• Sonuç bulunamadı

Doğu Karadeniz'den Türkistan'a Uzanan Yol

Belgede entrÖzel SayıÖzel Sayı (sayfa 152-157)

Tarihte 93 harbi diye bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus savaş süreci ve sonrasında Kafkasya'dan Gürcistan'ın Borçalı, Acara, Batum ve Ahıska bölgelerinden Osmanlı topraklarına yapılan göçler gibi bilhassa Osmanlının Doğu Karadeniz kentlerinden de Gürcistan'ın liman kenti Batum'a göçler yaşanmıştır. 1900'lü yılların ilk çeyreğinde Trabzon-Rize-Artvin'den Gürcistan'ın sahil kenti Batum'a çalışmak için göç eden bir grup Karadenizli 1

Oş Bölgesi: güney Kırgızistan'da Fergane vadisinin doğu ucunda Pamir dağları ile Tanrı dağları arasında kalan bölgede Ak-Buğra nehri kıyısında yaklaşık üç bin yıllık geçmişi olan bir yerleşim merkezidir. Oş, Bişkek'ten sonra Kırgızistan'ın ikinci büyük şehridir. 1939 yılında 33 bin kişi olan nüfusu 2009 yılında resmi rakamlara göre 230.000 kişi iken gayri resmi rakamlara göre ise 500.000 kişi civarında olduğu ifade edilmektedir. Oş şehrine bağlı 7 ilçe, 467 köy vardır. Oş ve Kara-Su Oş bölgesinde temel kent merkezleri iken, Altay, Aravan, Kara-Kulca, Nookat, Özgön, Çon-Alay, Kara-Su merkezleridir. Kırgızistan'ın yüzölçümü 198.500 km2. Nüfus: Temmuz 2009 verilerine göre 5.431.747'dir. http://www.ulkeler.net/ kirgizistan.htm#01)

Laz ailesi (20-30) buraya yerleşmiştir. Balıkçılık ve tarımla uğraşan bu insanlar, Osmanlı sınırlarında yer alan Batum'un, (Erkan, 1996 / Sağır, 2012: 47-48) kısa zaman sonra Sovyet Rusya'sına kalacağını tahmin etmemişlerdi. Nitekim 1921 Moskova Antlaşmasıyla Batum-Ahıska çevresi Sovyet Rusya sınırlarında kalınca yöre halkının hareket alanına da set çekilmiştir. Böylece burada kalan Müslüman ailelerin akıbetleri de diğer halklar gibi Sovyet iktidarının siyasi görüşüne kalmıştır (Buntürk, 2007: 173-178).

Sonraki süreçte (1930-sonrası) Stalin iktidarının İkinci Dünya Savaşından önceki yıllarda uyguladığı sürgün politikaları kendini göstermeye başlamıştır. Stalin'in baskı ve şiddete dayalı gulag-repressiya-ukaz kararları doğrultusunda halkın önde gelenleri (aydınlar-imamlar) çeşitli bahanelerle Sibirya'ya sürgüne gönderilmiştir. Bu dönemde siyasi muhalifler, ideolojik hasımlar, şüpheli parti elemanları, suçlu bulunan ordu mensupları, itibardan düşmüş sınıfların mensupları, sadakatsizlik yapma olasılığı olduğu düşünülen kişiler, düşman kabul edilen etnik grup elemanları, tüm din adamları, hatta adı geçen kişilerin aile bireyleri gibi her sınıftan insanlar sürgün kafilelerine ilave edilmiştir. Bu insan sınıfları 1930'larden itibaren “yandaş-hain-casus-eşkıya” ilan edilerek Sibirya'nın derin ormanlıklarına sürülmüştür (Bayraktar, 2013: 58-61).

2 Sovyetlerin tarihini inceleyen siyaset bilim adamı Brezezinski , eserinde Gelecekte bir gün Sovyet arşivleri tümüyle açılsa da Stalin katliamlarının gerçek boyutlarını öğrenmenin mümkün olmayacağını ileri sürmüştür. Yine Brezezinski, dönemin Moskova Dergisi'nde 1987 yılının Ağustos sayısında yayımlanan bir yazıda II. Dünya Savaşı'nın bitiminde KGB'nin 1930-40 yılları arasında ayda beş bin dosya olmak üzere sürgünde öldürülenlerinin dosyalarının hızla ortadan kaldırıldığını aktarmıştır (Brezezinski, 1990: 20).

İkinci Dünya Savaşı sürecinde diğer Müslüman halklar gibi Karadenizli Müslüman Lazlar da Stalin iktidarının sürgün politikalarından nasibini almıştır. 1944'ün Kasım-Aralık aylarında Batum'daki Lazlar, Ahıskalılarla birlikte Orta Asya'ya (Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan) sürülmüştür. Gittikleri ülkelerde Lazların bir kısmı Kırgızistan'ın Oş bölgesine, bir kısmı Kazakistan'ın Cambul bölgesine, diğer bir kısmı ise Özbekistan'ın

2

Zbigniew Kazimierz Brezezinski (doğum: 28 Mart 1928 Varşova), Polonya kökenli Amerikalı siyaset bilimci, devlet adamıdır. Kendisi aslen bugün Ukrayna'ya bağlı Brzezany (bugün Berezhany, Berejani okunur) kasabası kökenlidir ki soyadı Brzezany'li anlamına gelir. Dünyanın en önemli stratejistleri arasında ismi sayılan Brezezinski ABD'de 1977-1981 yılları arasında Jimmy Carter'ın Ulusal güvenlik yardımcılığını yaptı.

Fergane bölgesine yerleştirilmiştir (Devrişova, 2011: 47-51 / Sağır, 2012: s.47- 48).

Lazların sürgün edilişinin üzücü yönü, haklarında sürgün kararı olmadan sürülmüş olmalarıdır. Stalin'in Ahıska ve yakın çevresindeki Müslüman halklarla ilgili pek çok ferman, talimat, tebligatları mevcuttur. Bu ferman ve tebligatlarda diğer azınlıkların etnik adları zikredilirken Batum'daki Müslüman etnik kimliklerin adları geçmemektedir. Fakat alınan bu kararlara istinaden dönemin NKVD görevlileri, önüne gelen bütün Müslüman aileleri sürgün kervanına katmıştır. Batum sahillerinde yaşayan 20-30 Laz ailesi yaklaşık 160 kişi “yanlışlıkla” Ahıskalılarla (Mesketler/Ahıskalı Türklerle) birlikte Orta Asya'ya sürgüne gönderilmiştir (Tuğul, 2003, s.146).

İsmini sürgün fermanlarından öğrendiğimiz dönemin Batum'lu yazar 3

Muahammed Vanilişi (etnik kimliği Laz asıllı), Stalin iktidarına yanlışlıkla sürgün edilen Laz hemşerileriyle ilgili mektup yazar. Gürcistan SSC Halk Komiseri Lavrantiy Beriya'ya 25 Mart 1945 tarihli mektubunda Laz ailelerin isim listesiyle birlikte bu insanların “Türk”(Mesket) olmadıklarını belirterek kendi topraklarına iadelerini talep etmiştir. Vanilişi'in listesindeki ailelerin adları şöyledir: Adcart Oğlu ..., Hacı Osman oğlu Hasan, Gülağver oğlu Musa, Kambur oğlu Dursun, Kul oğlu Zekiye, Şaban oğlu Mehmet, Baynah oğlu Cemal ( Tuğul- 2003, s.146-147).

SSCB Halk İçişleri Komiseri Vekili Çernişov tarafından Vanilişi'nin mektubuna verilen cevapta farklı isimlerin de var olduğunu görüyoruz. Tebligatta geçen isim ve ailelerle ilgili kanaat belirtilerek, geri dönecek ailelerin haklarının iadesi konusunda, Gürcistan SSC Halk İçişleri Komiseri Karanadze'ye talimat verildiğini, 1990 sonrası ortaya çıkan sürgün tebligatlarından öğreniyoruz. İlgili tebligatın Rusçadan Türkçeye çevirisi şöyledir (Bugay 1994: 57-58).

3

Muhammed Vanilişi(1909-1997): 1909'da Sarp Köyü'nde doğdu. İlk ve ortaokulu Türkiye'de, Sarp'da okudu. Etnik kimliği Laz asıllı olan yazar Vanlişi, Gürcüstan'da Kutaisi Pedagoji Enstitüsü Dil ve Edebiyat Fakültesi'ne girdi. Halktan Lazca metinler derledi. “Zekiye” hikayesinde, Lazların eski köy yaşamlarını anlattı. Piyesler de yazdı. “Memet'in Ayyaşlığı” ve “Ağalar Kâbus Görüyor“ adlı piyesleri; Gonio, Sarpi, Oçamçire gibi Lazların yaşadıkları köylerde sergilendi. 1929'da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin Gürcüstan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nda Latin harfleriyle Lazca olarak çıkan, “Kızıl Yıldız” (Mç'ita Murutskhi”) adlı gazeteye Lazca makaleler yazdı. Muhammed Vanilişi ve Ali Tandilava'nın birlikte yazdığı “Lazeti” (Lazistan) adlı kitap 1964'te Tiflis'te Gürcüce olarak yayınlandı. Aynı kitap, Hayri Hayrioğlu'nun çevirisiyle 1992'de Ant Yayınları'dan redakte edilmeden yayınlandı. Vanilişi, Gürcüstan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin Acaristan Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Halk Eğitim Komisyonu Başkanlığı, Kültür Bakanlığı, Baro Başkanlığı, Acaristan Devrim Müzesi Müdürlüğü, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı gibi görevleri de üstlendi. 1997'de vefat etti. Mezarı, Sarpi Köyü'nde Ali Tandilava ve Hasan Helimişi'nin hemen yakınındadır. (www.kolkhoba.org/biog5.htm)

Gürcistan SSC Halk İçişleri Komiserliği No 4/0-2507 Tiflis 24 Eylül

Tamamen gizli

SSCB Halk İçişleri Komiseri Vekili Çernışov'a No 1/13598, 7 Temmuz 1945

Sizin sürgün talimatınızdan önce bize gelen şikâyetlerden Acara halkının sürgüne tabi tutulmaması anlaşıldı. Konuyla ilgili bilgiler kontrol edilmiş ve 11 Laz ailesinin yanlışlıkla sürgün edildiği ortaya çıkmıştır. Bu ailelerle ilgili gereken bilgi SSCB İçişleri Bakanlığı Özel Göçmen Komitesine verilmiştir. (No 4/1–1806, 27.07.1945. Yanlış olarak tahliye edilen Lazların listesi eklenmiştir)

Yazınızdan sonra tespit ettiğimiz üzere Acaristan'dan 12 Laz ailesinin daha yanlışlıkla Orta Asya'ya sürüldüğü görülmüştür ve bunların dosyalarını da iletiyoruz.

Muhammed Vanlişi'nin mektubunda adları bulunan kişiler: N.H. Cicaladze, O.K. Dadi, O.K. Baynaz, O. K. Kambur, O.D.A. Kambur, O.K.M. Kambur, O.N.S. Kambur, O.U.A Kambur ve O.E. B. Kambur Türk oldukları belirlenmiş olup sürgün edilmelerinde yanlışlık yoktur. Geri dönen Laz'ların hakları ve mal varlığının iadesi, ayrıca kendi evlerine yerleştirilmeleri için ilgili mercilere tebligat yapılmıştır.

Tuğgeneral KARANADZE Gürcistan SSC Halk İçişleri Komiseri ГАРФ. Ф.Р-9479. Оp. 1.Д.157 .Л.38-39

Yine bir başka raporda da söz konusu Laz ailelerin sürgün edildikleri bölgelerdeki sayılarıyla ilgili rapor SSCB İçişleri Halk Komiseri Beriya'ya sunulmuştur. Raporun Türkçeye çevirisi şöyledir (Bugay, 1994: 58).

SSCB İçişleri Halk Komiseri Mareşal Yoldaş Beriya L.P.ye

Gürcistan'dan sürgün edilen nüfustan 68 kişinin Laz kökenli olduğu anlaşılmıştır. Bunlar Kırgızistan'da 32 kişi, Özbekistan'da – 29 kişi, Kazakistan'da – 7 kişi şeklinde dağılmışlardır.

Söz Konusu Laz ailelerin suçlarının muaf edilmesine ve Gürcistan SSC'deki eski yaşadığı yerlere tekrar dönmelerine izin istenmektedir.

Gürcistan SSC Halk Komiserliği serencamında, bu ailelerin geri dönmeleri, kendi evlerine yerleştirilmeleri ve mülkiyet hakları iade edilmeleri sağlanacaktır.

ГАРФ. Ф.Р-9479. Оп. 1.Д. 157.Л. 84 Çernışov M. Kuznetsov

SSCB İçişleri Halk Komiserliğinin Stalin merkezli alınan sürgün kararları ve bu kararların uygulanması sürecinde Müslüman halklara yönelik bir etnik temizlik politikası güdüldüğü görülmektedir. Her ne kadar Ahıska ve çevresindeki Müslüman Türklerle ilgili sürgün kararında diğer Müslüman

4

Acara ve Lazların adları zikredilmese de sürgünü uygulayan NKVD amir ve görevlileri Türkçe konuşan her Müslüman aileyi sürgün kafilesine katmıştır. Böylece yanlışlıkla Müslüman Acara ve Lazlar da sürgüne gönderilmiş ancak daha sonra iade çalışmaları yapılmıştır.

Buradaki yanlışlığın sebebi; sınır bölgelerindeki etnik Müslüman kimliklerin tespiti önceden yapılmamış olmasıdır. Bütün Müslüman kimlikler aynı kefeye konularak tek bir kararla tamamının ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. Fakat bu duruma itirazlar gelince göz boyama cinsinden çalışmalar yapılmıştır. Kırgızistan'a sürgün edilen Müslüman Lazların tamamının iadesi gerçekleştirilmediği gibi sürgün edilen Müslüman Acar'ların da vatanlarına geri dönüşü sağlanmamıştır.

Ayrıca alınan sürgün kararları, aynı dönemde bu bölgede yaşayan bütün Müslüman halkları kapsarken Hıristiyan Ermeni ve Gürcüleri kapsamamıştır. Suçlama ve cezalandırma tek taraflı yapıldığı için hiçbir Hıristiyan'ın burnu kanamamıştır. Bütün bu sürgün kararı ve uygulamaların başında Gürcü ve Ermeni asıllı Stalin, Beriya ve Mikoyan üçlüsünün olduğunu da vurgulamak gerekir.

4

Belgede entrÖzel SayıÖzel Sayı (sayfa 152-157)