• Sonuç bulunamadı

İş-Aile Çatışmasını Engellemeye Yönelik Yaklaşımlar

İşletme yöneticilerinin baş etmek zorunda oldukları en önemli sorun, müşteri istek ve taleplerinin karşılanması olduğu için, başarıları çalışanlarının kalitesi ile doğru orantılıdır. Bu nedenle işletmeler açısından çalışanların güdülenmesi, bağlılığı ve sadakati daha da önemli hale gelmektedir. İş-aile yaşam çatışmasında denge sağlamaya yönelik örgüt yaklaşımları iki bölüme ayrılmaktadır. Bunlar, “bireysel çözümler ve örgütsel çözümler” olarak aşağıda ele alınmaktadır (Küçükusta, 2007: 253).

2.8.1. İş-Aile Çatışmasını Engellemeye Yönelik Bireysel Yaklaşımlar

Bireyin etkin olarak iş-aile yaşam çatışmasında karşılaştığı sorunlarla mücadele edebildiği oranda yaşadığı dengesizlik de daha az olmaktadır. Bireysel çözümler; “sorun odaklı yaklaşım, duygu odaklı yaklaşım, iş-aile sentezi, rollerin paylaşımı, sosyal destek paylaşımları” şeklinde açıklanmaktadır.

2.8.1.1. Sorun Odaklı Yaklaşım

İş ile ilgili çatışmaların azaltılması konusunda sorun odaklı yaklaşım, duygu odaklı yaklaşıma nazaran daha etkin olmaktadır (Bhagat vd., 1995: 94-95). Çoğunlukla çalışma hayatında kullanılan bu yaklaşım (doğrudan müdahale etme gibi) neticesinde daha etkili sonuçlar almak mümkündür.

2.8.1.2. Duygu Odaklı Yaklaşım

İş-aile yaşam çatışması sonucunda ortaya çıkan çatışmayla ilişkili duygular ve hislerle başa çıkmak, ancak modern ve pozitif düşünme yaklaşımları ile mümkündür. Yapılan araştırmalarda bu yaklaşım türünün bilhassa özel hayatın çalışma hayatı üzerindeki etkisini veya çalışma hayatının özel hayat üzerindeki etkisini hafiflettiği ortaya konulmuştur (Aryee vd., 1999: 260).

2.8.1.3. İş Aile Rol Sentezi

Burada iş ve aile rolü taleplerini yönetmek adına oluşturulan stratejilerin; iş, aile ve örgüt üzerinde yarattığı etkilerinin net bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Çalışanlar böyle bir durumda rollerin sınır yönetimi ve birden çok rolün benimsenmesi olmak üzere iki karar verme yöntemini karar verme aşamasında kullanmaktadırlar.

2.8.1.4. Rollerin Paylaşımı

Her iki eşin de kariyer sahibi olması halinde, bilhassa çocuk bakımına ilişkin rollerin paylaşımı hususunda denge oluşturulması son derece önemlidir. Bu konuda ebeveynler part-time çalışma ve farklı çalışma programlarına başvurarak sorunu çözme yoluna gitmelidirler.

2.8.1.5. Sosyal Destek

En az iki kişi arasında, destek sağlayanın destek alıcının refahını artırmaya yönelik girişimde bulunması şeklinde açıkladığı bu yaklaşım, kaynakların değiştirilmesiyle ilgilidir (Shumaker ve Brownell, 1984: 12). Gerilimin ortaya çıkmasını ve etkilerini çeşitli biçimlerde azaltabilen sosyal destek sayesinde, hem çatışma yaratacak olayların ortaya çıkma olasılığı azalacak, hem de çalışanlar kendileri için bir çatışmaya neden olacak olaylarla karşı karşıya kaldıklarında, aile içinde diğer üyelerle etkileşimi kişinin olayı algılama şekli değişecektir.

2.8.2. İş-Aile Çatışmasını Engellemeye Yönelik Örgütsel Yaklaşımlar

Çalışanlar açısından aile, iş dışı hayatın en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Bilhassa kadınların çalışma hayatında daha fazla yer almaları sebebiyle, boş vakit veya iş dışındaki vaktin daha etkili kullanılması gerekliliğini ortaya çıkmıştır (Küçükusta, 2007: 257). Yapılan araştırmalar neticesinde çalışanların iş-aile yaşam çatışmasını engellemek adına bir takım vardiya, esnek çalışma saatleri, part-time çalışma gibi alternatif çalışma biçimlerine gereksinim duydukları sonucuna ulaşılmıştır (Becker ve Moen, 1999: 996). Söz konusu çalışma şekillerinin, son zamanlarda iş hayatında daha sık görülmeye başlandığı belirtilmektedir.

Örgüt, iş zamanı ve çalışanın iş zamanı arasında var olan uyumun sağlanması, kesintisiz hizmet sunulan ve emek ağırlıklı çalışılan hizmet sektöründeki çalışmalara hız verilmesi nedeniyle, iş hayatındaki esneklik konusu daha çok gündeme gelmeye başlamıştır. İşin örgütsel bir rol oynama niteliğini koruduğu bu yeni çalışma şekillerinde, işin görüldüğü vakit ve yer değişikliğe uğramıştır. Burada önemli olan işin belli bir işyeri çatısı altında yapılması değil, daha kısa vakitte ve farklı saat dilimlerinde yapılmasıdır (Kozak, 2004: 60-61). Aşağıda en sık rastlanan esnek çalışma türleri incelenmektedir:

Yarı Zamanlı (part-time) Çalışma: Bir çalışanın işyerinde normal, standart iş

saatlerinden daha az çalışmasını ifade eden bu esnek çalışma türü, “kısmi sureli çalışma” olarak da isimlendirilmektedir. 2. Dünya Savaşı sonrasında en çok kullanılan tür olan bu çalışma şekli, bugün bilhassa Avrupa Birliği ülkelerinde artış göstermektedir (Kozak, 2004: 69). Özellikle iş-aile yaşam çatışmasını ortadan kaldırmaya çalışan kadınlar tarafından en fazla talep edilen bu çalışma şekli, kadın çalışanlara belli bir maliyet yüklemektedir. Zira bu çalışma şeklinde, çalışma saati ücretleri düşüktür ve ilerleme imkânı bu çalışanlar için oldukça kısıtlıdır (Tausing ve Fenwick, 2001: 102).

Esnek Çalışma Saatleri: Bu çalışma şekli, çalışanların günlük çalışma

saatlerini, sorumlu oldukları görevleri azaltmadan diledikleri zaman işe başladıkları ve işlerini tamamladıkları bir çalışma biçimini ifade etmektedir. Esnek çalışma saatlerine sahip olma, çalışanların işle ilgili tutumlarını olumlu yönde etkilediği için çalışanlar açısından bir takım avantajlara sahiptir. Bu sayede çalışanlar iş, aile ve iş dışındaki hayatlarını uyumlaştırabilmektedirler (Doğan vd., 2015: 381).

Dış Kaynaktan Yararlanma: Esneklik türleri arasında oldukça farklı bir

yapıya sahip olan bu çalışma yönteminde, işler asıl işveren tarafından değil, alt işverenlik gibi, diğer kişi ve kurumlar tarafından yapılmaktadır. Bilhassa uzman olunmayan, verimliliklerin ve rekabet gücünün zayıf olduğu durumlarda dış kaynak kullanma stratejileri kullanılmaktadır (Kozak, 2004: 67). Ayrıca fazla nitelik gerektirmeyen el becerine dayalı işleri ifade eden evde çalışma veya yeni iletişim teknolojilerinin kullanıldığı işleri ifade eden tele-çalışma gibi uygulamalar da bu çalışma stratejileri içinde değerlendirilmektedir.

İş Paylaşımı: İki ya da daha fazla sayıda çalışanın bir iş süresi içinde bir işi

paylaşmasını ifade eden bu çalışma şeklini, yarı zamanlı çalışmadan ayıran en önemli özellik, daha nitelikli ve uzmanlık gerektiren işlere uygulanmasıdır. İşi paylaşanlar daha karmaşık yeteneklere sahiptirler.

En önemli unsurun iletişim ve denetim olduğu bu çalışma şeklinde, iletişimdeki kopukluk iş takibini zorlaştırarak verimin azalmasına neden olmaktadır. Bir işin iki kişinin dönüşümlü olarak gerçekleştirmesi, çalışanların iş ve aile hayatlarını daha kolay kontrol edebilmesi imkânı sağlamasına karşılık; işe odaklanma, işi benimseme ve iş bağlığı açısından bir takım olumsuzluklar yaşanması da mümkün olmaktadır (Küçükusta, 2007: 261).