• Sonuç bulunamadı

Hisar Şiirinin Çocuk Edebiyatına Katkısı

Belgede Hisar şiirinde çocuk (sayfa 51-54)

Türk edebiyatının tarihî seyri içinde çocuk edebiyatının ve şiirinin yerine giriş bölümünde değinilmişti. Burada söylenenlerin bir neticesi olarak, yirminci yüzyıldan önce Türk edebiyatında çocuğa fazlaca yer ve ehemmiyet verilmediği düşünülebilir.

Edebiyat sahasında çocuk birey olarak ancak yirminci yüzyıldan bilhassa bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren görülmektedir. Edebiyatçılar söz konusu dönemde varlığı, hassasiyeti, duyguları, düşünceleri ve hayalleri ile çocuğu ve çocukluğu enine boyuna edebiyata aksettirmişlerdir. Edebiyat ve çocuk kavramının bir arada anıldığı ve çocuğa yönelik eserlerin vücuda gelmeye başladığı bu dönemlerde yayın hayatına başlayan Hisar dergisi de çocuk ve çocuk duyarlılığı konusuna yabancı kalmamıştır. 1950 yılında yayın hayatına başlayan dergi ve etrafında oluşturduğu topluluk sanat anlayışlarının, mizaçlarının bir gereği ve yansıması olarak çocuğa, çocukluğa ve çocuk eğitimine ehemmiyet vermişlerdir. Böylelikle topluluk yazıları ve şiirleri ile edebiyat sahasındaki bir boşluğu doldurmaya katkıda bulunur. Bu katkı Hisar topluluğunun taşıdığı “şiir topluluğu” hüviyeti sebebiyle daha ziyade şiirledir. Enver Naci Gökşen, Cahit Okurer gibi kalemler ise yazıları ile bu konuya destek verirler.

Çocuk edebiyatına dair yapılan incelemeler ve araştırmalar arasında bir topluluk olarak Hisar adına rastlanmaz. Bunun bazı sebepleri vardır. Bunlardan birincisi topluluğun öne çıkış amacının doğrudan doğruya çocuk edebiyatına hizmet etmek olmamasıdır. Zaten Türk edebiyatında bu maksatla ortaya çıkmış bir topluluk da yoktur. Ancak topluluğun içinde yer alan isimler az ya da çok çocuk edebiyatı kapsamına girebilecek nitelikte eserler vermişlerdir. Hisar şiirinin sanat anlayışlarına bakıldığında muhteva ve dil özellikleri bakımından çocuk edebiyatına ters düşecek bir yönü olmadığı açıkça görülebilir.

İkinci olarak topluluk şairler ve yazarlar bakımından çok geniş bir kadroya sahiptir. Hisar topluluğunun çocuk edebiyatındaki yerini ya da katkısını tespit edebilmek için bu geniş kadronun şiirlerine çocuk edebiyatı açısından bakmak ve incelemek gerekmektedir. Topluluk, dönemlerinde çocuk edebiyatı çerçevesinde yapılan tartışmalara da katılmamıştır. Dolayısıyla onların çocuk edebiyatına bakış ve işleyiş tarzlarını tespit ancak sanat anlayışlarından hareketle çocuklara yönelik eserlerini incelemekle mümkündür.

Hisar topluluğunun daimi üyesi olan şairlerin eserleri bu gözle değerlendirildiğinde çocuğu, çocukluğu ve çocuk eğitiminin önemini vurgulayan pek çok örneğe ulaşmak mümkündür. Şairler, çocukluk çağını insan hayatının en önemli ve en güzel dönemi olarak

kabul edip işlemişlerdir. Bu sebeple çocukluğu “yeşil çağ”, “altın çağ” diye isimlendirirler. Bu dönem bilinçli bir hayatın başlangıcıdır. Şairler, bu durumu değerlendirerek başta çocuğa yönelik şiirleri olmak üzere eserleri ile çocuklara ulaşmayı hedeflemişlerdir. Böylelikle onları eğitilmeye, öğrenmeye en açık oldukları dönemde yönlendirme fırsatını yakalamış olurlar. Hisar şiirinde her yaştan çocuğa hitap edebilecek seviyede şiirler bulunmaktadır.

Hisar şairlerinin sanat anlayışlarına paralel olarak çocuk şiirini de dayandırmak istedikleri temeller vardır. Öncelikle çocuk şiirinin başlıca kaynağı olarak millî kültürü kabul ederler. Hisarcılar bu noktada sanata ideolojiyi bulaştıranların aynı durumu çocuk şiirine de uygulamalarına şiddetle karşı çıkarlar. Bu konuda İlhan Geçer, Hisar topluluğunun genel görüşünü yansıtır mahiyette şunları söylemektedir: “Çocuk şiirinin başlıca kaynağı millî kültürümüz olmalıdır. Böylece masallar, efsaneler, kahramanlık olayları, tarih, gelenek ve göreneklerimizden yola çıkılarak bunlardan yararlanılabilir. Çocuk şiiri yazan şairlerimiz arasında bu yolu takip eden ve başarı sağlayan şairler vardır. Ancak son yıllarda bazı kesim ve çevrelerce çocuk şiiri de ideoloji ve politikaya alet edilmek istenmiş, bu yönde yoğun çaba sarf edilmiştir. Körpe beyinler sloganlarla doldurulmuş, yıkanmış, şiir ve edebiyat ikinci plâna atılarak malum bir ideolojinin çığırtkanlığı yapılmıştır... Güdümlü sanat ve edebiyatın bir yarar getirmediği, millî sanat ve kültürümüzü kıyasıya tahrip ettiği, örnekleriyle ortadadır. Sanat, edebiyat ve şiirimiz, hele hele çocuk şiirini bu afetten korumamız gerekiyor.”50

Hisar şiirinde klişeleşmiş okul şiirlerine, benzer söyleyişlere rastlamak mümkün olduğu gibi, çocuğun zevkine, diline ve estetiğine uygun orijinal söyleyişte şiirler de vardır. Çocuğu eğitmek ve yönlendirmek maksadı ile yazılan şiirlerinde bile çocuk duyarlılığını, masal tadındaki çocuk dünyasını dile getirebilmişlerdir. Bu şiirler çocuğun kolaylıkla anlayıp öğrenebileceği, eğitilebileceği, millî ve insanî duyguları hissedebileceği, mesajlarında kendini bulabileceği mısralarla örülmüştür. Çocuk şiirinin dil ve sanat açısından sahip olması gereken özellikler üzerinde önemle durmak gerekir. “Aslında her türlü şiirde dilin yeri ve önemi büyüktür. Çünkü bilindiği gibi, şiir kelimelerle yazılır. Kelimelerin seçilişi ve sıralanışı dili oluşturur, şiiri kurar. Dil, aynı zamanda şiirin anlamı, musikisi ve temel taşıdır.

50 İlhan GEÇER, “Çocuk Şiiri Nedir?” (haz.: Mustafa Ruhi ŞİRİN), Türk Edebiyatı drg., S. 124, İstanbul,

Çocuk şiirinin dili savruk ve düzensiz olmamalıdır. Sade yazacağım diye basitliğe düşmemeli, kelimeleri seçerken orta bir yol takip edilmeli, mutlaka yaşayan Türkçe’den yana olmalıdır. Seviyeli ve başarılı olan şiirler çocuğa daha rahatlıkla seslenebilir ve yararlı olur.”51

Hisar şairleri, şiirlerinde bilgiçliğe ve aşırılığa kaçmadan bir eğitmen kimliği ile çocuğa yaklaşırlar. Şairlerin eğiticilik vasıflarının hemen yanında çocuğun hassasiyetini ve hissiyatını göz ardı etmedikleri açıkça görülür. Hisarın bu tarz şiirlerini okuyan çocuklar ve yetişkinler çocuk dünyasını sevimli-sevimsiz, acı-tatlı halleriyle fark edebilirler.

Hisar şairlerinin her biri kendi birikimleri ve görüşleri doğrultusunda çocuğa yönelik şiirler yazmışlardır. Bazı şairlerde bu şiirler eserlerinin arasına serpiştirilmiş hâlde iken, kimileri de aynı tarzdaki şiirlerini müstakil kitaplarda toplamayı tercih ederler. Çocuklara yönelik şiirlerini ayrı birer kitap hâline getiren Coşkun Ertepınar, Yaşar Faruk İnal gibi şairlerin öğretmen kökenli olması da dikkat çekici bir unsurdur.

Hisar şiirinde çocuğa yer veren, çocuğa yönelik ya da çocuğa estetik, dil zevki ve millî-insanî duygular bakımından yön veren şiirleri tezde yer alan tema başlıklarından hareketle genel başlıklar altında toplamak mümkündür:

a) Çocukluk yıllarını, geçmişi hatırlayarak çocukluk çağının güzelliğini ve önemini vurgulayan şiirler.

b) Çocuk olmanın güzelliğini yansıtan şiirler.

c) Çocukların sevdiği canlıları (bitki, hayvan) ya da oyuncak gibi eşyaları tasvir eden şiirler.

d) Çocuğu eğiten şiirler.

e) Çocuğa millî ve insanî duyguları aşılamayı hedefleyen şiirler.

f) Çocukların yakın çevrelerinde yer alan insanlarla ilişkilerini dile getiren şiirler. Hisardaki çocuk şiirleri konu bakımından bir değerlendirmeye tâbi tutulabileceği gibi konuyu ele alış ve işleyiş usulü bakımından da değerlendirilebilir. Zira bu şiirlerin kimisi manzum hikâye, kimisi anılardan mülhem, kimisi masal havasındadır.

Çocuk şiirlerinde dikkati çeken bir başka hususiyet şiirlerin başına yazılan ithaflardır. Şairlerin bu ithafları kimi zaman çocuklarına, kimi zaman torunlarına kimi

zaman da öğrencilerinedir. Ama özünde hepsi onların şahsında bütün çocuklara seslenmektedir.

Hisarcıların çocuk edebiyatı kapsamında ele alınıp incelenen eserleri çok geniş bir perspektifte değerlendirilirse, şiirler çocukların renkli, hayalperest, kural tanımaz, coşkulu ve neşeli dünyasını yansıtır.

Şairler çocuklara yönelik eserler yazarken bazen bir yetişkin gözüyle çocuk dünyasını işlemeye ve incelemeye çalışırlar. Bazen de içlerinde taşıdıkları çocuk duyarlılığını şiirlerine yansıtırlar.Çünkü şairler içlerinde yaşattıkları çocuğu, çocukları ve torunları aracılığıyla hep canlı tutmak gayesindedirler.

Hisar şairlerinin çocukla ilgili olarak sıkça vurguladıkları hususiyetlerden biri de onları bu vatanın geleceği olarak kabul etmeleridir. Bu sebeple şiirlerinde çocuğun değerini, sosyal bir varlık oluşunu ve önemini bulmak mümkündür. Çocuğun toplumdaki yerini ve statüsünü belirlemek için çocuk-anne, çocuk-baba, çocuk-öğretmen-okul ilişkilerini sıkça dile getirirler.

Hisar edebî topluluğunun şiire verdiği önemle çocuğa verdiği değer birleşince çocuk edebiyatının vazgeçilmez türlerinden biri olan çocuk şiirinin güzel örnekleri vücuda gelmiştir.

Belgede Hisar şiirinde çocuk (sayfa 51-54)