• Sonuç bulunamadı

Strateji öğretimi yapılmadan önceki ilk adım tasarlanan öğretimin etkili olmasını sağlamak için öğrencilerin sahip olduğu stratejilerin belirlenmesidir. Öğrencilerin öğrenme stratejilerini geliştirmeye dönük bir öğretim sağlayabilmek bu stratejilerin öncelikle belirlenmesinin en önemli nedenlerden biridir. (Oxford, 1990: 193, 200). Dil öğrenme stratejilerine belirlemeye yönelik yapılan araştırmalarda pek çok araştırma yöntemi kullanmaktadırlar. Ancak öğrencilerin sahip olduğu dil öğrenme stratejilerine yönelik bilgi elde etmek isteyen öğretmen ve araştırmacıların farklı yaklaşımların içerisinde bulunan çok sayıdaki bu yöntemlerden bazılarını seçerek kullanması gerekir. Bu açıdan araştırmacıların ve öğretmenlerin her yönteme yönelik göz önünde bulundurmaları gereken noktalar vardır. İlk olarak, tüm araştırma yöntemlerinin potansiyel olarak güçlü ve zayıf yanları vardır. Ancak her yöntem tüm dil öğrenme stratejilerinin araştırılması için uygun değildir. Diğer taraftan, her bir yöntemin araştırmanın amaçlarına hitap edecek şekilde uyarlanması mümkündür. Dolayısıyla, strateji kullanımını doğru bir şekilde değerlendiren bir araştırma desenlemek kolay değildir. (Cohen, 1999: 24, 26, 39).

Oxford’a (1990: 200) göre öğrencilerin dil öğrenme stratejilerinin belirlenmesi amacıyla kullanılan tüm teknikler önemlidir. Bu tekniklerden hangisinin kullanılacağına karar vermede öğrencilerin dil öğrenme stratejilerini belirleme amacı, elde edilmek istenen bilgi türü ve kapsamı, sahip olunan zaman, kullanma ve analiz kolaylığı gibi faktörler göz önünde bulundurulabilir. Benzer şekilde Cohen (1999: 24), öğrencilerin dil öğrenme stratejilerini belirleme ve incelemeye dönük yöntemlerin seçimini etkileyecek bazı faktörleri olduğunu dile getirmiştir. Bunlar;

 Araştırmanın araştırma soruları ile açıklanan amaçları

 Hangi dil becerilerinin hedeflendiği (okuma, dinleme, yazma, konuşma)

 Dil öğrenme ortamı

 Güvenirlik ve geçerlik ile ilgili kaygılar

 Zamanın kısıtlı olması

 Bütçesel etkenler

Wenden (1991: 80–84) öğrencilerin kullandıkları dil öğrenme stratejilerinin belirlenmesinde kullanılan yöntemleri gözlem, introspektif (iç gözleme dayalı) öz- bildirimler ve restospektif (geriye dönük) öz-bildirimler olarak üç grup altında incelemektedir. Gözlem yoluyla öğrenenin öğrenme süreçlerine yönelik elde edilebilecek bilgi sınırlıdır. İntrospektif öz-bildirimler öğrenenin bir öğrenme görevini yerine getirirken ne düşündüğünü o an sözlü olarak karşısındakine, bir ses kaydedici cihaza ya da yazılı olarak aktarmasını içeren sesli düşünme ve iç gözlem yapma tekniklerini kapsar. Dolayısıyla bu tür teknikler daha çok öğrenenin belirli bir öğrenme görevini gerçekleştirirken gerçekte hangi öğrenme stratejilerini kullandığına dair bilgi sağlar. Restospektif öz-bildirimler ise öğrenenin kendi dil öğrenimine yönelik geçmişi düşünüp belirli öğrenme görevlerini nasıl gerçekleştirdiğini değerlendirmesini sağlayan açık uçlu bildirimler, yarı yapılandırılmış görüşmeler ve yapılandırılmış anketler gibi teknikleri içerir. Bu tür tekniklerle daha çok öğrenenin dil öğrenmesine yönelik genel bir iç görü kazanmak amaçlanır. Cohen (1999: 24, 25) ise dil öğrenme stratejilerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntemleri altı ana sınıfta incelemiştir. Bunlar, sözlü görüşme ve yazılı anketler, gözlem, sözel bildirimler (öz-bildirim, öz-gözlem ve sesli düşünme), günlükler, geçmişe dönük dil deneyimlerini değerlendirme yöntemleri, bilgisayarla izleme yöntemleridir. Oxford (1990: 193) öğrencilerin kullandıkları stratejilerin belirlenmesine yönelik kullanılabilecek en önemli araştırma yöntemleri arasında gözlem, görüşme, sesli düşünme, not alma, günlük tutma ve öz-bildirim anketlerinin bulunduğu belirtmiştir. Aşağıda bu yöntemlerle ilgili açıklamalara yer verilecektir.

Dil öğrenme stratejilerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntemlerden ilki gözlemdir. Dil öğrenme stratejileri genel olarak davranıştan ziyade içsel ya da

zihinsel süreçlere dayandığından çoğunlukla gözlemlenemez (Cohen, 1999: 30). Dolayısıyla gözlem tekniğinin kullanımı çoğunlukla açık olarak sergilenen davranışlarla yansıtılan dil öğrenme stratejileriyle sınırlıdır (Wenden, 1991: 80). Örneğin, ilişkilendirme, anlamlandırma, imgeleme, tahmin etme gibi zihinde gerçekleştirilen pek çok dil öğrenme stratejisi öğretmen tarafından gözlemlenemez. Ancak işbirliği yapma, soru sorma gibi stratejilere yönelik gözlem yoluyla bilgi elde etmek mümkündür. Gözlem yoluyla bilgi elde etmek için gözlem ölçekleri/formları kullanılır. Bu amaçla hazır ölçeklerden faydalanılabileceği gibi öğretmen önemli gördüğü ve/veya gözlemlemek istediği stratejileri listeleyerek kendi gözlem formunu da oluşturabilir. Bu tür bir form üzerinde öğrenme stratejileri farklı şekillerde – izlenime dayalı ya da yapılandırılmış notlar alarak, belirli bir zaman süresince gözlemlenen stratejilerin yanına işaret koyarak veya her iki tekniği bir arada kullanarak – kaydedilebilir. Gözlem tekniğini kullanırken karar verilmesi ve göz ününde bulundurulması gereken noktalar arasında gözlemin ne kadar detay içereceği, kimin için yapılacağı (tüm grup, küçük bir grup, tek bir öğrenci), ne zaman yapılacağı, ne kadar sürede ve aralıkla yapılacağı gibi konular bulunmaktadır. Gözlemlerin video kaydının yapılması da ilk başta fark edilmeyen detayların sonradan fark edilmesi açısından önem arz edebilir. Ancak bu şekilde görüntü dışında kalan alanlar ile ilgili bilgi kaybı olacaktır (Oxford, 1990: 194).

Dil öğrenme stratejilerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntemlerden ikincisi görüşmedir. Görüşme ve anketler birbirinden ayrı yöntemler olsa da öğrenenin bir dizi soruya cevap vermesini ve araştırmacının soru formatı ve araştırma prosedürüne yönelik karar vermesini gerektirmesi bakımından benzerlik gösterirler. Yazılı anketlerle benzer şekilde görüşmede sorular yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış ve az yapılandırılmış olabilirler (Cohen, 1999: 27). Yapılandırılmamış görüşmelerde herhangi bir soru tekniği ya da veri kodlama biçimi yoktur. Bu yüzden yapılandırılmış görüşmeler verilerin analiz edilmesi ve yorumlanması açısından daha avantajlıdır (Oxford, 1990: 194, 195).

Dil öğrenme stratejilerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntemlerden üçüncüsü sözel bildirimlerdir. Sözel bildirimler, öz-bildirim, öz-gözlem ve sesli

düşünme tekniklerini içerir. Öz-bildirim öğrenenin nasıl öğrendiği ile ilgili genel davranışsal ifade ve açıklamaları kapsar. Bu tür veriler çoğunlukla yazılı anketler veya görüşme yoluyla sözel olarak da elde edilir. Öz-gözlem öğrenenin belirli bir öğrenme davranışını içinde bulunduğu anda (introspektif) ya da yakın geçmişte (retrospektif) nasıl gerçekleştirdiğini içsel olarak düşünerek değerlendirmesidir. Sesli düşünme ise öğrenenin yine belirli bir öğrenme görevini yerine getirirken yaşadığı bilinç akışı ya da düşünme süreçlerini olduğu gibi sesli bir şekilde açığa çıkararak aktarmasını içerir. Bu sözel bildirim teknikleri bir arada farklı şekillerde kullanılabilir (Cohen, 1999: 34). Ya da örneğin, görüşme ve sesli düşünme teknikleri beraber ya da ayrı olarak kullanılabilir (Oxford, 1990: 195).

Sözel bildirim tekniklerinden öz-bildirime dayalı anket ve görüşme yoluyla öğrencilerin dil öğrenme stratejilerinin araştırıldığı pek çok araştırma vardır. Ancak öz-bildirim daha az bilişsel çaba gerektirmesi bakımından diğer sözel bildirim tekniklerinden kısmen ayrılır ve bu nedenle geçerlikleri de sorgulanabilir. Örneğin anketler öğrencilerin öğrenirken gerçekte ne yaptığını değil nasıl öğrendiklerine yönelik genel inançlarını ortaya çıkarabilir. Sesli düşünme ve öz-gözlem teknikleri ise dil öğrenimi ya da kullanımının gerçekleştiği an neler olduğunu anlamaya yönelik veri elde etmeyi amaçlar (Cohen, 1999: 35). Bu açıdan sesli düşünme ve öz-gözlem gibi teknikler gözlemlenemeyen zihinsel süreçlerin kullanımını gerektiren öğrenme stratejilerine yönelik daha gerçekçi bilgi elde etmeyi kolaylaştıran tekniklerdir. Bu şekilde elde edilen verileri analiz etmek için araştırma öncesi veya sonrası eldeki veriler temelinde kategoriler belirlenerek bir şema oluşturulabilir (Oxford, 1990: 194, 197). Diğer taraftan uygulanmada yaşanan bazı sorunlar sesli düşünme ve öz-gözlem gibi tekniklerinden elde edilen bulguların genellenebilirliğini olumsuz şekilde etkileyebilir. Bu bağlamda sesli düşünme ve öz-gözlem teknikleri kullanılarak öz- bildirime dayalı anket ve görüşme verilerini tamamlama ya da doğrulama amacı güdülebilir (Cohen, 1999: 36, 38).

Dil öğrenme stratejilerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntemlerden dördüncüsü not almadır. Her türlü dil öğrenme etkinliğinde kullanılabilecek bir tür öz-bildirim tekniği olan not-alma özellikle görüşme tekniği ile beraber

kullanıldığında etkilidir. Not alma tekniği genel olarak öğrencilerin kullandıkları stratejilere yönelik aldıkları notları görüşme yoluyla aktarmaları esasına dayanır. Daha sonra görüşme bu notlardaki bilgiler etrafında yapılandırılabilir. Not alma tekniği ile öğrencilerin kullandıkları dil öğrenme stratejileri, bu stratejileri kullanım sıklıkları, hangi stratejileri beğendikleri ve etkili buldukları, hangi stratejileri kullanmada güçlük yaşadıkları gibi konularda bilgi elde edilebilir. Elde edilen bu bilgiler görüşme tekniğinin yapılandırılması için faydalı bir şekilde kullanılabilir. Örneğin, yarı yapılandırılmış bir görüşme öncesi öğretmen bilgi almak istediği belirli öğrenme stratejilerini gösteren bir liste hazırlayarak öğrencilerinden hafta boyunca bunlardan hangilerini ve ne sıklıkla kullandıklarını not almalarını isteyebilir. (Oxford, 1990: 197, 198).

Dil öğrenme stratejilerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntemlerden beşincisi günlüklerdir. Aynı zamanda bir öğrenme stratejisi olan günlük tutma öğrenenin dil öğrenmeye yönelik düşünceleri, hisleri, başarıları ve problemlerinin yanı sıra öğretmenler ve diğer öğrencilerle ilgili izlenimlerini kaydetmelerini sağlayan bir tür öz-bildirim şeklidir. Günlükler öğrenenin dil öğrenimi ve kullanımına yönelik geriye dönük bir şekilde öz-gözlem yapmasını ve bunları yazılı olarak yansıtarak açıklamasını sağlar. Bu nedenle günlükler öğrencilerin belirli bir zaman süresince kullandıkları stratejilere yönelik veri elde etmek için bir araştırma tekniği olarak kullanılabilir. Günlüklerin amacı dil öğrenen öğrencilere yönelik genellenebilir nicel bulgulara ulaşmak değildir. Ancak bu teknikle pek çok araştırma yöntemiyle elde edilemeyecek nitelikte veri toplamak mümkündür. Bu tekniğin bir diğer avantajı öğrenenin kendi öğrenmesine yönelik katılımcı bir gözlem yaparak öğrenme stratejilerine yönelik farkındalığını arttırmasına da yardımcı olmasıdır. Ayrıca günlükler herkes tarafından her yerde kolayca oluşturulabilir (Oxford, 1990: 198; Cohen, 1999: 39–42).

Günlüklerin kullanımında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. İlk olarak günlükler genelde serbest, yapılandırılmamış bir tarzda ve öznel olarak tutulur. Bu nedenle içerik olarak pek çok konuyu kapsayabilir. Bu öğrenme stratejilerine yönelik veri elde etmeyi güçleştirebilir. Bu sorunu gidermek için

öğrencilere günlüğün içeriği ve nasıl oluşturulacağı ile ilgili kılavuz bilgi vermek faydalı olabilir. Örneğin, öğrencilerden günlüğün içerik olarak belirli bir dil öğrenme stratejilerine odaklanması istenebilir. İkinci bir sorun öğrencilerin günlüğe aktaracakları bilgileri aradan zaman geçtiği için unutmalarıdır. Öğrencilerin kullandıkları stratejileri unutmamaları için önceden notlar almaları bu tür bir bilgiyi daha sonra doğru bir şekilde günlüğe aktarmalarına yardımcı olabilir. Bir diğer önemli husus, öğretmen öğrenci günlüklerini okumayı planlanıyorsa öğrencilerin bu konu ile ilgili önceden bilgilendirilmeleri gerekir çünkü günlükler kişisel araçlardır. Alternatif olarak öğrenciler kendi aralarında da günlükleri paylaşabilir. Günlüklerden elde edilen bilgiler dil öğrenme stratejilerinin kullanımına yönelik örneğin haftada bir gerçekleştirilen bir sınıf tartışması ile ele alınabilir (Oxford, 1990: 198; Cohen, 1999: 40, 41).

Dil öğrenme stratejilerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntemlerden sonuncusu öz-bildirim anketleridir. Öz-bildirim anketleri dil öğrenme stratejilerine yönelik sistematik ve yazılı olarak veri toplamada kullanılan yapılandırılmamış ve yapılandırılmış ölçme araçlarıdır. Yapılandırılmamış öznel yapıdaki ölçekler öğrencilerin kullandıkları dil öğrenme stratejilerini yazılı olarak serbestçe ifade etmelerini sağlayacak açık uçlu sorular içerirler. Örneğin, öğrencilerden belirli bir dil öğrenme görevine yönelik genel olarak hangi stratejileri kullandıklarını yazılı olarak yansıtmaları istenebilir. Bu ölçeklerin avantajları öğrencilerin istediklerini yazmalarına olanak vererek çok miktarda ilginç bilgi elde etmeye imkan sağlamasıdır. Buna karşın elde edilen verileri incelemek ve özetlemek zordur. Yapılandırılmış nesnel yapıdaki ölçekler ise objektif olarak puanlanan ve analiz edilen çoktan seçmeli sorulardan oluşur. Yapılandırılmış bir dil öğrenme stratejisi ölçeğine örnek olarak Oxford (1990) tarafından geliştirilmiş Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri verilebilir. Bu tür ölçeklerin en büyük avantajları aynı anda çok sayıda katılımcı üzerinde uygulanabilmeleri, hipotez oluşturma ve test etmede kullanılabilmeleridir. Ayrıca bu ölçekler standartlaştırılmış kategorilere sahip olduğundan elde edilen verileri özetlemek ve yaşanılan sorunları teşhis etmek daha kolaydır. Ancak, bu ölçeklerdeki sorular üzerinde araştırmacının tam bir kontrolü varken katılımcıların cevaplarını detaylandırma şansı yoktur. Dolayısıyla bu ölçekler

yapılandırılmamış ölçeklerin zenginliğini ve doğallığını yansıtamayabilirler. Ayrıca çeviri ve kültürel algılama farkı gibi nedenlerle bir ölçek başka bir ortamda yeterince iyi transfer edilemeyebilir. (Oxford, 1990: 198, 199; Cohen, 1999: 27–29).