İşten ayrılma niyetine sebep olan faktörlerin bilinebilirliği hem örgütler hem de çalışanlar için önemlidir. Sebepler bilindiği takdirde olumsuz sonuçlar doğurmaması için önlem alınarak gerek örgütlerin gerekse çalışanların yapmış oldukları yatırımların kazanca dönüştürülebilmesi sağlanabilmektedir. İşten
ayrılma niyetine sebep olan bireysel, örgütsel ve çevresel faktörler aşağıda belirtilmiştir.
7.3.1 Bireysel faktörler
Personellerin kişilik özellikleri, performansları, kariyer beklentileri, varolan potansiyelleri bireysel faktörler arasında gösterilebilmektedir (Teoman, 2007: 34). Yapılan çalışmalarda cinsiyet ve yaş faktörünün de bireysel faktörler arasında olduğu aktarılabilmektedir. Bazı çalışmalarda yaş yükseldikçe işte kalma niyetinin arttığı ortaya çıktığı gibi yaş ile işte kalma niyeti arasında ilginin olmadığı çalışmalara da rastlanmaktadır (Başoda, 2012: 90). Cinsiyet faktörüne göre bakıldığında da erkeklerin kadınlara göre daha çok işten ayrılma niyetinde oldukları iletilirken bazı çalışmalarda ise kadınların erkeklere göre daha yüksek işten ayrılma eğilimlerinin olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca bireysel faktörler arasında yer alan medeni durum için yapılan çalışmalarda da bekar personelin evli olanlara göre daha çok işten ayrılma eğilimde olduğu saptanmıştır.
Çalışanların bireysel olarak yaşam standartları da işten ayrılma niyetine etki etmektedir. Bu faktörler aşağıdaki gibidir (Hwang ve Kuo, 2006: 255):
Ailedeki değişimler (evlenme, ölüm gibi)
Başka bir işe ilgi duyma
Beklentilerin karşılanmaması
Eğitim ve öğrenim ihtiyaçları
Fiziksel ve psikolojik sağlık durumunda meydana gelen değişiklikler
Hayat şartlarındaki değişimler
Yaşla ilgili zorunluluklar
Diğer yandan çalışanların ailelerine karşı olan sorumlulukları da işten ayrılma niyetine etki etmektedir. Çalışanların çocuk sayısı gibi değişkenler işten ayrılma niyetini etkiler (Kervancı, 2013: 82).
7.3.2 Örgütsel faktörler
Personellerin aldıkları ücretleri ve ödülleri yükseltmek için iş değişikliklerine gittikleri bilinmektedir. Çalışma yaşamının kalitesi, personelin yaptığı işe
verdiği değer, üstendiği görev ve örgütteki rolü, yetki ve sorumlulukları önem teşkil etmektedir.
Bunlarla birlikte örgütsel etmenler aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir (Kaynak, 196: 37-38):
Çalışanların çok aşırı iş yükü, eğitim gibi sebeplerle zorlanması
İşletmenin kuruluş yeri
İş koşullarının iyi olmaması
İşin türü ve zorluğu
Memnun edici olmayan yönetim politikaları
Örgütsel koşulların boyutları
Sosyal hizmetlerin bulunmaması ya da yetersiz oluşu
Ulaşımın boyutları
Ücretlendirme sisteminin bozukluğu
Üretim sürecinin yetersiz olması 7.3.3 Çevresel faktörler
Genel ekonomik yapı ve personelin karşılaştığı iş fırsatları işten ayrılma niyetini etkileyen diğer faktörler arasında yer almaktadır. Ekonomik büyüme yeni iş fırsatları yaratırken, ekonomideki durgunluk ise personelin iş tatminini aşağı çekmektedir (Yücel ve Demirel, 2013: 65).
Genel ekonomik ve sosyal nedenler aşağıdaki gibi sıralanmıştır (Fındık, 2011: 101; Kaya ve Mayda, 2008: 40):
Genel ekonomik durum ve işgücü piyasasına etkisi
Genel ekonomik durum ve refah düzeyinin yükselmesi
Diğer iş olanaklarının, daha geniş imkanlar sağlaması
Hammadde yetersizliği ya da sipariş azlığı sebebi ile piyasadaki değişimler
Meslek kollarındaki değişimler ve gelişim fırsatları
Mevsimlik çalışma alanları
Otomasyon ve mekanikleşme gibi sebepler ile kolay şekilde adaptasyon sağlanması ve iş değiştirme imkanlarının artması
Kıdem tazminatının yarattığı maliyet artışı
İşten ayrılmanın ilişkili olduğu kavramlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Çizelge 7.1: İşten Ayrılma ile İişkili Kavramlar
Dışsal Faktörler İşle İlgili Faktörler Kişisel Faktörler Bilgi Astların tatmini Bağımlı olunan kişiler Ekonomik etmenler Çalışma süresi Beklentilerin karşılanması
İş artış hızı Görev tekrarı Cinsiyet
İş fırsatları İş performansı Çalışma süresi
İşsizlik oranı İş tatmini Davranışsal Niyet
Yetenek Örgütsel bağlılık Eğitim
Ödemeler Geçmiş yaşam
Promosyonların tatmini Medeni durum
Rol açıklığı Yaş
Ücret tatmini Yetenek ve yeterlilik
Yönetici tatmini Zeka
Kaynak: Özyer, 2010: 59.
Cotton ve Tuttle, çalışanların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sayısının, kıdemlerinin işten ayrılma niyeti ile negatif yönde ilişkili olduğunu, eğitim seviyesinin ise pozitif yönlü bir ilişki doğurduğunu ifade etmişlerdir. Cinsiyet ile işten ayrılma niyeti arasında güvenilir bir ilişki olduğu belirtilmiş olup, kadın çalışanların erkek çalışanlara göre örgütte kalma eğilimlerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır (Cotton ve Tuttle, 1986: 60).
İşten ayrılma niyetinin örgütsel davranış alanında pek çok teori ve kavram ile ilişkisi olduğu bilinmektedir (İşçi, 2010: 68):
Herzberg'in çift faktör teorisinde yer alan faktörlerin tatmin edilmesi ile işten ayrılma niyeti azalmaktadır.
Maslow' un ihtiyaçlar teorisinde yer alan faktörler için tatmin sağlandığından işten ayrılma niyeti azalır.
Personel hareketliliği teorisinin, iş doyumu ve kurumsal bazı ihtiyaçların varlığı halinde işten ayrılma niyeti ile ilişkisi vardır.
Birey ve kurum uyumu teorisinde, bireyin kurumla uyumunun olması halinde işten ayrılma niyeti azalır.
İş çaba modeline göre; işe gösterilen çaba ile elde edilen ödülün örgüte bağlılığa ve işten ayrılma niyetine etkisi bulunmaktadır.
İşten ayrılma niyeti ile ilgili bir çok çalışma yapılmıştır. Yetişmiş personelin işten neden ayrıldığını araştıran çalışmaların öncüsü Mobley' in çalışması olmuştur (Çakar ve Ceylan, 2005: 57). İşten ayrılma niyetinin gerçek anlamda işten ayrılma ile ilişkili olduğu, araştırmalar neticesinde ortaya çıkmıştır. Pek çok sayıda değişken ile işten ayrılma niyeti arasındaki ilişki araştırılabilir (Çimen, 2000: 59). İşten ayrılma niyetinin nedenlerine yoğunlaşan örgütlerin, insan kaynağı politikalarını başarılı şekilde yöneterek personelin motivasyonunu güçlendirdikleri gözlenmektedir.