• Sonuç bulunamadı

Hz Peygamber’in Zeyneb b Cahş ile Evliliği Meselesi

7. MUHTELİF İDDİALAR

7.1. Hz Peygamber’in Zeyneb b Cahş ile Evliliği Meselesi

Mevdûdî, Nur Sûresi’nin tarihi arka planını izah ederken oryantalistlerin de Hz. Peygamber’in aleyhine iddialarda434 bulunmalarına sebebiyet veren Zeynep Bint Cahş

ile evliliğini değerlendirmiştir.

431 Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, c. 1, s.30. 432 Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, c. 1, s. 30.

433 Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, c. 1, s .31.; Mevdûdî, Meseleler ve Çözümleri, c. 3, s. 74-82. 434 Seyfullah Kara, Hz. Peygamber’e Karşı Oryantalist Bakış ve Bu Bakışın Kırılmasında Metodolojik

173

Hz. Peygamber, evlatlığı Zeyd b. Harise’den boşanmış olan Zeynep Bint Cahş ile evlenmiştir. Fakat bu evliliği, kişinin bizzat kendi öz oğlunun hakkı olan statünün aynısını evlatlığına da tanıyan cahiliye adetlerinden birine bir son vermek için gerçekleştirmiştir. Fakat münafıklar, Hz. Peygamber’i ayıplamak ve karalamak için bu hadiseyi bir fırsat olarak değerlendirmişlerdir. Dışarda da Yahudiler ve müşrikler bu iftira ile Hz. Peygamber’in itibarını zedelemek için bu hadiseyi istismar etmişlerdir. Hz. Peygamber’in evlatlığının zevcesini görmüş ve ona aşık olmuş; onun boşanmasını sağlanmış ve sonunda onunla kendisi evlenmiş tarzında hikayeler uydurarak Hz. Peygamber’e ve onun kutsal vazifesine kara çalmak istemişlerdir. Bu hikayeler, o dönemde yayıldığı gibi, bazı müfessirlerce de tefsirlerde kullanılmıştır. İslâm’a karşı ileri sürdükleri iddiaları İslâm literatüründen devşiren oryantalistler de İslâm kaynaklarından hakkında bilgi edindikleri bu hadiseden yola çıkarak Peygamber’e dair çirkin ithamlarda bulunmuşlardır.435

Fakat Hz. Peygamber, Hz. Zeyneb’i tevafuken görüp ilk bakışta aşık olacak kadar kendisine yabancı değildi. Nitekim Hz. Zeyneb, Hz. Peygamber’in halası Ümeyme’nin kızıydı ve Hz. Peygamber onu çocukluğundan beri tanımaktaydı. Bu hadiseden bir yıl önce, o toplumda azatlı kölelerin hürlerle eşit statüde olduklarını uygulamada da göstermek için, Hz. Zeyneb istememesine rağmen Hz. Zeyd ile evliliğe bizzat kendisi ikna etmiştir. Oysa Hz. Zeyneb’in kardeşi Abdullah Bin Cahş da bu evliliğe karşı çıkmıştır. Hz. Zeyneb, bir azatlı köleyle evlenmeyi bir türlü sindiremediği için eşiyle geçinememiş ve ayrılmak zorunda kalmışlardır. Bu, meselenin hakikati herkesçe bilinmesine rağmen müfteriler, propagandalarında o kadar başarılı olmuşlardır ki bugün dahi İslâm’ı zemmetmek için bu hadiseyi istismar edenler vardır.436

Mevdûdî, Hz. Peygamber ile Hz. Zeyneb’in izdivacının hikmetine binaen nazil olan Ahzab sûresi 37. ayetin tefsirini yaparken bu konu üzerinde durmuştur. “Hani

sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: eşini yanında tut ve Allah’tan sakın diyordun; insanlardan da çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde gizli tutuyordun; oysa Allah, kendisinden çekinmene çok daha layıktı. Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, biz onu seninle evlendirmiş olduk; ki

435 Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, c. 3, s. 441.; Mevdûdî, Tarih Boyunca…., c. 1, s. 256-257. 436 Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, c. 3, s. 442

174

böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman onlarla evlenme konusunda mü’minler üzerine bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir.” Bu ayetin Hz. Peygamber’in Hz. Zeyneb ile izdivacından

sonra münafıkların, Yahudilerin ve müşriklerin O’nun aleyhinde propaganda yapmaya başlamaları üzerine nazil olduğunu ifade etmiştir. Bu ayetler incelenirken, vahyin Hz. Peygamber’i levm eden, müfteri kimselerin tahkirlerine binaen, onları yola getirmek ya da onları eğitmek için nazil olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ayetlerin nüzulünün esas sebebi, Müslümanları bu propagandaların oluşturabileceği tereddüt ve şüphelere karşı korumaktır. Nitekim Allah’ın kelamı kâfirleri tatmin etmezdi. Ayette açıkça Hz. Zeyd’den bahsedilmektedir. Hz. Zeyd, sekiz yaşında iken kabileler arasındaki çatışmalardan sonra esir alınmış ve Ukaz Panayırı’nda satılmıştır. Hâkim bin Hizan satın aldığı Zeyd’ i halası Hz. Hatice’ye hibe etmiştir. Hz. Peygamber ile Hz. Hatice evlendikten sonra Zeyd, Hz. Peygamber’in hizmetinde bulunmuştur. Zeyd 15 yaşında iken fidye karşılığı Hz. Peygamber’e serbest bırakmasını teklif eden ailesine mukabil Hz. Peygamber’in yanında kalmayı tercih etmiştir. Hz. Peygamber Zeyd’in bu davranışından sonra: “Şahit olun! Şu andan itibaren Zeyd benim oğlumdur.

Ben ona varisim, o da bana varistir.” diyerek onu evlatlık edinmiştir. Bu süreçten

sonra Mekke’de Zeyd bin Muhammed olarak çağırılmaya başlanmıştır. Tüm bunlar Hz. Peygamber’in risâletinden önce gerçekleşmiştir. Allah, Hz. Peygamber’i risalet vazifesini bahşettikten sonra, ona ilk iman eden dört kişiden biri Hz. Zeyd olmuştur. Hz. Peygamber, Hz. Zeyd’i halasının kızı Zeynep bint Cahş ile evlendirmiştir. Daha önce de ifade edildiği gibi Hz. Zeynep bu evliliği sindirememiş ve bu cihetle evliliği boşanma ile son bulmuştur.437

Mevdûdî, bazı kimselerin bu ayetin manasını yanlış anlayarak şöyle yorumladıklarını belirtmiştir: Hz. peygamber Zeyneb ile evlenmeyi ve Zeyd’in onu boşamasını istiyordu. Fakat Zeyd hanımına boşamak istediğini ifade edince, Hz. Peygamber onu istemeyerek de olsa evliliğini sürdürmesine ikna etmeye çalışmıştır. Bunun üzerine Allah’ın: “Allah’ın açığa vuracağı bir şeyi içinde gizliyordun.” buyurduğunu ileri sürmüşlerdir. Oysa ayetin gerçek anlamı bunun tam tersidir eğer bu

437 Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, c. 4, s .424.; Mevdûdî, Tarih Boyunca…., c. 1, s. 209.; Hamidullah,

175

cümleyi aynı Sûrenin 1-2-3 ve 7. ayetleriyle birlikte okunursa, Hz. Zeyd ile zevcesi arasındaki anlaşmazlık şiddetlendiğinde Allah, Hz. Peygamber’in kalbine; Zeyd Zeyneb’i boşadığında onunla Hz. Peygamber’in evlenmesi gerektiğini ilham etmiştir. Fakat Hz. Peygamber, o dönemin Arap toplumunda evlatlığının dul karısı ile evlenmenin hem de toplumun büyük çoğunluğunun kendisine ve ashabına düşmanlık beslediği bir anda, ne gibi bir zorluğa sebebiyet vereceğini tahmin edebilmiştir. Bu cihetle Zeyd karısını boşamak istediğini söyleyince Hz. Peygamber: “Allah’tan kork, eşini yanında tut!” demiştir. Bu telkinle kastettiği şey şuydu: kendisinin bu imtihandan kurtulabilmesi için Zeyd’in eşini boşamaması gerekiyordu; aksi takdirde boşanma gerçekleştiğinde bu emri yerine getirmek zorunda kalacak ve böylece pek çok iftira ve suçlamalara hedef olacaktı. Fakat Peygamber karşılaşacağı iftira ve suçlamalardan kaçınmak niyetiyle, bilerek Hz. Zeyd’in eşini boşamasına mani olmaya gayret ederken Allah, bu davranışı Peygamber’in yerine getirmesi gereken bir vazife olarak takdir ederek bu evlilik vesilesiyle büyük bir reform yapmayı murad etmiştir. “İnsanlardan

korkuyordun; oysa asıl korkulmaya layık olan Allah idi.” cümlesiyle de aynı noktaya

temas edilmektedir.438

Mevdûdî, ayette geçen “Biz, onu seninle evlendirmiş olduk” cümlesiyle Hz. Peygamber’in Hz. Zeyneb ile izdivacının kişisel bir arzusu sebebiyle değil, Allah’ın muradı ve emri neticesi ile olduğunun gösterdiğini ifade etmiştir. “Böylelikle

evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü’minlerin üzerine bir güçlük olmasın.” ifadesiyle de

Allah’ın, insanlar tarafından başka türlü kabul edilmesi çok güç ve zor olan bir sosyal ıslahatı elçisi aracılığı ile gerçekleştirdiğini göstermektedir. Nitekim Arap toplumunda evlatlık ilişkileri ile ilgili uygulamada var olan yanlış gelenek ve adetlere son vermenin başka yolu olmamıştır. Bu cihetle Allah, bu nikâhı sadece Peygamber’in ev halkına bir eş daha eklemek için değil önemli bir sosyal ıslahatı gerçekleştirmek için takdir etmiştir.439

Mevdûdî, Ahzab Sûresi 40. Ayete geçen “Muhammed, sizin erkeklerinizden

hiç birinin babası değildir; ancak o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur.

438 Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, c. 4, s. 425. 439 Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, c. 4, s. 425.

176

Allah her şeyi bilendir.” İfadesiyle de İslâm muarızlarının, Hz. Peygamber’in izdivacı

ile ilgili ileri sürdükleri iftiraların bertaraf edildiğini belirtmiştir. Bu kimselerin karşı çıktığı ilk husus, Hz. Peygamber’in İslâmî ilkelere göre oğlunun karısı ile evlenmek haram olduğu halde, gelini ile evlenmiş olmasıydı. Kur’ân bu itiraza şöyle cevap vermiştir: “Muhammed, sizin erkeklerinizden birinin babası değildir.” yani Zeyd onun gerçek oğlu değil; bu nedenle Peygamber’in onun eşiyle evlenmesi haram değildir. İkinci itiraz ise; evlatlığı, onun asıl oğlu değilse bile onun karısıyla evlenmemesi gerektiği ile ilgiliydi. Bu itiraza “Fakat o, Allah’ın Resûlüdür.” ifadesiyle yanıt verilmektedir. Yani gelenek ve göreneklerin haram kabul ettiği helal bir şey hakkındaki tüm önyargıları izale etmenin ve onun helal olduğunu ilan ve tebliğ etmenin Allah Resûlü’nün bir vazifesi olduğu belirtilmiştir. Bu husus “Ve O peygamberlerin sonuncusudur.” denilerek uygulanmaktadır. Yani Allah’ın Resûlü olmasının yanı sıra, ondan sonra onun eksik bıraktığı sosyal ıslahatları tamamlayabilecek bir peygamber daha gelmeyecektir, bu nedenle bu toplumda yerleşmiş olan bu kötü geleneğin bizzat peygamber tarafından ortadan kaldırılması icap etmektedir. 440