• Sonuç bulunamadı

Literatürde, iş ve aile yaşamı arasında yaşanan çatışmanın, roller arası yaşanan çatışmaların bir türü olduğu belirtilmektedir. Bireyler eş zamanlı birden fazla rol ve sorumluluğa sahip olduklarında, iş ve ailedeki rollerinde uyumsuzluk yaşamakta ve bunun sonucunda da iş-aile yaşam çatışması meydana gelmektedir (Dubrin, 1997: 116; Parasuraman ve Simmers, 2001: 556; Greenhaus vd., 2003: 512). İş ve aile yaşamı arasındaki ilişki ise iki yönlü de olabilmektedir. Dolayısıyla bir bireyin aile yaşamı çalışma yaşamını etkileyebileceği gibi, tam tersi olarak iş yaşamı aile yaşamını da etkileyebilmektedir (Frone ve Cooper, 1992). Dolayısıyla iş ve aile yaşamında yaşanan çatışmalar, çalışmanın bu bölümünde iş-aile ve aile-iş çatışması şeklinde iki açıdan da incelenecektir.

2.4.1. İş-Aile Çatışması

İş-aile çatışması, bireyin mesleği ile ilgili rolünün, ailesine olan sorumluluklarını yerine getirmesine engel teşkil etmesi sebebiyle meydana gelen, işten aileye yönelik olan bir çatışma türüdür. İş-aile çatışması, iş ile aile yaşamı arasındaki çatışmanın birinci boyutunu oluşturmaktadır (Başoğlu vd., 2016: 278).

İş ve aile alanlarında birbiriyle uyumsuz rol çatışmalarına dair farklı formlar vardır ve iş-aile çatışması bu formlardan biridir (Ahmad, 2008: 57). Kısaca iş-aile çatışması bir rol çatışmasıdır (Kahn vd., 1964). Bu çatışma uyum sağlanılan bir rolün, başka bir role uyum sağlama durumunu zorlaştırması olarak tanımlanabilmektedir. Diğer bir deyişle çatışma, eş zamanlı üstlenilen birden fazla rolün, kişilerde oluşturduğu baskı ve gerilim halidir (Bozkurt, 2012: 87). Bunun dışında, farklı rollerin kendi arasında çatışmasının özel bir türü olarak, iş-aile yaşam

çatışmasından bahsedilebilmektedir. İş ve aile yaşamının gerektirdiği rollerin uyumsuzluk halinde olması, çalışan kişi üzerinde bir gerilim oluşturmakta ve bu gerilimin artması sonucunda iş-aile yaşam dengesi bozularak kişinin iş-aile yaşam çatışması yaşaması söz konusu olmaktadır. İş ve aile rollerine dair üç tip çatışma türü vardır (Greenhaus ve Beutell, 1985: 78).

Davranış Temelli Çatışma: Benimsenen rollerden biri için ihtiyaç duyulan

davranışların, başka bir rol için ihtiyaç duyulan davranışlarla uyumsuzluk halinde olması sonucu ortaya çıkan çatışmaya “davranış temelli çatışma” denilmektedir. Aynı zamanda, farklı rollerin gerektirdiği farklı davranışların birbirleriyle çatışması, uyumsuz olması ya da uyum sağlamayı güçleştirdiği durumlar olarak da ifade edilebilmektedir (Özdevecioğlu ve Doruk, 2009: 73). İş ve aile yaşamı için farklı rolleri benimsemiş çalışanların, benimsedikleri roller gereği sahip oldukları davranışların uyumsuz olmaları ve çatışma yaratmaları durumunda davranış temelli çatışma ortaya çıkmaktadır (Bozkurt, 2012: 88). Buna ek olarak, roller ve roller gereği sahip olunan farklı davranışlar arasında geçiş yapılırken, dengenin sağlanamadığı durumlarda da davranış temelli çatışma ortaya çıkabilmektedir (Başoğlu vd., 2016: 279).

Zaman Kaynaklı Çatışma: Bireyin rollerini yerine getirmek için ayırdığı

zamana dair bir çatışma türüdür. Belli bir role ayrılmış zamanın, başka bir rol için ayrılması gereken zamanı engellemesi durumudur. Bir role ayrılmış zaman dilimi içindeyken diğer bir rolün gerektirdiği zamana dair endişe duyulması halinde “zaman kaynaklı çatışma” yaşanabilmektedir. Bir rolü yerine getirmeye dair zaman ayarlaması, diğer bir rolün beklentileriyle örtüşmediğinde de yine zaman kaynaklı çatışma yaşanmaktadır. Bu çatışma türü, toplam çalışma saatleri, evli olma, çocuk sahibi olma, eşin çalışma durumu, çalışma programlarının esnekliği gibi hem işten hem de aileden kaynaklı farklı zaman sınırlayıcı değişkenlerin karşılıklı ilişkisinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır (Bozkurt, 2012: 88). Başka bir şekilde ifade edilecek olursa, bireyin farklı rollerini yerine getirirken yaptığı zaman ayarlamasının sonucunda, rollerden birine fazla ve diğerine de gerektirdiğinden daha az zaman

ayırmış olması sebebiyle, az zaman ayırdığı rolün gerekliliklerini yerine getirebilmek için yeterli zamanı bulamaması durumunda deneyimlediği çatışma, zaman kaynaklı çatışmadır (Başoğlu vd., 2016: 279).

Gerilim Temelli Çatışma: Bu çatışma, bireyin rollerinden birini yerine

getirme aşamasında deneyimlediği gerginliği başka bir rolüne taşıması durumunda ortaya çıkmaktadır (Erdem ve Erkan, 2015: 353). Kişi, iş ya da aile hayatında yaşadığı hayal kırıklığı, üzüntü, sinirlenme ve benzeri başka hislerin yarattığı baskılar sonucunda diğer rolün gerektirdiklerini yerine getiremediği bir durumda kaldığında ortaya çıkan çatışma, gerilim temelli çatışmadır (Greenhaus ve Parasuraman, 1986: 37). Bu çatışma türü kişide, rolünün gerekliliklerini yerine getirmesinin engellenmesinden dolayı yorgunluk ve gerilime neden olmaktadır. Gerilim temelli iş-aile çatışmasını ortaya çıkaran durumlardan biri de kişinin sıkıcı veya niteliksiz, önemsiz bir işe sahip olmasıdır (Mustafayeva ve Bayraktaroğlu, 2014: 129). Kişi iş yaşamında deneyimledikleri sonucunda fiziksel ve psikolojik olarak yıpranmış olmasından ötürü ailesel sorumluluklarını yerine getirmekte güçlük çekiyorsa gerilim temelli çatışma yaşayabilmektedir (Başoğlu vd., 2016: 279).

2.4.2. Aile-İş Çatışması

İş ve aile yaşamı arasındaki çatışmanın ikinci boyutunu ise “aile-iş çatışması” (family-work conflict) oluşturmaktadır. Aile-iş çatışması, kişinin iş ile alakalı yapmakla yükümlü olduğu görev ve sorumlulukları, ailedeki rolü sebebiyle yapamamasından kaynaklanmaktadır. Diğer anlamda aileden işe yönelik meydana gelen çatışma durumunu ifade etmektedir (Başoğlu vd., 2016: 279). Aile-iş çatışmasının, aile bireylerinin gereksinimlerinin, aile için harcanan ve geçirilen zamanın ve aile temelli yaşanan tüm stres ve gerilimlerin iş alanındaki görev ve sorumlulukları yerine getirmeyi engellemesi sonucu oluşan bir çatışma şekli olduğu ifade edilmektedir (Netenmeyer vd., 1996: 401).

Eşlerin birbirlerine destek olmaları sonucunda aile-iş çatışmasının daha düşük seviyelere çekilebileceği düşünülmektedir. Aile-iş çatışması üzerinde, eşlerin ev ile alakalı tüm görev ve sorumluluklar ile ilgili eşitlikçi davranışlar sergilemesi önemli bir kriter olma durumu teşkil etmektedir. Bununla birlikte, ailedeki çocuk sayısının çoğaldıkça aile-iş çatışmasının da doğru orantılı olarak çoğaldığı belirtilmektedir (Madsen, 2003: 37). Ev işleri ve çocuk bakımı gibi sorumluluklara daha fazla sahip olmaları nedeniyle, kadınların daha fazla aile-iş çatışması yaşadıkları görülmektedir (Major, 2000:170).