• Sonuç bulunamadı

Bir Peygamberin Duası

Belgede Meryem Suresi tefsiri (sayfa 59-63)

2.9. SÛREDEKİ FÂSILALAR

3.1.1. Bir Peygamberin Duası

ِ ب َر َكِئاَعُدِب نُكَأ ْمَل َو ا بْيَش ُسْأ ارلا َلَعَتْشا َو يِ نِم ُمْظَعْلا َنَه َو يِ نِإ ِ ب َر َلاَق )3( اًّيِفَخ ءاَدِن ُهاب َر ىَداَن ْذ ِإ ِلآ ْنِم ُث ِرَي َو يِنُث ِرَي )5( اًّي ِلَو َكنُدال نِم يِل ْبَهَف ا رِقاَع يِتَأ َرْما ِتَناَك َو يِئا َر َو نِم َيِلا َوَمْلا ُتْف ِخ يِ نِإ َو )4( اًّيِقَش

)6( اًّي ِض َر ِ ب َر ُهْلَعْجا َو َبوُقْعَي

3. Hani o, gizli bir sesle Rabbine seslenmiş; 4.‘Ya Rabbim’ demişti ‘ben ki artık kemiklerim gevşedi, başımı yaşlılık

parıltısı aldı/saçlarım ağardı, ancak Rabbim! Sana duada hiçbir zaman bahtsız/mahrum olmadım.

5. Doğrusu ben ardımdan gelen yakınlarımdan endişelenmekteyim; eşim ise kısırdır. O halde, bana katından bir dost bahşet.

6. (Bahşet ki) bana mirasçı olsun, Yâkub (a.s) ailesine de mirasçı olsun. Rabbim, onu razı olunanlardan kıl.

Meryem sûresinde yer alan Zekeriya -Yahyâ (a.s) kıssası, benzer şekilde Âl-i İmrân 3/38-41 ve Enbiya 21/89-90 âyetlerinde de anlatılmaktadır. Kıssanın üç ayrı yerlerdeki anlatımları, ifade ve üslûp bakımından farklılıklar göstermektedir.

Âl-i İmrân ile Meryem sûrelerindeki farklı üslûbun değerlendirilmesinde şu noktalara dikkat etmekte fayda vardır:

 “Meryem sûresinde Zekeriya’nın (a.s) dua ettiği ifade edilmiş ama bu duanın ne zaman yapıldığı beyan edilmemiştir. Oysa Âl-i İmrân 3/37-38 âyetlerinde, Meryem’in yanına girip çıktığında bu duayı yaptığı beriltilmektedir.”

 “Âl-i İmrân sûresinde Hz. Zekeriya’ya (a.s) seslenenlerin melekler olduğu belirtilmekte ancak Meryem sûresinde seslenenin Allah olduğu görülmektedir.”

49

 Âl-i İmrân sûresinde Zekeriya (a.s) önce kendi yaşlılığını sonra hanımının kısırlığını belirtirken Meryem sûresinde önce hanımının kısırlığını sonra kendi yaşlılığını belirtmektedir.

 Âl-i İmrân sûresindeki yaşlılık bana ulaştı ifadesi yerine Meryem sûresinde yaşlılığa ulaştım ifadesi yer almaktadır.

 Âl-i İmrân sûresinde alametin süresi ‘üç gün’, Meryem sûresinde ise ‘üç gece’ olarak belirtilmesi bir başka metinsel farklılık olarak kaydedilebilir.

 Meryem sûresinde Hz. Meryem’in bakireliği ön planda olduğundan ve dolayısıyla kadın ve kadının elverişsizliği öncelikle işlendiğinden ötürü, Âl-i İmrân sûresindeki anlatımın aksine, Meryem sûresinde, Hz. Meryem’den ötürü, kadının öncelikle vurgulanmış olması muhtemeldir.161

“Bu farklılıklara ek olarak, Âl-i İmrân sûresinde “Zekeriya (a.s) Rabbine dua etti” (Âl-î İmrân 3/40) ifadesi yerine Meryem sûresinde “اًّيِفَخ ءاَدِن ُهاب َر ىَداَن ْذِإ /Zekeriya (a.s) Rabbine gizlice dua nidâ etti.” (Meryem 19/3); Enbiya sûresinde ise Zekeriya (a.s) Rabbine nidâ etti” (Enbiya 21/89) ifadeleri yer almaktadır.”

“Öte yandan Âl-i İmrân sûresinde Zekeriya’nın (a.s) duasında ‘temiz nesil’ (Âl-î İmrân 3/38) talebinde bulunduğu belirtilmekte, Meryem sûresinde ise ‘veli’ (Meryem 19/5) istediği söylenmektedir. Enbiya sûresinde sadece ‘beni yalnız bırakma’ (Enbiya 21/89) dediği belirtilmektedir. Âl-i İmrân’da Hz. Yahyâ (a.s) ‘Allah’tan bir kelimeyi (İsa’yı) tasdik eden efendi, iffetli, Salihlerden bir peygamber’ (Âl-î İmrân 3/38) şeklinde vasıflandırılır. Meryem sûresinde, ‘daha önce adaşı olmayan bir erkek çocuk’ (Meryem 19/7) olarak vasfedilir. Zekeriya’nın (a.s) işaret ile konuşması konusunda da farklı ifadeler kullanılmaktadır. Âl-i İmrân’da remz(Âl-î İmrân 3/41), Meryem’de ise vahy (Meryem 19/11) kelimelerinin kullanılmış olduğunu görüyoruz.”

“Hz. Zekeriya-Yahyâ (a.s) kıssasının buradaki sunumunun, Âl-i İmrân ve Enbiya sûrelerindeki sunumu ile karşılaştırıldığında Meryem 19/3’te sözü edilen “gizli nidâ”nın, Âl-i İmrân 3/38’de yer almadığı, yalın bir ifade ile “işte orada Zekeriya Rabbine dua etti” denildiği görülür. Enbiya 21/89 da ise “nidâ” ifadesi yer

161

50

almakla beraber, “Zekeriya (a.s) Rabbine nidâ etti” ifadesi tercih edilmekte ve yine “gizlice” ifadesi yer almamaktadır.”

Meryem sûresinin 3. âyetinin yorumunda, genel itibariyle Allah için gizli ve aşikârın eşit olduğunun altı çizilmekle beraber âyetin üslûp açısından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunlardan birincisi cehr-aşikârlık/seslilik ifade eden “nidâ”nın gizlilik ifade eden hafiyya’ ile birlikte oluşturduğu sıfat tamlamasındaki semantik/anlamsal çelişkidir.” Bu semantik çelişkiyi tartışmaya açan Râzî, bunu iki şekilde açıklar:

 “Hz. Zekeriya (a.s) gücü yettiği kadar sesini yükseltmiş ancak yaşlılık nedeniyle sesi zayıf kalmış, dolayısıyla yaptığı onun kastı bakımından bir nidâ iken vakıa açısından ise hafi olmuştur. Dolayısıyla “nidâen-hafiyya” birlikte olabilmektedir.”

 “Duasına icabet, namaz esnasında olduğuna göre,162

duası da namazda olmuş olmalı ve namazda duanın da hafi olması gerekir.”163

Âyet bağlamında üzerinde durulan önemli ikinci bir husus, Zekeriya’nın (a.s) gizli nidâ etmesinin nedenidir ve bu dört şekilde açıklanmaktadır:

 Hz. Zekeriya (a.s), gizli bir nidâ ile Rabbine seslenmiştir. Aşikâr ve gizli, Allah katında eşittir. Ancak gizli duada samimiyet vardır ve riyadan daha uzak, ihlâsa da yakındır. Dolayısıyla kabule daha yakındır.

 Duasında yaşlı haline rağmen çocuk istediği için kınanmaktan endişe etmiştir.164

 Korktuğu kavminin (mevalisinin) muttali olmasından165

ya da ayıplanmasından endişe duymuştur.

 Yaşlılık halinden ötürü sesi kısık çıkmıştır. 166

162 Âl-i İmrân, 3/38. 163 Râzî, et-Tefsîru’l-Kebîr, 21/180. 164

Mukatil b. Süleyman, Tefsir’ü Mukatil, Daru’l-Maarif Yayınları, Kahire 1983, 2/620.

165

Beydâvî, Envaru’t-Tenzîl, 21/194.

166

Râzî, Tefsîru’l-Kebîr, 21/180; Zamahşerî, Keşşâf, 4/5; İbn Kesîr Ebu’l-Fida İsmail b. Ömer,

51

Tefsîr kaynakları tarafından sunulan bu nedenleri tasnif edecek olursak bunları teolojik, sosyo-psikolojik ve fizyolojik kapsamlarda ve başlıklar altında değerlendirmek mümkündür. Zira gizli duada samimiyet ve ihlâs olduğunu riyadan uzak olduğu yorumunu getiren yaklaşım tamamen dini temellerden yola çıkarak açıklarken (teolojik) diğerleri Hz. Zekeriya’nın (a.s) toplumsal baskı altında (sosyo- psikolojik açıklama) ya da yaşlılığın getirdiği ses kısıklığı (fizyolojik açıklama) ile açıklanmaktadır.167

Tefsîr kaynaklarında Hz. Zekeriya’nın (a.s) dua biçiminden mülhem olarak dua adabı üzerinde de durulmaktadır. Nitekim Râzî, Hz. Zekeriya’nın (a.s) veli talebinde bulunurken gösterdiği tavra dikkat çeker:

Birincisi, Hz. Zekeriya (a.s) duaya “ ِ ب َر /Rabbim!” sözüyle başlamaktadır. İkincisi, Hz. Zekeriya (a.s) duasını “اًّيِفَخ/gizli” şekilde yapmaktadır ki gizli dua riyadan uzak olur ihlâslı olur ve dolayısıyla gizli dua kabule daha yakın olur.

Üçüncüsü, duasının başında yaşlılığını ve kendi acziyetini itiraf etmektedir (ا بْيَش ُسْأ ارلا َلَعَتْشا َو يِ نِم ُمْظَعْلا َنَه َو يِ ن ِإ/ benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı).

Dördüncüsü, şimdiye kadar yaptığı dualarına hep karşılık gördüğünü söyleyerek Rabbinin azametini ikrar etmektedir (اًّيِقَش ِ ب َر َكِئاَع ُدِب نُكَأ ْمَل َو/ Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım).

Beşincisi ise, duada elde edilen faydanın sırf kendisi için değil Yâkub (a.s) ailesi için de fayda vereceğini ve yine sırf dünya için değil, ilahi bir feryada da vesile için olacağını belirtmektedir (اًّي ِض َر ِ ب َر ُهْلَعْجا َو َبوُقْعَي ِلآ ْنِم ُث ِرَي َو يِنُث ِرَي/ Ki o, bana vâris olsun; Yâkup hanedanına da vâris olsun. Rabbim, onu rızana lâyık kıl!) 168

167

Gökkır, Meryem Sûresi..., 68.

168

52

Belgede Meryem Suresi tefsiri (sayfa 59-63)

Benzer Belgeler