• Sonuç bulunamadı

İhtilafa Düşenler

Belgede Meryem Suresi tefsiri (sayfa 95-104)

3.2. MERYEM-İSA KISSASI

3.2.9. İhtilafa Düşenler

)39( ميِظَع م ْوَي ِدَهْشام نِم او ُرَفَك َنيِذالِ ل ل ْي َوَف ْمِهِنْيَب نِم ُبا َزْحَلَا َفَلَتْخاَف

37. Sonra gruplar kendi aralarında ihtilafa düştüler. Büyük güne şahit olunduğu zamanda vay o inkârcıların haline!

Sûrede Hz. İsa (a.s) hakkında ihtilaf ettiği söylenen ‘ ُبا َزْحَأ/ahzâb’ın Hıristiyan mezhepler olduğunu söyleyen Mukatil, Hz. İsa (a.s) konusunda üç Hıristiyan gruba işaret eder ve bunların, Hz. İsa’ya oğulluk nispet eden Nestûrîler, tanrılık nispet eden Yâkûbîler ve onun “üçün üçüncüsü” diyen Melkânîler olduğunu belirtir.319

Taberî de, Katadete’den aktardığı bir rivâyette bu üç mezhebe temas etmektedir.320 Mâturîdî de Hıristiyan mezhepler üstünde durur ve ihtilaf konusunda rivâyet edilen iki düşünceyi zikreder. Bu iki grup, Hz. İsa’nın (a.s) hayatta iken hakkında ihtilafa düşenler, onun göğe yükselişinden sonra hakkında ihtilafa düşenler.321

Zahamşeri, ‘ahzâb’ı Yahûdîler ve Hıristiyanlar olarak açıklar, fakat ardından bir başka görüş olarak, farklarına ve ihtilaflarına temas etmeden, yukarıda adı geçen üç Hıristiyan grubu sıralar.322

Râzî de Yahûdîleri bu kapsamda gündeme getirir ve ahzab’ın açıklamasında üç görüşten söz eder: a) Hıristiyan gruplar, b) Yahûdîler ve Hıristiyanlar, c) Yahûdîler, Hıristiyanlar ve Hz. Peygamber’in dönemindeki inkârcılar.323

Görüşler arasında tercih belirtmemekle beraber, İsa’nın tabiatı konusunda, Hıristiyan grupların düşüncelerinin uzun tahliline giren Râzî’nin, ahzab ve ihtilaf’ı “Hıristiyan gruplar ve aralarında İsa hakkındaki ihtilaf” olarak algıladığı, bu uzun tahlilinden, anlaşılmaktadır.324

Beydâvî ise önce ahzâb’ın Yahûdîler ve Hıristiyanlar olduğunu söyler, ardından diğer görüşler kapsamında söz konusu Hıristiyan mezheplerini sayar. Bu mezhepler Nestûrîler, Yâkûbîler ve Melkânîlerdir. Ancak Beydâvî, mezheplerin birbirinden ayrıldıkları hususları belirtirken, Melkânîler’in “Hz. İsa, Allah’ın kulu ve

319

Mukatil, Tefsîru Mkatil, 2/627-628.

320 Taberî, Câmiu’l-Beyân, 15/537-538 ve 541-542. 321 Matüridî, Te’vîlat, 3/266. 322 Zamahşerî, Keşşâf, 4/20. 323 Râzî, et-Tefsîru’l-Kebîr, 21/220. 324 Râzî, et-Tefsîru’l-Kebîr, 21/209-213.

85

nebîsidir” dediklerini söyleyerek, onları muvahhitler olarak tanımlamıştır.325

Fakat Beydâvî’nin bu ifadesinin yanlış olduğu kanaatindeyiz. Zira bu, vakıaya uygun bir bilgi değildir.

Kıssanın bağlamından anlaşıldığı kadarıyla âyetlerde gündeme getirilen tartışmalar daha ziyade “İsa’nın Tabiatı” tartışmasıdır. Dolayısıyla burada ‘ahzâb’dan maksadın tarih boyunca Hz. İsa’nın tabiatı hakkında “lâhûtî-nâsûtî” tartışmalarını sürdüren Hıristiyan mezhepler olsa gerekir. Zira dikkatlice bakılacak olursa konunun, Yahûdîler veya Yahûdîlerin Hz. İsa’ya veled-i zina iftirası ile ilgisi gözükmemektedir. Çünkü Hz. İsa’ya ulûhiyet atfı, Yahûdîlerin bu töhmetinden çok daha önemli bir tartışma konusudur. Hıristiyan ilahiyatı ilk dönemlerden başlayıp sonraki mezhebî gelişmeleri de etkileyecek biçimde, bu tartışmalar üzerine inşa edilmiştir. Öyle ki Hıristiyanlıkta İsa’nın “İlahi Tabiatı” iddiası, Hz. Meryem’in bazı mezheplerde “Tanrı’nın Annesi” (theodokos) olarak nitelendirilmesine yol açmıştır.326

İlk dönem teolojik tartışmalarda Nesturiler, Meryem’in ‘tanrı doğuran’ olduğunu reddeder ise de, 431’de gerçeklesen “Efes Konsülü” ile Meryem’in tanrı doğuran olduğu tescillenmiştir. Hıristiyanlık tarafından tüm insanların sorumlu olduğu iddia edilen asli günahtan ve diğer tüm günahlardan Meryem’in münezzeh olduğu ileri sürülmektedir.327

Günümüz Hıristiyanlık mezheplerinden Katoliklerde ise hala Meryem kültü güçlü bir kült olarak yerini korurken, Protestanlıkta İsa kültüne zarar verdiği düşünülerek, Meryem kültü önemsenmemektedir. 328

Hıristiyan ilahiyatında, özellikle de Katolik dünyada Meryem üzerine gelişen bütün bu teolojik kurguya rağmen İsa’dan sonra bir müddet yaşamış olan Meryem’in İsa sonrası hayatı konusunda İnciller detaylı bilgi vermemektedir. Meryem’in nerede ve nasıl vefat ettiği konusunda çelişkiler vardır. Katolikler, Meryem’in İzmir Efes’te

325

Beydâvî, Envaru’t-Tenzîl, 2/31.

326

J. Patsch, Onur Lady İn The Gospels. London, 1958, s. 25.

327

Hıristiyan mezheplerin Meryem telakkileri konusunda geniş bilgi için bkz. Günay Tümer,

Hıristiyan ve İslam Dinlerinde Meryem, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Dinler Tarihi

Doçentlik Tezi, 1979, s. 146-156. (Gökkır).

328

86

vefat etmiş olabileceğini söylerken, Ortodoks Kilisesi, Kudüs’te vefat ettiği kanaatindedir.329

Bu noktada Meryem’in ismine 34 defa temas eden Kur’ân ile mukayese edildiğinde İncillerde İsa’nın annesi olarak Meryem ismine yalnızca 19 defa yer verilmiş olması da dikkat çekicidir. İncil’deki bu referanslar ise onun İsa zamanındaki hayatına ilişkindir. 330

Bu bağlamda üzerinde önemle durulması gereken bir başka nokta da, Hıristiyanlığın kurucusu sayılan ‘Pavlus’un Mektupları’nda Meryem hakkında herhangi bir bilginin izine rastlanmamasıdır. Hıristiyan ilahiyatında önemli bir yere sahip olan Aziz Pavlus’un bir diğer önemli figür olan ve Hıristiyanlıkta “tanrı’nın annesi” kabul edilen Meryem konusunda mektuplarında bilgi vermemesi, Hıristiyan ilahiyatı açısından oldukça garip bir durumdur. Kısacası Hıristiyanlıkta güçlü Meryem kültüne rağmen Hz. Meryem’in hayatına dair, özellikle Hz. İsa (a.s) sonrasında, yeterli bilginin bulunmaması, Hıristiyan ilahiyatı açısından önemli bir çelişkidir.331

İncillerin ve Aziz Pavlus’un İsa sonrası Meryem üzerine bu suskunluğu Hıristiyanlıkta yer alan güçlü Meryem kültü ile oldukça çelişkili haldir. Bu durum belki ilk dönemlerde kült derecesinde önem arz etmeyen Meryem’in çok sonraları Hz. İsa’nın tabiatı hakkındaki tartışmalar çerçevesinde önemsenmeye başlaması ve dolayısıyla Meryem kültünün çok sonraları gelişmiş olması ile açıklanabilir.332

Bir Nükte

Meryem sûresinin tefsirini bitirdikten sonra şu dikkat çekici noktaya değinmek istiyoruz:

Sûrede geçen رْكِذ /zikr kelimesi ile زكر /rikz kelimesi arasında çok şahane bir uyum vardır. Birincisi, görüldüğü üzere iki kelimenin ters diziliş şeklinde, başka

329

Tümer, Hıristiyan ve İslam.... 83-98.

330

İncillerde “İsa Mesih’in Annesi” dışında altı Meryem daha vardır. Bunlarla birlikte sayıldığında Meryem ismi 53 defa geçmektedir. bkz. J. Patsch, Onur Lady İn The Gospels, London, 1958, s. 25.

331

Gökkır, Meryem Sûresi..., 113.

332

87

ifadeyle ayna yansıması şeklinde yer almakta ve iki kelime ayna görüntüsü oluşturmaktadır.333

İkinci olarak bu iki kelime anlamsal bir zıddiyet içermektedir. Anlam bakımından رْكِذ seslilik; زكر ise sessizlik veya cılız bir sesin ifadesidir.

Üçüncü olarak bu kelimeler bağlamsal bir zıddiyet içindedir. Zira sûre başında yer alan رْكِذ, “Allah’ın kulu Zekeriya’ya (a.s) rahmetini anması” dolayısıyla Zekeriya (a.s) örneğinde müminlerin anılmasıdır. زكر ise, inkârcılar için, inkârcıların adının sessizliğe gömüldüğünü ifade için kullanılmaktadır.334

Böylece sûre, Zekeriya’ya (a.s) olan rahmetin ilanı olan رْكِذ ifadesi ile başlayıp inkârcıların sessizliğe gömülüşünü, yok oluşunu زكر ifadesi ile anlatmakta; aynı zaman okuyanı da tefekkür ve ibretin o derin sessizliği içinde bırakmaktadır.335

333

Gökkır, Meryem Sûresi..., 114.

334

Bilal Gökkır, Meryem Sûresi..., 167.

335

88

SONUÇ

Konulu Tefsir Metodu’nun çeşitlerinden biri olan sûre bütünlüğüne münhasır konulu tefsire örnek olarak ele aldığımız Meryem sûresinde, ağırlıklı olarak kıssalara yer verilmiştir. Kur’ân kıssalara yer verirken tarihî bilgiler vermeyi, tarih yazmayı hedeflemez. Zira Kur’ân tarih kitabı değildir. Böyle olmakla beraber tarihî bilgilerin en doğru olanı da Kur’ân’da yer alanlardır. Kur’ân kıssalara, muhataplarını irşâd etmek, ibret alınmasını ve ona göre bir hayat yaşanılmasını temin etmek maksadıyla yer verir.

Meryem sûresinde en çok Rahmet teması vurgulanmaktadır. Allah’ın rahmet ve merhametinin kullarına ne denli büyük ve kapsayıcı olduğunu gözler önüne sermektedir. Sûrenin hemen her yerinde “rahmet” havası vardır:

“Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır.”

“Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.” “Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.”

“İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Ya'kub) 'in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.”

Meryem sûresinde geçen kıssaların ve cedellerin gayesi, Yâhûdî ve Hıristiyan dünyasının Hz. İsa (a.s) hakkındaki yanlış fikirlerini ortaya koyup onları delillerle reddetmek, Hz. Zekeriya (a.s), Hz. Yahyâ (a.s), Hz. Meryem, Hz. İsa (a.s) ve adı

89

geçen diğer bütün peygamberlerin aslında kim oldukları ve onlara nasıl iman edilmesi gerektiğini açıklamaktır. Evet, Allah Teâlâ, yaşlı ve hastalıklı olan Zekeriya’nın (a.s) duasını kabul edip çocuğunun olması mümkün olmadığı halde ona temiz bir evlat bağışlamıştır. İsa, Allah’ın oğlu değil, bakire Meryem’den mucizevî bir şekilde, insanlara ibret olsun diye, babasız dünyaya gelmiş bir peygamberdir. Allah Teâlâ böylece yaradılışın dört temelini İsa ve Yahyâ (a.s) ile tamamlamış olmaktadır.

Meryem sûresi bizlere, genelde inkârcıların, özelde Ehl-î Kitab’ın Allah’a (c.c) büyük iftiralar atıp çocuk isnat etmelerini şiddetle kınar, onlara gereken en âli cevaplar verir ve Allah’ın kudret ve merhametinin ne kadar büyük ve geniş olduğunu gözler önüne serer. Geçmiş bazı peygamberlerden örnekler vererek onları över, onların yolunda gitmeyip sapkınlığa düşen ve bunun cezaya müstahak olan kişileri şiddetle kınar. Kıyamet ve ölüm hakkında tasvirler yaparak müminlere müjde verir, inkârcılara onları bekleyen azabın ne denli çetin olduğunu beyan eder.

Hâsılı sûrenin verdiği mesaj: Allah (c.c) istediği her şeyi yapmaya kâdirdir, ondan başka ilah yoktur. İsa (a.s) onun kulu ve peygamberidir, tıpkı Yahyâ (a.s) gibi mucizevî bir şekilde dünyaya gelmiştir. Geçmiş peygamberler (a.s) nasıl Allah’a kulluk edip onun emirlerine itaat etmiş ise sizlerde öyle ona kulluk edin. Geçmişteki sapkınlar gibi olmayın. Dünya hayatı geçicidir. Esas olan ebedi ahiret hayatıdır. Bunda hiçbir şüphe yoktur. O halde her iki cihanın sahibine kulluk edilmeli, ona ortak koşmadan uzak durulması gerektiği gibi dünyanın geçici, aldatıcı cazibesine de takılıp kalınmamalıdır.

90

KAYNAKÇA

AİŞE, Abdurrahman Binti'ş-Şatî, el-İ’cazu’l-Beyân, Daru’l-Maârîf yayınları, Kahire, 1976.

ALÛSÎ, Ebu’l-Fadl, Şihabuddin Mahmud, Rûhu’l-Meani fi Tefsîri’l-Kur’âni’l-Azîm

ve’s-Sebi’l-Mesânî, Daru'l-Kutubi'l-İlmiyye Yayınları, Beyrut, yok.

ATEŞ, Süleyman, Kur’ân'da Edebî Tasvîr, Hilal Yayınları, Ankara, 1967.

---, Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsîri, Yeni Ufuklar Yayınları, İstanbul,

1988.

AYDEMİR, Hikmet, Belagat Terimleri Ansiklopedisi, Nil Yayınları. İzmir, 1999. BEYDÂVÎ, Kadı Nasıruddîn Ebu Said Abdullah b. Ömer b. Muhammed, Envaru’t-

Tenzîl ve Esraru’t-Te’vîl, Müessesetü'l-Âlemi lil-Metbuat Yayınları,

Beyrut, 1990.

BİKÂÎ, Burhaneddin Ebu’l Hasan İbrahim b. Ömer, Nazmu’d-Dürer fi Tenasubi’l-

Ayat ve’s-Suver, Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye yayınları, Beyrut, 1995.

BOSS, Sarah Jane, Mary, New York, 2003.

CERRAHOĞLU, İsmail. Tefsîr Usûlü, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2004.

ÇİÇEK, Halil, 20. Asırda Kur’ân İlimleri Çalışmaları, Timaş yayınları, İstanbul, 1996.

DEMİRCİ, Muhsin, Tefsîr Tarihi ve Usûlü, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, Yok.

DUMAN, Zeki, Beyanu’l-Hak Kur’ân-ı Kerim’in nüzul Sırasına Göre Tesir, Diyanet yayınları, Ankara, 2006.

---, Beyanu’l-Hak Kur’ân-ı Kerim'in Nüzul Sırasına Göre Tesiri, Ankara,

2006.

es-SABÛNÎ, Muhammed Ali, Safvetü't-Tefasir, Mektebetü'l-Asriyye Yayınları, Beyrut, 1981.

91

GÖKKIR, Bilal, Meryem Sûresi Tefsîri Metin ve Yorum İncelemesi, Fecr Yayınları, Ankara, 2009.

GÜVEN, Şahin, Çağdaş Tefsîr Araştırmalarında Konulu Tefsîr Metodu, Şûrâ Yayınları, İstanbul, 2001.

HALEFULLAH, Muhammed Ahmed, Kur’ân’da anlatım sanatı (el-Fennü’l-Kasasi

fi’l-Kur’ân), Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2012.

HİCAZÎ, Muhammed Mahmud, el-Vahdetu’l-Mevdûîyye fi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Daru’l-Kutubi’l-Hadise yayınları, Kahire, Yok.

ITR, Nurettin, Ulûmu’l-Kur’âni’l-Kerîm, Tabetu’s-Sebah Yayınları, Şam, 1996. İBN ATİYYE, Ebu Muhammed Abdulhak b. Atiyye, el-Muharreru’l-Veciz fi

Tefsîri’l-Kitabi’l-Aziz, Beyrut, 1993.

İBN CEMAÂ, Bedreddin, Ğuraru’t-Tibyan fi men lem yüsemme fi’l-Kur’ân, Darü'l-Kutubi'l-İlmiyye Yayınları, Dımaşk, 1990.

İBN KESÎR, Ebu’l-Fida İsmail b. Ömer, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Âzîm, Beyrut, 1990. İBN MANZÛR, Muhammed b.Mukrem, Lisanu’l-Arab, Daru’l-Meârif Yayınları,

Kahire, 1981.

J. D. McAuliffe, "Chosen of All women": Mary and Fatima in Qur’anic Exegesis,

Islamochristiana, 1981.

KARAMAN, Hayrettin, Kur’ân yolu Türkçe Meâl ve Tefsîr. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2012.

KURTÛBÎ, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed, el-Cami’ li Ahkami'l-Kur’ân, Mektebetu'r-Rüşd Yayınları, Riyad, 2003.

KUTUB, Seyyid, Fi Zilali’l-Kur’ân, Hikmet Yayınları, İstanbul, 2012.

---, et-Tasviru’l-Fenni fi’l-Kur’ân (Kur’ân'da Edebî Tasvir), Daru'ş-Şuruk

Yayınları, Beyrut, 1966.

MATURÎDÎ, Ebu Mansur Muhammed, Te'vilatu Ehli's-Sünne, Daru'l-Kütübi'l- İlmiyye yayınları, Beyrut, 2004.

MCAULİFFE, Islamochristiana, 1981.

MUKATİL, b. Süleyman el-Belhi, Tefsîru Mukatil b. Süleyman, Daru’l-Maarif yayınları, Kahire, 1983.

MÜSLİM, Mustafa, et-Tefsîru’l-Mevdûî, Daru’l- Kalem Yayınları, Dımaşk, 2000. NÖLDEKE, Theodor. Tarihü’l-Kur’ân, yok, yok.

92

ÖZTÜRK, Mustafa, Kıssaların Dili, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2006.

PAÇACI, Mehmet, Kur’ân ve Hadis İlimleri, Ankara Üniversitesi Uzaktan Eğitim Yayınları, Ankara, 2007.

PAÇACI, Mehmet. Kur’ân’a Giriş, İslam Yayınları, İstanbul, 2008. PATSCH, J. Onur Lady İn The Gospels, London, 1958.

POLAT, Fethi Ahmet, İslam Tefsîr Geleneğinde Akılcı Söyleme Yöneltilen

Eleştiriler, İz Yayıncılık, İstanbul, 2007.

RÂZÎ, Fahruddin, et-Tefsîru’l-Kebîr, Ankara, 1993.

SALİH, Suphi, Mebahis fi Ulûmi'l-Kur’ân, Daru’l-İlm li’l-Melayin yayınları, Beyrut, 2005.

SARAÇOĞLU, Ekrem, Diğer İnciller Apokrif İnciller, Fakülte Yayınları, Isparta, 2005.

SENCER, Muammer, Kur’ân Tarihi, İlke Yayınları, İstanbul, 1970.

SUYÛTÎ, Celaleddin Abdurrahman, el-İtkan fi Ulûmi'l-Kur’ân, Daru'l-Kutubi'l- Arabi Yayınları, Dımaşk, 1987.

---, Tenasuku’d-Dürer fi Tenasubi’s-Suver, Daru'l-Kutubi'l-İlmiyye

Yayınları, Beyrut, 1986.

ŞİMŞEK, Said, Kur’ân Kıssalarına Giriş, İstanbul, 1993.

TABERÎ, Ebu Ca'fer Muhammed b. Cerir, Camiu'l-Beyan an Te'vil-i Ayi'l-Kur’ân, Mektebetu'r-Rüşd Yayınları, Riyad, 2003.

TANINDI, Zeren, The Decorated Sura of Maryam, London, 1999.

Tim Winter,‘A Theme for Dialogue? Journal of Ecumenical Studies, 1999.

TÜMER, Günay, Hıristiyan ve İslam Dinlerinde Meryem, Dinler Tarihi Doçentlik Tezi Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi. Ankara. 1979.

ÜNVER, Mustafa, Tefsîr Tarihi ve Usûlü, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, Yok.

WİNTER, Tim, Journal of Ecumenical Studies, 1999.

YAVUZ, Yusuf Şevki, “Cedel”, DİA Yayınları, İstanbul, 1993.

---, “Münazara”, DİA yayınları, İstanbul, 2006.

ZAMAHŞERÎ, Mahmut b. Ömer, el-Keşşâf an Hakaiki Ğavamidi’t-Tenzil ve

93

ZERKEŞÎ, Bedreddin Muhammed b. Bahadır, el-Burhan fi Ulumi'l-Kur’ân, Daru'l- Hadis Yayınları, Beyrut, 2007.

Belgede Meryem Suresi tefsiri (sayfa 95-104)

Benzer Belgeler