• Sonuç bulunamadı

2.3. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’nun tez sayfasında “koruyucu aile” kavramı 17.07.2017 tarihinde aratıldığında toplam 20 adet tez listelenmiş olup aşağıdaki Tablo 18’de gösterilmiştir. Bunlardan 1 tanesi tıpta uzmanlık, 2 tanesi doktora ve kalan 17 tanesi yüksek lisans tezi olup bu tezlerden 11 tanesi sosyal hizmetler alanındadır.

Tablo: 18

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) koruyucu aile içerikli tezler listesi

No

Tez No Yazar Yıl Tez Adı (Orijinal/Çeviri)

Türü Konu

Deneyim Ve Değerlendirmeleri Y.Lis. Sosyal Hizmetler

7.

Koruyucu Aile Uygulaması Y.Lis. Hukuk 9.

Değerlendirmeleri Y.Lis. Sosyal Hizmetler

20. 0-6 Yaş Grubu Çocuklarda Ölüm Oranı

Ve Nedenleri Tıp Uz

. Ev

Ekonomisi

Kaynak: http://tez.yok.gov.tr

1949 yılından bu yana gündemde olan ve ilk tez çalışmasının 1977 yılında yapılmış olduğu dikkate alındığında hem bu alanda geç çalışılmaya başlandığı hem de gelinen yıl itibariyle 19 sayısının çok az olduğunu söyleyebiliriz.

Tok (1996) tarafından koruyucu aile hizmetini, standartlarını ve ülkemizdeki durumunu belirlemek amacı ile sosyal hizmet uzmanı, koruyucu aile ve biyolojik ailelerle çalışmıştır. Sonuçta; kaynak yetersizlikleri ve bu alandaki belirsizliklerin oluşturduğu sorunların altı çizilerek, biyolojik ailelerin koruyucu aile hizmeti konusunda bilgilendirilmelerinin gerekliliği tespit edilmiştir.

Can (2000), koruyucu aile uygulamasının ülkemizdeki durumunu belirlemeyi amaçlamış, Ankara’daki 47 koruyucu aile ile görüşmüştür. Ailelerin çocuk sahibi olma ihtiyaçlarının çocuğun ihtiyaçlarından daha önde olması ve prosedürlerin fazla olması nedeniyle koruyucu aile uygulamasının yaygınlık kazanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Uslu’nun yayına hazırladığı (2004) Koruma Altındaki Çocuklar başlıklı 23-25 Şubat 2004 tarihlerinde gerçekleştirilen Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına 17.

Sempozyum sunularından oluşan kitapta, içerisinde birçok makale yer almaktadır.

Odağında koruma altındaki çocuklar olan kitabın pek çok makalesinde koruyucu aile hizmet modeli ve bu modelden yararlanan çocuklara ilişkin detaylar yer almaktadır.

Üstüner, Erol ve Şimşek tarafından yapılan araştırmada (2005), Ankara'da koruyucu aile yanındaki 39 çocuk, kuruluş bakımındaki 62 çocuk ve biyolojik ailesi yanında yaşayan 62 çocuk ile görüşülmüştür. Bakım modellerine göre çocuklarda sorun davranışların görülme sıklığının; öz aile yanında yaşayan çocuklarda % 9.7, koruyucu aile yanında yaşayan çocuklarda % 12.9, kuruluş bakımındaki çocuklarda ise % 43.5 olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Kahraman (2007) çalışmasında koruyucu aile alanında çalışan meslek elemanları yanında Sakarya ve Kocaeli ilindeki 12 koruyucu aile ile görüşerek, koruyucu aile hizmetinin gelişimi ve ülkemiz aile yapısına uyumunu ele almıştır.

Karataş (2007) çalışmasında o dönemde uygulanmakta olan koruyucu aile hizmet modelinin güçlü ve zayıf yönlerine dikkat çekmiş, bütünlüklü bir çocuk koruma sistemi içerisinde koruyucu aile hizmet modelinin ele alınması gerektiği üzerinde durmuştur.

Yayın yönetmenliğini Erol’ün yaptığı (2008) Koruyucu Aile, Evlat Edinme Hizmetleri ve Ruh Sağlığı başlığı altında toplanan ve 15-16 Şubat 2007 tarihlerinde gerçekleştirilen Prof. Dr. Mualla Öztürk Anısına 20. Sempozyum sunularından oluşan kitap, içerisinde pek çok makaleyi barındıran, temel başvuru kaynaklarından birisidir.

Bu çalışma özellikle evlat edinme ve koruyucu aile hizmet modelinden yararlanan çocukların ruh sağlığına ilişkin bilgileri içermesi açısından önemli ve dikkat çekicidir.

Özbesler (2009), koruyucu aile yanında olup tedavi için kliniğe müracaat eden çocuklar ve aileler üzerinden elde ettiği verilere dayanarak, yaşanan sorunların en aza indirgenebilmesi için, koruyucu aile yanına çocuk yerleştirilirken göz önünde bulundurulması gereken noktalara dikkat çekmiş ve çok önemli tespitlerde bulunmuştur.

Yolcuoğlu (2009), yılında yapmış olduğu iki ayrı çalışmada Türkiye’deki çocuk koruma sisteminin dayanakları ve işleyişini ele almıştır. Mevcut çocuk koruma sistemini uygulama deneyimleri ile birlikte değerlendirildiği bu çalışmalar çocuk koruma sisteminin güçlü ve zayıf yönlerini irdelemiş ve daha ideal bir çocuk koruma sistemine ulaşmak için atılması gereken adımları ortaya koymuştur.

Doğan (2013) koruyucu aile yönetmeliğini incelediği çalışmasında;

yönetmeliğin dayanak olarak eksiklikleri olduğu, en azından bir tüzükle düzenlenmesi gerektiği, koruyucu aileliğin her aşamasında işlemin hakim izni, denetimi ve gözetimi altında olması gerekliliğine dikkat çekmiştir.

Kuş (2014) Çanakkale ili örneğinde basit tesadüfi örnekleme ile 650 kişiye ulaşarak anket uyguladığı çalışmasında; Çanakkale halkının koruyucu aile hizmet modeline ilişkin farkındalığı ve bakış açılarını ortaya koymuştur.

Daşbaş (2015) çalışmasında, Türkiye’de doğrudan koruyucu aileliğin koruyucu ailelerin biyolojik çocukları üzerindeki etkisi üzerinde durmuştur. Çalışma bu alanda ülkemizde ilk olma özelliği taşımaktadır.

Bu çalışma yapıldığı dönemde; YÖK veri tabanındaki araştırmaların evren ve örneklemleri incelenerek kaç koruyucu aileden veri toplandığına bakılmıştır.

Doğrudan 225 koruyucu aileden elde edilmiş olan bu çalışma için; “şu ana kadarki araştırmalar içerisinde en çok sayıdaki koruyucu aileden veri toplanan çalışma”

özelliği taşıdığını söyleyebiliriz.

BÖLÜM III YÖNTEM

3.1. ARAŞTIRMA MODELİ

Bu araştırma uygulamalı bir araştırma olup, amacı açısından açıklayıcı bir araştırmadır. Açıklayıcı araştırmada amaç; olayların neden geliştiğini ve değişkenler arasındaki ilişkiyi açıklamaktır (Gürbüz ve Şahin, 2015, s.100). Yöntem olarak hem nicel hem de nitel yöntemlerden yararlanılmıştır. Ailelere uygulanması planlanan anketlerin nicel tarama yöntemi ile gerçekleştirilmiş, sosyal çalışma görevlileri ile yapılan görüşmeler nitel eylem araştırması olarak, yüz yüze derinlemesine görüşme olarak yapılmıştır.