• Sonuç bulunamadı

İklim Özellikler

Belgede entrÖzel SayıÖzel Sayı (sayfa 119-126)

Nükleer reaktör işlemlerinden ya da sağlıkta araştırma, askeri ve sanayi faaliyetleri gibi kaynaklardan üretilen atıklar, radyoaktif atık olarak tanımlanır. Radyoaktif özdeklerin yaydıkları parçacıkların ve ışınların yol açtığı tehlike ise radyoaktif tehlike olarak tanımlanmaktadır (Güney,2003; 309).

Radyoaktif atıklar çeşitli şekillerde yayılır. Kara içlerinde nükleer santrallerin çevreye bıraktıkları atıklar daha çok akarsular vasıtasıyla, havadaki zararlı gazlarsa, atmosfer sirkülasyonu vasıtasıyla uzak mesafelere taşınıp tehlikelere neden olabilirler.

Bu bölümde; Metsamor Nükleer Santrali ve yakın çevresinin (Ermenistan, Nahcivan, İran'ın Kuzey bölümü ve Türkiye'nin en doğu uç noktası) iklim özelliklerinden, radyasyon rejimi, atmosfer sirkülasyonu,

sıcaklık rejimi, yağış, kar örtüsü, buharlaşma ve nem durumu gibi iklim özellikleri ele alınacaktır.

Radyasyon Rejimi: Araştırma sahasında [güneşin yıl içindeki durumu

incelendiğinde güneşin yaz mevsiminde en yüksek açıya ulaştığı (Şekil I-II) buna paralel olarak da] radyasyon rejiminin Mart-Ekim ayları arasında nispeten sabit olduğu gözlemlenir. Bu değer orografik konum ve bulutluluğa bağlı

2

olarak 130-160 kkal/cm /yıl arasında değişmektedir (Garaqoyunlu,2008;204). P. F. Sokrin'e ve A. B. Bagdasaryan'a göre Kafkasya'nın birçok düzlük alanlarında güneşli saatlerin yıllık miktarı 2100-2300 arasında değiştiği halde, Sürmeli depresyonunda (Iğdır'da), Nahçıvan çukurunun (Şerur, Büyük düz ve Gülüstan) düzlük yüzeylerinde ve Metsamor'da yıl içinde güneşli saatlerin miktarı 2700 saati geçer [Kafkas - Gerasimova (Кавказ -Герасимова, 1966;89)]. P.S. Mirzayev ve M. A. Müseyibov'a göre bu değer Nahçıvan ve Iğdır arasındaki düzlük yüzeylerde 2840 saattir (Mirzayev, 1972;16) (Müseyibov, 1998; 127-144).

Şekil II. Araştırma Alanı ve Yakın Çevresinde Gece ve Gündüz Sürelerinin Yıl İçindeki Vaziyeti

Kaynak:

http://www.climate-charts.com/Locations/a/AR37789.php

Araştırmalara göre toplam güneş radyasyonunun yıllık miktarı Sürmeli 2

depresyonunda 120-165 kkal/cm /yıl arasında değişir. Kalan radyasyon miktarı 2

ise 45-65 kkal/cm /yıl teşkil etmektedir. Bu değer doğal kompleksin bir çok bileşenine, özellikle havanın termik rejimine, nem miktarına, buharlaşmaya, bitki örtüsüne vs. etki etmektedir.

Atmosfer Sirkülasyonu

:

Nükleer santralde her hangi bir katostrafik

olay olursa çevrede ekoloji gerilimini meydana getiren ana sebep atmosfer sirkülasyonu ve buna bağlı olarak hakim rüzgarların gücü, istikameti ve hızı olacaktır (Şekil III-IV-V-VI) . Bu bakımdan atmosfer sirkülâsyonunun araştırılması oldukça önemlidir. Nükleer santral bölgesinde ve onu çevreleyen yakın bölgede atmosfer sirkülasyonuna başlıca sekiz tip hava kütlesi tesir gösterir ve bu tesir, yılın farklı dönemlerinde orografik duruma bağlı olarak farklılaşır.

Arktik deniz (mP) ve arktik kontinental (cP) hava kütleleri Büyük Kafkas dağlarının batısından ve doğusundan aşarak (Kara deniz, Kolhida ovalığı, Hazar denizi ve Kura-Aras ovalığının üstünden geçip) havzaya girmektedir. Yol boyunca hava kütleleri belirgin derecede transformasyona uğrar. Batı kanattan dâhil olan hava kütleleri; birbirlerinin ardınca yükselen Giresun, Doğu Karadeniz, Mescit, Yalnız çam, Soğanlı, Karga pazarı dağlarını geçerken hem sıcaklığını hem de nem içeriğini kaybeder. Doğu kanattan sahaya yönelen hava kütlesi ise; nem içeriğini büyük oranda Karabağ Volkanik yaylasında bırakmış olur. Bunlara rağmen bu iki hava kütlesi araştırma sahası ve yakın çevresinde havanın oldukça soğumasına, bulutluluğun artmasına ve yağışlara neden olur. Aralık ve Şubat aylarında oldukça belirginleşen soğuk dönem işte bu iki tip hava kütlesinin etkisi ile meydana gelir. Nükleer santralin kurulu olduğu dağlar arası depresyona dolan soğuk hava zaman geçtikçe daha

da soğumaya başlar. Ermenistan arazisindeki ekstrem minimumlara Aras nehri havzasında ve yüksek dağlık sahada rastlanılır. Soğuk hava kütlelerinin sık-sık dahil olduğu bazı yıllarda anomali hadisesi meydana gelir. Bu dönemlerde kar örtüsü çok yıllık ortalamadan 20-30 cm fazla olur. Nehir ve göllerin çok büyük bir bölümü donarken, akarsu, çay ve derelerin debisi oldukça düşer.

Şekil III.Temmuz Ayında Bölgede Hâkim Rüzgârın Yönü ve Tekrarlanma İhtimali (%) Kaynak: İnternet verileri, iklim, meteoroloji ve topografya haritalarından yararlanılarak derlenmiştir.

Azor maksimumu bölgeye batıdan giriş yapar ve gelişi ile bulutluluğu ve yağışları artırır. Neticede sık-sık sel olayları ve taşkınlar meydana gelir. Afrika ve Arabistan yarımadası üzerinde şekillenen Tropik hava kütleleri ve Akdeniz üzerinde şekillenen güney siklonları sahaya güney ve güney batı yönlerinden ulaşır. Tropik hava kütleleri en yüksek sıcaklığı getirdiği halde güney siklonlarının gelişi ile güçlü sağanak yağışları oluşmaktadır (Babayev,1999; 45-54).

Ilıman kuşağın kontinental havası havzaya, Avrupa ve Sibirya üzerinde meydana gelen antisiklonların etkisi ile dâhil olur. Havalar sıcak ve kuru geçer. Yerel hava sirkülyasyonu aktifleşir. Sıcak aylarda sık-sık kısa müddetli yağışlar meydana gelir. Kış mevsiminde ise hava açık ve yağışsız geçer.

Şekil IV. Ocak Ayında Bölgede Hâkim Rüzgârın Yönü ve Tekrarlanma İhtimali (%) Kaynak: İnternet verileri, iklim, meteoroloji ve topografya haritalarından yararlanılarak derlenmiştir.

Şekil V. Tropik Hava Akımlarının Etkili Olduğu Zamanlarda Havadaki Duman- Aerosol Hisseciklerinin Yayılışı (Spektral uydu görüntüsü)

Mikrosirkülyasyonun azaldığı zamanlarda havzada zayıf merkezli basınç sahaları gelişir ve bu da Kars-Metsamor, Alagöz-Metsamor, Ağrı- Metsamor yönlü dağ-vadi depresyon sirkülasyonunun gelişmesine ortam oluşturur.

Şekil VI. Araştırma Alanı ve Yakın Çevresinde Aylara Göre Ortalama Rüzgâr Hızı Kaynak: http://www.southtravels.com/middleeast/armenia/weather.html

Sıcaklık Rejimi: Arazinin mürekkep rölyef durumu ve coğrafi konumu

günlük, aylık ve yıllık sıcaklık rejiminin şekillenmesine neden olmuştur. Sıcaklık rejimi doğrudan ve dolaylı olarak havadaki radyonüklitlerin tutumuna, hem de meydana getirdiği basınç farkı sonucunda oluşan hava akımlarının gücüne ve istikametine etki etmiş olur.

Nükleer santral bölgesinde mevsimler birbirlerinden oldukça farklılık gösterir. Kış mevsiminin süresi havzada, Kura-Aras depresyonuna göre bir ay daha uzundur. Sahanın geneli için uzun kış mevsimi ve kontinental soğuk havanın yerleşmesi karakteristiktir. Oluşan yüksek basınç dağ arası depresyonda bazen sıcaklık terselmesi meydana getirir. Böyle zamanlarda hava

0

sıcaklığı sahanın farklı kesimlerinde -40 C'nin altına düşmektedir. Örneğin Martiros, Alagöz dağında sıcaklığın aşırı düşmesi ile etrafa soğuk rüzgârlar

0 esmeye başlar. Muhtelif yıllarda Gümrü havzasında yer alan Şurabat'da -42 C,

0

Ağrıda ise -46 C ekstrem minimum sıcaklıklar kaydedilmiştir.

0 0

Temmuz ayında Alagöz'de (Aragats) +18 C, Metsamor'da +36 C 0

(Şekil VII), Iğdır'da ise +36 C ekstrem maksimum sıcaklıklar görülür. Atalay'a 0

göre Iğdır Ovalığında ekstrem sıcaklıklar 40 'nin üstüne çıkmaktadır (Atalay, 0 1997). Yaz mevsiminde ortalama aylık sıcaklıklar ardışık olarak +8,3 C,

0 0

+28,6 C [Bagdasaryan (Багдасарян, 1958; 19-40)], ve +25,6 C' gerçekleşmiştir (Şahin, 2006;129).

İlkbahar mevsimi Sürmeli ve Nahçıvan depresyon sahaları ile yakın çevresinde (Nahçıvan, Kağızman, Metsamor ve Iğdır'da) Mart ayından başlayarak Mayıs ayının ortalarına kadar devam eder. Bu dönemde genellikle 0 0

C'nin altındaki günlerin sayısı azalmakta, güneşli saatlerin ve günlerin miktarında artış gözlenmektedir. Hava cepheleri geliştikten sonra sıcaklık değişmekte, yağışlar artmakta ve zaman zaman kısa süreli kar yağışları müşahede edilmektedir. (Babayev,1999 )

Şekil VII. Araştırma Alanı ve Yakın Çevresinde Sıcaklık Değerleri (Max, Ave., Min.) Kaynak: http://www.southtravels.com/middleeast/armenia/weather.html

Havzanın yüksek dağlarla çevrelenmesi ve karmaşık yapılı rölyefi, yüksek güneş radyasyonu, bitki örtüsünün zayıflığı ve diğer şartlar yaz aylarında sahada termik şartların meydana gelmesine sebep olmaktadır.

Yağış ve Kar Örtüsü: Yağışlar radyoaktif maddeleri nötrleştiren en birincil doğal faktördür. Yağışın miktarı, çeşidi, şiddeti-yoğunluğu ve hangi mevsimlerde gerçekleştiği araştırmalarda özel yer tutmaktadır(Şekil VIII) (Grafik I-II). Yağış aynı zamanda radyoaktif elementlerin havadaki difüzyonunu da etkilemektedir. Kısa mesafelerde çeşitlilik gösteren rölyefe sahip Ermenistan arazisinde yağışların dağılışı ve miktarı oldukça farklılık gösterir. Bir kural olarak yağışlar, yüksekliğin artması ile artar. En az yağış (220 mm) nükleer santralin yerleştiği depresyon sahaya düşmektedir. Nükleer santrale en yakın arazilerden olan Iğdır ovasında ise yağışın miktarı 255 mm civarındır (Arınç, 2009;28).

Şekil VIII. Araştırma Alanı ve Yakın Çevresinde Yağış Miktarı (Max, Ave., Min.) Kaynak: http://www.southtravels.com/middleeast/armenia/weather.html

Grafik I. Araştırma Sahasında Kış Mevsiminde Şubat'ın Son sekiz Gününde Yağış

Belgede entrÖzel SayıÖzel Sayı (sayfa 119-126)