• Sonuç bulunamadı

4. AİLE DOSTU POLİTİKALAR

4.1. İş-Aile Çatışması Kavramı, Yönleri ve Türleri

İş-aile üzerine yapılan araştırmalar son 25 yılda ortaya çıkmış olup, araştırmacılar; eşlerin her ikisininde iş gücüne katılması ile cinsiyet rollerinin karmaşıklaşması, çocuk ve yaşlı ebeveynlere bakma sorumluluğundaki çalışan sayısındaki artış ve çalışan değerlerinin daha fazla yaşam dengesine doğru kayması gibi nedenlerle, iş ve aile rolleri arasındaki bağlılığı incelemeye yönelmişlerdir (Mesmer-Magnus ve Viswesvaran 2009, Verma 2013). Günümüzde iş ve aileye ilişkin sorumlulukların ve iki taraflı beklentilerin dengelenmesindeki zorluklar, çalışanlar açısından bir problemi ortaya çıkarmıştır. Literatürde bu problem iş-aile çatışması (İAÇ) olarak adlandırılmaktadır (Aktaş ve Gürkan 2015). Rol teorisi içinde yer alan İAÇ; iş ve aileden kaynaklanan rollerin birbirleriyle uyuşmazlığı nedeniyle meydana gelmektedir (Allen ve ark. 2015). Daha açık bir ifadeyle, çalışanlar tarafından işleri ve aile rolleri arasında yaşanan birçok uyuşmazlık tipik olarak İAÇ olarak adlandırılmaktadır (Nohe ve Sonntag 2014).

İş-aile çatışması üzerine yapılan çalışmalar incelendiğinde kavramla ilgili ulaşılan tanımlardan bazıları aşağıda verilmiştir.

Bireyin iş rolüne katılımının, aynı zamanda aile rolüne katılımı nedeniyle daha güç hale gelmesi durumudur (Li ve ark. 2017). Genellikle, iş ve aile alanlarındaki sorumluluklardan doğan rol baskılarının meydana getirdiği, bir çatışma biçimi olarak tanımlanmaktadır (Amstad ve ark. 2011). Ayrıca rol çatışmasının özel bir türü olup, aynı anda iki veya daha fazla rol gereklerinden birinin yerine getirilmesi halinde, diğer rolü yerine getirememe durumu olarak ifade edilmektedir (Aras ve Karakiraz 2013). Frone ve ark. (1992)’na göre ise İAÇ, iş rolünün gereklerinden aile rolünün gereklerine doğru görülen negatif bir etkidir.

Sonuç olarak, sanayi devriminden sonra iş ve aile faaliyetleri, farklı yer, zaman, insan grupları ve davranış normları ile yerine getirilmektedir. Bu nedenle günümüzde işte ve evde birbirinden belirgin biçimde ayrılan rol gereklerinin olduğu görülmekte (Clark 2000) olup bireylerin bu rol gerekleri arasında bir denge kuramamaları durumunda ise İAÇ ortaya çıkmaktadır. İş, bireye ve ailesine gelir ve sosyal statü sağlamaktadır. Bu nedenle birey, iş ya da aile rollerinden birini seçmek zorunda kalmaktadır. Bu seçimde bireysel özellikler, rol talepleri, algılanan destek, dış baskılar ve role harcanan zaman ile çaba gibi faktörler etkili olmaktadır (Çarıkçı ve Çelikkol 2009).

27

İş-aile çatışması, iş-aile ve aile-iş olmak üzere iki yönlüdür (Nohe ve Sonntag 2014). Çünkü iş ve aile, yetişkin hayatının iki merkezi sistemini oluşturmaktadır. Daha önceki yıllarda iş yaşamı ile aile yaşamının birbirinden ayrı olduğu düşünülmekteydi. Bu düşünce günümüzde yerini, iş ve aile yaşamı arasındaki ilişkinin dinamik ve karşılıklı olduğu fikrine bırakmıştır. Dolayısıyla, iş alanındaki faktörlerin aile alanını etkilediği gibi; aile alanındaki faktörler de iş alanını etkilemekte ve İAÇ ortaya çıkmaktadır (Huang ve ark. 2004). Daha açık bir ifadeyle, bireyin işe ilişkin rolleri, aile ile ilgili rollerini yerine getirmesini engelliyorsa İAÇ; buna karşılık bireyin aileye ilişkin rolleri, işle ilgili rollerini yerine getirmesini engelliyorsa aile-iş çatışması (AİÇ) yaşanmaktadır (Byron 2005, Pedersen ve Minnotte 2012, Allen ve ark. 2015). Araştırmalar, çalışma süresi, iş yükü ve işi benimseme gibi faktörlerin İAÇ’na neden olabileceğini ortaya koymaktadır (Chen ve ark. 2017). Konuya ilişkin literatür incelendiğinde AİÇ’nın, İAÇ’na göre daha az incelenen bir boyut olduğu görülmektedir (Özdevecioğlu ve Doruk 2009, Pedersen ve Minnotte 2012). Ait olunan ailenin özellikleri bireyin motivasyonunu, verimliliğini, işe bağlılığını ve devamını etkilemekle birlikte, konu genellikle, aile danışmanlığı, sosyoloji ve psikoloji alanlarında incelendiği için İAÇ boyutuyla ele alınmıştır. Ancak son zamanlarda konunun İnsan Kaynakları Yönetimi ve Örgütsel Davranış literatürüne girmesiyle birlikte, diğer boyutu olan AİÇ da ele alınmaya başlanmıştır (Özdevecioğlu ve Doruk 2009).

İş ve aile rolleri arasındaki uyumsuzluk üç tip çatışmaya neden olmaktadır. Bunlar; zaman temelli çatışma, sıkıntı (gerginlik) temelli çatışma ve davranış temelli çatışma olarak adlandırılmaktadır (Greenhaus ve Beutell 1985, Dursun ve İştar 2014). Zaman temelli çatışma, işteki rolün (sorumlulukların) yerine getirilmesi amacıyla ayrılan zamanın, aile rolüne oranla daha fazla miktarı içermesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Özellikle fazla çalışma, aile rolünün gereklerine uymayı zorlaştırabilmekte ve zaman temelli çatışmaya neden olmaktadır (Netemeyer ve ark. 1996). Diğer taraftan bireyin üstlendiği her yeni rol, diğer rollere ayrılan zamanı kısıtlamakta (Özdevecioğlu ve Doruk 2009) ve bir etkinlikte harcanan süre diğer etkinliklerin düzgün bir biçimde tamamlanmasını engellemektedir (Elloy ve Smith 2004). Örneğin, hafta sonu ailesi ile birlikte vakit geçirmek için plan yapan bir kişi, işte ortaya çıkan ani bir durum nedeniyle hafta sonu da çalışmak zorunda kalıyorsa, zaman temelli İAÇ yaşayabilir (Özdevecioğlu ve Doruk 2009). Zaman temelli çatışmanın örgütsel kaynakları, uzun çalışma saatleri, esnek olmayan bir çalışma programına sahip olma ya da mesaiye kalma gibi faktörlerdir. Ailevi kaynaklar ise, küçük çocuğa ya da bakıma muhtaç bir yakına sahip olma, kalabalık bir aileye mensup olma ve eşlerin her ikisinin de çalışması olarak sıralanmaktadır

28

(Elloy ve Smith 2004). Gerginlik temelli çatışma, bireyin iş ve aile alanlarındaki yerine getirmesi gereken rolü gerçekleştirirken meydana gelen stres ve gerilimin, bireyin diğer rolün gereklerini yerine getirmesini engellemesi durumudur (Demircan ve Turunç 2017). İş ya da aile alanlarından birisinde yaşanan ve gerginlik yaratan bir durum, diğer alana ilişkin rolün gereklerinin yerine getirilmesini etkilemektedir. Örneğin işten eve zihinsel olarak yorgun gelen bir kişi, aile üyeleri ile olumlu bir etkileşime geçemeyebilir. Aynı şekilde evinde problemler yaşayan bireyin işindeki verimliliği düşebilmektedir (Carlson ve ark. 2003). Davranışsal temelli çatışma ise, bir role uygun olan davranış kalıplarının diğer rolün gerekleriyle uyumlu olmaması halinde ortaya çıkmaktadır (Knecht ve ark. 2011). Yani bir rol için gereken davranış biçimi, başka bir rolün gerekliliklerini yerine getirmeyi zorlaştırmaktadır (Greenhaus ve Beutell 1985). Birey davranışlarını rolün gereklerine göre değiştirmediği sürece davranış temelli çatışma ortaya çıkmaktadır. Örneğin, aile üyeleri tarafından şefkatli, duygusal ve sıcakkanlı olması beklenen birey, işyerindeki sinirli ve otoriter tutumunu evde de sergilerse davranış temelli İAÇ meydana gelecektir (Mustafayeva ve Bayraktaroğlu 2014).