• Sonuç bulunamadı

D- Suçun Özel Görünüş Şekilleri

2. İştirak

Türk Ceza Kanunu sisteminde suçlar genellikle tek kişi tarafından işlenebilecek şekilde tanımlanmış olup385, kanunen ve nitelikleri gereği tek kişi tarafından işlenebilen bir suçun, birden fazla kişinin yaptıkları anlaşma gereği birlikte işlenmesi durumunda failler arasında iştirakin varlığından söz edilir ve bu surette bu suçlara iştirak halinde işlenen suçlar denilmektedir386.

383 Aksoy İpekçioğlu, a.g.e, s. 121-122. 384 Aksoy İpekçioğlu, a.g.e, s. 124. 385 Öztürk/Erdem, a.g.e, s. 380.

TCK m.91 f.2’de düzenlenen suç incelendiğinde de söz konusu suçun bir kişi tarafından işlenebileceği şeklinde bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. Fakat aşağıda ayrıntılı şekilde inceleyeceğimiz üzere bir takım kimseler suça ilişkin psişik veya maddi katkıları ile iştirak edebilirler.

İştirak kurumu TCK’nın 37-41 maddeleri arasında düzenlenmiş olup, bu hükümlerde faillik, azmettirme ve yardım etme şekillerine yer verildiği görülmektedir. Bu anlamda kişi bir suça ya fail olarak ya da şeriklik kapsamında azmettiren yahut yardım eden olarak katılabilmektedir.

Fail suçun kanuni tanımında yer alan hareketleri gerçekleştiren kişidir387. TCK m.37 uyarınca suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur. Bu anlamda kişinin vücudundan hukuken geçerli bir rıza olmaksızın organ ya da doku alan her kişi TCK m.91 f.1 kapsamında fail olarak cezalandırılacaktır. Ceza normunda yer alan haksızlık fail tarafından müstakilen gerçekleştirilebileceği gibi, birden fazla kişi tarafından aynı suçu işleme kararına bağlı olarak ve fiili işleme üzerinde müşterek hakimiyet kurularak müştereken de gerçekleştirilebilir388. İlk halde müstakil faillikten bahsedilirken, haksızlığın birden fazla kişi tarafından gerçekleştirmesi durumunda ise müşterek faillikten bahsedilecektir. Müşterek faillikte kişilerin suçun icrası sırasındaki rolleri ve fiili katkıları göz önünde bulundurulur389. Fiil üzerinde hâkimiyet kurulması; fiilin müştereken icrası anlamına gelebileceği gibi kimi zaman iş bölümüne de dayanabilir. Zira kişi bizzat suçu sonuçlayan hareketi icra etmese de bu hareketi gerçekleştirecek kişi için gerekli ortamı hazırlar390. Bir diğer değişle kişi kimi zaman direk icra hareketini gerçekleştirmese dahi icra ettiği fiil suçun işlenmesi için önemli bir değere sahipse bu kişi de artık fail olarak cezalandırılacaktır391. Örneğin yaşayan kişiden organ veya doku almak üzere ameliyatı yapan her hekim alma fiilini birlikte gerçekleştirdiklerinden ve fiil üzerinde birlikte hâkimiyet kurduklarından müşterek fail olarak nitelendirilmelidir.

387 Zafer, Genel Hükümler, s. 422.

388 Artuk/Gökçen/Yenidünya, a.g.e, s. 639.

389 Zafer, Genel Hükümler, s. 423, V.S. Evik, Suça İştirakte Yardım Edenin Ceza Sorumluluğu, İstanbul 2011, s. 120.

390 Zafer, Genel Hükümler, s. 424.

Söz konusu bu örnekte failler icra hareketlerini birlikte gerçekleştirdiklerinden hepsinin müşterek fail olduğu hususunda bir şüphe yoktur. Fakat örneğin ameliyat esnasında narkozitörlük yapan kişinin fiili esasen icra hareketleri kapsamında kalmıyor fakat fiil suçu mümkün kılıyor ise bu aşamadan sonra söz konusu kişinin de fiil üzerinde hâkimiyet kurmasından bahisle müşterek fail olarak cezalandırılması gerekmektedir.

Türk Ceza Kanunu m.37 f.2 uyarınca suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Bu şekilde bir kimsenin yönlendirilerek kastı olmayacak ya da hukuka uygunluk nedenlerinden yararlanacak şekilde fiilin işletilmesi halinde kişiyi yönlendiren kişiye dolaylı fail denmektedir392. Dolaylı fail doğrudan failin yanılmasından ya da bilgi yetersizliğinden yararlanarak söz konusu suçu işlemektedir. Bu yanılma tipiklik, hukuka aykırılık yahut kusur bağlamında çıkabilir393. Örneğin bir başhekim organ veya doku nakli yapacak hekimi gerekli tüm koşulların gerçekleştiğine ve kişinin hukuken geçerli bir rızası olduğuna ikna ederek, kişiden çeşitli organ veya dokuların alınmasını sağlıyor. Bu somut olayda başhekim hiçbir şekilde fiili gerçekleştirmemesine rağmen ameliyatı hekim açısından kasıtlı bir yanılmaya sebebiyet vererek hekimin düştüğü hatadan yararlanıyor. Bu halde ameliyatı yapan hekim kasten hareket etmiş olmadığından cezalandırılmayacak fakat başhekim TCK m.91 f.1 kapsamında dolaylı fail olarak cezalandırılacaktır.

Kişilerin suça katılmaları faillik şeklinde olabileceği gibi şeriklik şeklinde de olabilir. Kanunumuz azmettirme (TCK m.38) ve yardım etme (TCK m.39) şeklinde iki şeriklik tipi öngörmüştür.

Azmettirme TCK m.38’de tanımlanmamakla birlikte belli bir suçu işlemeye henüz karar vermemiş bir kişinin bu suçu işlemeye yönelik olarak ikna edilmesi bu hususta karar verdirilmesi olarak tanımlanabilir394. Azmettirme açısından azmettirenin suça katılması psişik bir katkı niteliğindedir. Nitekim azmettiren kişi suçun tipte yer alan hiçbir unsurunu bizzat yerine getirmemekte ve fakat kişide bu

392 Zafer, Genel Hükümler, s. 425. 393 Öztürk/Erdem, a.g.e, s. 404.

unsurları yerine getirmeye yönelik bir irade oluşturmaktadır. TCK m.38 uyarınca azmettiren işlenen suçun cezası ile cezalandırılmaktadır. Bu manada örneğin böbreğe ihtiyaç duyan bir hastanın bir hekimi para karşılığı birinden böbrek almaya ikna etmesi ve sonuçta hekimin böbreği alması durumunda hekim asli fail olacakken böbreğe ihtiyaç duyan hasta hekimdeki suç işleme iradesini oluşturduğundan azmettiren konumunda olup TCK m.38 kapsamında cezalandırılacaktır.

Son suça katılma şekli ise yardım etme olup bu husus TCK m.39’da düzenlenmiştir. Bir kimsenin yardım eden olarak cezalandırılması için suçun işlenmesine maddi yahut manevi bir katkısının bulunması gerekmektedir. Kanunumuzda maddi yahut manevi katkı çeşitleri gösterilmiş olup, manevi katkı şekilleri; suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek ve suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek; maddi katkı çeşitleri ise fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak ve suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak olarak kategorize edilebilir. Bu kapsamda örneğin bir tıp fakültesi öğrencisine kişiden organ almak için kapsamlı bir şekilde ameliyatın nasıl yapılacağını anlatan ve bu hususta eğitim veren bir hekim suçun nasıl işleneceğine yönelik yol gösterdiğinden ve suçun işlenmesine manevi bir katkı sağladığından yardım eden olarak cezalandırılacaktır. Aynı şekilde organ ve dokunun alınması için yer sağlayan ve sağlık ekipmanlarını temin eden kişinin de suçun işlenmesine maddi bir katkı sağlamasından mütevellit yardım eden olarak sorumluluğunun doğacağı düşünülmektedir395. Örneklediğimiz vakalarda kişilerin fiilleri kimi zaman suçun işlenmesi açısından çok büyük bir öneme sahip olabilir ve suçu mümkün kılabilir. Örneğin ilk örnekte hekim tıp fakültesi öğrencisine gerekli direktifleri vermese idi suç hiç gerçekleşemeyecek ise bu aşamadan sonra eğitim verme fiili ile haksızlık üzerinde bir hâkimiyet kurulduğundan bahsedilebilir. Bu gibi durumlarda söz konusu fiilleri gerçekleştiren kişilerin müşterek fail olarak cezalandırılması söz konusu olacaktır.