• Sonuç bulunamadı

HZ. YUSUF'UN KARDEfiLER‹

Belgede KURAN'DAN GENEL B LG LER (sayfa 134-138)

(Babas›) Demiflti ki: "O¤lum, rüyan› kardefllerine anlatma, yoksa sana bir tuzak kurarlar. Çünkü fleytan, insan için apaç›k bir düflmand›r." (Yu-suf Suresi, 5)

Andolsun, Yusuf ve kardefllerinde soranlar için ayetler (ibretler) vard›r.

Onlar flöyle demiflti: "Yusuf ve kardefli babam›za bizden daha sevgili-dir; oysaki biz, birbirini pekifltiren bir toplulu¤uz. Gerçekte babam›z, aç›kça bir flaflk›nl›k içindedir." "Öldürün Yusuf'u veya onu bir yere

at›p-b›rak›n ki baban›z›n yüzü yaln›zca size (dönük) kals›n. Ondan sonra da salih bir topluluk olursunuz." ‹çlerinden bir sözcü dedi ki: "E¤er (mutla-ka bir fley) yapacaksan›z, öldürmeyin Yusuf'u, onu kuyunun derinlikle-rine b›rak›verin de bir yolcu kafilesi als›n." (Bu karara vard›ktan sonra)

"Ey Babam›z," dediler. "Sana ne oluyor, Yusuf'a karfl› bize güvenmiyor-sun? Oysa gerçekte biz, onun iyili¤ini isteyenleriz." "Sen onu yar›n bi-zimle gönder, gönlünce gezsin, oynas›n. Elbette biz onu koruyup-göze-tiriz." Dedi ki: "Sizin onu götürmeniz gerçekten beni üzer ve siz ondan habersiz iken onu kurdun yemesinden korkuyorum." Dediler ki: "Andol-sun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda flüphesiz kayba u¤rayan (aciz) kimseler oluruz." Nitekim onu götürdük-leri ve kuyunun derinlikgötürdük-lerine atmaya topluca davrand›klar› zaman, biz ona (flöyle) vahyettik: "Andolsun, sen onlara kendileri, fark›nda de¤il-ken bu yapt›klar›n› haber vereceksin." Akflam üstü babalar›na a¤lar va-ziyette geldiler. Dediler ki: "Ey Babam›z, gerçek flu ki, biz gittik, yar›fl›-yorduk. Yusuf'u da yiyeceklerimizin (veya eflyam›z›n) yan›nda b›rak-m›flt›k. Fakat onu kurt yemifl. Ne var ki biz do¤ruyu söylesek bile sen bize inanacak de¤ilsin." Ve üzerine yalandan kan (sürülmüfl) olan göm-le¤ini getirdiler. "Hay›r" dedi. Nefsiniz, sizi yan›lt›p (böyle) bir ifle sürük-lemifl. Bundan sonra (bana düflen) güzel bir sab›rd›r. Sizin bu düzüp-uydurduklar›n›za karfl› (kendisinden) yard›m istenecek olan Allah't›r."

(Yusuf Suresi, 7-18)

(Kurakl›k bafllay›nca) Yusuf'un kardeflleri gelip yan›na girdiler, onu tan›-mad›klar› halde kendisi onlar› hemen tan›d›. Onlar›n erzak yüklerini ha-z›rlay›nca dedi ki: "Bana baban›zdan olan kardeflinizi getirin. Görmüyor musunuz, ben ölçüyü tam tutar›m ve ben konukseverlerin en hay›rl›s›-y›m." "E¤er onu bana getirmeyecek olursan›z, art›k benim kat›mda si-zin için bir ölçek (erzak) yoktur ve bana da yaklaflmay›n." Dediler ki:

"Onu babas›ndan istemeye çal›flaca¤›z ve herhalde biz bunu yapabile-ce¤iz." Yard›mc›lar›na dedi ki: "Sermayelerini (erzak bedellerini) yükle-rinin içine koyun. ‹htimal ki ailelerine döndüklerinde bunun fark›na va-r›rlar da belki geri dönerler." Böylelikle babalar›na döndükleri zaman, dediler ki: "Ey babam›z, ölçek bizden engellendi. Bu durumda kardefli-mizi bizimle gönder de erza¤› alal›m. Onu mutlaka koruyaca¤›z." Dedi ki: "Daha önce kardefli konusunda size güvendi¤imden baflka (bir fle-kilde) onun hakk›nda size güvenir miyim? Allah en hay›rl› koruyucudur ve O, esirgeyenlerin esirgeyicisidir." Erzak yüklerini aç›p da

sermayele-rinin kendilerine geri verilmifl oldu¤unu gördüklerinde, dediler ki: "Ey Babam›z, daha neyi ar›yoruz, iflte sermayemiz bize geri verilmifl; (bu-nunla yine) ailemize erzak getiririz, kardeflimizi koruruz ve bir deve yü-künü de ilave ederiz. Bu (ald›¤›m›z) az bir ölçektir." "Bana etraf›n›z›n çepeçevre kuflat›lmas› d›fl›nda, onu ne olursa olsun mutlaka bana ge-tirece¤inize dair Allah ad›na kesin bir söz verinceye kadar, onu sizinle asla gönderemem." dedi. Böylelikle ona kesin bir söz verince dedi ki:

"Allah, söylediklerimize vekildir." Ve dedi ki: "Ey çocuklar›m, tek bir ka-p›dan girmeyin, ayr› ayr› kap›lardan girin. Ben size Allah'tan hiçbir fleyi sa¤layamam (gideremem). Hüküm yaln›zca Allah'›nd›r. Ben O'na tevek-kül ettim. Tevektevek-kül edenler de yaln›zca O'na tevektevek-kül etmelidirler." Ba-balar›n›n kendilerine emretti¤i yerden (M›s›r'a) girdiklerinde, (bu,) -Ya-kub'un nefsindeki dile¤i a盤a ç›karmas› d›fl›nda- onlara Allah'tan gele-cek olan hiçbir fleyi (gidermeyi) sa¤lamad›. Gerçekten o, kendisine ö¤-retti¤imiz için bir ilim sahibiydi. Ancak insanlar›n ço¤u bilmezler. (Yusuf Suresi, 58-68)

Yusuf'un yan›na girdikleri zaman, o, kardeflini ba¤r›na bast›; "Ben" de-di. "Senin gerçekten kardeflinim. Art›k onlar›n yapt›klar›na üzülme." Er-zak yüklerini kendilerine haz›rlay›nca da, su kab›n› kardeflinin yükü içi-ne b›rakt›, sonra bir münadi (flöyle) seslendi: "Ey kafile, sizler gerçek-ten h›rs›zs›n›z." Onlara do¤ru yönelerek: "Neyi kaybettiniz?" dediler.

Dediler ki: "Hükümdar›n su tas›n› kaybettik, kim onu (bulup) getirirse, (ona arma¤an olarak) bir deve yükü vard›r. Ben de buna kefilim." "Allah ad›na, hayret" dediler. "Siz de bilmiflsiniz ki, biz (bu) yere bozgunculuk ç›karmak amac›yla gelmedik ve biz h›rs›z de¤iliz." "Öyleyse" dediler.

"E¤er yalan söylüyorsan›z (bunun) cezas› nedir?" Dediler ki: "Bunun ce-zas›, (su tas›) yükünde bulunan›n kendisidir. ‹flte biz zulmedenleri böy-le cezaland›r›r›z." Böyböy-lece (Yusuf) kardeflinin kab›ndan önce onlar›n kablar›n› (yoklamaya) bafllad›, sonra onu kardeflinin kab›ndan ç›kard›.

‹flte biz Yusuf için böyle bir plan düzenledik. (Yoksa) Hükümdar›n dinin-de (yürürlükteki kanuna göre) kardinin-deflini (yan›nda) al›koyamazd›. Ancak Allah'›n dilemesi baflka. Biz diledi¤imizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vard›r. (Yusuf Suresi, 69-76) Dediler ki: "Ey Vezir, gerçek flu ki, bunun yafll› (ve) büyük bir babas› var;

onun yerine bizden birisini al›koy. Do¤rusu biz, seni iyilik yapanlardan görmekteyiz." Dedi ki: "Eflyam›z› kendisinde buldu¤umuzun d›fl›nda, bi-risini al›koymam›zdan Allah'a s›¤›n›r›z. Yoksa bu durumda kuflkusuz biz

zalim oluruz." Ondan umutlar›n› kestikleri zaman, (durumu) kendi ara-lar›nda görüflmek üzere bir yana çekildiler. Onlar›n büyükleri dedi ki:

"Baban›z›n size karfl› Allah ad›na kesin bir söz ald›¤›n› ve daha önce Yusuf konusunda yapt›¤›m›z afl›r›l›¤› (iflledi¤imiz suçu) bilmiyor musu-nuz? Art›k (bundan böyle) ben, ya babam bana izin verinceye veya Allah bana iliflkin hüküm verinceye kadar (bu) yerden kesin olarak ay-r›lamam. O, hüküm verenlerin en hay›rl›s›d›r." "Dönün baban›za ve de-yin ki: '-Ey babam›z, senin o¤lun gerçekten h›rs›zl›k etti. Biz, bildi¤imiz-den baflkas›na flahitlik etmedik. Biz gayb›n kollay›c›lar› de¤iliz." "‹çinde (yaflamakta) oldu¤umuz flehre sor, hem kendisinde geldi¤imiz kervana da. Biz gerçekten do¤ruyu söyleyenleriz." (fiehre dönüp durumu baba-lar›na aktar›nca o:) "Hay›r" dedi. "Nefsiniz sizi yan›lt›p (böyle) bir ifle sü-rüklemifl. Bundan sonra (bana düflen) güzel bir sab›rd›r. Umulur ki Allah (pek yak›n bir gelecekte) onlar›n tümünü bana getirir. Çünkü O, bilenin, hüküm ve hikmet sahibi olan›n kendisidir." (Yusuf Suresi, 78-83)

"O¤ullar›m, gidin de Yusuf ile kardeflinden (duyarl› bir araflt›rmayla) bir haber getirin ve Allah'›n rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler toplulu¤undan baflkas› Allah'›n rahmetinden umut kesmez." Böylece onun (Yusuf'un) huzuruna girdikleri zaman, dediler ki: "Ey Vezir, bize ve ailemize fliddetli bir darl›k dokundu; önemi olmayan bir sermaye ile gel-dik. Bize art›k (yine) ölçe¤i tam olarak ver ve bize ilave bir ba¤›flta bu-lun. fiüphesiz Allah, tasaddukta bulunanlara karfl›l›¤›n› verir." (Yusuf) Dedi ki: "Sizler, cahiller iken Yusuf'a ve kardefline neler yapt›¤›n›z› bili-yor musunuz?" "Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler.

"Ben Yusuf'um" dedi. "Ve bu da kardeflimdir. Do¤rusu Allah bize lütuf-da bulundu. Gerçek flu ki, kim sak›n›r ve sabrederse, flüphesiz Allah, iyilikte bulunanlar›n karfl›l›¤›n› bofla ç›karmaz." Dediler ki: "Allah ad›na, hayret, Allah seni gerçekten bize karfl› tercih edip-seçmifltir ve biz de gerçekten hataya düflenler idik." Dedi ki: "Bugün size karfl› sorgulama, k›nama yoktur. Sizi Allah ba¤›fllas›n. O, merhametlilerin (en) merhamet-lisidir." "Bu gömle¤imle gidin de, babam›n yüzüne sürün. Gözü (yine) görür hale gelir. Bütün ailenizi de bana getirin." (Yusuf Suresi, 87-93) (Çocuklar› da:) "Ey babam›z, bizim için günahlar›m›z›n ba¤›fllanmas›n›

dile. Biz gerçekten hataya düflenler idik" dediler.

"‹leride sizin için Rabbimden ba¤›fllanma dilerim. Çünkü O, ba¤›fllayan-d›r, esirgeyendir" dedi. (Yusuf Suresi, 97-98)

Bu, sana (ey Muhammed) vahyetti¤imiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeflleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacaklar› ifle topluca karar verdikleri zaman sen yanlar›nda de¤ildin. (Yusuf Suresi, 102)

Belgede KURAN'DAN GENEL B LG LER (sayfa 134-138)