• Sonuç bulunamadı

II. Eserleri

2.1. Milli Dinler

2.1.8. Hint Dini/ Hinduizm

Gustav Mensching’e göre, Hinduizm terimi sadece bir dini ifade etmek için kullanılan bir terim değildir. Asıl itibariyle Hindistan’da yaşayan din olgusu için ifade edilmektedir ki, bunun içine doğa dini, ilkel din, mistik din, politeist, monoteist, teomonist din çeşitleri girmektedir. Bunun yanında Hinduizm denilince Kast sistemine bağlı dünyevi yaşamın da kastedildiğini ifade etmektedir. Yani Hinduizm Kast’a bağlı bir Hindu’nun tüm yaşamını kapsamaktadır.113 Hinduizm, Hindistan’ın Budizm öncesi din

formuyla birlikte, Budizm’in bu ülkede kaybolmasıyla oluşan, kast sisteminin sosyal düzenindeki, dev bir din kompleksidir. Mensching, Hindu olmanın dört şartını belirtmektedir. Bunlar; bir kastta doğmak, ait olduğu kastın vazifelerini yerine getirmek, Brahmanların önceliğini kabul etmek ve Vedaların kutsal vahiy olarak otoritesini kabul etmektir. Hinduizm’e göre insanlığın varoluşu, kastın varoluşudur.114 Anlaşıldığı gibi

Hint dini çok eski bir tarihe sahiptir ve kendi içinde büyük bir çeşitliliğe sahiptir. Kast sistemi ise kişinin doğuştan dini hayatında nerede duracağını belirlemektedir.

Hinduizm’deki kast sistemine göre toplum dört tabakaya ayrılmaktadır. En üstte brahminler (din adamları), onun altında kşatriyalar, (yönetici ve asker sınıfı), ardından vaisyalar (tüccar, esnaf ve çiftçiler), en alt tabakada ise sudralar (hizmetçiler) bulunmaktadır. Kast anlayışının temelini, Hindistan’daki toplumsal iş bölümüne bağlayan bir görüşün yanında başka bir görüşte bunu dini sebeplere bağlar. Bu görüşe göre, her kast tanrı Brahma’nın vücudunun çeşitli bölgelerini temsil etmektedir. Brahminler kastı ağız, kşatriyalar kol, vaisyalar mide, sudralar ayak bölgesine tekabül ederler. Dolayısıyla her insan doğuştan farklı işleri yapmaya yatkındır yani bu şekilde yaratılmışlardır.115 Bu bir anlamda kişilerin bulundukları kasta Tanrının dilemesiyle

girdiklerini ifade etmektedir.

Mensching, Hint dinlerini incelerken bunu Vedizm, Upanişad dönemi ve Hinduizm şeklinde ayırarak ele aldığını ifade etmektedir. Bu ayrım Hint dinlerinin tarihi

112 Gustav Mensching, Allgemeine Religionsgeschichte, s.49,53-55. 113 Gustav Mensching, Die Religion, s.37.

114Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.112-113.

seyir içindeki değişimlerine göre yapılmaktadır. Vedizm, yüzyıllar boyu sözlü bir şekilde rivayet edilerek aktarılan ve daha sonra kitaplaştırılan Veda kutsal metinleri çerçevesinde oluşan inanç sistemidir. Bunun yanında Veda’lar Hint dini tarihi boyunca başlıca kutsal metinleri olarak önemini korumaktadır. Veda’larda adı geçen ve yüceltilen büyük Tanrılar olarak İndra, Agni, Rudra, Varuna gibi isimlere ve görevlerini içermektedir. Bunun yanında bu dönemin inanç sisteminde en eski kurtuluş yolu olarak kurban ibadeti büyük önem taşımaktadır. Mensching, Brahmanalar ile Upanişadları aynı dönem altında incelemektedir. Brahmanalar yaklaşık MÖ. 1000 yıllarında ortaya çıkan metinlerdir. Bu metinler Hint inanç sistemindeki dini uygulama ve ibadetleri içermektedir. Upanişadlar daha çok mistik bir boyut kazanmaktadır. Varlığın problemi, ölüm ötesi, atman ve brahman gibi metafizik konuları içermektedir.116

Mensching, Dünya Dinleri eserinde, yaşayan bir dünya dini olarak Hinduizm’i de evrensel dinler altında incelemektedir. Bunun sebebi bugün hala bu dine mensup olan insan sayısıdır. Hinduizm ilk geleneklerin muhafaza edilmesiyle birlikte yeni inanç şekillerini de ekleyerek çeşitliliğini arttırmıştır. Yaklaşık olarak miladi takvimin başlangıcında Hinduizm’de monoteist mezheplerin ortaya çıktığı belirtilmektedir. Bunlardan Vişnuizm, tek ve en yüksek tanrının Vişnu olarak görüldüğü mezheptir. XII. yy’dan itibaren yükselişe geçen bu mezhep o dönemden beri Hintlerin din dünyasında ön planda bulunmaktadır. Bunun yanında diğer önemli mezhep ise Tanrı Şiva’nın yüceltildiği mezheptir. Bu da Vişnuizm’le benzer özellikler taşıyan inanç ve sevgi odaklı bir mezheptir.117

XIX. ve XX. yüzyıl sonrası modern Hinduizm’e değinen Mensching, batı ile iletişim kuran küçük elit azınlık kesimin kendini modernize ettiğini, fakat halkın büyük çoğunluğunun önceki inanç geleneğine bağlı kaldığını vurgulamaktadır. Hint inanç geleneğinin en önemli unsurlarından sayısız dini bayramlar dikkat çekmektedir. Büyük çoğunluğun eski geleneklere bağlı kalmasının yanı sıra modern Hinduizm’de belli gelişim ve değişimler yaşanmaktadır. Örneğin 1950 yılında yeni bir yasayla, Paryalara sosyal, ekonomik ve politik eşitlik hak tanınması, Brahma Samaj, Arya Samaj, Ramakrişna misyonu gibi yeni dini akımların ortaya çıkması modern Hinduizm’deki önemli gelişmelerdendir.118

116 Gustav Mensching, Allgemeine Religionsgeschichte, s.25-29, 31-35. 117 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.140-145.

Sonuç olarak, Mensching, Hinduizm’in kendine has karakterini sorgularken, Hindistan’daki ilkel inançları bunun dışında tuttuğunu ve bu çerçevede sadece oradaki yüksek dini araştırdığını ifade etmektedir. Bu dindeki çok biçimliliği bütüncül bir temele indirgemek zor olmakla birlikte, Hint dinlerinde bütüncül bir hayat merkezi bulunabilir. Bu da durgunlaştıran birin ve birleştiren durgunluğun dini olarak ifade edilmiştir. Varlığın birliği ve onun dünyadaki tezahürlerle ilişkisi fikri olarak da özetlenebilir. Dolayısıyla bu ifade Hinduizm’de daha çok mistik dindarlığın varlığına işaret eder. Bir olmak önemli ve onun açısından bütün çokluk/fazlalık da birliği karartmaktadır.119 Buna

göre, Bir olan Tanrı Brahman’ı ifade eder, bunun yanında insanda da benzersizlik bilinci altında bir benlik bulunmaktadır. İnsanın dünyadaki çok çeşitliliğin içindeki büyük birliği müşahede etmesi ve bununla kendi ruhunun derinliğinde karşılaşması(atman) gerekir. Brahman ve atman iletişime geçtiğinde bunların benzer olduğu görülür, bu iletişimle de aydınlanma gerçekleşir. Kişi o zaman çeşitliliğin çekici sihrinin Bir’in içinde kaybolduğunu görür. İnsan, dingin Birin içinde dinginleşir.120