• Sonuç bulunamadı

Ev sahibi devletin yabancı petrol şirketine haklar tanıyabileceği diğer

bir rejim ise hizmet sözleşmesi ile sağlanan haklar kapsamında şekillenmektedir. Burada, bir yabancı petrol şirketi ile özel olarak bu amaç için yetkilendirilmiş bir ulusal devlet kuruluşu arasındaki sözleşmeye dayalı bir ilişki söz konusu

olmaktadır64. Bu sözleşmeler üretim paylaşım sözleşmelerinde olduğu gibi

mülkiyet hakkının devrini içermeyip, sadece sözleşme ilişkisi çerçevesinde karşılıklı hak ve yükümlülükler doğurmaktadır. Bu tür sözleşmelerde ev sahibi

devletin petrol şirketi üzerinde denetimi daha sınırlıdır65.

Bu sözleşmelerin üretim paylaşım sözleşmelerinden temel farkı, petrol şirketinin, ayrı bir alım ve satım sözleşmesi ile hak sahibi olduğu durumlar bir tarafa bırakılacak olursa, üretim üzerinde herhangi bir hakkının bulunmamasıdır. Şirket, keşifle ilgili risk almakta ve ardından ev sahibi devlet adına belli bir petrol sahasının yönetimi için ücret karşılığı hizmet vermektedir. Bazen ücret ve petrolü satın alma hakkı birleşebilir. Gerçekten de, şartlar el verdiği takdirde ve tarafların iradesi de bu yönde ise şirketin üretilen petrolü satın alma hakkına sahip olduğu durumlarla

da karşılaşılmaktadır66. O halde, esas itibariyle, hizmet sözleşmelerinin, petrol

şirketinin keşif, geliştirme ve üretim operasyonları için gereken kaynakları yüklenicinin sağlamasını gerekli kıldığı söylenebilir. Aynı zamanda yüklenici sıfatıyla anılan petrol şirketi, tazminatını veya verdiği hizmetin bedelini nakit olarak alabileceği gibi, kendi faaliyetlerinden kaynaklanan petrol veya gaz üretiminden

64 David, s. 43.

65 David, s. 43; Peter, s. 22; Voss, s. 21.

27

pay şeklinde de alabilir. Buradaki risk, yüklenicinin petrol ve/veya gaz üretmeyi

başaramaması halinde yatırımını kaybetme riskini kabul etmesi ve üstlenmesidir67.

Hizmet sözleşmeleri, risk sözleşmeleri veya risk içermeyen sözleşmeler olarak ikiye ayrılmaktadır.

Petrol şirketleri risk içeren sözleşmeler (genellikle risk sözleşmeleri olarak anılmaktadır) kapsamında çalışmaktadır; ancak şartlar zorlanırsa petrol şirketleri çok istisnai durumlarda risk dışı sözleşmeleri de kabul edebilir.

Risk hizmet sözleşmelerinde “risk” ifadesinin de ortaya koyduğu üzere, uluslararası petrol şirketi arama ve üretim konusundaki başarısına göre teşvik edilmektedir. “Hizmet” ifadesi ise uluslararası petrol şirketinin bu işleri imtiyaz hakkından ziyade bir hizmet sözleşmesi uyarınca yaptığını göstermektedir.

Risk içeren sözleşmelerde yukarıda sözünü ettiğimiz esaslar hakimdir. Yani bu tür bir sözleşme, yükleniciye petrol arama, geliştirme ve üretim işlemleri için gereken kaynakları sağlama yükümlülüğü getirmektedir. Sözleşmede riski üstlenen kişiye, yukarıda da belirttiğimiz üzere sağladığı kaynaklar karşılığında ya parasal bir bedel ödenir ya da yapmış olduğu faaliyetler sonucunda ortaya çıkan petrol ve gaz üretiminden pay alma imkânı tanınır. Bedelin parasal olarak ödenmesi kararlaştırılmışsa, bunun tutarı yukarıda belirtilen petrol ve gaz üretimine bağlı

olarak hesaplanmaktadır. O halde, risk içeren sözleşmelerde, riski yüklenen şirket, petrol ve/veya gaz üretmeyi başaramazsa, başından itibaren hiçbir şey elde edememe ve yaptığı tüm yatırımların boşa gitmesi riskini göze almaktadır.

28

Yüklenicinin ediminin petrol ve gaz üretiminden pay verilerek ödendiği bu tür risk

içeren hizmet sözleşmeleri üretim paylaşım sözleşmeleri olarak anılmaktadır68.

Bu tarz risk hizmet sözleşmeleri Güney Amerika’da yaygındır. Bununla birlikte, petrol ve gaz endüstrisi daha önceleri yabancıların hâkimiyetinde olan, sonradan üretimde yabancı mülkiyetini yasaklayarak millîleştiren diğer ülkelerde de bu tarz sözleşmelerin yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Yakın zamanda bu sözleşmeler siyasi olarak hassas olan petrol endüstrisinin uluslararası petrol şirketleri tarafından yeniden yapılandırılması sürecinde Irak bölgesinde kullanılmıştır69.

Sonuç olarak, bu sözleşmeler, söz konusu yatırımcının ev sahibi ülkedeki rolünü ve etkisini en aza indiren sözleşmeler olarak algılanmaktadır. Hizmet sözleşmeleri, ev sahibi ülkelerin proje üzerinde etkili denetimini sağlamak için yatırımı bağımsız bir şekilde finanse edebilmelerine imkân tanıyan uygun bir

çerçeve sunmaktadır70.

Risk içermeyen hizmet sözleşmesinde, ülkenin devlet petrol şirketi, sabit bir ücret karşılığında arama ve üretim faaliyetini gerçekleştirmek için yabancı bir şirketle sözleşme yapar. Yapılan keşif sonunda petrol ve/veya doğal gaz

bulamama riski ev sahibi devlete ait olup petrol şirketi verdiği hizmet karşılığında

68 David, s. 43-44.

69 Hammerson, s. 49. Batılı sanayileşmiş ülkelerin hükûmetleri, ruhsatlandırmaya dayalı bir petrol rejimine ve petrolün kamuya veya özel mülkiyeti yönünde düzenlemeler yapmışlardır. Buna karşılık, gelişmekte olan ülkeler, yalnızca ürün paylaşımı anlaşmaları biçiminde olmak üzere, yabancı petrol şirketlerini risk sözleşmeleri bazında tutmayı tercih etmektedir. Bunların örneklerini son yıllarda devlet kontrolündeki bir ekonomiden, Doğu Avrupa ülkelerinin çoğu, Rusya Federasyonu ve BDT'nin (Bağımsız Devletler Topluluğu, CIS-Commonwealt of Independent States) diğer üye ülkeleri gibi piyasa ekonomisine geçişi yapan ülkeler izlemiştir. Bkz. David, s. 44. 70 Peter, s. 22.

29

ücret almaya devam etmektedir. Dolayısıyla ev sahibi devlet projeye ilişkin tüm riskleri üstlenmektedir71.

Bu tür risk içermeyen hizmet sözleşmeleri Amerika Birleşik

Devletleri'nde yaygın olarak kullanılsa da, uluslararası petrol rezervlerinin geliştirilmesinde kullanımı daha az yaygındır. Ülkelerin ABD para birimini elde etmede karşılaştıkları zorluklar nedeniyle risk içermeyen bazı hizmet sözleşmeleri petrol ile ayni ödeme imkânı sağlamakta ve yabancı petrol şirketine üretimden

belirli bir pay alma hakkı tanımaktadır72.

2.1.5. Örnek Çalışma: Üretim Paylaşım Sözleşmeleri (ÜPS) -