarak tasvir edilmesi ile de siyahi olan Habeş ordusunun vasfı ve kâfirlik tezat yoluyla daha da belirginleştirilmiştir.

Hâl ü hat ceyş-i Habeşdür kasd ider ruhsâruna

Bir yana kâfir saçun şeb-hûn ider ejder gibi (G3195/2)99

1.2.3. Sâf

Arapça yan yana düzgün bir şekilde sıralanan kimselerin meydana getirdiği dizi, sıra anlamına gelen kelime şiirlerde savaş anlamıyla askerlerin sıralanmasını karşılamak üzere kullanılmıştır.

Ordunun başarısı için düzenin kaçınılmaz olduğu anlayışıyla şair savaşmak için askerlerin sıra halinde yürümelerini istemektedir.

98 Benzer kullanımlar: G887/1, MRB3570/6. 99 Benzer kullanımlar: G1438/3, G2671/3, G3102/4.

38 Leşker yürisün sâf sâf

Her yana itsünler mesâf Olmak gerek sîne şikâf

Olsun kılıçlar bî-gılâf (MRB3555/1)

Şaire düşman askerlerinin saf saf duruşu, bir heybet uyandırmış gibi görünmüş olmalı ki şair bu durumda bile savaştan yüz çevirmeyeceğini ifade etmektedir.

Bu Muhibbî sanmanuz kim dôstlar yüz döndüre Leşker-i aʿdâ eger olsa hezârân sâf sâf (G1567/)100

Aşkta kaçınılamaz durumlardan biri olan gam derdi, beyitte âşığın gönül ülkesine kastetmek üzere saf bağlamış askerlere teşbih edilmiştir.

Leşker-i gam gerçi kim dil kasdına bagladı saf Sâki anı bir kadehle anı kılur ber-taraf (G1549/1)

Şekil benzerliği itibariyle sevgilinin kirpikleri sıklıkla savaşçıya benzetilir. Burada da saflar bağlayan kirpik askerleri gönül ülkesini yağmalamak üzere vasfedilmiştir.

Yine saflar eylemişdür leşkerini kirpügün

Veh ki târâc idiser dil kişverini kirpügün (G1875/1)101