• Sonuç bulunamadı

HUKUKA AYKIRI OLARAK ELDE EDĠLEN DELĠLLERĠN MUHAKEMEDE

22. ELKOYMA KARARININ YERĠNE GETĠRĠLMESĠ

1.2. HUKUKA AYKIRI OLARAK ELDE EDĠLEN DELĠLLERĠN MUHAKEMEDE

Ceza muhakemesinin amacının maddi gerçeğin araĢtırılması olduğu daha önce söylenmiĢti. Ancak, sınırsız bir Ģekilde araĢtırma yapmak yetkisi toplumsal ve bireysel hak ve özgürlükleri yok edebilir. ĠĢte hukuk devleti esaslarına uygun bir ceza muhakemesinde delil elde edilmesi ve değerlendirilmesi konusunda getirilen sınırlamalara delil yasakları denir405. Bu bağlamda arama ve elkoyma koruma tedbirine baĢvurulması da maddi gerçeğe ulaĢma araçlarından biri olarak hiçbir koĢul ve sınır tanımadan uygulanamaz. Koruma tedbirler bakımından anayasa ve yasalarda getirilmiĢ koĢullar yanında, ona hakim olan ilkelere de uyulmalıdır. Bunlara uyulmaması halinde elde edilen delillerin hukuka aykırı sayılmasına yol açacaktır. Bir delillerin hukuka aykırı sayılması halinde ise sorun bu delillerin muhakemede kullanılabilip kullanılamayacağıdır.

Kanuna aykırı bir Ģekilde elde edilmiĢ olan delillerin duruĢmada ortaya konulamaması (CMK 206/2-a) ve yüklenen suçun, sadece hukuka uygun bir Ģekilde elde edilmiĢ her türlü delille ispat edilebilmesi (CMK 217/2), Anayasamızın garantisi altında bulunan temel insan hakları ve hürriyetlerinin korunması amacı ile kabul edilen yasaklardır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ise, serpiĢtirilmiĢ bir Ģekilde birçok maddesinde "hukuka aykırı" olduğunu belirlediği "delil elde etme yöntemlerini"

göstermiĢ ve 217/2. maddesinde ise, "yüklenen suç, hukuka uygun bir Ģekilde elde edilmiĢ her türlü delille ispat edilebilir" demiĢtir406.

Bununla birlikte doktrinde konuyla ilgili çeĢitli görüĢler ileri sürülmüĢtür:

ÖZTÜRK-ERDEM‘e göre, Anayasanın 38/6. maddesinde, ―Kanuna aykırı olarak elde edilmiĢ bulgular delil olarak kabul edilemez‖ denilirken eski CMUK m. 254/2‘de

―hukuka aykırı Ģekilde elde edilen deliller..‖; yeni CMK m. 217/2‘de de ―hukuka aykırı bir Ģekilde elde edilmiĢ her türlü delil‖ denilmesi karĢısında, Anayasaya göre artık elde

405 ÖZTÜRK, Bahri, Yeni Yargıtay Kararları IĢığında Delil Yasakları, Ankara, 1995, s. 1 vd.

406 KUNTR-YENĠSEY-NUHOĞLU, s. 1030.

157

edilen delilin hukuka uygun olarak mı değil; kanuna uygun olarak mı elde edildiğine bakılacak; hak ihlaline yol açmayan en küçük bir aykırılık bile, elde edilen delili kullanılamaz hale sokacaktır407.

KUNTER-YENĠSEY-NUHOĞLU‘na göre; hukuka aykırı deliller, kovuĢturma organları tarafından yapılan iĢleme ve bu iĢlemin kanunla düzenlenmesi ile korunmak istenen hukuki menfaate göre tasnif edilmelidir. Yeni CMK 217'de olumlu yönden ele alınıp, "hukuka uygun bir Ģekilde elde edilmiĢ delil" olarak belirlenen konu tartıĢılırken, hem delil yasakları görüĢü, hem de korunan hukuki menfaat birlikte ele alınmalı ve önce elde edilen delilin "hukuka aykırı" olup olmadığı belirlenmelidir.

Bundan sonra, hukuka aykırı olduğu belirlenen bu delili hüküm verirken kullanıp kullanmamak, mahkemenin takdirine bırakılmalıdır. Sonuçta verilen karar, sanığın "adil yargılanma hakkını" ihlal etmeyecekse, hukuka aykırı olan delilin dahi, hükümde kullanılması ilkesi benimsenmelidir. Ancak, Kanun bir "delil yasağı" koymuĢsa, bu delilin de hiç bir Ģekilde kullanılmaması gerektiği kabul edilmelidir408.

Görüldüğü gibi, ÖZTÜRK-ERDEM, mutlak bir delil değerlendirme yasağını kabul etmiĢ, KUNTER-YENĠSEY-NUHOĞLU ise daha esnek bir anlayıĢla hukuka aykırı bir Ģekilde elde edilen deliller konusunda ikili bir ayrıma gitmiĢ, bazı delillerin hukuka aykırı elde edilmiĢ olmasına rağmen kullanılıp kullanılmayacağı so-mut olaydaki anayasal hakların ihlal edilmiĢ olup olmadığı konusunda mahkemeye takdir yetkisi vereceğini; bunun yanında, kanun koyucunun mahkemeye bir takdir yetkisi tanımaksızın delil elde edilirken yapılan ağır hukuka aykırılık nedeniyle o delili yasakladığı hallerde bu delilin muhakemede kullanılamayacağını belirtmiĢtir.

RARLAR – HATĠPOĞLU, ise bir delilin elde edilmesindeki her türlü hukuka aykırılığın o delilin değerlendirme kapsamı dıĢında tutulması gerektiği Ģekilde yorumlanmaması gerektiğini.Zira hukuk devletinin gereği olan adalet ve hukuk güvenliğini gerçekleĢtirme engelleyeceğini, Yargıcın takdir yetkisini kullanıp

407 ÖZTÜRK-ERDEM, s. 444.

408 KUNTER-YENĠSEY-NUHOĞLU, s. 1035.

158

hukuka aykırı Ģekilde elde edilen delillerin sanık haklarını ihlal edip etmediğine karar vereceğini ihlal etmediği kanaatine varırsa bu delilleri yargılamada kullanması gerektiği,,sanığın haklarını ihlal ettiği kanaatine varması halinde ise ,suçun topluma verdiği zarar ile devlet görevlilerinin sanığa ait hakları ihlal etmelerinden doğan kiĢisel ve toplumsal zararın karĢılaĢtırılması, sanığın topluma verdiği zarar daha fazla ise hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin yargılamada kullanılması ,aksi takdirde değerlendirme dıĢ bırakılması görüĢündedir.409 Bizcede uygun olan budur.

Nitekim, AĠHS'nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinde

"hukuka aykırı olarak toplanan delillerin yargılamada kullanılamayacağına" dair özel bir düzenleme yoktur. AĠHM delilin hukuka aykırı olarak elde edilmiĢ olmasını kesin bir ret sebebi olarak kabul etmemektedir410.

AĠHM, "iĢkence, insanlık dıĢı ve onur kırıcı muamele yasağına aykırı davranılmak suretiyle elde edilen deliller ile özel yaĢamın gizliliğini ihlal ederek elde edilen delilleri kesin olarak ret etmekte ise de, bunlar dıĢında kalan hukuka aykırılık hallerinde hukuka aykırılığın ihlal ettiği anayasal hakkı ve elde edilen delilin yargılama sonucuna olan etkisini değerlendirmektedir. Bu değerlendirmeler, üçüncü kiĢiler tarafından hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin kabul edilebilirliği açısından da aynen uygulanmaktadır. Burada da, Ģayet hüküm sadece bu delile dayanarak verilmiĢse

"adil yargılanma hakkı"nın ihlal edildiği kabul edilmekte ve delil ret edilmektedir. Aksi halde ise, elde edilen delilin önemi ile hukuka aykırılık sonucu ihlal edilen hakkın karĢılaĢtırılması ve bunun sonucuna göre karar verilmesi benimsenmiĢtir411.

409 PARLAR-HATĠPOĞLU Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu 1.CĠLT S.490 410 ĠNCEOĞLU, s. 287.

411ĠNCEOĞLU, s. 287.

159

2. CEZA HUKUKU BAKIMINDAN ARAMA VE ELKOYMADA HUKUKA