• Sonuç bulunamadı

Genel olarak dil öğreniminde farkındalık ve uzmanlık düzeyi yüksek olan öğrencilerin stratejileri daha iyi kullandığı; yaşlıların gençlerden daha farklı stratejiler kullandığı; kadınların erkeklerden daha fazla ve daha farklı stratejiler kullandıkları; ve motivasyon düzeyi yüksek olan öğrencilerin çok daha fazla strateji kullandıkları bulunmuştur (Oxford, 1990: 13).

Mizumoto ve Takeuchi (2009) gerçekleştirdikleri çalışmada kelime öğrenme stratejileri öğretiminin etkililiğini araştırmışlardır. Araştırma Japonya’daki iki üniversitede bir yabancı dil olarak İngilizce öğrenen toplam 146 bayan üniversite öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada sadece deney grubundaki öğrencilere doğrudan öğretim yaklaşımıyla 10 hafta boyunca bilişsel ve yürütücü biliş kelime öğrenme stratejileri öğretimi yapılmıştır. Veriler kelime öğrenme stratejileri anketi, kelime testi, çalışma günlüğü ve görüşme yoluyla elde edilmiştir. Yapılan nicel ve nitel analizler sonucunda kelime stratejileri öğretiminin öğrencilerin kelime öğrenme başarısını, kelime öğrenme strateji dağarcığını ve stratejileri kullanım sıklığını arttırdığı bulunmuştur. Buna ek olarak kelime öğrenme strateji öğretiminin belirli stratejilerin kullanımını daha fazla arttırdığı ve farklı özelliklere sahip öğrencilerin yapılan öğretime farklı tepkiler verdikleri sonucuna ulaşılmıştır.

Tezgiden (2006) tarafından yapılan yüksek lisans çalışmasında kelime öğrenme stratejileri öğretiminin öğrencilerin strateji kullanımlarına ve stratejilerin yararlığına ilişkin düşüncelerine olan etkisi incelenmiştir. Buna ek olarak öğrenci ve öğretmenlerin strateji öğretimine yönelik tutumları araştırılmıştır. Çalışma, Afyon Kocatepe Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda alt-orta düzey İngilizce hazırlık sınıfı öğrencilerinin ve öğretmenlerinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada (13 erkek, 11 bayan) 24 öğrenciden oluşan tek bir sınıfta doğrudan öğretim yaklaşımı kullanılarak üç hafta süreyle kelime anlamını keşfetme, pekiştirme

ve kaydetmeye dönük kelime öğrenme stratejilerinin öğretimi yapılmıştır. Veri toplama araçları olarak gözlem, kelime öğrenme stratejileri anketi, öğretmen ve öğrencilerle yapılan görüşmeler ve öğrenme günlükleri kullanılmıştır. Yapılan nicel ve nitel veri analizi, kelime stratejileri öğretiminin, öğrencilerin strateji kullanımı üzerine pozitif etkisi olduğunu, ancak öğrencilerin stratejilerin yararlığına ilişkin görüşlerinde anlamlı bir fark yaratmadığını göstermiştir. Bununla birlikte, öğrenci ve öğretmenlerin strateji öğretimine yönelik tutumlarının pozitif olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak çalışma kelime stratejileri öğretiminin öğrencileri kendi öğrenme süreçleri üzerinde düşünmeye teşvik ederek öğrenci özerkliğine katkıda bulunabileceği, bu nedenle de strateji öğretiminin Türk üniversitelerinde verilen İngilizce öğretiminde önemli bir rol oynayabileceği belirtilmiştir.

Aydemir (2007) yüksek lisans çalışmasında kelime öğrenme stratejileri öğretiminin öğrencilerin kelime öğrenme stratejileri kullanım ve kelime öğrenme düzeylerinde fark oluşturup oluşturmadığını araştırmıştır. Deneysel araştırma modellerinden ön test-son test kontrol gruplu desene göre tasarlanan araştırma ortaöğretim dokuzuncu sınıfa devam eden 34 erkek öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Buna göre sadece deney grubunda 6 hafta süreyle bazı kelime öğrenme stratejilerinin öğretimi gerçekleştirilmiştir. Veri toplama araçları olarak kelime öğrenme stratejisi kullanım testi ve kelime öğrenme stratejileri anketi kullanılmıştır. Veriler üzerinde yapılan istatistiksel analizler sonucunda elde edilen bulgular kelime öğrenme stratejileri öğretiminin öğrencilerin kelime öğrenme stratejileri kullanım ve kelime bilgi düzeylerini anlamlı bir şekilde arttırdığı ortaya çıkmıştır.

Nalkesen (2011) gerçekleştirdiği yüksek lisans çalışmasında kelime stratejileri öğretiminin kelime bilgi düzeyine ve özerk kelime öğrenmeye etkisini incelemiştir. Araştırmaya özel bir üniversitede orta düzey İngilizce hazırlık sınıfında bulunan 19 öğrenci katılmıştır. Deney grubuna katılan öğrencilere Schmitt (1997) kelime öğrenme strateji sınıflaması esas alınarak 3 hafta boyunca strateji öğretimi uygulanırken kontrol grubundaki öğrenciler bu süreç boyunca derslerine strateji eğitimi almadan, müfredata uygun şekilde devam etmişlerdir. Veri toplamada hem nitel (kelime testi, kelime öğrenme özerklik anketi) hem de nicel yöntemler (sesli

düşünme protokolleri, odak grup görüşmeleri) kullanılarak veri çeşitlemesi sağlamak amaçlanmıştır. Araştırma sonucunda yapılan elde edilen bulgular, öğrenme stratejileri öğretiminin öğrencilerin kelime öğrenme başarılarını arttırdığını, buna karşın kelime öğrenme özerkliği açısından istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahip olmadığını ortaya koymuştur.

Evcim (2008) üniversite İngilizce hazırlık sınıflarında eğitim gören öğrencilerin kullandıkları dil öğrenme stratejileri ve bu stratejilerin kelime bilgisine olan etkilerini belirlemeyi amaçladığı bir yüksek lisans çalışması gerçekleştirmiştir. Deneysel modele uygun olarak yapılan bu araştırmaya deney ve kontrol grupları içinde alt-orta İngilizce bilgi düzeyine sahip çoğunluğu erkek toplam 46 öğrenci katılmıştır. Deney grubunda toplam 6 hafta süreyle kelime öğrenme stratejileri öğretimi gerçekleştirilmiştir. Veriler kişisel bilgi formu, Oxford (1990) Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri ve kelime başarı testi kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, yapılan öğretimin öğrencilerin dil öğrenme stratejileri üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığı, buna karşın öğrencilerin kelime başarılarını anlamlı düzeyde arttırdığı görülmüştür.

Cesur (2008) tarafından yürütülen doktora çalışmasında üniversite hazırlık sınıfı öğrencilerinin, yabancı dil akademik başarısı ile öğrenme stili tercihleri ve kullandıkları yabancı dil öğrenme stratejileri arasındaki açıklayıcı ve yordayıcı ilişkiler örüntüsü incelenmiştir. Araştırmaya İstanbul ilinde dört devlet ve dört vakıf olmak üzere toplam sekiz üniversiteden 376 üniversite hazırlık sınıfı öğrencisi katılmıştır. Yapısal eşitlik modellemesi türünde olan araştırmada, öğrencilerin öğrenme stillerini belirlemek için Cohen, Oxford ve Chi (2001) tarafından geliştirilen Öğrenme Stilleri Anketi ve öğrencilerinin dil öğrenme stratejileri kullanımlarını belirlemek üzere de Oxford (1990) tarafından geliştirilen Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri araştırmacı tarafından Türkçe’ye uyarlanarak kullanılmıştır. Öğrencilerin yabancı dil akademik başarısı ise araştırmacı tarafından hazırlanan yabancı dil testi ile ölçülmüştür. Araştırmada ilk olarak kız öğrencilerin dil öğrenme stratejilerini anlamlı düzeyde daha fazla kullandıkları; kız öğrencilerin görsel, erkeklerin ise işitsel öğrenme stilini tercih ettikleri; sosyal alan öğrencilerinin görsel, fen alanı

öğrencilerinin ise işitsel öğrenme stiline yatkın oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca araştırmadaki model analizi sonuçlarına göre dil öğrenme stratejileri ve öğrenme stilleri değişkenlerinden sadece bellek stratejileri, bilişsel stratejiler, telafi stratejileri ve işitsel öğrenme stilinin yabancı dil akademik başarısının anlamlı yordayıcıları olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte işitsel öğrenme stilinin yabancı dil akademik başarısını olumsuz yönde yordadığı sonucuna varılmıştır. Geçerli modelde yabancı dil akademik başarısını yordamada en etkili değişkenin bilişsel stratejiler olduğu, bunu sırasıyla telafi ve bellek stratejilerinin takip ettiği bulunmuştur. Sonuç olarak araştırmada geliştirilen modelin yabancı dil akademik başarısındaki varyansın yüzde 23’ünü açıkladığı belirlenmiştir.

Ay (2006) yüksek lisans çalışmasında sözcük öğrenme stratejilerinin öğrencilerin kişisel özelikleriyle olan ilişkisini araştırmayı amaçlamıştır. Bu kişisel özellikler cinsiyet, anne ve babanın eğitim durumu, ailedeki kız ve erkek kardeş sayısı, annenin ve babanın mesleği, ailenin ekonomik durumu, İngilizce dersindeki başarı ve evdeki bilgisayar ve ayrı bir çalışma odası değişkenlerini kapsamaktadır. Araştırmaya bir lisenin 9. sınıfına devam eden toplam 502 öğrenci (276 kız, 226 erkek) katılmıştır. Veri toplama araçları olarak kişisel bilgi formu ve Şener (2003) tarafından geliştirilen Sözcük Öğrenme Stratejileri Envanteri kullanılmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda ulaşılan bulgulara göre sözcük öğrenme stratejileri ile annenin mesleği arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Buna göre anneleri ev hanımı olan öğrenciler daha fazla sözcük öğrenme stratejileri kullanmaktadır. Diğer taraftan sözcük öğrenme stratejileri ile cinsiyet, anne ve babanın eğitim durumu, ailedeki kız ve erkek kardeş sayısı, babanın mesleği, ailenin ekonomik durumu, İngilizce dersindeki başarı ve evde bilgisayar ve ayrı bir çalışma odası olup olmaması açısından anlamlı bir ilişki saptanamamıştır.

Şener (2003) yüksek lisans çalışmasında kelime öğrenme stratejileri ile kelime bilgisi arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır. Güvenirliği arttırmak için araştırma iki temel çalışma ile gerçekleştirilmiştir. İlk çalışmaya Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İngiliz Dil Eğitimi bölümünde okuyan 304, ikinci çalışmaya ise 113’ü ilk çalışmada bulunmayan 313 öğrenci katılmıştır. Veriler Schmitt (1997)

kelime öğrenme stratejileri taksonomisine dayanan ve araştırmacı tarafından hazırlanan kelime öğrenme stratejileri anketi ve Nation tarafından geliştirilen Kelime Seviye Testi ile toplanmıştır. Hem birinci hem de ikinci çalışmanın sonuçlarına göre en çok kullanılan kelime öğrenme stratejileri metne dayalı tahminde bulunma, not alma ve anadili İngilizce olanlarla iletişim kurmadır. Diğer taraftan en az kullanılan stratejiler anlam özellik tabloları kullanma, günlük tutma ve hedefler belirleme olarak ortaya çıkmıştır. Her bir strateji grubunun ortalaması hesaplandığında ise bellek stratejileri grubunun en çok tercih edilen; sosyal strateji grubunun ise en az tercih edilen grup olduğu görülmüştür. Kelime bilgi düzeyi açısından en etkili stratejilerin ise bilişsel ve biliş ötesi strateji grupları olduğu; en az etkili stratejilerin ise sosyal strateji grubu olduğu sonuçlarına varılmıştır.

Selçuk (2006) tarafından yapılan yüksek lisans çalışmasında, bağlamdan tahmin stratejileri ve başarılı ve başarısız tahmincilerin bilinmeyen kelimelerle başa çıkmak için kullandıkları farklı stratejiler araştırılmıştır. Araştırmaya Hacettepe Üniversitesi, İngilizce Hazırlık sınıfa devam eden 32 alt-orta düzey öğrenci katılmıştır. Veri toplamak için, bir sınıf içi okuma çalışması, sesli düşünme protokolleri ve geçmişe dayalı mülakatlar kullanılmıştır. Okuma çalışması tüm öğrencilerle yapılırken sesli düşünme protokolleri ve geçmişe dayalı mülakatlar sadece 6 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın bulguları, bilinmeyen kelimelerin anlamlarını tahmin etmek için çeşitli stratejiler kullanıldığını, başarılı ve başarısız tahmincilerin aynı stratejileri kullanmalarına rağmen başarılı tahmincilerin stratejileri daha seyrek uyguladıklarını göstermiştir. Buna göre başarılı tahmincilerin daha çok doğru tahmin yapmalarından hareketle onların sözcük tahmin stratejilerini daha etkili olarak kullandıkları sonucuna varılmıştır. Araştırmada ulaşılan bir diğer bulgu ise, bağlamın ve anadil bilgisinin kelime tahmin etmede ana kaynaklar olduğunu göstermiştir.

Şerabatır (2008) tarafından gerçekleştirilen yüksek lisans çalışmasında ilköğretim 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin İngilizce öğrenirken kullandıkları kelime öğrenme stratejilerinin; cinsiyet, dershaneye gitme, özel ders alma, akademik başarı, İngilizce dersine karsı tutum, anne ve baba eğitim düzeylerine göre anlamlı farklılık

gösterip göstermediği araştırılmıştır. Çalışmaya bir ilköğretim okuluna devam eden 337 öğrenci katılmıştır. Araştırmada nicel veriler araştırmacı tarafından geliştiren Kelime Öğrenme Stratejileri Ölçeği, 6. ve 7. Sınıf Kelime Başarı Testi ve Erdem (2007) tarafından geliştirilen İngilizce Dersine Karşı Tutum Ölçeği yoluyla toplanmıştır. Ayrıca nicel verileri destelemek amacıyla öğrencilerle kullandıkları kelime öğrenme stratejileri ile ilgili görüşme yapılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre öğrencilerin genel olarak kelime öğrenme stratejilerini kullandıkları; en fazla sosyal stratejileri ve en az yürütücü biliş stratejilerini kullandıkları; kızların kelime öğrenme stratejilerini erkeklere göre daha fazla kullandıkları; özel ders alan öğrencilerin sosyal stratejileri almayanlara göre daha fazla kullandıkları; akademik başarısı yüksek olan öğrencilerin not alma ve sosyal stratejileri daha fazla kullandıkları; İngilizce dersine karşı tutumu yüksek olan öğrencilerin örgütleme, yürütücü biliş, sosyal, tekrar, not alma stratejilerini, diğer taraftan tutumu orta düzeyde olan öğrencilerin ise sosyal stratejileri daha fazla kullandıkları; ve annesi üniversite mezunu olan öğrencilerin sosyal stratejileri daha fazla kullandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Buna karşın kelime öğrenme stratejileri kullanma ile dershaneye gitme durumu veya babanın mesleği değişkenleri açısından anlamlı bir farklılığın ortaya çıkmadığı belirlenmiştir.

Yang (2010), yabancı dil olarak İngilizce öğrenen Kore üniversite öğrencilerinin hangi stratejileri daha sık kullandığını belirlemeyi ve bu stratejilerle dil uzmanlık seviyesi ve cinsiyet arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçladığı bir doktora çalışması yürütmüştür. Araştırmaya 288 öğrenci katılmıştır. Veriler demografik bilgi anketi ve Oxford (1990) Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri vasıtasıyla toplanmıştır. Araştırma sonunda elde edilen bulgular öğrencilerin orta düzeyde strateji kullandıklarını, telafi stratejilerinin en çok, bellek stratejilerinin ise en az kullanılan stratejiler olduğunu, ve dil uzmanlık seviyesinin strateji kullanımı üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmasına karşın cinsiyetin olmadığı göstermiştir.

Chang (2009) gerçekleştirdiği doktora çalışmasında İngilizceyi yabancı dil olarak ve ikinci dil olarak öğrenen Tayvan kökenli üniversite öğrencilerinin öğrenme stratejileri kullanımları ve öğrenme stratejilerine yönelik algıları arasındaki ilişkiyi

araştırmıştır. Araştırmaya İngilizceyi Tayvan’da yabancı dil olarak ve Amerika’da ikinci dil olarak 104 öğrenci katılmıştır. Veri toplama araçları olarak Oxford (1990) Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri ve yarı yapılandırılmış görüşme kullanılmıştır. Görüşme sadece 12 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonunda sosyal stratejileri İngilizceyi ikinci dil olarak öğrenenlerin yabancı dil olarak öğrenenlere göre anlamlı düzeyde daha fazla kullandıkları ve yararlı buldukları sonucuna ulaşılmıştır.

Park (1995), dil öğrenme stratejileri, dil öğrenmeye yönelik inançlar ve dil yeterliği değişkenleri arasındaki ilişkileri incelemek için bir doktora çalışması yapmıştır. Araştırmaya Kore’deki iki üniversiteden 332 öğrenci katılmıştır. Veri toplama araçları olarak Oxford (1990) Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri, Horwitz (1987) Dil Öğrenme İnanç Envanteri, TOEFL testi ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırma sonunda bu üç değişkenin birbiri ile genel olarak ilişkili olduğu bulunmuştur.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

YÖNTEM

Bu çalışmanın genel amacı, kelime öğrenme stratejileri öğretiminin kelime öğrenme ve kelime öğrenme stratejilerini kullanma üzerindeki etkilerini belirlemektir. Bu genel amaca yönelik dört denence ve iki araştırma sorusu oluşturulmuştur.

Denence 1: Kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanan deney grubu ile kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanmayan kontrol grubundaki öğrencilerin başlangıç düzeydeki kelime başarı testi öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark vardır.

Denence 2: Kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanan deney grubu ile kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanmayan kontrol grubundaki öğrencilerin başlangıç düzeydeki kelime başarı testi öntest puanları kontrol altına alındığında, izleme (kalıcılık) test puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark vardır.

Denence 3: Kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanan deney grubu ile kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanmayan kontrol grubundaki öğrencilerin alt-orta düzeydeki kelime başarı testi öntest puanları kontrol altına alındığında, sontest puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark vardır.

Denence 4: Kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanan deney grubu ile kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanmayan kontrol grubundaki öğrencilerin alt-orta düzeydeki kelime başarı testi öntest puanları kontrol altına alındığında, izleme (kalıcılık) test puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark vardır.

Araştırma Sorusu 1: Kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanan deney grubu ile kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanmayan kontrol grubundaki öğrencilerin deneysel işlem sonrası kelime öğrenme stratejileri kullanma düzeyleri nedir?

Araştırma Sorusu 2: Kelime öğrenme stratejileri öğretimi uygulanan deney grubundaki öğrenciler kullandıkları kelime öğrenme stratejilerini ve uygulanan strateji öğretimini nasıl değerlendirmektedir? Araştırma sorusu 2 ile ilgili alt problemler:

a) Deney grubundaki öğrencilerin strateji kullanma tercihlerini etkileyen faktörler nelerdir?

b) Deney grubundaki öğrencilere göre uygulanan öğretimin sağladığı katkılar nelerdir?

c) Deney grubundaki öğrencilerin uygulanan öğretiminin gelecekte daha verimli bir şekilde yapılabilmesine yönelik önerileri nelerdir?

Yukarıdaki amaçları gerçekleştirmeye yönelik olarak bu bölümde araştırma modeli, çalışma grubu, verilerin toplanması, verilerin çözümlenmesi ve yorumlanmasına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

3.1. Araştırmanın Modeli

Bu çalışma bir yönüyle nicel, bir yönüyle de nitel bir çalışmadır. Uygulanan kelime öğrenme stratejileri öğretiminin başlangıç (elementary) ve alt-orta (pre- intermediate) düzeyde kelime bilgisi ve kalıcılığa etkisini (denence 1-4 ) test etmek ve bu öğretim sonrası başlangıç düzey sonu itibariyle grupların kelime öğrenme stratejileri kullanma düzeylerini belirlemek (araştırma sorusu 1) araştırmanın nicel yönünü oluşturmaktadır. Bu kapsamda araştırma, yarı deneme modellerinden öntest- sontest eşleştirilmiş kontrol gruplu desene (the matching-only design) göre gerçekleştirilmiştir. Bu desende hazır gruplardan ikisi belli değişkenler üzerinden eşleştirilmeye çalışılır ve eşleştirilen gruplar işlem gruplarına seçkisiz olarak atanır (Büyüköztürk vd., 2012: 208). Araştırmanın simgesel modeli Tablo 3.1’de gösterilmiştir.

Tablo-3.1: Araştırma Modelinin Simgesel Görünümü

G1 M O1.1 X1 O1.2 O1.3

G2 M O2.1 O2.2 O2.3

G1: Kelime öğrenme stratejileri öğretiminin yapıldığı deney grubu

G2: Kelime öğrenme stratejileri öğretiminin yapılmadığı, sadece ölçme araçlarının ön test, son test ve izleme testi olarak uygulandığı kontrol grubu

M: Grupların belli değişkenler açısından eşleştirilerek seçkisiz olarak atanması (Kişisel Bilgi Formu ve öntest olarak verilen Ölçme Araçları)

O1.1 – O2.1: Öntest (Başlangıç Düzey Kelime Başarı Testi, Alt-orta Düzey Kelime Başarı Testi, Kelime Öğrenme Stratejileri Anketi)

X1: Kelime öğrenme stratejileri öğretimi

O1.2 – O2.2: Son test ( Başlangıç Düzey Kelime Başarı Testi, Alt-orta Düzey Kelime Başarı Testi, Kelime Öğrenme Stratejileri Anketi)

O1.3 – O2.3: İzleme testi (Başlangıç Düzey Kelime Başarı Testi, Alt-orta Düzey Kelime Başarı Testi)

Deney grubundaki öğrencilerin kullandıkları kelime öğrenme stratejilerine ve uygulanan strateji öğretimine yönelik yaptıkları değerlendirmelerin (araştırma sorusu 2) derinlemesine ve bütüncül olarak incelenmesi bu araştırmanın nitel yönünü oluşturmaktadır. Yıldırım ve Şimşek (2008: 39) nitel araştırmayı “gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma” olarak tanımlamaktadır. Patton’a (1987) göre nitel yöntemler ve bu yöntemler yoluyla elde edilen sonuçlar programın süreçleri,

programa katılan bireylerin elde ettiği yararlar, program uygulamasının değerlendirilmesi ve programın niteliğinin arttırılması açısından program değerlendirme etkinliklerine katkılarda bulunabilir (Aktaran: Yıldırım ve Şimşek, 2008: 317). Dolayısıyla, bu araştırmanın ikinci araştırma sorusu çerçevesinde, öğrencilerin kelime öğrenme strateji tercihlerini etkileyen faktörler belirlenerek ne tür stratejileri kullanma ya da kullanmama eğiliminde oldukları, kullandıkları stratejiler açısından yapılan öğretimin ne tür katkılar sağladığı ve son olarak bu strateji öğretiminin gelecekte daha verimli bir şekilde nasıl gerçekleştirilebileceği ile ilgili değerlendirmeye dönük bilgiler elde edilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda nitel araştırma desenlerinden durum çalışması ile gerçekleştirilen araştırmada veri toplama aracı olarak görüşme kullanılmıştır. Nitel durum çalışmasının en temel özelliği bir ya da birkaç durumun derinliğine araştırılmasıdır. Bir başka deyişle bir duruma ilişkin etkenler (ortam, bireyler, olaylar, süreçler vb.) bütüncül bir yaklaşımla araştırılır ve ilgili durumu nasıl etkiledikleri ve ilgili durumdan nasıl etkilendikleri üzerine odaklanılır. Ayrıca durumlar birbirinden farklı olduğu için sonuçların genellenmesi söz konusu değildir. Ancak bir duruma ilişkin olarak elde edilen sonuçların benzer durumların anlaşılmasına yönelik örnekler ve deneyimler oluşturması beklenir (Yıldırım ve Şimşek, 2008: 77).