• Sonuç bulunamadı

Bölgenin Nüfus-Çevre Bakımdan Kısa Bir Değerlendirmes

Belgede entrÖzel SayıÖzel Sayı (sayfa 128-132)

Nükleer santralin batı komşusu konumundaki (14 İl'in yer aldığı) Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesinin nüfusu 2013 yılı TÜİK verilerine göre 6.000.000 güney batı komşusu olan Güney Doğu Anadolu bölgesi ise 7.500.000 milyon nüfusa ulaşmıştır. Güneyinde yer alan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve doğu komşusu Azerbaycan Cumhuriyetinin birlikte nüfusu 1 0cak 2012 verilerine göre 9.235.100, kuzey komşusu Gürcistan'ın ise 1 Ocak 2013 verilerine göre nüfusu 4. 483.800'a ulaşmıştır. Nükleer santralin etki alanı içerisindeki İran'ın kuzey bölümünde ise nüfus 30.000.000 civarındadır. Ermenistan'ın toplam nüfusu 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle 3.024.100'dir (http://tr.wikipedia.org/wiki/Nufuslarına_göre_ülkele_listesi). Genel çerçevede incelendiğinde nükleer santralin yakın çevresinde yaklaşık 60 milyon kişi yaşamaktadır.

Nükleer tesisler zaman-zaman felaketlere neden olmuştur. Hatırlanacağı gibi 26 Nisan 1986 yılındaki Çernobil Nükleer faciası, insan ve çevre adına çok büyük yıkımlara sebep olmuş, 40000'e yakın insan ölmüş, binlerce insan sakat kalmış, yüz binlerce insan başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yakalanmış, binlerce hayvan telef olmuş ve doğa bu tahribattan çok ciddi derecede olumsuz etkilenmiştir. Bu felaket en büyük antropojen (insan) kaynaklı felaket olarak kayıtlara geçmiştir. Atıkları 1945 yılında Japonya'nın Hiroşima kentine atılan atom bombasının radyasyon atıklarından 10 kat daha fazla olduğu ileri sürülmüştür (Abbasov ve diğ., 2003; 93 ). Felaketin ekonomik boyutu ise çeşitli kaynaklara göre 350 milyar doları geçmiştir.

Türkiye'den yüzlerce km uzaklıkta meydana gelen bu kazadan ülkemizde (çeşitli açılardan) önemli derecede etkilenmiştir. Radyasyonlu bulutlar özellikle Trakya'yı ve Doğu Karadeniz'i etkilemiştir. Buna paralel olarak 1986 yılında kamuoyu özellikle çaydaki radyasyonu tartışmıştır. Bu dönemde Doğu Karadeniz'de üretimi yapılan çay için radyasyonlu ve radyasyonsuz çay ayırımı yapılmaya başlandı (Güney, 2002,265), (Çokadar ve diğ.;2009;94).

bilimsel gelişmeler dışında ele almak mümkün değildir (Muslu, 2000; 237). Ülkemize çok yakın bir konumda yerleşen Metsamor Nükleer Santralinin ülkemize, bölgede yaşayan insanlara ve coğrafyaya vereceği zarar elbette ki ürkütücüdür. Radyoaktif kirleticiler özellikle insan, hayvan ve bitki sağlığına olumsuz etkiler yaparak çevreyi ve ekolojik dengeyi bozmaktadır (Özey, 2009; 222). Bu açıdan düşünüldüğünde, radyoaktif kaynakların atmosfere, litosfere, hidrosfere ve dolayısıyla biyosfere verdiği zararlar yıllarca kapanmaz hal almaktadır (Atalay; 2008& TÇV; 1995).

Genel çerçevede ele alınsa bile bu sorun sadece Türkiye'yi değil aynı zamanda Azerbaycan, Gürcistan, İran ve Ermenistan'ı yakından ilgilendirmektedir. Enerji ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü nükleer santrallerden elde eden devletler radyoaktif kirleticilerin her ne kadar farkına varsalar da çıkar gereği gerekli çevresel kökenli adımları maalesef yeterince atmamışlardır. Sonuç itibariyle hem doğal kaynağın hızla tükenmesi hem de kullanılan doğal kaynağın tüm canlılara ve dünyaya bıraktığı olumsuz etkiler ciddi boyutlara ulaşmaktadır (İmat,2013;177).

Gelişmiş devletlerden bazıları kendi topraklarındaki nükleer santralleri kısmen kapatmakta kısmen de belli bir proje kapsamında kapatmaya yönelik adımlar atmaktadır (Karakuş,2013;240). Belki de sorulması gereken önemli sorulardan birisi şudur: Eski teknolojilerle inşa edilen, tehlikeli olduğu düşünülen, kısmen kullanılamaz haldeki bu santrali Ermenistan kapatmamakta neden ısrarcıdır? Sadece enerji için mi? Yoksa bölge devletlerine siyasi, ekonomi, sosyal, çevresel bir mesaj mı söz konusudur?

Sonuç

1. Nükleer santralde meydana gelebilecek herhangi bir kaza esnasında

ve sonrasında radyoaktif maddelerin yayılması, yönü ve alanı, araziye dâhil olan hava kütlesinin gücü ve istikameti ile belirlenir (Şekil III-IV-VI). Elbette ki, olası bir felakette en fazla zarar görecek yerler, Ermenistan başta olmakla, Türkiye'nin doğusu, Azerbaycan (Nahçıvan), İran'ın kuzeybatısı ve Gürcistan'ın bölgeye yakın arazileridir.

Tropik hava akımları arazide etkiliyken Ermenistan arazisinin büyük bir bölümü oldukça tehlikeli bölgeye (A bölgesine) dönüşecektir (Şekil V). Kara deniz (Yamal yarımadası) antisiklonu ve Orta Asya maksimumu Türkiye için tehlike oluşturacaktır. Azor maksimumu, arktik rutubetli hava kütlesi (mP) ve ılıman kuşağın kontinental hava kütlesi Türkiye, Nahçıvan ve kuzeybatı İran için oldukça tehlikeli ola bilecektir.

basıncı yerel hava sirkülyasyonunun meydana gelmesine neden olduğunu dikkate alırsak, Erzurum-Kars platosunda ve Nahçıvan'ın Şerur-Ordubad düzlüklerinde soğuk mevsimde tehlike ihtimalinin az, sıcak mevsimde ise çok fazla olacağı söylenebilir (Şekil VII).

3. Yağışlı mevsimde ve yağış sırasında radyonüklitlerin etrafa yayılma ihtimali

oldukça düşüktür(Şekil VIII).

4. Kar örtüsünün havadan çöken radyoaktif maddeleri nötürleştirmesinde

oynadığı rolün önemi dikkate alınmalıdır.

5. Nükleer santralde meydana gelebilecek kazanın çevreye etkisi araştırılırken

diğer coğrafi-sinoptik parametrelerde yılın mevsimleri, günün vakitleri, güneşli saatlerin uzunluğu vb. özellikler dikkate alınmıştır (Şekil I ve II).

6. Araştırmalarımız sonucunda Nükleer Santralin tesir dairesindeki yerleşim

merkezlerinin tehlike derecesine göre gruplara ayrılması (yerleşim merkezlerinin santrale mesafesi dikkate alınarak) şu şekilde kategorize edilmiştir.

A kategorisi - Metzamor (Çok tehlikeli)

B kategorisi - Armavir, Margara, Ecmedzin, Iğdır, Erivan (Tehlikeli)

C kategorisi -, Tuzluca, Nahçıvan, Culfa (Nahçıvan Ö.C), Culfa(İran) (Orta

derece tehlikeli)

7. Bugün dünyada tehlikeli sayılan 166 nükleer santral içerisinde Metsamor'un

ilk sıralarda yer aldığı dikkate alınmalı ve santralin oluşturabileceği ikinci bir tehlikeyi araştırmak için Azerbaycanda Sederek, Türkiye'de Iğdır civarında uygun istasyon ve istatistik izleme merkezinin oluşturulması amaca uygun olacaktır.

8. Yukarıdaki sonuçlar dikkate alındığında bölge için çok tehlikeli olan bu

santralin bir an önce kapatılması hayati önem arz etmektedir. Bu gelişmeler ışığında Ermenistan enerji siyasetini bir an önce değiştirmeli ve bölgede ateşle oynamaktan vazgeçmelidir.

Kaynaklar

Abbasov V.M., Aliyeva R. E., Selimova., N. E, Abbasov M.M, Babayev E.İ, Askerov F.S., Abbasov Ş.M. (2003) Ekoloji Kimya. Bakı Neşr. Bakü.

Atalay, İ. (1997) Türkiye Coğrafyası. Bornova-İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi.

Atalay, İ. (2008) Ekosistem Ekolojisi ve Coğrafyası, Meta Basım Matbaacılık, Cilt II. İzmir. Arınç, K.(2009) Türkiyenin İç Bölgeleri (Cilt II). Erzurum: Eser Ofset Matbaacılık. Babayev, S. (1999) Nahçıvan Muhtar Respublikasının Coğrafyası. Elm Neşriyat. Bakü. Büyük Dünya Atlası.(1993) (N. Sertkol ve Z. Sertkol, Çev.) İstanbul:Gımeco Ltd. Багдасарян, А.Б. (1958) Климат Армянской ССР. Ереван: Изд-во АН Арм ССР.

Çokadar, H., Türkoğlu, A., Gezer, K. (2009) Çevre Sorunları. (Aydoğdu Mustafa, Gezer

Kudret) Çevre Bilimi. Dördüncü Baskı, Anı Yayıncılık. Ankara. s: 86-96

Eminov, Z. N. (2005) Coğrafya. Çıraq Neşriyat. Bakü.

Garaqoyunlu, M. (2008) Umumi Coğrafya, Nergiz Neşriyat. Bakü. Güney, E.(2002) Türkiye Çevre Sorunları. Çantay Kitapevi. İstanbul.

Güney, E. (2003) Toprak-Bitki Ekocoğrafya Sözlüğü. Çantay Kitapevi. İstanbul.

İmat, F.(2013) Doğal Kaynaklar ve Sınırlılığı (Ed:Hayriye Sayhan, Hayri Çamurcu) Günümüz

Dünya Sorunları. Lisans Yayıncılık, İstanbul. s: 163-230

İzbırak, R. (1996) Türkiye. I cilt. İstanbul. Milli Eğitim Basımevi.

Karakuş, U.(2013) Enerji İhtiyacı ve Sorunu. (Ed:Hayriye Sayhan, Hayri Çamurcu) Günümüz

Dünya Sorunları. Lisans Yayıncılık, İstanbul. s: 231-252

Кавказ, (1966). И.П. Герасимова, Под ред. Москва: «Наука».

Milkov F., Gvozdetski N. (1990) SSR'in Fiziki Coğrafyası. Bakü Devlet Üniversitesi Neşriyatı.

Bakü.

Mirzayev, P.S.(1972) Naxçıvan MSSR-in Aqroiklim seciyyesi. Bakü: Elm Müseyibov, M. (1998). Azerbaycanın Fiziki Coğrafyası. Bakü: Maarif Neşriyat. Muslu, Y. (2000) Ekoloji ve Çevre Sorunları. Aktif Yayınevi, İstanbul.

Özey, R. (2009) Çevre Sorunları. Aktif Yayınevi. İstanbul.

Şahin, C.(2006) Türkiye Fiziki Coğrafyası. Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık. Türkiye Çevre Vakfı Yayını (1995) Türkiye'nin Çevre Sorunları'95, Önder Matbaa.

Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı (Çevrel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğü, Çevre Envanteri Dairesi Başkanlığı) (2007) Türkiye Çevre Durum Raporu.

Ankara. İnternet Kaynakları http://www.climate-charts.com/Locations/a/AR37789.php(03.06.2014) http://www.lib.utexas.edu/maps/commonwealth/armenia.gif (20.02.2013) http://www.lydianinternational.co.uk/editorimages/documents/GeologicalMapArmenia.pdf (15.3.2013) http://openbuildings.com/buildings/metsamor-nuclear-power-plant-profile- 19268?_show_description=1(25.4.2013) http://www.southtravels.com/middleeast/armenia/weather.html (03.06.2014) http://www.turksam.org/tr/yazdir2308.html(15.3.2013) http://tr.wikipedia.org/wiki/Metzamor_Nükleer_Santrali (10.02.2011) http://en.wikipedia.org/wiki/Metsamor(15.3.2013) http://tr.wikipedia.org/wiki/Nüfuslarına_göre_ülkeler_listesi (05.2.2014)

Öz

Bu makalede Şebinkarahisar'la ilgili yayınlanan çalışmaların bibliyografik bilgileri yer almaktadır. Araştırmamız kapsamında Şebinkarahisar'la ilgili 140 adet akademik çalışma tespit edilmiş ve bunlardan 84'ünün 2000 yılı ve sonrasında yapılmış olduğu görülmüştür. Çalışmaların 17'si (%12) İngilizce, 123'ü (%88) Türkçe yayınlanmıştır. Bibliyografik bilgiler, yazar soyadı ve adı esas alınarak alfabetik sıraya göre verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Şebinkarahisar, bibliyofrafik bilgi, makale, tebliğ

A Bibliographical Searching For Sebinkarahisar

Belgede entrÖzel SayıÖzel Sayı (sayfa 128-132)