• Sonuç bulunamadı

Hz.‹sa'n›n Beflikteyken Konuflmas›

Belgede KURAN'DAN GENEL B LG LER (sayfa 108-112)

Bunun üzerine ona (çocu¤a) iflaret etti. Dediler ki: "Henüz beflikte olan bir çocukla biz nas›l konuflabiliriz?" (‹sa) Dedi ki: "fiüphesiz ben Allah'›n kuluyum. (Allah) Bana Kitab› verdi ve beni peygamber k›ld›. Nerede olursam (olay›m,) beni kutlu k›ld› ve hayat sürdü¤üm müddetçe, bana namaz› ve zekat› vasiyet (emr) etti. Anneme itati de. Ve beni mutsuz bir zorba k›lmad›. Selam üzerimedir; do¤du¤um gün, ölece¤im gün ve diri olarak yeniden-kald›r›laca¤›m gün de." ‹flte Meryemo¤lu ‹sa; hakk›nda kuflkuya düfltükleri "Hak Söz". (Meryem Suresi, 29-34)

Hz. ‹sa'n›n Peygamberli¤i

Onlar›n (peygamberleri) ard›ndan yanlar›ndaki Tevrat'› do¤rulay›c› ola-rak Meryemo¤lu ‹sa'y› gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'› do¤rulayan ve muttakiler için yol gösterici ve ö¤üt olan ‹ncil'i verdik. (Maide Suresi, 46)

Andolsun, biz Musa'ya kitab› verdik ve ard›ndan peflpefle elçiler gön-derdik. Meryemo¤lu ‹sa'ya da apaç›k belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Ku-düs'le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hofllanmaya-ca¤› bir fleyle gelse, büyüklük taslayarak bir k›sm›n›z onu yalanlayacak, bir k›sm›n›z da onu öldürecek misiniz? (Bakara Suresi, 87)

Hz. ‹sa'n›n Tevhide Ça¤r›s›

‹sa, aç›k belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve hakk›nda ihtilafa düfltüklerinizin bir k›sm›n› size aç›klamak için de. Öy-leyse Allah'tan sak›n›p korkun ve bana itaat edin. fiüphesiz Allah, O, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; flu halde O'na kulluk edin. Dos-do¤ru yol budur." (Zuhruf Suresi, 63-64)

Hani Meryemo¤lu ‹sa da: "Ey ‹srailo¤ullar›, gerçekten ben, sizin için Allah'tan gönderilmifl bir elçiyim. Benden önceki Tevrat'› do¤rulay›c› ve benden sonra ismi "Ahmed" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demifl-ti. Fakat o, onlara apaç›k belgelerle gelince: "Bu, aç›kça bir büyüdür"

dediler. (Saf Suresi, 6)

Hz. ‹sa'n›n Mucizeleri

‹srailo¤ullar›na elçi k›lacak. (O, ‹srailo¤ullar›na flöyle diyecek:) "Gerçek flu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kufl bi-çiminde bir fley oluflturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'›n iz-niyle kufl oluverir. Ve Allah'›n iziz-niyle do¤ufltan kör olan›, alaca

hastal›-¤›na tutulan› iyilefltirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve biriktirdiklerini-zi size haber veririm. fiüphesiz, e¤er inanm›flsan›z bunda sibiriktirdiklerini-zin için ke-sin bir ayet vard›r. Benden önceki Tevrat'› do¤rulamak ve size haram k›-l›nan baz› fleyleri helal k›lmak üzere size Rabbinizden bir ayetle geldim.

Art›k Allah'tan korkup bana itaat edin. Gerçekten Allah, benim de Rab-bim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na ibadet edin. Dosdo¤ru olan yol iflte budur." (Al-i imran Suresi, 49-51)

Hani Meryemo¤lu ‹sa da: "Ey ‹srailo¤ullar›, gerçekten ben, sizin için Allah'tan gönderilmifl bir elçiyim. Benden önceki Tevrat'› do¤rulay›c› ve benden sonra ismi "Ahmed" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demifl-ti. Fakat o, onlara apaç›k belgelerle gelince: "Bu, aç›kça bir büyüdür"

dediler. (Saf Suresi, 6)

Havariler ve Hz. ‹sa

Nitekim ‹sa, onlarda inkâr› sezince, dedi ki: "Allah için bana yard›m ede-cekler kimdir?" Havariler: "Allah'›n yard›mc›lar› biziz; biz Allah'a inand›k, bizim gerçekten Müslümanlar oldu¤umuza flahid ol" dediler. "Rabbimiz, biz indirdi¤ine inand›k ve elçiye uyduk. Böylece bizi flahidlerle beraber yaz." (Al-i ‹mran Suresi, 52-53)

Hani Havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham) etmifl-tim; onlar da: "‹man ettik, gerçekten Müslümanlar oldu¤umuza sen de flahid ol" demifllerdi. Havariler: "Ey Meryemo¤lu ‹sa, Rabbin bize gök-ten bir sofra indirebilir mi?" demifllerdi. O da: "E¤er inanm›fllarsan›z Allah'tan korkup-sak›n›n" demiflti. (Bu sefer Havariler:) "Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize do¤ru söy-ledi¤ini bilelim ve buna flahidlerden olal›m" demifllerdi. Meryemo¤lu ‹sa:

"Allah'›m, Rabbimiz, bize gökten bir sofra indir, öncemiz ve sonram›z için bir bayram ve Sen'den de bir belge olsun. Bizi r›z›kland›r, Sen r›z›k vericilerin en hay›rl›s›s›n" demiflti. Allah demiflti ki: "fiüphesiz ben bunu size indirece¤im. Art›k sonra sizden kim inkâr ederse, ben onu gerçek-ten alemlerden hiç kimseyi azabland›rmayaca¤›m bir azabla azabland›-raca¤›m." (Maide Suresi, 111-115)

‹srailo¤ullar›n›n Hz. ‹sa'y› Öldürdüklerini Sanmalar›

Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karfl›l›k) bir dü-zen kurdu. Allah, düdü-zen kurucular›n en hay›rl›s›d›r. Hani Allah, ‹sa'ya demiflti ki: "Ey ‹sa, do¤rusu senin hayat›na Ben son verece¤im, seni Kendime yükseltece¤im, seni inkâr edenlerden temizleyece¤im ve sa-na uyanlar› k›yamete kadar inkâra sapanlar›n üstüne geçirece¤im.

Sonra dönüflünüz yaln›zca Banad›r, hakk›nda anlaflmazl›¤a düfltü¤ü-nüz fleyde aran›zda Ben hükmedece¤im." (Al-i ‹mran Suresi, 54-55) Ve: "Biz, Allah'›n Resulü Meryemo¤lu Mesih ‹sa'y› gerçekten öldürdük"

demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürme-diler ve onu asmad›lar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakk›nda anlaflmazl›¤a düflenler, kesin bir flüphe içindedirler. On-lar›n bir zanna uymaktan baflka buna iliflkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. Hay›r; Allah onu kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 157-158)

Hz. ‹sa'dan Sonra Ortaya At›lan Sapk›n ‹nan›fllar

Yahudiler: "Üzeyir Allah'›n o¤ludur" dediler; H›ristiyanlar da: "Mesih Allah'›n o¤ludur" dediler. Bu, onlar›n a¤›zlar›yla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkâr edenlerin sözlerini taklid ediyorlar. Allah onlar›

kahretsin; nas›l da çevriliyorlar? (Tevbe Suresi, 30)

Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taflk›nl›k etmeyin, Allah'a karfl› gerçek olandan baflkas›n› söylemeyin. Meryemo¤lu Mesih ‹sa, ancak Allah'›n elçisi ve kelimesidir. Onu ('OL' kelimesini) Meryem'e yöneltmifltir ve

O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inan›n›z; "üçtür" demeyi-niz. (Bundan) kaç›n›n, sizin için hay›rl›d›r. Allah, ancak bir tek ilaht›r. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nun-dur. Vekil olarak Allah yeter. Mesih ve yak›nlaflt›r›lm›fl (yüksek derece sahibi) melekler, Allah'a kul olmaktan kesinlikle çekimser kalmazlar.

Kim O'na ibadet etmeye 'karfl› çekimser' davran›rsa ve büyüklenme gösterirse (bilmeli ki,) onlar›n tümünü huzurunda toplayacakt›r. (Nisa Suresi, 171-172)

Meryemo¤lu Mesih, yaln›zca bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçti. Onun annesi dosdo¤rudur, ikisi de yemek yerlerdi. Bir bak, onla-ra ayetleri nas›l aç›kl›yoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nas›l da çevriliyor-lar? (Maide Suresi, 75)

Onlar, Allah'› b›rak›p bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryemo¤lu Mesih'i de.. Oysa onlar, tek olan bir ilah'a ibadet etmekten baflka bir fleyle emrolunmad›lar. O'ndan baflka ilah yoktur. O, bunlar›n flirk kofltuklar› fleylerden yücedir. (Tevbe Suresi, 31)

Andolsun, "fiüphesiz Allah, Meryemo¤lu Mesih'tir" diyenler küfre düfl-müfltür. Oysa Mesih'in dedi¤i (fludur:) "Ey ‹srailo¤ullar›, benim de Rab-bim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Çünkü O, kendisine or-tak koflana flüphesiz cenneti haram k›lm›flt›r, onun bar›nma yeri atefltir.

Zulmedenlere yard›mc› yoktur." Andolsun, "Allah üçün üçüncüsüdür" di-yenler küfre düflmüfltür. Oysa tek bir ilahtan baflka ilah yoktur. E¤er söylemekte olduklar›ndan vazgeçmezlerse, onlardan inkâr edenlere mutlaka (ac›) bir azab dokunacakt›r. (Maide Suresi, 72-73)

Sonra onlar›n izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ard›nca gönderdik. Mer-yemo¤lu ‹sa'y› da arkalar›ndan gönderdik; ona ‹ncil'i verdik ve onu izle-yenlerin kalplerinde bir flefkat ve merhamet k›ld›k. (Bir bid'at olarak) Tü-rettikleri ruhbanl›¤› ise, Biz onlara yazmad›k (emretmedik). Ancak Allah'›n r›zas›n› aramak için (türettiler) ama buna da gerekti¤i gibi uy-mad›lar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlar-dan birço¤u da fas›k olanlard›r. (Hadid Suresi, 27)

Meryemo¤lu (‹sa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen on-dan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar. Dediler ki: "Bizim ilahla-r›m›z m› daha hay›rl›, yoksa o mu?" Onu yaln›zca bir tart›flma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hay›r, onlar 'tart›flmac› ve düflman' bir ka-vimdir. O, yaln›zca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu ‹srailo¤ul-lar›na bir örnek k›ld›k. (Zuhruf Suresi, 57-59)

HZ. MUHAMMED

Hz. Muhammed'e Kuran'›n ‹ndirilmesi ve Kuran'la Hükmetmesi

Andolsun, sana çiftlerden yediyi ve büyük Kur'an'› verdik.(Hicr Suresi, 87)

(Onlar›) Apaç›k deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'an'›) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni aç›klayas›n ve onlar da iyice düflünsünler, diye.(Nahl Suresi, 44)

Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)› do¤rulay›c› ve ona 'bir flahid-gözetleyici' olarak Kitab'› (Kur'an'›) indirdik. Öyleyse aralar›nda Allah'›n indirdi¤iyle hükmet ve sana gelen haktan sap›p onlar›n heva (istek ve tutku)lar›na uyma. Sizden her biriniz için bir fleriat ve bir yol-yöntem k›ld›k. E¤er Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet k›lard›; ancak (bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir. Art›k hay›rlarda yar›fl›n›z. Tümü-nüzün dönüflü Allah'ad›r. Hakk›nda anlaflmazl›¤a düfltü¤ünüz fleyleri si-ze haber verecektir. Aralar›nda Allah'›n indirdi¤iyle hükmet ve onlar›n hevalar›na uyma. Allah'›n sana indirdiklerinin bir k›sm›ndan seni flafl›rt-mamalar› için diye onlardan sak›n. fiayet yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir k›s›m günahlar› nedeniyle onlara bir musibeti tatt›rmak istemektedir.

fiüphesiz, insanlar›n ço¤u fas›klard›r. (Maide Suresi, 48-49)

‹man edip salih amellerde bulunan ve Muhammed'e indirilen (Kur'an)a -ki o Rablerinden bir hakt›r- iman edenlerin (Allah), kötülüklerini örtüp-ba¤›fllam›fl, durumlar›n› düzeltip-›slah etmifltir. (Muhammed Suresi, 2) Sahibiniz (arkadafl›n›z olan peygamber) sapmad› ve azmad›. O, heva-dan (kendi istek, düflünce ve tutkular›na göre) konuflmaz. O (söyledik-leri), yaln›zca vahyolunmakta olan bir vahiydir. Ona (bu Kur'an'›) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) ö¤retmifltir. (Necm Suresi, 2-5)

Hz. Muhammed Allah'›n Elçisi ve

Belgede KURAN'DAN GENEL B LG LER (sayfa 108-112)