• Sonuç bulunamadı

Dinler tarihi alanındaki çalışmaları ile Gustav Mensching / Gustav Mensching with his studies in the history of religions

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dinler tarihi alanındaki çalışmaları ile Gustav Mensching / Gustav Mensching with his studies in the history of religions"

Copied!
97
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FIRAT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI DİNLER TARİHİ BİLİM DALI

DİNLER TARİHİ ALANINDAKİ ÇALIŞMALARI İLE GUSTAV MENSCHİNG

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN HAZIRLAYAN

Prof. Dr. İskender OYMAK Serap İBRAHİMOĞULLARI

(2)
(3)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

Dinler Tarihi Alanındaki Çalışmaları ile Gustav Mensching

Serap İBRAHİMOĞULLARI

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı

Dinler Tarihi Bilim Dalı Elazığ – 2018, Sayfa: VII+89

XX. Yüzyılın önemli alman din bilimcilerinden Gustav Mensching’in dinler tarihi ve karşılaştırmalı din bilimleri alanlarında birçok çalışması bulunmaktadır. Mensching’e göre din bilimleri Dinler Tarihi ile başlamakta ve karşılaştırmalı/sistematik din bilimiyle en üst noktaya varmaktadır. Mensching, öncelikle dinleri, milli dinler ve evrensel dinler olarak sınıflandırmaktadır. Milli dinler, dinin taşıyıcısının topluluk olduğu, kurtuluşun bu topluluğunun içinde bulunmakla elde edildiği dinlerdir. Evrensel dinler ise ortaya çıktığı bölgeyi ve milleti aşarak, farklı farklı bölge ve milletler arasında kabul gören ve yayılan dinlerdir. Mensching, bu sınıflandırmada ele aldığı her bir dinin farklı özelliğini tespit ederek aynı zamanda din tipolojisinin bir yönünü uyguladığını belirtmektedir. Ona göre, din tipolojisinin diğer bir yönü de farklı farklı dinleri belli din tipleri altında ortak özellikleriyle ortaya koymaktır. Mensching’in din tipolojisine göre, tesadüfi özellikler gerçek bir din tipini açıklayamaz. “Tip” teriminden kastedilen anlam, dinlerde karakter belirleyici ortak özelliklerdir. Mesela Tanrı bilgisi, kurtuluş yolu ve hedefi, dinin ortaya çıkışı, Tanrı tecrübesi gibi. Mensching, karşılaştırmalı din bilimlerinin bir dalı olarak gördüğü din tipolojisinin özellikle dinleri anlamak adına gerekli olduğuna dikkat çekmektedir. Bunun yanında Mensching’e göre din biliminin asıl görevi dini yapıları anlamaktır. Anlamak için ise dini tezahürlerin yani fenomenlerin asıl anlamlarını öğrenmek gerekmektedir. Kutsalın tezahürlerinin her dinde nasıl anlaşıldığını belirlemek sistematik din bilimlerinin görevidir.

Anahtar Kelimeler: Gustav Mensching, Din Sınıflandırması, Din Tipolojisi, Kutsal, Dini Tezahürler.

(4)

ABSTRACT

Master Thesis

Gustav Mensching with His Studies in the History of Religions

Serap İBRAHIMOĞULLARI

The University of Fırat The Institute of Social Science

The Department of Science of Philosophy and Religion Elaziğ – 2018, Page: VII+89

Gustav Mensching, an important German scientist of religion in the XXth century, has a lot of studies in history of religions and in comparative religions. According to Mensching, the science of religion starts with the history of religion and it reaches with the comparative/systematic science of religion to the top. Firstly Mensching, classifies the religions into national religions and international religions. National religions are these in which the population is the carrier of the religion and the liberation is achieved among the population. By exceeding the area and its people, where the universal religions emerged, the universal religions are approved and spread between different regions and nations. In this classification Mensching, determines each religion’s features and at the same time, he indicates that he practices one aspect of the typology of religion. According to Mensching, another aspect of the typology of religion is to examine different religions under certain religion types by revealing similarities. After Mensching’s typology of religion, incidental features cannot explain a real religion type. “Type” describes the different characteristics of religions e.g. the knowledge about God, the way and the aim of liberation, the emergence of the religion and the experience of God. Mensching, draws attention that in particular the typology of religion, which is seen as a branch of the comparative religions, are important to understand the religions. Besides, the main duty of the science of religion is to understand the religious structures. To understand these, it is necessary to learn the religious manifestations and phenomena. It is the task of the systematic sciences of religion to specify how the manifestations of the sanctity is understood in all religions.

Key words: Gustav Mensching, Classification of religion, typology of religion, sanctity, religious manifestations.

(5)

İÇİNDEKİLER ÖZET ... II ABSTRACT ... III İÇİNDEKİLER ... IV ÖNSÖZ ... VII GİRİŞ ... 1

I. Gustav Mensching’in Hayatı ... 1

II. Eserleri ... 3

BİRİNCİ BÖLÜM 1. GUSTAV MENSCHİNG’E GÖRE DİN BİLİMLERİ VE DİN FENOMENOLOJİSİ ... 8

1.1. G. Mensching Açısından Din Bilimleri ... 8

1.2. Mensching’e Göre Fenomenolojik Yaklaşım ... 12

1.2.1. Fenomenolojik Yaklaşımında Rudolf Otto’nun Etkisi ... 12

1.2.2. Fenomenolojik Yaklaşımında Van Der Leeuw’in Etkisi ... 15

1.3. Mensching’e Göre Karşılaştırma ve Anlama ... 18

1.3.1. Karşılaştırma ... 18

1.3.2. Anlama ... 20

İKİNCİ BÖLÜM 2. GUSTAV MENSCHİNG’E GÖRE DİNLERİN SINIFLANDIRILMASI ... 23

2.1. Milli Dinler... 24

2.1.1. İlkel Dinler/ Tabii Dinler ... 26

2.1.2. Yunan Dinleri ... 28

2.1.3. Roma Dinleri ... 29

2.1.4. Cermen Dini ... 30

2.1.5. Babil ve Asur Dini ... 31

2.1.6. Mısır Dini ... 32

2.1.7. İran Dini /Zerdüştlük ... 33

2.1.8. Hint Dini/ Hinduizm ... 34

2.1.9. Çin Dinleri ... 36

2.1.10. Japon Dini/ Şintoizm ... 37

(6)

2.2. Evrensel Dinler ... 40

2.2.1. Budizm ... 41

2.2.2. Hıristiyanlık ... 43

2.2.3. İslamiyet ... 45

2.2.4. Evrensel Dinlerin Ortak Temel Unsurları ... 48

2.3. Mensching’in Dinleri Karşılaştırması ... 48

2.3.1. Milli Din Ve Dünya Dininin Farklılığının Antropolojik Koşulları ... 49

2.3.2. Milli Din Ve Dünya Dininde Mutlakıyet İddiası ... 50

2.3.3. Milli Din Ve Dünya Dininde Etik ... 52

2.3.4. Milli Din ve Dünya Dininde Yayılma Olasılığı ... 52

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. GUSTAV MENSCHİNG’İN DİN TİPOLOJİSİ VE DİNİ TEZAHÜR FORMLARI ... 54

3.1. Gustav Mensching’in Din Tipolojisi ... 54

3.1.1. Tabii Din Ve Kültür Dini ... 56

3.1.2. Dinamistik, Animistik Ve Teistik Din ... 57

3.1.3. Talep Eden Ve İhsan Eden Din ... 58

3.1.4. Vahiy Ve Kitap Dini ... 59

3.1.5. Kurucusu Olan Ve Olmayan Din ... 60

3.1.6. Mistik Ve Profetik Din ... 61

3.1.7. Misyonerlik Yapan- Yapmayan Ve Gezici Din ... 62

3.2. Dinlerde Kutsalın Tezahür Formları ... 65

3.2.1. Kutsal Güç ... 65

3.2.2. Demonlar ... 66

3.2.3. Tanrılar ... 66

3.2.4. Tek Tanrı ... 67

3.2.5. Kutsal Gücün Tabiattaki Tezahür Formları ... 68

3.2.5.1. Kutsal Taşlar ve Dağlar ... 68

3.2.5.2. Kutsal Ağaç ve Kutsal Su ... 69

3.2.5.3. Kutsal Hayvan ... 71

3.2.5.4. Kutsal Toprak ve Kutsal Ateş ... 71

3.3. Dünyanın Gerçekliği ... 72

(7)

3.3.2. İnsan ... 74

3.3.3. İnsan ve Kutsal ... 75

3.3.3.1. İnsanın Kutsalın Dünyasıyla Karşılaşması ... 76

3.3.3.2. İnsanın Kutsala Cevabı ... 77

3.4. Değerlendirme ... 79 SONUÇ ... 83 BİBLİYOĞRAFYA ... 85 EKLER ... 88 Ek 1. Orjinallik Raporu ... 88 ÖZGEÇMİŞ ... 89

(8)

ÖNSÖZ

Gustav Mensching, XX. yüzyılın önemli Alman din bilimcilerinden olup ülkemizde genel olarak Din Sosyolojisi eseriyle ve bazı Dinler Tarihi kitaplarında geçen din sınıflandırması ile tanınmaktadır. Fakat kendisinin bilimsel hayatı incelendiğinde, çalışmalarının konu açısından çok geniş bir yelpazeye sahip olduğu görülür. Bunun yanında o, Dinler Tarihi yönüyle de pek bilinmemektedir. Mensching’in eserleri incelendiğinde birçok eserinin Dinler Tarihi konularını kapsadığı ve kendisinin çok geniş bir dinler bilgisine sahip olduğunu görmek mümkündür. Bu tez çalışmasında eserlerinin Almanca dilinde olması ve bu dile vakıf olmam sebebiyle bu alanda ciddi çalışmaları olan Mensching’i, Dinler Tarihi açısından araştırmayı uygun gördük.

Mensching’in eserlerinin çoğunluğunda göze çarpan, bu eserlerin Dinler Tarihi temelinde olmasından dolayı yüksek lisans tezimde konu olarak Mensching’in Dinler Tarihine yaptığı katkıları tercih ettim. Bu çalışmada amaç Gustav Mensching’in Dinler Tarihi ve karşılaştırmalı din bilimleri alanları için önemli nitelikteki bazı çalışmalarını genel hatlarıyla ortaya koymaktır. Çalışmamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızın giriş kısmında Mensching’in hayatı ve eserleri ile ilgili bilgi verdik. Çalışmamızın birinci bölümünde ise Mensching’in Din bilimleri ve Din Fenomenolojisi alanındaki görüşlerini değerlendirdik. Tezimizin ikinci bölümde de Mensching’in din sınıflandırmasını ve üçüncü bölümde ise yaptığı din tipolojisini ele aldık. Ayrıca bu bölümlerin sonunda Mensching ile ilgili bazı araştırmacıların görüşleri de kısa bir şekilde eklenmiştir.

Bu tez çalışmam süresinde Almanya’dan kaynak temin etmemde en büyük yardımcım olan kuzenim Rabia’ya çok teşekkür ederim. En önemlisi de yüksek lisans eğitimim süresinde ve bunun içinde en uzun süreç olan yüksek lisans tezi çalışmalarımda bilimsel bilgi ve tecrübesiyle sağladığı katkılardan dolayı danışman Hocam Prof. Dr. İskender OYMAK’a çok teşekkür ederim.

(9)

I. Gustav Mensching’in Hayatı

Gustav Hermann Heinrich Friedrich Mensching, 6 Mayıs 1901 tarihinde Almanya’nın Hannover şehrinde doğdu.1 Mensching’in doğum yılı, onun gençliğinin

politika ve beşerî bilimler alanında devrimlerin olduğu bir döneme denk geldiğini göstermektedir. Ayrıca bu dönemde monarşi sistemiyle yönetilen Almanya bir cumhuriyete dönüşmüştür.2 Dolayısıyla Almanya’nın siyaset ve sosyal alanda yaşadığı

değişimler Mensching’in hayatını da etkilemiştir.

Mensching, babasının erken ölümüyle birlikte liberal Protestan olan büyükbabasının evinde büyüdü. Lise yıllarında ise fikir dünyasını Almanca ve Tarih derslerinde yedek öğretmen olarak görev yapan sıra dışı öğretmeni filozof Theodor Lessing (1872-1933) etkiledi. Lessing öğrencilerini hayat şartlarıyla alakalı eleştirel düşünmeye çağırıyor ve savaşı eleştiriyordu. Bu derslerden etkilenen Mensching, Teoloji/ İlahiyat okumaya karar verdi.3 Mensching’in nezdinde Theodor Lessing çok saygın bir

yere sahipti. Onun dönemin milli değerlerine ve politikasına yönelik eleştirel bakış açısı öğrencilerini etkilemiş ve bu yüzden Mensching, özellikle erkek öğrencilerin katıldığı siyasi birlik ve derneklere katılmamıştır. Fakat bu etkilenme sınırlı konularda kalmıştır. Lessing’in, medeniyetin bütün kötülüklerini, geleneksel Avrupa biliminin ruhuna mal ettiğini görmüştür. Mensching’in, Lessing’le ilgili eleştirisi yazılarında yer almamış olsa da bunu dile getirdiği ifade edilmiştir.4 Anlaşıldığı üzere Mensching’in Lessing’den etkilendiği nokta o dönemin politikasındaki ırkçı ve rasyonalist düşüncelere karşı eleştirileridir. Bu şekilde o, Lessing’in etkisiyle Teoloji eğitimine başlamıştır.

Gustav Mensching, 1920/21 eğitim-öğretim yılında Göttingen şehri Georg August Üniversitesinde Felsefe ve Evanjelik Teoloji eğitimi görmüştür. Burada filozof Leonard Nelson’dan (1882-1927) ders alan Mensching, onun ‘teorik düşünme, manevi istek ve pratik hareketin bütünlüğü’ düşüncesinden etkilenir. O eğitim yılı sonunda, Mensching, Marburg Üniversitesine Din bilimleri okumak üzere geçiş yapar. Burada Rudolf Otto’nun

1 Udo Tworuschka, Religionswissenschaft Wegbreiter und Klassiker, Böhlau Verlag GmbH & Cie, Köln 2011, s.214.

2 Hamid Reza, Yousefi, Angewandte Toleranz, Verlag Traugott Bautz GmbH, Nordhausen 2008, s.27. 3 Udo Tworuschka, age., s.214.

4 Günther Mensching, “Die zeitgenössische Philosophie im Werk Gustav Menschings”,

Religionswissenschaft im historischen Kontext Beitræge zum 100. Geburtstag von Gustav Mensching, Diagonal Verlag, Marburg 2003, s.12.

(10)

ve Friedrich Heiler’in öğrencisi olur. 1925 yılından itibaren Rudolf Otto’nun özel asistanı ve yakın çalışma arkadaşı olur. 1920’li yıllardan itibaren birlikte liturjik Reform hareketlerinde faaliyet gösterirler. Friedrich Heiler ile birlikte 1926 yılında yayınlandığı Kutsal Sessizlik isimli eseriyle de Marburg Üniversite’sinden Teoloji lisansını alır. Bu eserin mükemmel bir şekilde hazırlanmasından dolayı kendisine 1927 yılında Braunschweig Teknik Yüksekokulundan da doçentlik verilir. Aynı yılda Letonya’nın Riga Üniversitesinden davet alır. Orada program dışı Profesör olur ve Genel Dinler Tarihi bölümünün yöneticiliğini üstlenir.5

Riga Teoloji Fakültesi o dönemde liberal teoloji taraftarıdır ve diyalektik teoloji de sürekli güçlenen bir kale mahiyetindedir. Mensching’i Riga Üniversitesi yıllarından tanıyan Luther taraftarı bir papaz olan Dr. Wolf Goegginger onun hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: “Onun vaazları o zamanki Baltık ülkeleri için sansasyonel nitelikteydi, Mensching, burada klasik minber dilinden ziyade “inanç”, “rahmet”, “adalet” gibi kutsal kelimeleri asıl dini manalarına göre anlatmaya çabalamaktaydı.” Ayrıca Mensching, diğer dinlerle alakalı geniş bilgisiyle göze çarpmaktadır. Kendisinin 1920’lerden itibaren olan çalışmaları onun yabancı olanın değer ve gerçeğini tanıma ve kabul etme konusundaki çabalarını belgelemektedir. Öyle ki 1927 yılında Riga Üniversitesindeki ilk ders konusunu “Dünya dinlerine göre Hıristiyanlık” olarak seçmiştir. Bu derste hoşgörü ve toleranstan bahsetmiştir. Mensching, 1935 yılında Almanya’ya geri döner. 1935/1936 ders yılında Kiel Üniversitesinde vekil profesörlük yapar. 1936 yılında Carl Clemen’in halefi olarak Bonn şehrinde Rheinisch Friedrich Wilhelm Üniversitesinde Din Bilimleri kürsüsünün yönetimine geçer. 1969 yılındaki emekliliğine kadar burada görev yapar. Mensching’e 1951 yılında Marburg Üniversitesi tarafından onursal doktorluk unvanı verilir. Özgür Hıristiyanlık Federasyonunun yönetiminde yer alır. Tolerans ile ilgili çalışmaları sonucu bir de Hümanist Birliğine üye olur.6 Mensching’in üniversite eğitimine başlamasından hayatının son dönemine kadar aktif olarak faaliyetlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Özellikle hayatının son döneminde tolerans merkezli din bilimi çalışmaları ön plana çıkmaktadır.

Mensching’in yaşadığı dönem birinci dünya savaşı ve bunun sonrasında Almanya’nın nasyonal sosyalist rejiminin yönetiminde olduğu devirleri (1933-1945) kapsamaktadır. Bu dönemleri de atlatan Mensching ile alakalı kendisinin nasyonal

5 Udo Tworuschka, age., s.215-217. 6 Udo Tworuschka, age, s.217-218.

(11)

sosyalizm savunucusu olup olmadığı sorgulanmıştır. Önemli siyasi olayların yaşandığı NSDAP rejiminin sonlandığı dönemde, bunun Almanya için olumsuz sonuçlar getirdiği görülmüştür. Bunun yanında bu rejimin taraftarı olan düşünce ve kişiler suçlu sayılmıştır. Dolayısıyla bu partiye bağlı olduğu iddia edilen Mensching de aynı kişiler arasında sayılmıştır. Fakat Mensching’in konuyla alakalı tutumu tam olarak aydınlatılamamıştır, zira kendisine bu ithamları yapan araştırmaların sonuçlarının çok da mantığa dayalı olmadığı düşünülmektedir. Mensching’in eserlerindeki din düşüncesi ve nasyonal sosyalizmin dine bakış açısı karşılaştırıldığında bu iki düşüncenin farklılığı ve birleştirilemez olduğu görülmektedir. Buna rağmen Mensching’in NSDAP taraftarı olduğu iddiaları sonlanmamıştır.7 1945- 1947 yılları İngiliz askeri yönetimi tarafından

görevden alınmış fakat ithamlar ispatlanamayınca suçsuzluğu anlaşılmıştır. 1948 yılında da Bonn Üniversitesindeki görevine geri dönebilmiştir.8 Bu konuyla alakalı olarak;

Mensching, Letonya’daki görevi sonlandığında nasyonal sosyalizm rejimi altında olan Almanya’da göreve başlamak istemektedir. Bunu gerçekleştirebilmesi NSDAP’ye (Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (1933-1945)) katılmakla mümkündür. Bu sebepten dolayı Mensching, 1 Mart 1934 tarihinde NSDAP partisine katılmıştır.9

Anlaşıldığı kadarıyla Mensching, dini ve bilimsel bakış açısı nasyonal sosyalizm ile bağdaşmamasına rağmen eğitim- öğretim görevine devam edebilmek için bu partiye üye olmuş ve bu rejim bittikten sonra söz konusu ithamlara maruz kalmıştır.

Gustav Mensching, 1927 yılında Erika Dombrowski ile evlenmiş ve iki çocuk sahibi olmuştur. Mensching, 20 Eylül 1978 tarihinde Almanya’nın Düren şehrinde vefat etmiştir.10 Mensching, 80 yıla yakın ömrüne bilimsel anlamda birçok çalışma sığdırmıştır.

O, özellikle Dinler Tarihi alanında yaptığı çalışmalarla alana büyük katkı sağlamıştır.

II. Eserleri

Mensching’in çeşitli konularda çok sayıda eserleri bulunmaktadır. Bu eserlerden Dinler Tarihi ile ilgili olanları tanıtmaya çalışacağız.

Mensching’in eserleri döneminin felsefesinden etkilenmiş ve dolayısıyla felsefi bir temele dayanmaktadır. Gençlik yıllarından itibaren karşılaştığı filozoflarla olan

7 Udo Tworuschka, age., s.218. 8 Hamid Reza, Yousefi, age., s.31.

9 Peter Parusel, “Gustav Mensching in der Zeit des Nationalsozialismus”, Religionswissenschaft im historischen Kontext Beitræge zum 100. Geburtstag von Gustav Mensching, Diagonal Verlag, Marburg 2003, s.114.

(12)

diyaloğundan dolayısıyla bu kişilerden etkilenmesinin, bunda payı vardır. Elbette bu felsefi temel, sadece bireysel eğitim tarihindeki tesadüfi bağlantılardan oluşmuyor, eserlerinin merkezi motifi, daha çok, objektif olarak zamanın felsefi teorileriyle ilişkilidir. Bunlardan Wilhelm Dilthey’in anlama öğretisi, Edmund Husserl Fenomenolojisi, Max Scheler’in Biçimlendirmesi Mensching’i etkileyen teorilerin en önemlileridir.11

Mensching’in eserleri incelediğinde, onun kendi yaşamını adeta din çalışmaları ile bütünleştirdiği ve bunun içinde ortaya koyduğu eserlerde ciddi bir konu çeşitliliği göze çarpmaktadır.

Mensching’in kaleminden çıkan literatür yaklaşık 650 başlıktan oluşmaktadır. Bu eserler onun erken geçiş ve son dönemini karakterize eden üst üste gelişmiş birbirine bağlı altı konu içermektedir. Teolojik ve erken dönem felsefi yazıları, din fenomenolojisi- tipolojisi ve- sosyolojisiyle ilgili yazıları geçiş dönemi eserlerini oluşturmaktadır. Kutsal metinlerden kaynak biriktirme ve hoşgörü fenomenolojisi üzerine eserleri son dönemlerini oluşturur. O çalışmaları boyunca benzer konuları birden çok defa ele alır ve bunları geliştirerek kendi din bilimleri ve felsefi konseptine bağlar. Bu konulara karşılık gelen başlıca eserleri arasında Volksreligion und Weltreligion (1938), Geschichte der Religionswissenschaft (1948), Vergleichende Religionswissenschaft (1949) Allgemeine Religionsgeschichte (1949), Die Religion (1959/1962), Die Weltreligionen (1972) sayılmaktadır.12

Mensching’in din fenomenolojisi alanında yazmış olduğu eserleri dini yaşamın dışa vuruşunu yani fenomenlerini göstermektedir. Onun gayreti, dinin kapsamlı bir resmini vermek ve de tek tek bilgileri büyük çerçeveye dahil etme yönündedir. Mensching, bu ifade şekliyle amaçladığı, bugüne kadar arşivlenmiş detayları, canlı bir bütünlüğe eklemek ve genel hatlarıyla dinlerin akrabalık ve farklılıklarını bu şekilde dinler tarihinin tüm alanını ortaya çıkarmaktır.13 Buna göre Mensching’in, dinler

tarihindeki tüm bilgilerden faydalanarak, dini fenomenlerin anlaşılmasının sonucunda, dinleri karşılaştırarak onlardaki ortak noktaları veya farklılıkları belirlediği görülmektedir.

Mensching’in ilk dönem felsefi eserleri olarak gençlik yazıları bulunmaktadır. Bunlara örnek Die Forderung des Tages (1920) Günün Talebi, Vom İdealismus der

11 Günther Mensching, age., s. 10, 14. 12 Hamid Reza, Yousefi, age., s.32-33. 13 Hamid Reza, Yousefi, age., s.33.

(13)

Freundschaft Dostluğun İdealizminden (1920), Das religiöse Urteil Dini Hüküm (1922) verilebilir. Mensching, Dini Hüküm yazısında dinin esas fonksiyonunu ve dindar insanların yaşamındaki rolünü ortaya koymaktadır. 1928 yılında çıkardığı Religionsphilosophie Din Felsefesi eserinde bu fikirleri geliştirerek, dindarlığın farklı formlarını ve dini irrasyonelliğin yapısını tarif etmektedir. Mensching, bu eserde 1.Dünya Savaşının bireylerin ahlaki çöküşüne ve toplum kesimleri arasındaki uçurumların çoğalmasına sebep olduğunu altını çizmektedir. Günün Talebi yazısında kişinin kendi fikirlerini ifade etmesi ve buna karşı gösterilmesi gereken derin saygının kaybına olan rahatsızlığını dile getirmiştir ve Yaşam-Devlet-Aile arasındaki dengenin geri gelmesinin gerekliliğine değinmiştir. Ona göre, bu denge olmadan devlet ve aile çerçevesinde verimli bir hayat düşünülemez. Religionsphilosophie (1928) Din Felsefesi eseri, Mensching’in teoloji ve bilimi birbirinden ayırdığı ilk eseridir. Bu kitapta Mensching’in Luther ilhamlı teolojisinden din bilimlerine bir atlayış yaptığı gözlemlenmektedir.14

Mensching’in önemli yazıları arasında gelen diğer iki eseri, Das Heilige Schweigen Kutsal Sessizlik (1926) ve Das heilige Wort Kutsal Kelime (1937)’de dini tecrübe ve bilgilerin ifade araçları konu edilmektedir. Buddhistische Symbolik Budizm Sembolizmi (1929) kitabında ise Budizm’deki dini sembol dilini ve dini fikirleri belli sanat formlarımda yansıtmanın ilhamı ele alınmaktadır. Die İdee der Sünde Günah Fikri (1931)’de milli dinler ve dünya dinlerindeki günah anlayışlarını göstermektedir. Mensching’e göre her dinde bir olumsuzluk düşüncesi bulunmaktadır. O bu eserinde genel ve gerekli günah fikrini birbirinden ayırt etmektedir. Zur Metaphysik des İch Ben’in Metafiziğine kitabı benlik problemini dinler tarihi bağlamında ele almaktadır. Mensching, bu eserinde özgüven fenomeni ve onun dini değerini incelemektedir. Bunun yanında ampirik Ben’in gerçekliğini, onun metafizik arka planını ve Ben’in kurtuluşa ulaşmadaki yerini ele almaktadır. Gustav Mensching bu konunun devamı niteliğinde Gut und Böse im Glauben der Völker Halk İnançlarında İyi ve Kötü (1950) isimli bir eser ortaya koymuştur. Burada Mensching’in Kant ve Hans Küng fikirleri ışığında geliştirdiği ahlak tanımlamaları görülmektedir. Volksreligion und Weltreligion Milli Dinler ve Dünya Dinleri (1938) eseri Mensching’in tipolojik din fenomenolojisine önemli bir katkı sağladığı yazısı olarak geçmektedir. Burada doğa dinleri ve milli dinler, kurucusu olan ve olmayan dinler gibi sınıflandırmalar yapılmaktadır. Bir deneme koleksiyonu olan Topos

(14)

und Typos- Motive und Strukturen religiösen Lebens (1971) Dini Hayatın Yapı Ve Motifi eserinde de dinlerdeki tipik benzerlikleri ve de her dindeki karakteristik farklılıkları ortaya koymaktadır. Die Weltreligionen (1972) Dünya Dinleri ise Mensching’in modern dini araştırmaların, karşılaştırmalı din bilimlerinin ve dinler tarihinin bir resmini çizdiği araştırmasıdır.15

Mensching’in Soziologie der Religionen Din Sosyolojisi (1947/1968) kitabı ülkemizde Türkçe’ye çevrilen tek eseridir16. Bu kitapta, dinler ve dünyevi sosyal faktörler

arasındaki ilişkiler, ayrıca dinlerdeki sosyolojik gerçeklikler tasvir edilmektedir. 1966 yılında yayımlanan Soziologie der Grossen Religionen Büyük Dinlerin Sosyolojisi’nde ise din dünyası üzerine tarihi incelemelerde bulunulmaktadır. Gustav Mensching, Das lebendige Wort Canlı Kelime (1952) kitabında dinlerin kutsal metinlerini karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Özellikle dinlerin kutsal ile karşılaşma anlayışlarındaki karakteristik noktaları ortaya koymayı esas almaktadır. Mensching’in dini kutsal metinleri ele aldığı bir diğer eseri de Leben und Legende der Religionsstifter (1955) Din Kurucularının Hayatları ve Efsaneleri kitabıdır. Bu kitapta Musa’dan Laotze’ye yedi din kurucusunun getirdiği kutsal metinlerden ve başka bazı yazılı kaynaklardan kesitler sunulmuştur.17 Kitabın giriş bölümünde de ifade edildiği gibi, bu eser din kurucularının

yaşamlarını yazılı metinler ve bunların yorumları ışığında incelemektedir. Tarihten günümüze ulaşan ve kaynak niteliğinde sayılabilecek, dini kutsal metinlerin dışında çeşitli mitler, masallar veya efsaneler de bulunmaktadır. Mensching, öncelikle bunların yapılarını analiz ederek kitabın ana konusuna giriş yapmaktadır.18

Mensching’in 1920’lerden beri ortaya koyduğu çalışmaları onun yabancı olanın değerlerini ve gerçeklerini tanıma ve anlama çabasını belgelemektedir.19 Bu düşüncesini

ise ilk kez 1929 yılında yazdığı Duldsamkeit Hoşgörü yazısında konu etmiştir. Ona göre, hoş görmek yabancı dinlerdeki gerçeklik algısını göz önünde bulundurmak ve buna saygı göstermektir. Toleranz und Wahrheit in der Religion Dinde Hoşgörü ve Gerçek isimli eserini ilk olarak 1955 yılında daha sonra da 1966 yılında ilaveler yaparak tekrar yayınlanmıştır.20 İçeriğine göz atıldığında, bu eserde, hoşgörü ve hoşgörüsüzlük

konusunun detaylı bir şekilde analiz edildiği görülmektedir. Örneğin kitabın birinci

15 Hamid Reza, Yousefi, age., s.35-37.

16 Mehmet Aydın, Din Sosyolojisi, Literatürk Yayınları, Konya 2012. 17 Hamid Reza, Yousefi, age., s.37-38.

18 Gustav, Mensching, Leben und Legende der Religionsstifter, Holle Verlag, Darmstadt 1955, s.13-14. 19 Udo, Tworuschka, age., s.217.

(15)

bölümü Dinler Tarihinde Hoşgörü ve Hoşgörüsüzlük olarak adlandırılmış ve Mensching, burada milli dinler ve evrensel dinlerdeki hoşgörüyü incelemiş, ayrıca din kurucularının hoşgörüsünü ele almıştır.21 Bu kitap yayınlandıktan sonra birçok dile tercüme edilmiştir.

Mensching, şeklen hoşgörü yerine içten bir hoşgörü düşüncesini savunmaktadır. Bu hoşgörü, yabancı dinlerin gerçek ve haklı olarak kutsal ile karşılaşma imkanını, pozitif şekilde kabul etmek demektir.

Adı geçen eserlerinin yanında Der Irrtum in der Religion (1969/2003) Dinde Yanılma/Hata, Der offene Tempel (1974) Açık Tapınak, Buddha Und Christus Buda ve İsa (1978) da Mensching’in hoşgörü temalı yayınları arasındadır. Bunun yanında Hoşgörü konusu, Mensching’in özellikle hayatının son yıllarında ağırlıklı çalıştığı bir konudur.22 Bunlara ek olarak da Mensching’in önemli bazı yazıları arasında aşağıdaki makaleleri de sıralayabiliriz:

1. Wesen und Aufgaben der Religionssoziologie (Din Sosyolojisinin karakteri ve görevi).

2. Erscheinungsformen des Irrtums in der Religionsgeschichte (Dinler Tarihinde yanılgının tezahür formları).

3. Vom Heiligen in der Kunst Gerardus van der Leeuw (Gerardus van der Leeuw sanatındaki kutsal).

4. Der Mythos der ewigen Wiederkehr (Sonsuz geri dönüşün mitoljisi).

5. Religion, Rasse und Christentum: eine religionswissenschaftliche Auseinandersetzung (Din,ırk ve Hıristiyanlık: bir din bilimsel çalışma). 6. Der saekularisierte Mensch der Gegenwart in den Weltreligionen (Dünya

dinlerinde zamanın seküler insanı).

7. Kastenordnung und Führertum in İndien (Hindistan’da kast sistemi ve yöneticiler).

8. Die Welt des Glaubens (İnancın Dünyası).

21 Gustav, Mensching, Toleranz und Wahrheit in der Religion, Siebenstern Taschenbuch Verlag, Heidelberg 1955.

(16)

1. GUSTAV MENSCHİNG’E GÖRE DİN BİLİMLERİ VE DİN FENOMENOLOJİSİ

Bu bölümdeki ilk başlık altında Gustav Mensching’in din bilimlerine nasıl baktığını, bu konuyu nasıl ele aldığını ve tüm bunların içinde Dinler Tarihi’nin konumunun ortaya konulması hedeflenmektedir. Diğer başlıklar altında ise Mensching’in din bilimlerini nasıl uyguladığı ve bu noktada kimlerden etkilendiği ele alınacaktır.

1.1. G. Mensching Açısından Din Bilimleri

Almanca bir terim olan “Religionswissenschaft” yani din bilimi terimi ilk olarak 1867 yılında Max Müller tarafından kullanılmıştır. Bunun yanında Religionswissenschaft ifadesi ilk defa o tarihte dile getirilmesinin yanında geçmişte din bilimi terimi geliştirilmeden önce de din incelemeleri hep var olmuştur.23 Mensching, bu bağlamda

öncelikle tarihte din bilimlerinin gelişimini incelemektedir. Antik dönemde din bilimini inceleyen Mensching, MÖ. VI. yüzyıldan itibaren Yunan düşünürlerini harekete geçiren mitlerin yorumlaması ve eleştirilmesi ve dinin kaynağıyla ilgili görüşlerin bulunduğuna değinmektedir. Ona göre, bu örnekler elbette tam manada bir din bilimi sayılmamakta fakat bu noktada küçük de olsa ilk hareketlenmeler olarak nitelendirilmektedirler. Bu konuda önemli bazı isimler ve fikirleri arasından, Theognis (MÖ. 550), Xenophanes (MÖ. 570-480), Seneca (Öl. MÖ. 65) gibi isimler bilinen ilk düşünürler arasındadır. Dinin kaynağıyla ilgili konularda Demokrit’in (470-380) görüşleri dikkat çekmektedir. Buna göre, doğa olaylarından korku, dinin kaynağıdır. Aristoteles’e göre (384-322) dinin iki kaynağından söz edilebilir, bunlar içten ruhi tecrübeler ve doğaya karşı hayrettir. Theophrastos (320) ise ilk Dinler Tarihi konulu esere sahiptir. Mensching, bunun yanında o dönemlerde Doğu’da dini değerlerin yaşandığını fakat din biliminin söz konusu olmadığını belirtmektedir.24

Avrupa’da modern din bilimlerinin başlangıcı olarak XVII. ve XVIII. yüzyıl sayılmaktadır. Mensching’e göre din bilimleri, o dönemde İngiltere, Fransa ve Almanya’da etkisini gösteren, aydınlanma döneminin çocuğudur. Bu dönemin başlıca

23 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, Carl Habel Buchhandlung, Darmstadt 1972, s.9. 24 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.14-23.

(17)

özelliği ise, kiliseye koşulsuz bağlılığın sorgulanması ve dini gerçeklerin akılla ölçülebilecek unsurlar çerçevesinde değerlendirilmesidir.25 Anlaşıldığı kadarıyla bu

dönemin en önemli özelliği dine karşı rasyonalist bakış açısının baskın olmasıdır.

Mensching’e göre bütün bu dönemlerin yanında en önemlisi aydınlanma döneminin rasyonalist yaklaşımına karşı geliştirilen düşünceler ve bu noktada öne çıkan kişiliklerin katkılarıyla, o dönemin aşıldığı dönemdir. Bunların arasından en önemlilerinden biri Friedrich Schleiermacher (1768-1834), dinin düşünme ya da hareket olmadığını his ve görüşlerden oluştuğunu belirtmiştir. Bu görüş ile dini gerçeklerin içeriğinin anlaşılması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Mensching’e göre modern din bilimlerinde anlamanın önemi Schleiermacher ile başlamaktadır. G.W.F. Hegel (1770-1831), F.W. Schelling (1775-1854) gibi din bilimcileri de bu dönemin önemli isimleri arasında sayılmaktadır. Bu gelişmelerinden ardından Din Biliminin Bağımsızlaşması da XIX. yüzyıl sonlarında Katolik ve Evanjelik din bölümlerinde dinler tarihi ve din bilimleri dallarının okutulmasıyla başladığına değinilmektedir.26 Anlaşıldığı üzere din

bilimleri de tarihle beraber ilerlemekte ve çağa göre şekil almaktadır. Din bilimlerinin bağımsız bir dal olarak okutulması ve gelişmesiyle yabancı olanı anlama ve tanıma düşüncesinin ön plana çıktığı görülmektedir.

Mensching’e göre, bir çalışmada her şeyin öncesinde bilinmesi gereken, din biliminin ampirik gerçeklerin temeline dayanması gerektiğidir. Din bilimindeki gerçeklik anlayışı bilimsel araştırma ile tarihi gerçeğin örtüşmesi şeklinde olmalıdır.27 Yani din

bilimi denilince anlaşılması gereken objektif gözlem ve tarihi gerçek bilgi ışığında varılan veriler, olmalıdır. Bu bağlamda Mensching, Dinler Tarihi’nin önemine vurgu yapmaktadır. Ona göre, bütün din bilimlerinin başlangıcı Dinler Tarihine aittir. Dinler Tarihinin görevi, dinlerin oluşum ve gelişimini incelemek ve bunları kaynaklara dayanarak ortaya koymaktır. Ayrıca o, Dinler Tarihi teriminin iki anlamda kullanılabileceğini ifade etmektedir. Dinler Tarihi bir yandan dinlerin, tarihi oluşum alanının terimidir, bir yandan da bu ifade tarihi süreçlerin biliminin adıdır. Sonuç itibariyle dinler tarihi, tarihte geçen olaylar ve bu olayların bilimsel araştırılmış bilgisidir. Mensching’e göre, dinler tarihi araştırmaları, din biliminin birinci formu olmakla birlikte, bunun yanında bir de din biliminin ikinci formu olan sistematik veya karşılaştırmalı din

25 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.23-26. 26 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.26-31. 27 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.9-10.

(18)

bilimlerinin temeli sayılmaktadır. Yani dinler tarihi din bilimine ilk şeklini vermekte sonrasında karşılaştırmalı/sistematik din bilimine zemin teşkil etmektedir. Mensching, din bilimi anlayışını, bizim tarihi- filolojik ve sistematik/karşılaştırmalı din bilimimiz vardır, diyerek özetlemektedir. Ona göre sistematik din bilimleri, Dinler Tarihi tarafından ortaya konan tarihi gerçeklerin zemini olmadan yapılamaz.28

Din Biliminin tarihi çok eskilere gitmesine rağmen asıl anladığımız manasıyla din bilimi Aydınlanma Devriyle birlikte ortaya çıkmıştır. Bu dalın ilk sahip olması gereken özellik ampirik gerçeklere dayanmaktır. Bu gerçekliğin temelini dinlerin dünyası oluşturduğundan Mensching, bütün din bilimlerinin başlangıcını Dinler Tarihine atfetmekte ve tarihi din araştırmasının din bilimi çalışmasının başlangıcını teşkil ettiğini, ikinci şeklini ise karşılaştırmalı veya sistematik din biliminin zemininde aldığını belirtmektedir. Özetle şu söylenebilir ki; bu bilim dalı tarihi, filolojik ve sistematik karşılaştırmalı bir din bilimidir. Tarihi din araştırmasının sunduğu ampirik bilgi sistematik din bilimi uygulamasının temelidir. Mensching’e göre, din biliminin tarihi ve sistematik olmak üzere iki türlü görevi vardır. Din bilimi ve Dinler Tarihinin ampirik karakteri vardır, fakat sistematik din bilimleri bundan farklı olarak, yani ampirik açıdan dinleri tarihiyle inceleme ve ortaya koymanın dışında, görünen gerçeklerin derininde olanı, belli yapıların ve fenomenlerin arasındaki ilişkiyi belirlemektedir.29

Mensching, Dinler Tarihinin hem din teriminin tarihiyle hem de her bir dinin tarihiyle ilgilenebileceğini ifade etmektedir. Ona göre bu bilim dalının malzemesi dinlerin ampirik (deneysel) şekilde erişilen bilgileri olmalıdır. Dinler Tarihinin konusu, gerçekler ve düşünce; ritler, kült objeleri vb. şeklinde ortaya çıkan ampirik araştırılabilir nitelikteki fenomenlerdir. Dinler tarihi bakış açısıyla araştırma yaparken dini kutsal metinlere, etnolojik incelemelere, sanat ve kültür tarihi bilgileri biçimindeki kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır.30 Burada Mensching, Dinler Tarihi çalışmalarında kutsal metinler ve

tarihi belgelerin yanı sıra tecrübeye dayalı bilgilerin de önem arz ettiğini belirtmektedir. Daha önce de ifade edildiği gibi, Religionswissenschaft (Din Bilimi) terimi ilk olarak 1867 yılında Max Müller tarafından kullanıldığından beri din bilimi ve Dinler Tarihinin durumu tartışılmaktadır. Bunun yanında din psikolojisinin din felsefesinin hatta teolojinin, din bilimi kategorisine girip girmediği sorgulanmaktadır. Bu yüzden

28 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.10-11.

29 Gustav Mensching, Geschichte der Religionswissenschaft, Universitaet Verlag Bonn, Bonn 1948, s. 8-10.

(19)

Mensching’e göre bu akraba dallara karşı din biliminin sınırlarını belirlemek zorunludur. Mensching, din biliminin özellikle teoloji ya da herhangi bir teolojik disiplinin yardımcı dalı olmadığına, tam tersine bağımsız bir dal olduğuna dikkat çekmektedir. Prensip olarak, Teoloji ve tarihi- sistematik din biliminin ortak sınırları bulunmaktadır. Çünkü her ikisi de bir dinin yapısı ve karakterini araştırmaktadır. Fakat teoloji normatif bir bilimdir ve o din bilimindeki gibi dini anlamaya çalışmak değil, dinin gerçekliğini ispat etmeye çalışmaktadır. Teoloji bir dini, din bilimi gibi saf bilimsel bilgi için ele almaz, dinine bağlılıktan dolayı araştırır. Din, araştırmacının kendi dinidir ve üzerinde normatif bir şekilde çalışılmaktadır. Bunun tam tersine din bilimi araştırmacısına göre ise araştırılan konu, kişinin kendi inancından bağımsız olmalıdır. Kişi araştırdığı dine karşı objektif bir tutum sergiler ve onun gerçekliğini sorgulamaz.31 Bu şekilde Mensching’in din bilimi ve teoloji ayrımı açığa çıkmaktadır. Din biliminin dinler tarihinden alınan deneysel bilgiler zemininde yapılması gerektiğine her fırsatta değinen Mensching’e göre din bilimi ve teoloji birbiriyle bağlantılı fakat farklı bakış açısıyla çalışan dallardır.

Mensching’in bilimsel hayatına geçiş dönemindeki eserleri onun düşüncelerinde uygulamalı din bilimine yaklaştığını göstermektedir. Kendisinin ana araştırma alanı karşılaştırmalı ya da aynı anlamda kullanılan sistematik din bilimleridir. Karşılaştırmalı din bilimi dinler tarihinin araştırmalarından yola çıkan bir daldır. O dinlerin dünyasında benzerlik ve farklılıkları arayarak karşılaştırma yapar. Bu karşılaştırma ile hedeflenen dinlerin yapılarını, tipik ifade şekillerini, gelişimlerini ve yasallığını tanımaktır. Karşılaştırmalı din bilimi, XX. yy’da gitgide dinler tarihinden bağımsızlaşan, tarihi aynı zamanda sistematik çalışan bir bilim dalıdır.32 Karşılaştırmalı din biliminin dinleri farklı

farklı açılardan karşılaştırarak onların daha iyi anlaşılmasını sağlayan bilim dalı olarak önem kazandığı görülmektedir.

Mensching, kendi sistematik din bilimlerini geliştirirken, din bilimlerinin tarihi- sistematik ve ampirik bir bilim olarak, dinlerin geçmiş şekillenmelerini ve mevcut inanç formlarını ve etkilerini araştırdığını ifade etmektedir. Dinler tarihinin zemininde gelişen, onun sunduğu tarihi gerçekleri ele alıp değerlendiren din bilimi, bir sonraki seviyeye sistematik/karşılaştırmalı din bilimi olarak çıkmaktadır.33

31 Gustav Mensching, Geschichte der Religionswissenschaft, s.7,11-12. 32 Hamid Reza, Yousefi, age, s.46.

(20)

Konuyu tekrardan özetlemek gerekirse, Mensching, din bilimi adı altında hem dinler tarihini hem de sistematik-karşılaştırmalı din bilimini ele almaktadır. Dinler Tarihi, her bir dinin oluşumunu anlamaya ve ortaya koymaya çalışırken, karşılaştırmalı din bilimi ise dinlerin yapıları, tezahürleri yani fenomenolojisi, tipik gelişme evrelerinin incelenmesi vb. konularla ilgilenmektedir. Karşılaştırmalı din bilimi, dünyadaki farklı dinlerin ortaya çıkışlarını, yapı ve özelliklerini karşılaştıran bilimdir. O, dinlerdeki ortak noktaları, farklılıkları ölçü alarak, onların birbirlerine karşı durumlarını yani aralarındaki üstünlük ya da eksiklikleri, birer çeşitlilik olarak kabul ederek, ele almaktadır.34 Sonuç

olarak, Mensching, Dinler Tarihinin önemine sürekli vurgu yaptığı ve karşılaştırmalı din bilimini, dinler tarihinin üzerine inşa ederek geliştirdiği anlaşılmaktadır.

1.2. Mensching’e Göre Fenomenolojik Yaklaşım

Fenomenoloji, görünen olguları inceleyerek onları anlamayı amaçlayan bilim dalıdır.35 Din fenomenolojisi ise, Mensching için dinin tezahür ettiği her an ile ilgilidir.

Karşılaştırmalı din bilimi, dinlerin görünen dünyasını ve onlar arasındaki büyük tipik bağlantıları, yapıları ya da paralellikleri incelemektedir. Mensching, dinin tezahüründen bahsederken, ilk düşündüğü konu kutsalın tezahürleri konusudur. Zira bu konu dinler tarihinden evrensel dinlerin en yüksek noktasına kadar yayılma alanına sahiptir. Mensching’in din bilimi açısından bakış tarzı ağırlıkla fenomenolojik ve hermenötik36

açılıdır. Ayrıca o, konuları analiz ederken sentetik problem çözme yolunu tercih etmektedir.37 Mensching, sırasıyla dinler tarihi, din bilimleri ve sistematik/karşılaştırmalı din bilimleri kariyerinde fenomenolojik yaklaşımı merkeze koymaktadır. Bunun yanında kendisinin bu konudaki yöntemini net bir şekilde ortaya koymadığı görülmektedir.

1.2.1. Fenomenolojik Yaklaşımında Rudolf Otto’nun Etkisi

Mensching’in eserlerinde en çok esinlendiği kişilerin başında Rudolf Otto gelmektedir. Öğrencilik yıllarından itibaren birçok üniversite öğrencisi gibi Mensching’de Otto’nun fikirlerinden özellikle Kutsal’ı tarifinden etkilenmiştir. O, Otto’nun düşüncelerini almış ve üzerinde çalışıp eklemeler yaparak devam ettirmiştir.38

34Gustav Mensching, Geschichte der Religionswissenschaft, s.14.

35 Mustafa Ünal, Din Fenomenolojisi, Geçit Yayınları, Kayseri 1999, s.75.

36 “Hermönetik, dini olguların içerdiği mesajları çözümleme işlemidir.” Constantin Tacou, Din ve Fenomenoloji, İz Yayıncılık, İstanbul 2000, s.11.

37 Hamid Reza, Yousefi, age, s.40-41. 38 Hamid Reza, Yousefi, age, s.18-19.

(21)

Ayrıca Rudolf Otto, din bilimleri açısından Mircea Eliade, Gerardus van der Leeuw, Joachim Wach, Kurt Goldammer, Wolfgang Gantke gibi önemli isimleri de etkilemiştir.39

Örneğin Wach, Otto’nun önemine değinmektedir. Ona göre dinler tarihinin bu modern döneminde, rasyonel araştırma değersizleştirilmeden, dindeki rasyonel olmayan unsurlar ön plana çıkmakta, araştırmalarda yüzeysellikten kaçınılmakta ve karşılaştırma metodu önem kazanmaktadır. Otto ise, Wach’ın ifadesiyle, bu dönemin en önemli şahsiyetidir.40

Mensching, Rudolf Otto’yu 1917 yılında yayınladığı Kutsal isimli eseriyle, düşünce açısından getirdiği yeniliklerle din bilimi tarihindeki ilk din araştırmacısı olarak tanıtmaktadır. Otto’nun bu eserinde dinlerin bir bütünlük içinde ele alınması gerektiğine vurgu yaptığı ve dini fenomenleri anlamaya çalışması ana konu olarak göze çarpmaktadır. Kısacası bu eser, o güne değin baskın olan dinin sadece rasyonel bakış açısıyla incelenmesi değil onun irrasyonel karakterini de hesaba katarak tanımlama konusunu gündeme getirerek anlamanın din bilimleri ifadesini ortaya koymaktadır. Bu eserde Otto, Lessing, Herder ve Schleiermacher çizgisinde bir tutum sergilemektedir. Bu tutum ise genel hatlarıyla rasyonalizmin bütün formlarına karşı durmaktadır. Otto’ya göre bütün dinlerin spesifik yapısı kutsal ile olan ilişkisiyle alakalıdır. Kutsal ise irrasyonel bir büyüklüktür. Otto, kutsalın kıyaslanamaz kişiliğini/benzersizliğini ifade etmek için Esrarlı/Gizemli Numinose ifadesini kullanmaktadır. Bu kelimeyle kutsalın manevi kusursuzluk olmadığını hatta bununla bir ilgisi olmadığını vurgulamaktadır. Ona göre kutsal tamamen kendine has bir gerçekliktir ve rasyonel kelime dünyası tarafından açıklanamaz niteliktedir. O tanrısal olandır, başka hiçbir şeyle değiştirilemez bir büyüklüktür.41 Otto, gizemli olan ile kavramsal düşünce arasında bir ayrım yapmaktadır.

O tanrısal düşüncenin irrasyonelliği ve onun rasyonele karşı durumunu incelemektedir.42

Otto, Kutsal eserinde dinin tamamen rasyonel önermeler dizisinden meydana gelmediğini ifade etmektedir. O bu eserinde dinin doğasını daha anlaşılır kılmak için dindeki rasyonel ve irrasyonellik durumunu inceleme konusu yaptığını ifade etmektedir.43

Mensching’e göre Otto’nun Kutsal isimli eseri tanrısala yeni bir yorum getirerek konuyu aydınlatmış ve rasyonalist din ve tanrı anlayışını devre dışı bırakmıştır. Bu noktada iki tür anlayış söz konusu edilmektedir. Birincisi, rasyonel liberalizm fikirleri, ikincisi ise

39 Udo Tworuschka, age, s.128.

40 Joachim Wach, Dinler Tarihi, Ataç Yayınları, İstanbul 2004, s.29 41 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.33-35.

42 Hamid Reza, Yousefi, s.58.

(22)

katı Ortodoks Hristiyanlığıdır. Rasyonel düşünce her şeyin cevabını doğada aramakta ve gerçek üstü terimleri ve mucizeleri açıklamakta eksik kalarak dini dar bir çerçeveye hapsetmektedir. Katı Ortodoks Hristiyanlığı ise kendi inancını savunmada yetersiz kalarak özellikle göğe yükselme ve ahiret gibi kavramları tatmin edici derecede açıklayamamaktadır. İkisi de tarihsel gerçeği tek geçerli ve bağlayıcı olarak göstermek ve tanımak istemektedirler. Otto, bu iki düşüncenin de karşısında yer almaktadır. Ona göre Tanrı veya Kutsal ne doğadaki kavramlar yardımı ile anlatılabilir ne de doğaüstü olarak tanımlanabilir. Kutsal bağımsız ve kendine has ve başka benzeri olmayandır.44 Bu

anlayış Mensching’in düşüncelerinin ana elementlerindendir. Ona göre dini fenomenlerde ya da objelerde görünen inanç ve hakikat anlayışı, bir gizeme bağlı olup rasyonel düşünceyle sorgulanamaz.45 Kutsalın merkezde olduğu din anlayışıyla

Mensching, tarafından kastedilen, aklın dini olanı tam olarak anlama ve tarif etme imkânı tanıyamayacağıdır. Otto’dan gelen bu gelenekle anlatılmak istenen, dini fenomenlerin sadece bilgi ölçülü meşguliyetle algılanamayacağıdır. Ona göre, dini fenomenler ve onların arkasında saklı olan anlamlar, ancak içten bir katılma ve empati yeteneğiyle çözülebilir. Bu yaklaşım şekli ile inanç ve bilgi arasındaki tutarsızlığın azaltılması, inanca ruhsal gücünün geri verilmesi ve bu şekilde daha yüksek bir mertebeye taşınması amaçlanmaktadır.46

Otto, kutsal teoremini tamamen teolojik bakışla yorumlamaktadır. Mensching ise kendini din bilimcisi olarak tanımlayarak her fırsatta din biliminin ancak ampirik gerçekler zemininde uygulanabileceğinin altını çizmektedir. Bunun yanında Otto’nun teoremini de göz ardı edemez ve kutsal’ı ele alırken onun kendine has bir gerçeklik olduğunu ve rasyonel kelime dünyasında türetilecek bir kelime olmadığını ifade etmektedir. Mensching’e göre de Kutsal tanrısalı ifade eder ve onun yerini başka bir şey tutamaz.47 Bu ifadeler sonucunda Otto’nun rasyonalist din araştırmalarına eleştirel yaklaştığı ve kutsal eseriyle bu alana yeni bir yorum getirdiği anlaşılmaktadır. O, araştırmalarda dinlerdeki fenomenlerin görünenin ötesindeki anlamlarının tespit edilmesi gerektiğini gündeme getirmektedir. Bunun yanında kutsalın irrasyonel ve hiçbir şey ile değiştirilemez bir büyüklük olması, onu dini tezahürlerin anlaşılmasının da ötesine

44 Gustav Mensching, Vergleichende Religionswissenschaft, Verlag von Quelle& Meyer, Leipzig 1938, s.17-18.

45 Heinz Jürgen Loth, “Gustav Menschings Religionsbegriff” Religionswissenschaft im historischen Kontext Beitræge zum 100. Geburtstag von Gustav Mensching, Diagonal Verlag, Marburg 2003, s.144. 46 Hamid Reza Yousefi, age, s.51.

(23)

bilimsel araştırma zeminin üstüne taşımaktadır. Dolayısıyla kutsal bir noktadan sonra sadece dini inanç ile açıklanabilir.

Mensching, açısından Otto’nun kutsal teorisine bağlı olarak din-bilimsel sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Kaynağa dayalı deskriptif araştırma metoduyla dinler tarihinden alınan gerçekler fenomenler olarak yani dini hayatın tezahürleri olarak anlaşılmaktadır. Otto’ya göre, resim, sözcük veya fiillerle ortaya çıkanlar, dini ifade şekillerinin çeşitliliğidir. Bu ifade şekilleri yorumlanırken, dinde esas olan, eski rasyonalist bakış açısının tersine başka bir din ile ortak özelliğe sahip olmak değildir. Tam tersine dinlerin özellikleri, her birinin kendine has benzersizlik taşımalarıdır. Bu şekilde Mensching’e göre karşılaştırmalı din bilimleri sistematik bir karşılaştırma metodu ile dinlerin yapılarında ortak olanları hem de her dinin kendi benzersiz özelliğini ortaya çıkarmaktadır.48

Mensching, için bütün zamanların kutsala dair teorileri Otto’nun Kutsal kitabı üstüne geliştirilmiştir. O, kutsalın tarifi, kutsalın tezahürleri gibi konularla ilgilenirken Otto’nun çizgisinde ilerlemektedir.49 Ayrıca Mensching, dini rivayetlerdeki kutsal ve

onun şekilleri söz konusu olduğunda öğretmeni Otto’ya bağlanmaktadır.50

Kutsal isimli eserde Otto’nun dini, kutsalın tecrübesi olarak tanımlaması, Mensching’in din tanımında da oldukça etkilidir.51 Mensching, dini insanın kutsal ile

karşılaşması ve onun kutsal tarafından belirlenen fiilleri gerçekleştirme şeklinde cevap vermesi, şeklinde tanımlamaktadır.52 Özet bir ifadeyle, Mensching, en başta din tanımı

ile, dini Otto’ya göre yorumladığını göstermektedir. Bunun yanında ampirik gerçekler zeminindeki din bilimi kutsal söz konusu olduğunda, sadece dini hayattaki tezahürleriyle anlaşılmaktadır. Bu durumda din bilimcisi rasyonel ve irrasyonelin dengesini gözetmek durumundadır.

1.2.2. Fenomenolojik Yaklaşımında Van Der Leeuw’in Etkisi

Mensching’in eserlerinde, Otto’nun yanında, çokça adı geçen bir diğer isim de Van der Leeuw’dir. Van der Leeuw’in de Otto’dan etkilenmesinin yanı sıra Din Fenomenolojisiyle dikkat çekmektedir.

48 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.35-36. 49 Heinz Jürgen, Loth, age, s.146.

50 Günther Mensching, age, s.18. 51 Hamid Reza Yousefi, age, s.59. 52 Heinz Jürgen Loth, age, s.143.

(24)

Gerardus Van Der Leeuw (1890-1950) sistematik din bilimleri ile ilgili ilk hareketlenmeyi başlatan kişilik olarak geçmektedir. O ilk kapsamlı Din Fenomenolojisini yazmıştır.53 Mensching’e göre karşılaştırmalı din biliminin çok önemli bir bölümü olan

din fenomenolojisiyle ilgili ilk özet niteliğindeki eseri Hollandalı din araştırmacısı Gerardus Van Der Leeuw 1933 yılında Din Fenomenolojisi isimli eseriyle ortaya koymuştur. Mensching’e göre bu kitap modern dönüşüme geçen din bilimlerinin en çarpıcı belgesidir. Burada modern din bilimlerinin motifleri etkili ve başarılı bir şekilde kullanılmıştır.54 Leeuw’in kendi zamanının araştırmacıları gibi din ve dini gerçekleri

araştırmanın yanında kendine has bir din fenomenolojisi metodu geliştirdiği tespit edilmektedir. Bu metot deneyim ile elde edilmiş bilimsel bilgi olarak ortaya çıkmaktadır. Din fenomenolojisi kitabı da ideal tipleri belirleme çerçevesinde dini fenomenlerin bir özetini sunmaktadır. Leeuw sonraki eserlerinde, dini fenomenlerin ideal tipi ve dini tecrübenin temel yapısını tespit ve tasvir etme konusunu geliştirerek ele almaktadır.55

Yani Leeuw dini tezahürleri inceleyerek dinlerde ortak ideal tipler tespit etmeye çalışmaktadır. Bu çalışmaları ilk olarak Din Fenomenolojisi eseriyle başlasa da devamının ve gelişiminin sürdüğü anlaşılmaktadır.

Mensching, birçok din bilimcisi gibi dinleri bir prensibe göre sınıflandırmaya çalışmaktadır. Bu sınıflandırmasında esinlendiği kişiler arasında Leeuw bulunmaktadır. Yani, kendisi Leeuw’in bu konuya genel bakışını temel aldığını söz konusu etmektedir. O, bu genel bakışı devraldıktan sonra, kendisinin bunlara ilaveler yaparak dinleri daha fazla kategori altında incelediğini ifade etmektedir.56 Mensching, söz konusu bu din tipolojisinde dinlerin temel olarak iki veya üç değil çok daha fazla tip altında benzerliklerinin buluşturulabileceğini savunmaktadır. Dolayısıyla kendisinin dinleri daha fazla tip kategorileri altında birleştirerek ele aldığını ve bu şekilde dini anlamaya daha iyi yaklaşılacağını ifade etmektedir.57

Mensching’e göre dinleri daha iyi anlayabilmek adına onların fenomenolojik yönlerinin de araştırılması gerekmektedir. Bu konuda o, Leeuw geleneğinin taraftarıdır. Mensching, Leeuw’in görünenin arkasında saklı olan anlamı sorgulama metodunu da

53 Gustav Mensching, Die Weltreligionen, s.37.

54 Gustav Mensching, Vergleichende Religionswissenschaft, s.19.

55 Axel Michaels, Klassiker der Religionswissenschaft von Friedrich Schleiermacher bis Mircea Eliade, Verlag C.H.Beck, München 2010., s.269-270.

56 Karl Hoheisel, age, s.29.

(25)

aşarak kendine has bir yaklaşım geliştirmektedir. Mensching, hazırda bulunan deskriptif ve tipolojik din fenomenolojisinden yola çıkarak tasvirci ve karşılaştırmalı din fenomenolojisi ve din tipolojisi metodunu geliştirmiştir.58 Fenomenoloji, karşılaştırmalı

din biliminin önemli bir bölümü olması açısından, Leeuw’in eseri de modernleşen ve değişen din bilimine büyük bir katkı sağlamaktadır. Bu eser modernleşen din biliminin bir kanıtı mahiyetindedir. Modern din bilimi motifinden kastedilen fenomenlerin içindeki canlılığı anlamak ve bunlardan kastedileni sorgulamaktır. Modern din bilimlerinin hedefi sadece fenomenleri tarif etmek ve anlatmak değildir, ampirik dinler tarihinin gösterdiği fenomenlerin hangi durumların sonucunda dinin organizmasıyla birleştiğini anlamaktır. Mensching’e göre din, rasyonel bir görüş veya zamanla sınırlı bir rit değildir, o yaşamdır. Dolayısıyla din, hiçbir zaman belli bilimsel araştırma metotlarıyla tam olarak anlaşılamaz. Ancak bu konuda dışa vuranların yani fenomenlerin ele alınması sonucunda, onların içinde gizli olan yaşamın anlaşılmasıyla mümkün olabilir.59

Gustav Mensching’in Karşılaştırmalı Din Bilimi kitabının Dini Tezahür Formlarının Tipleri isimli ikinci kısmı din fenomenolojisiyle alakalıdır. Burada Gerardus Van der Leeuw’in Din Fenomenolojisi kitabının, ele alınan alanın genel sistematiği açısından temel teşkil ettiğini vurgulamaktadır. Bu önemli eser, o bölümde ele alınan alanın genel sistematiği açısından temel olarak görülmektedir. Mensching, kitabının ikinci bölümünde okuyucusunu bu önemli ve büyük esere yönlendirdiğini işaret etmektedir.60 Mensching, sadece bir kitabın bir bölümünde değil, birçok eserinde

Leeuw’e işaret ederek onun fikirlerini devam ettirdiğini açıkça göstermektedir.61 Dolayısıyla Mensching, din tipolojisi konusunda Leeuw’in izlerini takip ettiğini belirtmektedir.

Leeuw, karşılaştırmalı din bilimi ve din fenomenolojisine büyük katkı sağlamış ve özellikle Din Fenomenolojisinin bağımsız bir bilim dalı olması için gayret göstermiştir. Ayrıca o güne dek tarihsel süreç açısından ele alınmış din ve dinlerle ilgili sınıflandırmaları fenomenoloji konusunun merkezine koymuştur. Bunun yanında dini tecrübe, anlam ve anlama gibi konuları Dinler Tarihinin gündemine getirerek detaylı bir şekilde ele almıştır.62

58 Hamid Reza Yousefi, age, s.45.

59 Gustav Mensching, Vergleichende Religionswissenschaft, s.19-20. 60 Gustav Mensching, Vergleichende Religionswissenschaft, s.72.

61Örneğin; Gustav Mensching, Die Religion, Wilhelm Goldmann Verlag, München 1959, s.63, 80, 134. 62 Mustafa Alıcı, Dinler Tarihinin Batılı Öncüleri, İz Yayıncılık, İstanbul 2011, s.244.

(26)

Mensching’e ek olarak alman din bilimcileri arasından Heiler ve Goldammer gibi isimler de Van der Leeuw’nin fenomenolojik yaklaşımını ele alıp, buna eklemeler yaparak kullanmışlardır.63

1.3. Mensching’e Göre Karşılaştırma ve Anlama

Gustav Mensching, din, dinin yapısı veya dinin tezahürleri ile ilgili gerçekçi her meşguliyetten verim almanın, içten bir katılım ve empati yeteneğiyle mümkün olduğunu ifade etmektedir. Ona göre, tamamen rasyonel bir bakış açısıyla dinin tezahür dünyasına bakılması, o dini gerçekten anlamadan üstünden geçip gitmek demektir. Aydınlanma devrinin meyvesi olan din bilimi de uzun süre yüzeysel çalışmalarla ilerlerken, dinin gerçek bilgisine ulaşamamaktaydı. Bugün bu hatalara düşmeden dinin gerçekliğinin hakkının verilmesi gerekmektedir. Böyle bir bilimsel çalışmanın olması için iki işaret son derece önemlidir. Bunlar karşılaştırma ve anlamadır.64

Mensching, Leeuw ile birlikte, Mircea Eliade (1907-1986), Friedrich Heiler (1897-1976) ve diğerleri gibi Anlama’nın Din Bilimlerini savunmaktadır. Mensching ön planda görünen elementlerin sadece bunlarla ilişkili gizlenmiş şeylerin referansları olduğuna dikkat çekmektedir. Din bilimleri de bu elementlerin manasını anlamaya çalışmaktadır. ,’e göre eldeki çok çeşitli malzeme karşılaştırma ve anlama ile sistematik bir şekilde ortaya konabilir.65

1.3.1. Karşılaştırma

Mensching’e göre karşılaştırma bir metottur ve birçok din bilimcisi de eserlerinde buna vurgu yapmaktadır. Örneğin, Max Scheler Das ewige im Menschen/İnsandaki Sonsuzluk eserinde din araştırmasının tarihi ve sistematik/karşılaştırmalı şekilde olması gerektiğine dikkat çekmektedir. Yani din bilimleri sadece tarihi bir bilim değildir, fakat tarihi temele ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca Joachim Wach 1924 yılındaki Religionswissenschaft eserinde buna benzer bir değerlendirme de bulunmuştur. Ona göre de din biliminin görevi dinlerin araştırılması ve bu bilginin ortaya konmasıdır. Yani bu dal deskriptif bir bilim dalıdır, normatif değildir ve somut din oluşumları üzerinde tarihi ve sistematik çalışmasıyla görevini tamamlamış olmaktadır.66 Yine Menschingle benzer

63 Udo Tworuschka, age, s.193. 64 Gustav Mensching, Die Religion, s.9. 65 Hamid Reza Yousefi, age, s.47.

(27)

bir doğrultuda anlamanın din bilimlerinin önemini vurgulayan Wach’a göre din bilimcisi yabancı insanın dini yaşamını, yabancı dini formları yoğun bir çabayla anlamaya çalışmalıdır. Bu anlama ise eldeki bütün kaynakların din biliminin metodu çerçevesinde değerlendirilmesiyle mümkündür.67 Birçok din bilimcisi açısından önem arz eden din

bilimlerinde anlama Mensching ‘de karşılaştırma ile başlamaktadır. Yani sistematik din biliminde, karşılaştırma ve anlama birbirine bağlı olarak kullanılmaktadır.

Mensching’e göre dini fenomenlerin bilimsel karşılaştırması yapılırken aceleci ortak kimlik belirleme ve aceleci bir şekilde ayrım yapmak olan iki tehlikeden korunmalıdır. Bu tehlikelerden ilki yani aceleci ortak kimlik belirleme, ilk din bilimi yıllarında araştırmacıların Hıristiyanlık diniyle diğer dinleri kıyaslarken, dini tezahürlerin manasını anlamadan, sadece dış benzerlikten dolayı bunların aralarında paralellik bulduklarını düşünmelerinden kaynaklanmaktadır. Mensching, bu noktada homolog ve analog durumların birbirlerine karıştırılmaması gerektiğine dikkat çekmektedir. Homolog denilince kastedilen, dıştan bakınca aynı görünen hatta bazen aynı ismi taşıyan dini tezahürün kıyas edilen diğer dinde tamamen farklı bir anlama gelmesidir. Örneğin, Budizm ve Hıristiyanlıktaki Tanrı anlayışları karşılaştırıldığında, homolog olanı analog zannetme tehlikesi bulunmaktadır. Zira Budist tanrılar görünürde Hıristiyanlıktaki tanrı ile benzerdir ama gerçek anlamlarıyla değillerdir. Hıristiyanlıktaki Tanrı anlayışı Budizm’deki Nirvana inancıyla örtüşebilir. Fakat tanrılar söz konusu olduğunda bu dini inanca göre, tanrılar sadece aydınlanmaya muhtaç ve insan ve hayvanlar gibi acıkan ve yeniden doğum ölüm döngüsündeki varlıklardır. Dolayısıyla benzerlik sadece isim olarak mevcuttur. Bu örneğe göre Hıristiyanlıktaki Tanrı ile Budizm Nirvana’sı arasında analog olma durumu söz konusudur. Dolayısıyla analog, homoloğun tersidir, yani kıyaslanan dini tezahürlerin isim olarak farklı olmasına karşın anlam olarak benzer olmalarıdır. Karşılaştırma yapılırken aynı isimle anılan konulara dikkat etmek gerekir, benzeri aranan unsur belki de kıyaslanan dinde aynı isimle değil de farklı bir isimle anılıp benzer mahiyete sahiptir. Sonuç olarak Mensching’e göre dinler tarihinin gözlemlenen fenomenlerinde, görünenin arkasında yaşayan anlamı sorgulamak gerekmektedir. Aceleci ve yanlış bir ortak kimlik belirleme ancak bir dinin fenomenlerindeki özellik ve eşsizlik üzerinde yapılan titiz bir çalışma ile önlenebilir. Her dinin başka dinlerle ortak özelliği olduğu gibi kendine has benzersiz özelliği de olabilir. Yukarıda da ifade edildiği gibi

(28)

karşılaştırma yaparken ikinci tehlike de aceleci kimlik belirlemenin tam tersi olan aceleci ayrıma gitmektir. Bu tehlike genelde araştırmacının kendi dinini başka bir dinle kıyaslaması sırasında ortaya çıkmaktadır.68

Mensching, karşılaştırma konusuna giriş yaparken yukarıda bahsedilen iki tehlikeye birçok kez vurgu yapmaktadır. Din bilimcisinin yanlış değerlendirmeye düşmemesi için en ince detaya kadar dikkat etmesi gerektiğini ifade etmektedir. Aceleyle ortak kimlik belirleme konusunda Mensching, kendinden öncekilerin, dinin yapısında bütün dinlerin ortak olduklarını iddia ederken, hataya düştüklerine işaret etmektedir. Araştırmalarda Hıristiyanlık, farklı dinlerle karşılaştırılmış ve gerçekliği test edilmeden sadece görünüşteki benzerliklerden yola çıkılarak ortak noktalar olduğu kanısına varılmıştır. Aynı şeyler karşılaştırırken o fenomenin fonksiyonu anlaşılmalı ve dini olarak ne kastedildiği sorusuna cevap aranmalıdır. Aceleci ayrım yapılması ise, daha çok kişinin kendi dinini kıyaslanamaz gördüğü, teolojik değerlendirmeye dayalı önyargılardan kaynaklanmaktadır. Bunun tasdiki içinde kendi dininin en yüksek noktasını yabancı dinin en alçak noktasıyla karşılaştırmaktadır.69 Dolayısıyla Mensching, din bilimi

araştırmacısının kendi teolojik görüşünü karıştırmamaya çalışarak objektif tutum sergilemesinin önemine vurgu yapmaktadır. Ayrıca ona göre, fenomenlerin görünüş veya adlandırmadaki benzerliklerinin ötesindeki anlamların bilgisine ulaşılmalıdır. Bu tutum ise gerçek bilgiye ulaşma konusunda önem arz etmektedir.

1.3.2. Anlama

Mensching, kendi döneminde büyüme ve olgunlaşmakta olan anlamanın din bilimlerinin rasyonel çizgi ve bakış açısının yanında dinin irrasyonel karakterini de hesaba kattığını belirtmektedir. Ona göre, bu şekilde bir çalışma ile din ve dinler iç yapılarına göre araştırılmakta ve dini tecrübelerin nesnelliği incelenmektedir. Böyle bir din bilimsel çalışmanın metodu karşılaştırma ve anlamadır. Bir çalışmada anlamanın varlığı, dini olarak kastedilenin söz konusu dinlerdeki inanç anlayışları, ibadet pratikleri vb.nin üzerinde yapılan ampirik din incelemeleri sonucunda ortaya çıkmasıyla olmaktadır.70

68 Gustav Mensching, Die Religion, s.9-11. 69 Hamid Reza Yousefi, age, s.48.

(29)

Mensching’e göre anlama, fenomenlerin dini içeriklerin tezahürleri olarak algılanmasına bağlıdır, yani görünenin arkasındaki asıl manayı anlamakla olmaktadır. Bu dini içeriklerin bilgisi dinler tarihinden öğrenilmektedir. Bu noktada önemli olan, doğru bilgiyle görünenin içinde ne kastedildiğinin anlaşılmasıdır. Dolayısıyla dinler dünyasından alınan tarihi gerçeğin ampirik incelemesi önem arz etmektedir. Bu şekilde teorilerden ziyade gerçeğin kendisi ortaya çıkma imkânı elde etmektedir. Bu gerçek ise daha önce ifade edildiği gibi, fenomenolojik metot zemininde kastedileni anlamaya ve olaylar arasındaki bağlantıları çözmeye bağlıdır. Özetle Mensching için anlama denilince anlaşılması gereken, gerçeklerin araştırılarak sınırlandırılmasından çok fenomenlerin organik anlamına doğru ilerlemek ve onların en içteki hayatını kavramaktır.71

Karşılaştırmalı/sistematik veya modern din bilimi bu metotla çalışmalarını sürdürmek durumundadır. Modern din bilimleri bütün dini tezahür formlarının anlamını sormaktadır. Bu şekilde amaç fenomenlerin işlevsel anlamına inilip ayrıca tarihin sunduğu gerçekleri dini niyetlerin gerçekleşme imkânı olarak anlamaktır. Bu metodik soru sorulmazsa, dini niyetteki gerçek farklar yerine eski araştırmalarda yapılan hatalar gibi, sadece görünürdeki farklar ortaya çıkabilir.72 Burada Mensching’in birçok yerde değindiği

anlama konusunun mahiyeti anlaşılmaktadır. Buna göre din biliminde anlamanın gerçekleşmesi, ancak elde edilen bilginin dini yaşamlardaki manasının öğrenilmesiyle mümkündür.

Mensching, özellikle karşılaştırmalı din bilimlerinde ciddi önem verdiği karşılaştırma ve anlama konusuna birçok eserinde değinmektedir. Bunlardan biri de Vergleichende Religionswissenschaft/Karşılaştırmalı Din Bilimi eseridir. Mensching, bu eserde Karşılaştırmalı Din Biliminin Metodu başlığı altında konuyu detaylı bir şekilde incelemektedir. Burada karşılaştırma ve anlamayı din bilimi çalışmasının olmazsa olmazı olarak gördüğünü yinelemekte ve yukarıdaki değerlendirmelere ek olarak birkaç görüş daha ilave etmektedir. Birincisi, Mensching’e göre dinler karşılaştırılırken taraflı duruşların karşısına geçmek için her halükârda benzer unsurlar birbirleriyle kıyaslanmalıdır. Karşılaştırmalı din bilimi çalışması demek, dinlerin yapılarının en göze çarpan noktalarının, bu bilim dalının en çarpıcı temsilcileri tarafından öğrenilmesi, demektir. Bu temsilciler, konuya karşı en başından önyargısız sevgiye sahip olmak şartını yerine getirmelidirler. İkincisi, her din kendi içinde yaşanan tecrübeleri akılcı ve statik

71 Hamid Reza Yousefi, age, s.48-49. 72 Gustav Mensching, Die Religion, s.11.

(30)

şekillere dönüştürmeden, kelimeler veya belli formlarla aktarılmaya çalışılması gibi bir problemle karşı karşıyadır. Bu durumda hesaba katılması gereken, yaşanan dini hayatın içindeki niyetin objektif ve statik formlarda kavranmasına çalışılması gerektiğidir. Bu ise anlamak demektir. Üçüncüsü ise, bütün teolojik ve dini değerlendirmeler kişisel kararların olayıdır. Karşılaştırmalı din biliminde ise, bütün dinlerin birbirleriyle temel olarak karşılaştırılabilmesi şartı bulunmaktadır. Son olarak, dinler bütünlükler oluşturmaktadırlar. Bu durumda karşılaştırmalı din incelemesinin öncelikli isteği, dinleri kendi bütünlükleri içinde kavramak ve onların canlı anlamlarından yola çıkıp tek tek detayları ele almak olmalıdır. Bu bilim dalı, dinin görünen yanını anlama görevini yürütürken, yanlış hükümlerden korunmak için saf gerçeklere bağlı bir bakış açısıyla hareket etmelidir.73

Mensching’in din araştırmalarının hedefini, doğru bilgiyi bulmak olarak belirlediği görülmektedir. Doğru bilgi ise detaylı ve hassas bir çalışma sonucunda dini gerçeklerin, o dinin mensupları tarafından algılandığı şekliyle tespit etmesiyle bulunmaktadır. Dinler Tarihi kapsamında ise Mensching’in ilk göze çarpan araştırması din sınıflandırmasıdır. O bu din sınıflandırmasını, din incelemelerinin sonucunda belirlediği dinin yapı tipleri doğrultusunda, din bilimlerine dolayısıyla Dinler Tarihine kazandırmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

kazanım işlenirken Yahudilik ve Hıristiyanlığın ortaya çıktığı ve yayıldığı coğrafi bölgeler harita üzerinde gösterilecektir.. kazanım işlenirken İbrani, İsrail,

maktı. Bu yüzden o, Rus-Tatar okulu açılıp kısmen. yerli dil, kısmen de Rusça ö{Jretim ile bunun yapılabileceğini göstermeye çalİşmıştır.. ile yeni bir

Oradan da dev sunağa(Recinto)götürülür. Bu heykeli taşıma işine “mum yakma” alayı adı verilmektedir. Alaydan sonra ise Kutsal Sunakta bir ayin düzenlenir. Ayini takiben

Yeni dönemin bizlere yüklediği yeni ve zor görevlerin bilinciyle ve yine sadece siz değerli üyelerimizden aldığımız güç ile mesleğimizin ve meslektaşlarımızın

(It may be a physical or psychological.) This experience changes the hero. Gollum, who has been enchanted by the ring, captures it from Frodo and from that point on Frodo

intratekal baklofen uygulamasi ve lumbosakral selektif posterior rizotominin (SPR) üst ekstremite spastisitesine etkisini karsilastirdiklari klinik serilerinde, her iki tedavininde

Bulgular – Bu çalışma için yapılan regresyon analizi için uygulanan denklem sonucunda; okullarda gösterilen nezaketin, hizmet kalitesi üzerinde pozitif yönde bir etkisi

利用 Real-Time qPCR ,發現 IL-8 mRNA 表現量在細胞受到 CTGF 刺激後表現 量會有所上升。利用三種 MAPK inhibitor ,包括 SP600125 (JNK 抑制劑 ) 、 S B203580 (p38 抑制劑 )