• Sonuç bulunamadı

İşyeri Hekiminin Cezai Sorumluluğu

II. İŞYERİ HEKİMLERİNİN SORUMLULUĞU

4) İşyeri Hekiminin Cezai Sorumluluğu

İşyeri hekiminin görevini yerine getirirken kusurlu davranması nedeniyle çalışanın iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle zarar görmesi durumunda işverenin de müteselsil olarak ilgili zarardan sorumlu olması nedeniyle hukuki sorumluluğun uygulama alanının genellikle işverenlere yönelik olduğu görülmektedir. Bununla birlikte işyeri hekiminin yapmış olduğu iş ve işlemler ile tıbbi hatalarından dolayı cezai sorumluluğu da söz konusudur.

Hukuki ve idari nitelikteki yaptırımlar idari para cezasında olduğu gibi tazmine yönelik oldukları ya da yeterli olmadıkları için çoğu zaman caydırıcı ve önleyici olmamaktadır. Bu neden-le, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarının büyük bir kısmı caydırıcılık sağlamak amacıyla ceza yaptırımları ile desteklenmiştir. Eşitler arasındaki ilişkileri düzenlemek için ihtiyaç duyulan cezai yaptırımlara, işçi-işveren gibi aralarında ekonomik güç dengesi bulunmayan ilişkilerde daha çok ihtiyaç duyulmuştur 168.

Çalışma yaşamını düzenleyen çalışanları korumaya yönelik sosyal hukuk kurallarına aykırı hareket edilmesi halinde uygulanacak ceza yaptırımını inceleyen hukuk dalına sosyal ceza

167 İdari işlemlerin yargı denetimine tabi olması konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. Akıncı, Müslüm, İdari Yargıda

Adil Yargılanma Hakkı, Ankara 2008; Çağlayan, Ramazan, Türk Hukukunda İdarenin Takdir Yetkisinin Yargısal Denetimi, Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, C.VII, S.3-4, Aralık 2003, Daştan, Deniz, Takdir Yetkisi, Yargısal Denetim ve Yerindelik, İstanbul Barosu Dergisi, S.2, Haziran 2003; Duran, Lütfü, İdari İşlem Niteliğinde Yargı Kararlarıyla Vergi Davalarının Çözümü I, Amme İdaresi Dergisi, C.20, S.4, Aralık 1987; Günday, Metin, İdari Yargının Görev Alanının Anayasal Dayanakları, Anayasa Yargısı Dergisi, C.14, 1997.

168 Bıyıklı, Hasan, Sosyal Ceza Hukuku, İşçinin Ceza Yolu ile Korunması, Ankara 1983, 33; Yıldırım, Zeynep, İş

Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülüğünü Yerine Getirmeyen İşverenin Cismani Zararlar Bakımından Cezai Sorumluluğu, İstanbul 2010, 48 vd.; Ocak, İş Güvenliği Uzmanlığı, 192.

hukuku, diğer bir ifade ile çalışma ceza hukuku denilmektedir. Sosyal ceza hukukunun, iş ve ceza hukukunun kesişme alanında yer alması yeni, dinamik ve sürekli gelişen bir hukuk dalı olan iş hukukunun köklü ceza hukukunu etkilemesi sonucunu doğurur. Sosyal ceza hukuku, iş hukuku-nu tamamlayıcı nitelik taşıdığı gibi aynı zamanda önleyici ve caydırıcı özelikleri ile iş hukukunun etkinliğini artırmaktadır169.

İşçi-işveren ilişkilerinde ve bununla bağlantılı olarak işyeri hekimliği hakkında, iş mevzuatında düzenlenen yaptırımlara ilave olarak Türk Ceza Kanunu genel kanun olarak uygulanmaktadır. Diğer bir deyişle, sosyal ceza mevzuatında boşluk olması halinde genel kanun niteliğindeki Türk Ceza Kanunu uygulama alanı bulacaktır170. Yine benzer şekilde, fiilin

niteliğine göre Kabahatler Kanunu da uygulama alanı bulmaktadır.

İşyeri hekimleri iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı çerçevesinde kendisine verilen görevleri yerine getirirken kusurlu davranışları ve işlemleri nedeniyle taksirle işlenebilecek suçlar çerçevesinde cezalandırılabilecekleri gibi idari para cezası yaptırımı ile karşılaşabileceklerdir.

b) İşyeri Hekimlerinin İdari Para Cezası Uygulamasındaki Sorumluluğu

6331 sayılı Kanunda, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin olarak getirilen hükümlere aykırı davranılması, tedbirleri almayarak yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, idari para cezası yaptırımına bağlanmıştır. Burada vurgulamak gerekir ki, 6331 sayılı Kanunda iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin olarak alınması gereken tedbirler bakımından genel ve soyut hükümler de bulunmaktadır. Böyle olmakla birlikte, bu hükümlere aykırı davranışlar da idari para cezası yaptırımına bağlanmıştır. Belirtilen hükümlere aykırı davranılıp davranılmadığı, her somut olaya göre alınması gereken tedbirler ve yapılması gerekenler tespit edilerek bunların yerine getirilip getirilmediğine göre sonuca gidilecektir171.

İşyeri hekimi iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerinin yerine getirilmesi bakımından işverene danışmanlık ve rehberlik etmekle yükümlüdür. Bu da esas itibariyle işyeri hekiminin icrai davranışlarda bulunmasını gerektirir. İşyeri hekiminin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması bakımından, gerekli olan tedbirlerin alınması gibi konularda icrai davranışta bulunması, bu bağ- lamda risk değerlendirmesi yapması, işyerini dolaşarak kontrol yapması, eğitim vermesi, işe giriş

169 Sosyal ceza hukuku hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Süzek, Sarper, İş Hukuku Yaptırımları, İş Hukuku

Dergisi, C. III, 1993, 165 vd.; Yarsuvat, Duygun, Çalışma Ceza Hukuku, İstanbul 1978, 10 vd; Bıyıklı, 31 vd.

170 Süzek, Yaptırımlar, 173; Bıyıklı, 37; Yıldırım, 49; Ocak, İş Güvenliği Uzmanlığı, 192.

171 İş sağlığı ve güvenliği hukukuna ilişkin idari para cezaları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Aydın/ Ezer, 11

vd.; Akbulut, Ali Şahin, İş Hukukunda İdari Para Cezaları, Ankara, 2007; Erdinç, Burcu, İdari Yaptırımların Kavramsal Çerçevesi ve Cezai Yaptırımlarla Karşılaştırılması, Ankara Barosu Dergisi, 2012/2 S.70, 241 vd.;

Demircioğlu, A. Murat, İş Sağlığı ve Güvenliğinde Kamusal Yaptırımlar, Prof. Dr. Devrim Ulucan’a

Armağan, İstanbul 2008, 483 vd.; Çavuş, Özgür Hakan, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda Düzenlenen İşverenin Yükümlülükleri Kapsamında İdari Para Cezaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, 2013/30, 188 vd.; Parlar, Ali, Açıklamalı-İçtihatlı Kabahatler Kanunu, Ankara 2012, 17 vd.

ve periyodik sağlık muayeneleri yapması gibi icrai davranışlarda bulunması beklenmektedir. İşyeri hekiminin görevlerini kasıt ya da ihmal suretiyle yerine getirmediği durumlarda genellikle ihmali davranışla kabahat işlemiş olacaktır.

İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerine ilişkin olarak, yapılması gerekenlerin yerine getirilmemiş olması halinde, işverenin yanı sıra, iş sağlığı ve güvenliği konularında görevli işveren vekili de idari para cezası yaptırımı ile karşılaşabilecektir. İş sağlığı ve güvenliği bakımından bir suç ya da kabahatin işlenmiş olması için, işverenin ya da işveren vekilinin cezai yaptırıma bağlanmış iş sağlığı ve güvenliğini sağlamaya yönelik bir kuralı ihlal etmiş olması gerekir. İdari para cezasının uygulanması bakımından işyerinde iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmiş olması aranmayacaktır. Burada cezai yaptırım uygulanması bakımından önemli olan husus, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına ilişkin olarak idari para cezası yaptırımına bağ-lanmış bir yükümlülüğün yerine getirilmemesidir. İşyeri hekiminin cezai yaptırıma (idari para cezasına) bağlanmış bir kuralı ihlal etmiş olması idari para cezası verilmesi için yeterli olacaktır.

6331 sayılı Kanunun idari para cezalarına ilişkin hükümlerinde, idari para cezasının uygulanması bakımından, kamu-özel işyeri işvereni ayırımı yapılmaksızın, “işveren” ibaresi kullanılmıştır. Bilindiği üzere 6331 sayılı Kanunla, 4857 sayılı Kanunda yer alan iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemeler ve bunlara aykırılığı idari para cezası yaptırımına bağlayan hükümler yürürlükten kaldırılmıştır. 4857 sayılı Kanunda yer alan idari para cezalarına ilişkin hükümlerin çoğunda, idari para cezalarının “işveren veya işveren vekiline” verileceği açık bir şekilde düzenlenmekteydi. 6331 sayılı Kanununda iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin olarak getirilen yükümlülükler düzenlendikten sonra, Kanunun 26. maddesinde sözü edilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde idari para cezalarının işverene verileceği ifade edilmiştir. Daha önce de belirtildiği gibi, 6331 sayılı Kanunun 3. maddesinde, işveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekillerinin, bu Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılacağı ifade edilmektedir. Bu yönüyle, iş sağlığı ve güvenliği alanında görevlendiren işyeri hekimi işveren vekili olarak, idari para cezasının uygulanması bakımından işveren gibi sayıldığından, iş sağlığı ve güvenliği hükümlerine aykırılık için öngörülen idari para cezalarından sorumlu tutulabilecektir.

Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur. Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. İşveren vekilleri bakımından faillik, işvereni temsil alanının, görevlerinin, suçu veya kabahati oluşturacak eylemi kapsaması halinde söz konusu olacaktır. Bu bağlamda idari para

cezası, iş sağlığı ve güvenliğini sağlama konusunda kendisine yetki ve görev verilen işveren vekiline, yükümlülüğe aykırı davranması nedeniyle uygulanacaktır.

İşyerinde farklı konularda görevlendirilmiş birçok işveren vekili olabilecektir. Elbette işveren vekili olan kişilerin tamamının her idari para cezasından sorumlu tutulması mümkün olmayacaktır. İş sağlığı ve güvenliği hükümlerine aykırılık nedeniyle doğacak cezai sorumluluk, işverenin yanı sıra iş sağlığı ve güvenliği konularında görevli ve yetkili olan işveren vekiline ait olacaktır. Bu bağlamda, iş sağlığı ve güvenliği konularında görevlendirilen işyeri hekimi işveren vekili olarak kabul edildiğinde, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümlere aykırılık halinde ortaya çıkacak idari para cezası yaptırımı ile karşılaşacaktır. Buna göre idari para cezalarından sorumlu olan işveren vekili olmak için işveren vekilinin işvereni temsil alanının, hukuka aykırılığı oluşturan eylemi kapsaması gerekecektir. Başka konularda görevlendirilmiş olan diğer işveren vekilleri ile işveren vekili olmayan diğer çalışanlar iş sağlığı ve güvenliği hükümlerine aykırılığa ilişkin idari para cezalarından sorumlu olmayacaktır. Öte yandan, işyeri hekimliği belgesi olmakla birlikte, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında görevli olmayan çalışanlar da, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümlere aykırılık halinde ortaya çıkacak idari para cezasından sorumlu tutulamayacaktır.

Kabahatler Kanununun 8. maddesine göre, organ veya temsilcilik görevi yapan ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin bu görevi kapsamında işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabilir. Temsilci sıfatıyla hareket eden kişinin bu sıfatla bağlantılı olarak işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı temsil edilen gerçek kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabilir. Gerçek kişiye ait bir işte çalışan kişinin bu faaliyeti çerçevesinde işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı, iş sahibi kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabilir (m. 8/I-II). Belirtilen hususlar, organ veya temsilcide ya da temsil edilen kişide özel nitelikler aradığı hallerde (m. 8/III ve organ veya temsilcilik ya da hizmet ilişkisinin dayanağını oluşturan işlemin hukuken geçerli olmaması halinde de uygulanır (m. 8/IV).

Doktrinde, 4857 sayılı Kanunda yer alan hükümler değerlendirilirken, işveren vekiline de idari para cezası verilebileceğine ilişkin hükmün isabetli olmadığı, hangi işveren vekilinin idari suçlarda düzenlenen zorunlulukları yerine getirmek konusunda görevli ve yetkili kılındığını tespit etmenin her zaman kolay olmayacağı ifade edilmiştir.

Kabahat, birden fazla kişi tarafından iştirak halinde işlenmiş olabilir. Kabahatler Kanununun 14. maddesinde, “Kabahatin işlenişine birden fazla kişinin iştirak etmesi halinde bu kişilerin her biri hakkında, fail olarak idarî para cezası verilir” denildikten sonra, “Kabahate

iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Kabahatin işlenişine iştirak eden kişi hakkında, diğerlerinin sorumlu olup olmadığı göz önünde bulundurulmaksızın idarî para cezası verilir” hükmüne yer verilmiştir. Belirtilen hükümlere göre, konumuz bakımından iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümlere aykırı davranışın kasten yapılmış olması halinde iştirak hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda, kabahatin işlenişine birden fazla kişinin iştirak etmesi halinde bu kişilerin her biri hakkında, fail olarak idarî para cezası verilir.

İş sağlığı ve güvenliği hükümlerine aykırılık genellikle taksir veya istisnai olarak bilinçli taksirle oluşan fiille gerçekleştiğinden, iştirak hükümleri bu durumlarda uygulanamayacaktır. Ancak, Kabahatler Kanununun uygulaması dışında, 6331 sayılı Kanundaki özel düzenlemeler nedeniyle, Kanunda öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, işveren ve belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi hususunda görevlendirilmiş olan işyeri hekimi, idari para cezasından ayrı ayrı sorumlu olacaktır. İşyeri hekiminin işveren vekili olarak kabul edilmesi halinde işyeri hekiminin kendi görev alanına giren konularda hukuki ve cezai sorumluluğu bulunmakta olup, 6331 sayılı Kanununun uygulanması bakımından işveren gibi sayılmaktadır.

6331 sayılı Kanunda belirtilen idari para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu İl müdürü tarafından verilir. Verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenir. İdari para cezaları tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları adına da düzenlenebilir (İSGK. 26/II).

4857 sayılı Kanunun 91. maddesinde, “Devlet, çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izler, denetler ve teftiş eder. Bu ödev Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı ihtiyaca yetecek sayı ve özellikte teftiş ve denetlemeye yetkili iş müfettişlerince yapılır” denilmektedir (İşK.91/I). 6331 sayılı Kanunda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi, iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili Bakanlık iş müfettişlerince yapılır. Bu Kanun kapsamında yapılacak teftiş ve incelemelerde, 4857 sayılı Kanunun 92, 93, 96, 97 ve 107 nci maddeleri uygulanacağı ifade edilmektedir (İSGK.24/I). Müfettişler tarafından hazırlanan raporlar Bakanlık tarafından gerekli işlemlerin yapılması için İl Müdürlüklerine gönderilmektedir. İşte İl Müdürlükleri de belirtilen raporlara göre işlem yaparak idari para cezasını uygulamaktadır.

Kabahatler Kanununda, bu Kanunun idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı düzenlenmek- tedir (m. 3). 6331 sayılı Kanunda, hangi hallerde hangi idari para cezasının verileceği ve idari para cezasını verecek makam düzenlenmiştir. Bunun dışındaki diğer konular hakkında ise Kabahatler Kanununa bakılması gerekecektir. Buna göre, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya

geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza hakimliğine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir. Mücbir sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın kesinleşmesini engellemez; ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir. Mahkemenin verdiği son karara karşı, Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde yapılır. İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir. Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak “itirazın kabulüne” veya “itirazın reddine” karar verir. Mahkemenin verdiği karar taraflara tebliğ edilir.

c) İşyeri Hekimine Hapis Cezası Uygulanması aa) Genel Olarak

İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uyulmaması nedeniyle çalışanın zarar görmesi durumunda Türk Ceza Kanunu çerçevesinde cezai sorumluluk ortaya çıkacaktır172.

İşyeri hekiminin neden olacağı, öldürme ve yaralama fiilleri cezai sorumluluğuna ve hapis cezasına neden olabilecektir. İşyeri hekimi, işyeri dışında yaşamını sürdürürken ya da işyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin görevleri bakımından bu tür durumlarla karşılaşabilecektir. İşyeri hekimi iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirlerin alınmaması nedeniyle meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda yaşanan ölüm ya da yaralama olayında kusurlu olması halinde, cezai bakımdan sorumlu olacak ve hapis cezası ile karşılaşabilecektir. Cezai sorumluluktan söz edilebilmesi için kusurun bulunması gerekecektir. İşyeri hekiminin kusurlu davranışı, icrai veya ihmali olarak, kast ya da taksir şeklinde gerçekleşebilecektir.

172 İş sağlığı ve güvenliği ile hekimlerin cezai sorumluluğu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Taşkın, Ahmet,

Organ ve Doku Nakillerinde Hekimin Cezai Sorumluluğu , Ankara 1997; Bayraktar, Köksal, Hekimin Tedavi Nedeniyle Cezai Sorumluluğu, İstanbul 1972; Polat, Oğuz, Tıbbi Uygulama Hataları, Ankara 2005; Hakeri, Hakan, Taksirle Öldürme Suçunu Takibi ve Cezanın Ertelenmesi, http:// www.medimagazin.com.tr/mm- taksirleoldurme-sucunun-takibi-ve-cezaninertelenmesi-ky-51043.html (ET.23.03.2019); Hakeri, Hakan, Taksirli Yaralama Suçunun Takibi, http://www.medimagazin.com. tr/mm-taksirle-yaralama-sucunun-takibiky- 51112.html (ET.23.03.2019); Akın, Levent, İş Sağlığı ve Güvenliğinde İşverenin Cezai Sorumluluğu, TİSK Akademi, 2008/1, 210 vd; Yiğit, Onur, Yargıtay Kararları Işığında İş Kazalarının Ceza Hukuku Yönüyle İncelenmesi, Yargıtay Dergisi, C.41, S.3, Temmuz 2015, 112 vd.; Erdoğan, Çağla, İşveren ve İşveren Vekilinin İş Kazasından Doğan Cezai Sorumluluğu, Ankara 2016, 1 vd.; Çolak, Haluk, İş Sağlığı ve Güvenliği Yükümlülüklerine Aykırı Hareket Edilmesinden Doğan Taksirli Ceza Sorumluluğu, Hukuki ve Sosyal Boyutlarıyla İş Sağlığı ve Güvenliği Yazıları, Editörler: Aydın Başbuğ/ Mehmet Bulut, Ankara 2016, 311 vd.;

Memişoğlu, S. Özgür/ Çınar, Çağatay, İşverenin İş Kazasından Kaynaklanan Cezai Sorumluluğu, Legal

İHSGHD, 2012/33, 33 vd.; Ergüneş, Seda, İşveren Vekilinin İş Kazasından Kaynaklanan Cezai Sorumluluğu, Legal İHSGHD, 2013/39, 137 vd.

Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur. Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. İşveren vekilleri bakımından faillik, işvereni temsil alanının, görevlerinin, suçu veya kabahati oluşturacak eylemi kapsaması halinde söz konusu olacaktır.

İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, 6331 sayılı Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılmaktadır (İSGK.3/II). İş sağlığı ve güvenliği konularında görevlendirilen işyeri hekimi, işveren vekili olarak, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirlerin alınması bakımından işveren gibi görülmektedir. Zira, işyeri hekimlerinin görevi, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak işverene yüklenmiş yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli çalışmaları yapmaktır. Dolayısıyla, iş sağlığı ve güvenliği konularında görevlendirilmiş işyeri hekimi, gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı olayları sonunda gerçekleşen ölüm ya da yaralanmalardan, kusurlu bulunması halinde cezai bakımdan sorumlu olacaktır.

Türk Ceza Kanununa göre iş kazası ya da meslek hastalığı sonucunda bir kişinin ölmesi ya da yaralanması, taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma suçlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır173. Kural olarak suçun oluşması için kast gerekir. Taksirle işlenen suçtan dolayı

cezalandırılmak için kanunda bu durumun açıkça öngörülmesi gerekir. Buna göre ceza hukuku açısından kusur denildiğinde kast ve taksir anlaşılacaktır174. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin

yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda ise cezai sorumluluğun sebebi genel olarak taksir veya bilinçli taksire dayanmaktadır. İşyerinde meydana gelebilecek iş kazası veya ortaya çıkabilecek meslek hastalığı olayları öngörülebilecek nitelikte ise ve işveren ya da işveren vekillerinin ortaya çıkabilecek sonucu öngörmelerine rağmen gerekli önlemleri almaması durumunda bilinçli taksir kapsamında sorumluluk ortaya çıkar175.

bb) Taksirle Yaralama Nedeniyle Cezai Sorumluluk

İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle bir kişinin yaralanmasına neden olunması halinde, taksirli suç işlenmiş olacaktır. Taksirle yaralama, failin objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi nedeniyle öngörülebilir ve önlenebilir

173 Sümer, İş Sağlığı ve Güvenliği, s.261-262.

174 Ceza hukukunda kast ve taksir kavramları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Özgenç, İzzet, Türk Ceza Hukuku

Genel Hükümler, Ankara 2012, 221 vd.; Akbulut, Berrin, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2016, 344 vd.; Özbek, Veli Özer/ Doğan, Koray/ Bacaksız, Pınar/ Tepe, İlker, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2016, 262 vd.; Zafer, Hamide, Ceza Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2016, 238 vd.; Artuk, Mehmet Emin/ Gökçen, Ahmet/ Yenidünya, Ahmet Caner, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2013, 288 vd.

yaralama sonucunu öngörmeyerek ve önlemeyerek işlediği suçtur176. Buna göre, işyerinde iş

sağlığı ve güvenliğine ilişkin olarak görevli olan işyeri hekiminin görevini hiç ya da gereği gibi (özenle) yerine getirmemesi nedeniyle iş kazası veya meslek hastalığı meydana gelmesi sonucunda işyerinde bulunan çalışanın yaralanması halinde, işyeri hekimi taksirli yaralama suçu işlemiş olacaktır.

Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir (TCK. m.22/II). Türk Ceza Kanunun 89. maddesine göre, taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK. m. 89/I). Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir (TCK. m.22/III-IV). Taksirde, netice öngörülememekle birlikte, bilinçli taksirde, meydana gelmesi istenmemekle birlikte netice öngörülmektedir.

Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

- duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, - vücudunda kemik kırılmasına,

- konuşmasında sürekli zorluğa, - yüzünde sabit ize,

- yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

- gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olmuşsa, Kanunun m.89/I hükmüne göre belirlenen ceza yarısı oranında artırılır (TCK. m. 89/II). İşyeri hekimini taksirli yaralama fiili sonucunda, yukarıda belirtilen hallerin yaşanması halinde 4,5 aydan 1,5