• Sonuç bulunamadı

İHTİRAZİ KAYITLA VERİLEN BEYANNAMELERE İLİŞKİN AÇILAN

SONUÇLARI

Vergi Usul Kanununun 378. maddesinde, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlar ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları hükme bağlanmış, ancak vergi hatalarına ait hükümler mahfuz tutulmuştur. Bu hüküm dahilinde, beyan üzerine salınacak vergiye karşı dava açamayacak durumdaki mükellefler tereddüt ettikleri konularda yargı merciinin hakemliğine başvurmak için. beyannamelerine ihtirazi kayıt koymakta ve bu suretle dava yolunu açmaktadırlar.1950'li yıllardan beri uygulanan bu esas, 2577 sayılı Kanunun 27. maddesinde, "ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerden dolayı açılan davalarda" tahsilat işlemlerinin devam edeceği belirtilmek suretiyle belli bir düzenlemeye bağlanmıştır.

Mükelleflerin ihtirazi kayıtla beyanname vermeleri ve idarenin de bu beyannameye istinaden tarhiyat yapması durumunda, vergi mahkemesinde açılacak dava, vergi idaresinin tahsil işlemlerini durdurmaz. Tahsil işleminin durdurulabilmesi için yükümlünün yürütmenin durdurulması kararı alması gerekir.

Danıştay'ın konuya ilişkin olarak; "ihtirazi kayıtla beyan edilen matrah üzerinden tarh edilen vergilerin dava konusu edilmiş olması tahsilatı durdurmayacağından, kanuni süresi içinde ödenmeyen vergiler için ödeme emri düzenlenmesinde yasaya aykırılıktan bahsedilemez." (Danıştay 4. D. 6.3.1985 tarih, E. No: 1984/494, K. No: 1985/616) ve "İhtirazi kayıtla yapılan beyan üzerine tarh edilen vergiye yapılan itirazın tahsilatı durdurmayacağı" (Danıştay 4. D. 8.4.1981 tarih, E. No. 1980/3930, K. No. 1981/877) yönünde kararları mevcuttur. İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere ilişkin olarak yürütmeyi durdurma kararının alındığı tarihte henüz ödenmemiş taksitler varsa, bunlar ödenmeyecek, ödenmiş kısmın da 2577 sayılı Kanun'un 28. maddesi uyarınca (en geç otuz gün içinde) mükellefe iadesi gerekecektir.

Kaydi ihtirazi ile beyan edilen matrah üzerinden salınan vergi, vergi mahkemesince terkin edildiğinde, daha önce yürütmeyi durdurma kararı alınmamış

olsa bile terkin kararı tarihinden sonra ödenmesi gereken taksitlerin ödeme zorunluluğu kalmayacaktır. Çünkü terkin kararı verildiğinde, tarhiyatın dayanağı kazai kararla kalkmış olmaktadır. Bu durumda ileriki aşamadaki temyiz davası mükellefçe değil, vergi dairesince açılacaktır. Terkin kararı ayrıca, tahsil edilmiş olan verginin mükellefe iadesini gerektirecek (2577 sayılı Kanun Md. 28). Vergi dairesinin temyize başvurması da bu durumu değiştirmeyecektir.

Vergi ve benzeri mali yükümlülüklere karşı vergi mahkemelerinde açılan davanın yürütmeyi durdurması, temyiz aşamasını kapsamaz.

Temyiz aşamasında da tahsilatın durması için, temyiz talebini karara bağlayacak olan yargı yerinin ayrıca yürütmenin durdurulmasına karar vermesi gerekir.99

1. Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilmiş Olması

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27/3. maddesi gereğince, mükelleflerin yürütmeyi durdurma talebinde bulunmaları ve bu taleplerinin kabulünden sonra, mahkeme kararının leh veya aleyhlerine sonuçlanmasına göre, mükellefler ya daha önce tahakkuk etmiş vergiden kısmen veya tamamen kurtulurlar ya da tahsili durdurulan ve kesinleşen vergilerini gecikme faizi ile birlikte ödemek zorunda kalırlar

a. Yargı Kararının Mükellef Lehine Olması

Yargı organı kararının kısmen veya tamamen verginin terkini şeklinde sonuçlanması durumunda; tahsil edilmiş kısımlar red ve iade edilirken (2577 sayılı Kanun'un 28. maddesi uyarınca 30 gün içinde) henüz tahsil edilmemiş bulunanlar ise, tahakkuktan terkin edilir

b. Yargı Kararının İdare Lehine Olması

Dava konusu yapılan ve yürütmenin durdurulması kararı alınarak tahsili durdurulan vergi alacağı; daha sonra davanın idare lehine sonuçlanması şeklinde kesinleşmiş ise; bu durumda mükellef, karar tarihine kadar ödeme süresi geçmiş

bulunan vergileri Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesindeki esaslara göre ödeyecektir.100

2. Örnek Danıştay Kararları

Konu ile ilgili bazı örnek Danıştay Kararları şöyledir;

(1)- "Olayda, Vergi Mahkemesince verilen karara karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulmuş ise de, yürütmenin durdurulmasına dair istem Danıştay Üçüncü Dairesi Kararıyla reddedilmiş olup, kesin bir bozma kararı da verilmemiş olması nedeniyle Vergi Mahkemesi kararına göre hesaplanıp mükellefe ikinci ihbarname ile tebliğ edilen vergi ve cezaların kanunda öngörülen bir aylık sürede ödenmemesi üzerine kamu alacağının tahsili için ödeme emri düzenlenip tebliğinde Kanuna aykırılık bulunmadığından, Vergi Mahkemesince kamu alacağının, henüz yargı organında ihtilaflı olup kesinleşmediğinden bahisle ödeme emrinin iptali yolunda karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi Kararının bozulmasına karar verildi.”

(2)- "... davanın vergi mahkemesinde reddini müteakip ya verginin yasal süre içinde ödenmesi, ya da Danıştay'dan yürütmenin durdurulması kararı alınması icap etmekte olup, yükümlü tarafından Danıştay'dan yürütmenin durdurulması kararı getirilmemesi nedeniyle vergi mahkemesinin red kararı esas alınarak yükümlüye yeniden ihbarname gönderilerek vergi borcunu ödemesi gereğinin duyurulmasında yasal isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararının bozulması isteminden ibarettir. Temyiz edilen Vergi Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.f. sayılan bozma nedenlerinden hiçbirinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.”101

100 KIZILOT ve KIZILOT, s.500. 101 SÖNMEZ ve AYAZ, s.358

V. VERGİ MAHKEMESİ KARARI VE SONUÇLARI

A. GENEL AÇIKLAMA

İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere ilişkin davalar da dahil olmak üzere, tüm vergi davalarına ilişkin vergi mahkemesi kararları, İdari Yargılama Usulü Kanununca belirtilen bazı usul ve esaslara tabi bulunmaktadır. Davaya ilişkin konular aydınlanınca, meseleler sırasıyla oya konulur ve karara bağlanır. (İ.Y.U.K. m.22/1)

İlk inceleme raporuna veya diğer yargılama usullerine ilişkin meselelerde olumsuz görüş ve oy sahibi üyeler, davanın esası hakkında da oy kullanırlar. Azınlıkta kalanların görüşleri, kararların altına yazılır. (İ.Y.U.K, m.22/2).

Karar metninde yer alması gereken hususları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

• Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları yahut

unvanları ve adresleri,

• Davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti istem

sonucu ile davalının savunmasının özeti,

• Danıştay’da görülen davalarda tetkik hâkimi ve savcının ad ve soyadları ile

düşünceleri

• Duruşmalı davalarda duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise, hazır

bulunan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadları,

• Kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm, • Yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiği,

• Kararın tarihi ve kararın oybirliği ile mi yoksa oyçokluğu ile mi verildiği, • Kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin veya hâkiminin ad ve soyadan

ve imzaları ve varsa karşı oyları ve

• Kararı veren dairenin veya mahkemenin adı ve dosyanın esas ve karar

numarası belirtilir. (İ.Y.U.K. m.24).

Vergi mahkemesi kararları nihai kararlar olmayıp, bu kararlara karşı itiraz ya da temyiz yoluna gidilebilir. Ancak, vergi mahkemesi kararları itiraz ya da temyiz merciince bozulana kadar taraflar üzerinde etkili olur ve tarafların karara uygun davranmaları gerekir. Buna göre, ihtirazi kayıtla verilen beyannamelere ilişkin açılan

davaya ait verilen vergi mahkemesi kararı sonucunda vergi idaresi haklı görülürse, vergi tahsil edilir, eğer davayı açan mükellef haklı görülürse vergi terkin edilir.102

- Kararların Saklanması ve Tebliği

Kararların mahkeme başkanı ve üyeleri veya hakimi tarafından imzalı asıllarından biri karar dosyasına konur; mahkeme mührü ve başkan yahut hakim, Danıştay’da daire veya kurul başkanı veya görevlendireceği bir üye imzasıyla tasdikli birer örneği de taraflara tebliğ edilir.

Tebliğ tarihinin tespiti, tarafların İdari Yargılama Usulü Kanunun öngörülen bazı müesseselerden yararlanması veya yargılanma usulü ilişkin bazı eksiklikleri giderebilmeleri açısından önem taşır. Örneğin; - " . . . Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yolu başvurulabilir."(İ.Y.U.K. md. 46/2).

-"... İdare ve vergi mahkemelerinin tek hakimli olarak verdiği nihai kararlara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde itiraz edilebilir..."(İYUK md. 45/2).

Vergi Yargılaması usulünde her türlü tebliğ işlemleri Tebligat Kanunu hükümlerine göre P.T.T. aracılığıyla yapılır(İ.Y.UK. Md. 60). Tebligat, Tebligat Kanununa aykırı biçimde yapılırsa, tebligatın yapıldığı tarih, sürenin başlangıç tarihi olarak kabul edilmez. Tebliğ mahkemede taraflara veya vekillerine yapılabilir.103

- İhtirazi Kayıt ile Beyan Üzerinden Ödenen Vergiler

Yukarıda açıklandığı üzere, mükellef, beyannamesini ihtirazi kayıtla vermiş olsa dahi, tahakkuk eden vergisini ödemek zorundadır. Aksi takdirde, söz konusu vergi idaresi tarafından amme alacakları tahsili usulü hakkındaki kanuna göre takip edilir.

102 YERLİKAYA, s.196,197.

Vergi Mahkemesinin terkin kararı üzerine, vergi dairesi temyiz veya itiraz merciinden yürütme yürütmeyi durdurma kararı almazsa, otuz gün içinde tahsil etmiş olduğu vergiyi iade etmekle mükelleftir. Vergi mahkemesi tasdik kararı verdiğinde yapılacak işlem yoktur. Tahsilat zaten yapılmıştır. Ancak, mükellef temyiz veya itiraz merciinden yürütmeyi durdurma kararı alırsa, bu defa alınmış verginin yürütme durdurma kararı uyarınca, mükellefe iadesi gerekir.