• Sonuç bulunamadı

1.4. Kamu-Özel Ortaklığı Açısından Kamu Yönetiminin Evrimi Üzerine Yaklaşımlar

1.4.5. Yeni Kamu İşletmeciliği

YKİ’nin en önemli kaynağı işletimciliktir (managerialism). Yirminci yüzyılın başında etkisini başta ABD olmak üzere tüm dünyada gösteren bilimsel işletimcilik akımından bu yana, işletimciliğin kendine özgü bilgisi ve yöntemi olan bir meslek olduğu ve toplumsal kaynakların verimli biçimde kullanılabilmesi için yönetim kademelerinin bu özel meslekten kimseler tarafından doldurulması gerektiği yönetici bir elit tarafından savunulagelmiştir. Bu anlayış hem kamu yönetiminde hem de özel kesimde varlığını yirminci yüzyıl boyunca sürdürmüştür. İşletim çizgisi, kamu yönetiminde bilimsel işletim tarafından başlatılmıştır ve klasik kamu yönetimi, amaçlarına göre işletim ve kamu işletimi akımları tarafından YKİ’ye kadar getirilmiştir.

Kamu yönetimini, yürütme erki örgütleri olarak tanımlayan ve kamu kesimi ve özel kesim arasındaki ayrımların kalkmakta olduğunu iddia eden kamu işletimi akımı, yönetim-siyaset ayrımına dayalı klasik bakış açısını sürdürmüştür (Üstüner, 2003, 372).

YKİ’nin ikinci kaynağı liberal iktisat kuramından beslenen yeni kurumcu iktisat ve KTO gibi akımlardır. Bu akımların ortak özelliği, devletin toplumda öncülük yapmasına ve ekonomide rol almasına karşı olmalarıdır.

YKİ’nin üçüncü kaynağı, uluslararası kuruluşlardır. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), YKİ’nin önerdiği düşüncelerin geliştirilmesinde, yayılmasında ve uygulamaya konulmasında önemli roller üstlenmişlerdir. Üyeleri üzerinde önemli yaptırım gücü olan Avrupa Birliği’nin politikaları da, YKİ’nin ileri sürdüğü önerilerle uyumludur. Bu örgütler raporlar hazırlayarak, uzmanlar yetiştirerek ve üyeleriyle finansal yaptırım gücü olan anlaşmalar yaparak, YKİ paketi içinde yer alan önerilerin uygulanmasını sağlamaktadırlar (Yalçın, 2010, 140).

YKİ’nin dördüncü kaynağı, başta Anglosakson ülkeler olmak üzere farklı ülkelerin kamu yönetimi uygulamaları ve raporlarıdır. YKİ doğuş biçimi bakımından diğer akımlardan oldukça farklıdır. Kamu yönetiminde akımlar çoğu zaman akademisyenler tarafından yapılan toplantılar, yayımlanan önemli kitaplar veya manifestolar sonucunda doğmuştur. YKİ’nin doğuşundaysa uygulamacı raporları, siyasal parti programları ve iktidar uygulamaları oldukça yüksek bir ağırlığa sahiptir. Patrick Dunleavy ve Christopher Hood, YKİ'nin pek çok önermesinin 1960’lı yıllara (yerel yönetimler, Fulton Raporu) dayandığını belirtmektedirler.

Anglosakson ülkelerin kamu yöneticileri ve siyasal iktidarları, bu uygulamaları politika paketleri olarak bir araya toplayıp uygulamaya çalışmışlardır. Kamu yönetimi, 1970’li yıllar sonrasında Britanya, Yeni Zelanda ve Avustralya’da politika konusu haline gelmiştir; 1990’lı yıllarda bu kaynak ülkeler grubuna ABD de katılmıştır. Hood’a göre, Yeni Zelanda hazinesi tarafından 1984 yılında hazırlanan Government Management (kamu işletmeciliği) YKİ için mihenk taşıdır (Talbot ve Pollit, 2004, 17, 335). YKİ’nin uygulanışı ülkeden ülkeye değiebilmektedir. Kimi ülkelerde (İngiltere) devlet hacim ve rolünün küçültülmesi, kimi ülkelerde yönetim ve devletin yasallığını korumak için reformlar yapılabilmektedir. “Kurumsal ekonomi anlamında Yeni Zelanda gayretli olurken, İskandinav ülkeleri daha ölçülü yaklaşımlar getirmiş, Almanya ve Japonya gibi ülkeler ise reformlar anlamında başarısız kalmışlardır” (Ömürgönülşen,1997, 532).

Hood (1991, 4) YKİ konusunda 7 doktriner bileşen belirlemiş ve bu yedi bileşenin her olayda var olmadığını da ayrıca belirtmiştir. Bunlar, kamu sektörü içinde profesyonel işletmeciliğe devir, performans için açık standartlar ve önlemler, çıktıların kontrolü üzerine daha fazla önem arzı, kamu sektöründe parçalanmış birimlere (daha küçük birimlere) geçiş, kamu sektöründe rekabete geçiş, yönetim uygulamaları konusunda özel sektör tarzlarına yönelim, kaynak kullanımında cimrilik ve büyük disiplinlere yönelim (Hood, 1991, 5). Yukarıda sayılan bileşenler, KÖO için kullanılan bir çok gerekçenin altyapısında yer almaktadır.

Thompson’a göre, bürokratik modelin kurallara ve standart iş görme prosedürlerine bağlılık, görevde uzmanlaşma, işleri sıraya göre yapma, dikey entegrasyon yapısından, işleri kendi kendini yöneten takımlarla yapma, karar vermede ademi merkeziyetçilik, işe almada seçicilik, ücret ödeme ve ödüllendirilmede başarıyı ölçüt alma gibi yeniliklere evrilmiş olması oldukça önemlidir (Thompson, 2008, 13). KÖO yapıları, gerekçe, amaç, süreç ve sonuç bağlamı ve yapısal boyutta incelendiğinde Thompson’un belirttikleriyle örtüştüğü görünmektedir.

YKİ’nin yarattığı değişimleri, nesnel dışsal faktörlere, kamu yönetiminin verdiği bir tepki olarak gören yazarlardan birisi de Hood’dur. Hood, özellikle gelişmiş ülkelerin nüfus yapısında ortaya çıkan değişimleri, ortaya çıkan beyaz yakalıların hizmet kalitesi artış taleplerinin, YKİ’nin doğuşuna zemin hazırladığını vurgulamıştır (Manning, 2001, 301). Yine Hood (1991, 5), YKİ’nin ortaya çıkışında, iki farklı fikir akımının birleşmesinden

bahsetmektedir. Bunlar; kurumsal iktisat ve uluslararası bilimsel işletmecilik yaklaşımları ait ve kamu içinde, “özel sektör tarzı yönetim” alanlarındaki bir dizi başarı dalgasıdır.

YKİ 1980’li yıllarda uygulamaya konulmaya başlanılan, adı 1990’lı yıllarda konulan, devletin küçültülmesini ve özel sektör mantığı ve pratiklerinin kamu yönetimine taşınmasını amaçlayan bir dizi öneriler paketidir. Bu öneriler paketinin içinde nelerin olduğu konusu kimi yazarlara göre; açık olmayan bir terim, kapalı ve bulanık bir yapı, farklı kaynaklardan gelen ve birbirleriyle uyumlu olmayan unsurlardan oluşmasıdır. Ve yine kimi yazarlara göre, YKİ’nin önermelerinin kuram biçiminde formüle edilmediği dolayısıyla da önermelerin savunanlar açısından doğrulanması ve karşı çıkanlar açısından çürütülmesi çok kolaydır (Yalçın, 2010, 130).

YKİ’de piyasa koordinasyonuna dayalı bir toplumsal örgütlenme tercih edilmektedir. Devlete ait olan alanın piyasaya açılmasını ve piyasaya ait olan alanın devlet “müdahale”sine kapanmasını amaçlamaktadır.

YKİ’nin önerilerinden birincisi; evrensel olduğu ve uygulandıkları her yerde başarılı olacaklarıdır. İkincisi; özel sektör deneyimlerinin ve yönetim ilkelerinin kamu yönetimine taşınabileceği, Üçüncüsü ise; piyasanın en iyi örgütleyici olduğudur. YKİ’ye göre, toplumsal koordinasyon akıl ve iradeyle yapılamaz, kendi amacına ulaşmak isteyen bağımsız örgütlerin birbirlerine karşı pazarlık güçlerini ve başka yola getirme yöntemlerini kullanmalarıyla yapılır. Dördüncü varsayım, toplumun ilişkilerden değil birbirinden bağımsız parçalardan oluştuğudur. YKİ çok katmanlı büyük örgütlerden oluşan toplumu yıkıp, onun yerine birbirine sözleşmelerle bağlanmış küçük, bağımsız örgütlerden oluşan bir toplum kurmayı hedeflemektedir (Yalçın, 2010, 129).

Politt, YKİ’nin birbirileriyle uyumsuz görünen önerilerine şu eleştirileri getirmiştir; bütçeyle ilgili önerilerin temel amacı devleti küçültmek; örgütlenmeyle ilgili önerilerin temel amacı devleti oluşturan büyük parçaları parçalamak; personelle ilgili önerilerin temel amacı artık küçülmüş olan parçaların cazibesini azaltmak ve gücünü daha da kırmak; hizmet sunumuyla ilgili önerilerin temel amacıysa, devlet örgütlerini küçük işletmelere dönüştürmektir (Pollit, 2007, 38).

Dunleavy’e göre YKİ’de; parçalama, rekabet ve ödüllendirme üç temel fikirdir. Kamu kuruluşları gözlemlendiğinde genel eğilimin parçalanma, rekabetin arttırılması ve personelin her türlü eyleminin standartlara ve ödül ve cezalara bağlanması biçiminde olduğu ortaya çıkmıştır. Rekabet birincil kavram olarak alınırsa ondan yola çıkılarak geliştirilen YKİ öneri ve uygulamaları şunlardır: kupon sistemleri, taşeronlaşma, kamu kurumları arası sözleşmecilik, serbestleşme, kullanıcı ücretleri (Dunleavy ve diğerleri, 2005, 470).

YKİ'nin gelişmesinde İkinci Dünya Savaşı sonrası konjontür oldukça etkili olmuştur. Ekonomik verilerdeki değişiklikler, kamu sektörü ile özel sektör arasındaki geleneksel sınırların değişmesine neden olan sosyo-teknik sistemdeki degişiklikler ve seçilmiş mekanizmalar etkinliği sonucu bürokrasinin etkinliğinin kırılmaya başlanması, kamu politikalarında heterojen yaklaşımlara (Hood, 1991, 7) ön ayak olmuş buna bağlı olarak YKİ düşüncesi gelişmiş birçok ülkede, farklı şekillerde uygulamaya aktarılmasına yol açmıştır.

İkinci Dünya Savaşı sonrası, ilgili devletlerde yaşanan değişime bakıldığında, YKİ’nin kamu yönetimi modellerindeki değişimin bir etiketi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Hareket birçok ülkede 1980 ve 1990 yılları arasında uygulanan reformları tanımlamıştır. Avustralya ve Y. Zelanda reformları yaygın bir şekilde uygularken, İsveç'te bu reformlar yoğun bir şekilde tartışılmıştır. Ancak uygulamalar Anglo-sakson ülkeleri ile karşılaştırıldığında, daha az reform programının uygulamaya geçirildiği görülmektedir (Anderson, 2002, 43). Gelişmiş batı ülkelerinden biri olan İsveç de, sağ ya da sol-blok ayrımı yapılmaksızın, belli başlı hizmetler üzerinde geniş bir siyasi uzlaşı söz konusu olmuştur.

Sonuç olarak denilebilir ki; YKİ farklı ülkelerde farklı şekillerde adlandırılmasına rağmen temel felsefesi özünde aynıdır: devlet uygulama projelerinde başlatıcı bir unsur iken, "özel sektörün ilke, teknik ve değerlerinin kamu sektörüne aktarılması" asli olandır (Özer, 2005, 265). Diğer bir anlatımla, “yeni kamu işletmeciliği, yalnızca özel sektör tekniklerini değil, özel sektör değerlerinin de kamuda benimsenmesini ister” (Şener, 2007, 37).