• Sonuç bulunamadı

5. DEĞER ARTIŞ PAYI ALACAĞI VE HESAPLAMA YÖNTEMİ

5.1. Hukuki Niteliği

Değer artış payı alacağı, eşlerin karşılıklı irade beyanları ile oluşan bir alacak olmayıp aile hukukunun kendine özgü niteliğinden kaynaklanan kanundan doğan bir alacak hakkıdır 274

. Dolayısıyla borçlar hukuku kapsamında bir sözleşme ilişkisine dayanmamaktadır. Eşler arasında sözleşme ilişkisi var ise değer artış payı alacağından söz edilmeyip borçlar hukuku hükümleri uyarınca taraflar birbirlerinden talepte bulunacaklardır275

. Bununla birlikte değer artış payı alacağı, katkıda bulunulan malın değerinin azalması ile ilk katkı miktarı kadar olmakta, malın değerinin artması ile artmaktadır. Malın tasfiye anında değer kaybetmesi halinde değer kaybının dikkate alınmaması bile ilişkinin tek taraflı olduğunu göstermektedir276

.

271 Sarı, s. 274; Günarslan, s. 55; Şıpka, Uygulama Sorunları, s. 181; Gençcan, s. 773.

272 Acar’a göre, mal sahibi eşin bu yolla haksız zenginleşmesini önlemek düşüncesiyle yasa koyucu değer

payını ihdas etmiştir. Aynı zamanda eşler arasında bağlılık ekonomik açıdan pekişmiş, adeta ekonomik yarar birliği kurulmuş olacaktır. Bkz Acar, s. 316; Sarı, s. 265; Özuğur’a göre, yapılacak denkleştirme ile sonunda katkı yapılan malın tasfiye sırasındaki değeri üzerinden katkısı oranında katkıda bulunan eş alacak hakkına sahip olacak her iki eşin yarar dengeleri korunacaktır. Bkz. Özuğur, s. 55.

273

Günarslan, s. 55; Dural/Öğüz/Gümüş, s. 221.

274

Günarslan, s. 59; Karakimseli, s. 34.

275 Gençcan’a göre, değer artış payı alacağı Borçlar Hukukunda düzenlenen bir borç ilişkisinden doğan

bir alacak gibidir. TMK m.5 hükmüne göre bu kanun ve Borçlar Kanunu’nun genel nitelikli hükümleri, uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Bkz. Gençcan, s. 777.

64 Değer artış payı alacağı tazminat alacağı mahiyetinde ise de bu alacağı, tazminattan ayıran en önemli unsur değer artış payı alacağının katkı yapılan malvarlığındaki artış oranının belirlenmesidir. Buna göre eşlere edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesine bağlı olarak malvarlıkları arasındaki geçişlerin ve karşılıksız değer artışların dikkate alınması imkânı getirilmiştir277

.

Değer artış payı alacağının özelliklerine kısaca değinirsek:

- Katkının yalnızca eşin kişisel malına yapılması gerekmez. Eşin edinilmiş malına

da katkı yapılmış olabilir. Hangi mal grubuna ilişkin katkı yapılmış ise borçtan o mal grubu sorumlu olacaktır278.

- Katkının bizzat eş tarafından yapılması gerekmez. Eşin yakınları tarafından eş

adına diğer eşin malına bir katkıda bulunulması da değer artış payı alacağının konusunu oluşturur279

.

- Edinilmiş mallara katılma rejimine özgü bir alacak değildir. Mal ayrılığı veya

paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde de eşlerden biri diğerine ait olup paylaştırma dışı kalan bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise mal rejiminin sona ermesi halinde katkısı oranında hakkaniyete uygun bir bedel ödenmesini isteyebilir280

.

277 Oy/Oy, s. 81. 278

Kılıçoğlu, Katkı ve Katılma Alacağı, s. 142; Özuğur, s. 54; Karamercan’a göre, edinilmiş mal niteliğindeki mala, edinilmiş maldan yapılan katkı nedeniyle değer artış payı alacağı istenemez. Bkz.

Karamercan, s. 439 ve Y. 8.HD, T.26.02.2015, E.2013/21040, K.2015/5284 sayılı kararına göre;

“Davacının evlilik birliğinde sahip olduğu edinilmiş mal niteliğindeki taşınmaza edinilmiş maldan

yapılan katkı sebebiyle değer artış payı istemi yerinde değilse de, katılma alacağının bulunduğunun kabulüyle, taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin (sürüm değeri) belirlenip, talep de göz önüne alınarak (HMK.m.26), TMK'nun 236. maddesine göre bu değerin yarısına katılma alacağı olarak karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” bkz. Kazancı İçtihat Bilgi

Bankası, Erişim Tarihi:10.09.2017.

279 Y.8.HD, T.16.05.2013, E.2012/7103, K.2013/7298 sayılı kararına göre; “… Öte yandan davalı-karşı

davacı vekilinin, davacının ailesi tarafından evlilik birliğine yapılan parasal katkılardan kaynaklanan tazminat talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir. Ailesi tarafından davalı-karşı davacıya verilen parasal katkılar, davalıya yapılan bağış olup onun kişisel malı sayılır. Bunun taşınmazda yarattığı değer artışıyla birlikte hüküm altına alınmalıdır.” bkz. Karamercan,

s. 440; Dural/Öğüz/Gümüş, s. 221.

280

HGK, T.02.07.1997, E.1997/366, K.1997/624 sayılı kararına göre; “Toplanan delillerden, kadının

bozdurduğu 10 bileziği taşınmazlara harcadığı ve bunun dışındaki ödemeleri de eşit olarak yaptıkları anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, davacı ve davalının taşınmazlardaki katkı oranını tespit etmek, dava tarihindeki değerleri bulmak, belirlenen oran kadar, talebi de göz önünde tutarak karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.)

65

- Değer artış payında, değer kaymasının karşılığı ayni hak olarak değil, alacak

hakkı olarak verilmektedir281

.

- Denkleştirme, eşin kendi malları arasındaki değer kaymasının karşılığı ise de

değer artış payı alacağı, diğer eşin mallarına olan değer kaymasının karşılığıdır.

- Değer artış payı talebine ilişkin dava, boşanma davasının feri niteliğinde görülen

bir dava değildir.

- Kendiliğinden araştırma ilkesi geçerli değildir. Değer artış payı alacağı

davasında usulüne uygun biçimde kesin sürede delil gösterilmemiş ise sadece dava dilekçesinde gösterilen deliller toplanabilir282

.

- Evlilik dışı katkıyı kapsamaz. Dolayısıyla değer artış payı alacağı davasında

evlilik dışında yapılan katkılar mal rejimleri hukukunun konusunu oluşturmadığından bu tür uyuşmazlıklar Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre aile mahkemelerinde değil genel mahkemelerde çözümlenebilecektir. Bununla birlikte aile birliği için yapılan harcamalar ile müşterek çocuklar için yapılan harcamalar, katkı kapsamında değerlendirilemez283

.

- Mal rejiminin tasfiyesi davalarının niteliği gereği belirsiz alacak davasıdır284.