• Sonuç bulunamadı

İFLASIN ERTELENMESİ HALİNDE ALACAKLARA KARŞILIK AYRILMASI

CAN COMMERCIAL RECEIVABLES ASSUMED DOUBTFUL WHEN BANKRUPTCY IS POSTPONED?

4. İFLASIN ERTELENMESİ HALİNDE ALACAKLARA KARŞILIK AYRILMASI

---Vergi Usul Kanunu’nun 323 üncü maddesindeki“karşılığın hangi alacak-lara ait olduğunun karşılık hesabında gösterileceği ile şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının tahsil edildikleri dönemde kâr-zarar hesabına intikal ettirileceği”hükmü şüpheli hale gelmiş bir alacağın doğ-rudan zarar hesabına intikal ettirilmemesine ilişkindir.

Karşılık ayrılmak suretiyle dönem kazancından indirilen şüpheli ala-cakların,işletme bilançolarında devamlı surette izlenmesi gerekir. Şüpheli hale gelen alacağın tahsil edilmesi halinde, tahsil edilen tutarın dönem ka-zancına eklenmesi ve ilgili hesapların düzeltilmesi zorunludur. Öte yan-dan, karşılığın,hangi alacağa ait olduğunun muhasebe kayıtlarından ayrın-tılı olarak görülmesi gerekir.

Ayrıca, katma değer vergisi;ekonomik faaliyetlerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan ve işletmenin alışları sırasında ödediği, işletme ala-caklarının bir unsurunu teşkil eden ve doğrudan doğruya mal veya hizmet tesliminden veya ifasından kaynaklanan bir alacaktır. Bu itibarla, katma değer vergisinden kaynaklanan alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrı-labilmesi;yukarıdaki madde hükmünde yer alan şartların mevcut olması, alacağın ilgili dönemin kayıtlarına girmesi ve katma değer vergisi beyan-namelerinde beyan edilmesi halinde mümkün olacaktır.

4. İFLASIN ERTELENMESİ HALİNDE ALACAKLARA KARŞILIK AYRILMASI

Bir önceki bölümde de açıklandığı üzere, iflas ertelemesi kararının ve-rilmesi, firmadan alacağı olanların alacaklarını tahsil etme imkânını orta-dan kaldırmamakta, sadece icra takiplerini engellemektedir. İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca,iflasın ertelenmesi kararı, dava açsın açmasın tüm alacaklılar bakımından sonuç doğurmaktadır.

İflas ertelenmesi talebinin mahkeme tarafından kabulü ile birlikte,şir-ketten alacağı bulunan ticari kazanç sahibi alacaklıların alacakları,Vergi Usul Kanunu muvacehesinde şüpheli hale gelmiş sayılır mı?Vergi Usul

Kanunu’nun 323 üncü maddesinde yer alan düzenlemenin amacı, alacağın şüpheli hale geldiğinin ispatı olduğuna göre;alacaklının yasal haklarını sı-nırlayarak alacağının temini için başvuracağı icra takibini engelleyen İcra İflas Kanunu’nun 179/b maddesi, şartın yerine getirildiğinin ispatı bakı-mından yeterli midir?

Konu ile ilgili olarak Gelir İdaresi Bakanlığı’nca verilen bazı özelgele-rin özetleri aşağıdadır:

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23/07/2009 tarihli ve B.07,1.GİB.4.99.16.01/01-MUK-57 sayılı özelgesi:

“Bu nedenle, gerek alacaklı olduğunuz şirket hakkında “iflasın erte-lenmesi” kararının verilmesi ile iflasa ilişkin şartların varlığının tamamen ortadan kalktığından söz edilemeyecek olması, gerekse iflası ertelenen borçlu şirketin takibi İcra ve iflas Kanunu hükmü uyarınca engellendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde iflası ertelenen şirketten tahsil edi-lemeyen ve Kanunen takibine de imkân olmayan alacaklarınız için mah-kemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayırmanız mümkün bulunmaktadır.

Ancak, iflası ertelenen borçlu şirketin daha sonra iflas veya iflastan kurtulma halleri söz konusu olur ise, ayrılan şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının tahsil edildikleri dönemde kâr / zarar hesabına intikal ettirileceği tabiidir.”

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 07/12/2010 tarihli ve B.07.1.

GİB.4.34.19.02-019.01-551 sayılı özelgesi:

“ Gerek alacaklı olunan şirket hakkında “iflasın ertelenmesi” kararı-nın verilmesi ile iflasa ilişkin şartların varlığıkararı-nın tamamen ortadan kalk-tığından söz edilemeyecek olması, gerekse iflası ertelenen borçlu şirketin takibi İcra ve iflas Kanunu hükmü uyarınca engellendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde iflası ertelenen şirketten tahsil edilemeyen ve kanu-nen takibine de imkân olmayan alacaklar için mahkemece iflasın ertelen-mesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, iflası ertelenen borçlu şirketin daha sonra iflas veya iflastan kurtulma halleri söz konusu olur ise, ayrılan şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının tahsil edildikleri dönemde kâr / zarar hesabına intikal ettirileceği tabiidir.”

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 03/05/2011 tarihli ve B.07.1.

GİB.4.34.19.02-019.01-419 sayılı özelgesi:

“ Pasifleri aktiflerinden fazla olan, diğer bir deyişle borca batık olan bir işletmenin belli koşullarda geçici olarak iflasına karar verilmesini ön-lemek, varlığını ve faaliyetlerini sürdürmesini sağlamak amacıyla şirketi idare veya temsille görevlendirilmiş olanlar veya alacaklılar tarafından iyileştirme projesi hazırlanıp mahkemeye ibrazı ve mahkemenin de bu pro-jeyi inandırıcı bulması halinde ifalasın ertelenmesi söz konusu olmakta, bu kararın verilmesi ise firmadan alacağı olanların alacaklarını tahsil etme imkânını ortadan kaldırmamakta, sadece icra takiplerini engellemektedir.

İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca iflasın ertelenmesi kararı dava açsın açmasın tüm alacaklılar bakımından sonuç doğurmaktadır.

Bu itibarla, gerek alacaklı olunan şirket hakkında iflasın ertelemesi kararının verilmesi ile iflasa ilişkin şartların varlığının tamamen ortadan kalktığından söz edilemeyecek olması, gerekse iflası ertelenen borçlu şir-ketin takibi İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca engellendiği husus-ları birlikte değerlendirildiğinde iflası ertelenen şirketten tahsil edileme-yen ve kanuni takibe de imkan olmayan alacaklar için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, iflası ertelenen borçlu şirketin daha sonra iflas veya iflastan kurtulması halleri söz konusu olur ise, ayrılan şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının tahsil edildikleri dönemde kâr/ zarar hesabına intikal ettirileceği tabiidir.

Bu bağlamda, söz konusu dilekçenizin tetkikinden, şüpheli hale gelen alacaklarınız için 2009 yılında dava veya icra takibine başlanıldığı ve yine aynı yılda mahkemece iflasın ertelenmesi kararı verildiği anlaşılmış olup, ilgili dönemde karşılık ayrılmayan alacaklarınız için 2010 ve mütea-kip yıllarda karşılık ayrılması mümkün bulunmamaktadır.”

Özet olarak, idare,iflasın ertelenmesi talebinin kabulü ile alacağın şüp-heli hale geleceği ve söz konusu alacak için karşılık ayrılabileceği tezi-ni savunmaktadır. Son özelgedede, esasında, iflas ertelemesi ile alacağın şüpheli hale geldiği ancak,iflas ertelemesi talebinin kabul edildiği dönem-de karşılık ayrılmadığı için, izleyen yıllarda karşılık ayrılamayacağı yö-nünde görüş beyan edilmiştir.

İflas ertelemesi davası, alacaklılar tarafından açılabilmektedir. Bu du-rumda alacaklılar, zaten iflasın gerçekleşmemesi için dava açmaktadırlar.

Ayrıca, iflas ertelemesi davası,alacaklılar tarafından açılmadığı takdirde-alacaklılar, ancak,iflasın ertelemesinin reddi için dava açabilmektedirler.

Dolayısıyla,ortada alacak için açılan herhangi bir dava bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, iflas ertelemesi talebinin kabulü ile söz konusu alacaklar için(iflas ertelemesi talebinin kabulü ile icra takipleri de durduğu için) her-hangi bir icra takibinin de yapılması mümkün olmamaktadır. Bu iki husus birlikte değerlendirildiğinde;iflasın ertelenmesi talebinin kabulünün ger-çekleştiği dönemde,ticari kazanç sahiplerinin ticari alacakları için karşılık ayırabilmesi mevzuat hükümleri açısından mümkün görünmemektedir.

Ayrıca, iflas ertelemesi, şirketin iflastan kurtulabilmesi ve ekonomik ömrünü devam ettirebilmesi için, şirket hayatiyetini devam ettirebilme ka-biliyetine sahipse, şirkete verilen son bir şanstır. Esasında, talebin kabulü ile birlikte mahkeme, şirketin ayakta durabileceği ya da en azından alacak-lıların, iflasın yıkıcı etkilerine kıyasla daha az etkilenecekleri kanaatini ta-şımaktadır. Mahkemece, şirketin ekonomik ömrünün henüz dolmadığı ve ayakta durabileceği kanaati oluşmuşsa, bu demektir ki, ilerleyen zaman-da şirket hayatta kalacak ve tüm borçlarını ödeyebilecektir. Ancak, verilen özelgelere baktığımızda, konunun bu yönünün hiç değerlendirilmediği gö-rülecektir.

Şirket aleyhine, iflasının ertelemesinden önce ya da iflasının ertelen-mesinden sonra,bir alacak için dava açılmışsa, bu durumda diğer şartların-da varlığı halinde alacağın şüpheli hale geldiğinin kabulü gerekir. Ancak, salt iflas ertelemesinden hareketle, alacağın şüpheli hale geldiğinin kabulü mümkün görünmemektedir.

5. SONUÇ

İflasın ertelemesi müessesesinin nihai amacı, gerekli adımlar atılarak iflasın yıkıcı etkilerinden (işçilerin işsiz kalması, borçların ancak bir kıs-mının ödenebilmesi, şirketin kapanması v.b.) kurtulma ümidi olan şirketin ayakta kalmasını sağlamaktadır. Sürecin başarı ile yönetilmesi durumun-da, şirket ayakta kalıp faaliyetine devam edecek ve borçlarını da ödeyebi-lir hale gelecektir. Söz konusu durum gerçekleştiğinde tüm taraflar (işçi-ler, alacaklılar, şirket sahipleri) memnun kalacaklardır.

Gerek iflasa ilişkin şartların varlığının tamamen ortadan kalkmadığı, ge-rekse iflası ertelenen borçlu şirketin takibinin İcra ve İflas Kanunu hükümle-ri uyarınca engellendiği hususları birlikte değerlendihükümle-rilerek;iflası ertelenen şirketten tahsil edilemeyen ve kanuni takibe de imkân olmayan alacaklar için,mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap

döne-minde,alacağın şüpheli hale geldiğinin kabulü yukarıda açıklanan neden-lerle mümkün görünmemektedir. Müessesenin nihai amacı da göz önünde bulundurularak,konunun yeniden değerlendirilmesi yerinde olacaktır.

KAYNAKÇA

Arslan, Ramazan (2008). “İflasın Ertelenmesi Uygulamaları” Banka-cılar Dergisi. 67 (2008): 116-123.

Atalay, Oğuz (2003). “İflasın Ertelenmesi” Bankacılar Dergisi. 47 (2003): 93-98.

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı (23.07.2009) B.07,1.Gİ-B.4.99.16.01/01-MUK-57 sayılı muktezası. İstanbul: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (07.12.2010) B.07.1.

GİB.4.34.19.02-019.01-551 sayılı muktezası. İstanbul: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (03.05.2011) ve B.07.1.

GİB.4.34.19.02-019.01-419 sayılı muktezası. İstanbul: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı.

Öztek, Selçuk (2005). “İflasın Ertelenmesi” Bankacılar Dergisi. 53 (2005): 23-71.

Öztek, Selçuk (2006). “İflasın Ertelenmesi” Bankacılar Dergisi. 59 (2006): 38-83.

Türk, Ahmet (1999). Anonim Ortaklıkta Borca Batıklık ve Sermaye Kaybının Hukuki Sonuçları. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.

Uyar, Talih (2009). “İflasın Ertelenmesi (İİK. mad. 179, 179a, 179b)”

İstanbul Barosu Dergisi. 83 (2009): 1215-1241.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi(07.04.2005).E.2005/448 ve K.2005/3753 sayılı kararı. Ankara: Yargıtay 19. Hukuk Dairesi.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi (14.07.2005) E.2005/4782 ve K.2005/7979 sayılı kararı. Ankara: Yargıtay 19. Hukuk Dairesi.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi (11.05.2006). E.2006/2085 ve K.2006/5161 sayılı kararı. Ankara: Yargıtay 19. Hukuk Dairesi.

Yüksel, Kemalettin (2006). “İflasın Ertelenmesi Kararının Sonuçla-rı” Bankacılar Dergisi. 59 (2006): 110-115.