• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3. BULGULAR VE YORUM

3.7. YAŞAM TARZI

3.7.3. Hilal Saral Uyarlamasında Yaşam Tarzı

Özalizm olarak anılan 80’ler sonrası kapitalist sistemin etkisi Türkiye’de de kendini ciddi anlamda göstermiştir. Kapitalist toplumlarda her şey gibi bireyin de metaya dönüştüğünü, gündelik yaşamın da kurgulanan, empoze edilen, satılan bir nesne haline geldiği saptanmaktadır. (Yiğit, 2012: 126)

İnsanların üretim zamanları dışında kendilerine zaman ayırmak için bıraktıkları boş vakitler kapitalist sistemin etkisi altında kalmıştır. Günümüzde televizyon boş zamanımızı değerlendirdiğimiz en etkili eğlence aracıdır. Popüler kültür ürünü olan diziler de Türkiye’de en çok izlenme oranına sahip programlardır. 2008 yılında Kanal D televizyonu tarafından ekranlarda yayınlanan Aşk-ı Memnu dizisi günümüz dönemi itibariyle kitap ve ilk uyarlamaya onanla gösterişçi tüketimin hâkimiyetinde kalmıştır.

Televizyon kanallarının artık ticari bir mecraya dönüştüğü günümüz şartlarında çekilen Saral’ın uyarlamasında hem teknolojinin hem de maddi imkânların sağladığı avantajlar bakımından açık mekân kullanımı çoğalmıştır. Kullanılan tüm mekânlar aslında tüketimin ve varsıl sınıfı diye adlandırılan toplumun belli bir kesiminin yaşam standardını tanımlamaktadır.

Mübeccel Kıray (2005: 106) Tüketim Normları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma adlı çalışmasında üst tabaka tüketim normlarını şu şekilde ifade etmektedir;

140

“Bu tabakada gösterişçi tüketimin en fazla belirdiği yer giyim, özellikle de kadın giyimidir. Kadınlar, elbise ve ayakkabılarının sayısını bilmezler. Çok giymiş olduklarına kadar verdikleri elbiseleri, hizmetçilere vererek ortadan kaldırırlar. Çünkü bu giysileri evde giymek diye bir şey söz konusu değildir. Ev elbiseleri ayrıca dikilir. Giyim eşyaları son derece farklılaşmıştır. Sabah, öğleden sonra, ev, sokak, ziyafet ve spor kıyafetleri ayrı ayrıdır. Elbiseler, çantalar, şapkalar yurtdışından gelmedikçe bir anlam ifade etmez. Kürkler önemli bir yer tutar. Giyim eşyaları bu tabakada yalnızca modern değil aynı zamanda "model"dir.”

Söz konusu dizide Ziyagil ve Yöreğoğlu kadınları düzenli spora gitmekte, sabah, öğlen, akşam her daim evin içinde bile şık giyinmekte, sıklıkla kilo muhabbetleri yapmakta, yediklerine dikkat etmekte, moda evlerinde özel defilelere katılmakta, gösterişli balo ve sosyal amaçlı organizasyonlar ile yurt dışı tatil programları yapmaktadırlar.

Evdeki kadınlar üretime katlı sağlamadan sadece tüketmektedirler. Bihter Amerika’da okumuştur ancak sosyal yardım kuruluşları dışında hiçbir yerde çalışmamaktadır. Babasının ölümünden sonra bile Yöreoğlu şirketinin başına geçip işleri yoluna koyma çabasına girmemiştir. Peyker’in bir sanat galerisi vardır. Ancak burası iş yapmaktan ziyade hobi olarak açılan bir galeri gibi görülmektedir. Nihal ise henüz liseyi bitirmiş, üniversite sınavında heyecandan bayılınca üniversite hayali yarım kalmış bir kızdır. Matmazel Deniz Hanım’dan piyano dersleri almaktadır ve iyi derecede Fransızca konuşmaktadır. Behlül Galatasaray Üniversitesi’nde okumaktadır aynı zamanda o da Nihal gibi piyano çalabilmektedir. Bülent ortaokul öğrencisidir. Nihal’le birlikte aynı koleje gitmektedir Ziyagil ailesinde aktif iş hayatında bulunan tek kadın Adnan Bey’in ablası Ahsen Hanımdır. İstanbul’un dışında çiftlikte yaşamasına rağmen işleri uzaktan da olsa takip etmekte, yönetim toplantılarına katılmaktadır.

Dizi artık 2000’lerin uyarlamasıdır. Romanda bahsedilen merkepler, kikler, sandallar yerini arabalara, teknelere, uçaklara bırakmıştır. Ulaşım aracı olarak lüks araçlar kullanılmaktadır. Dizi süresince sürekli arabalar değişmekte yerlerine daha lüks arabalar alınmaktadır. Adnan Bey’in kendi makam aracı bulunmaktadır.

141

Güner (2011:20), lüksün, ihtiyaç dışı tüketimin, bireyin kendisini gösterişçi/kıskandırıcı tatmin isteğinin bir gösteriş yolu olarak öne çıkardığını ifade etmektedir.

Behlül’ün Nihal Behlül’e düğün hediyesi olarak milyon dolarlık bir tekne satın almıştır.

Behlül: Nihal! İnanamıyorum, bu muhteşem bir şey. Nihal: Hem doğum günü hem düğün hediyem.

Behlül: Ya! Bir dakika. Ben bunun altından nasıl kalkarım Nihal? Nihal: Ben almadım ki zaten babam aldı. (2.uyarlama repliği)

Saral’ın uyarlaması Aşk-ı Memnu’da üst tabakanın tüketim normlarına ilişkin bilgi vermekte ve izleyicisi en çok genç ve orta yaş grubunu oluşturan kadınlara rol-model oluşturmaktadır. Dizide kadın karakterler Bihter ve Firdevs Hanım erkek karakterler Behlül ve Adnan Bey’in kıyafetleri ve aksesuarları ön plana çıkmaktadır. Her bölüm ve neredeyse her sahnede farklı giyim-kuşam söz konusudur. Kullanılan makyaj malzemesinden giyilen elbise ve ayakkabılara, takılan takılara, yatak odalarında kullanılan nevresim takımından, perdelere kadar kullanılan ürünler dizinin devam ettiği iki yıl boyunca izler kitlenin yakın takibine takılmış ve sosyete pazarı olarak anılan pazarlarda bile “Bihter kolyesi, Bihter yüzüğü, Bihter çizmesi” ifadeleriyle satışa sunulmuştur.

Türkiye’de televizyonun büyük oranda yabancı yapımlara dayalı olduğu bir dönemden yerli yapımların ağırlıklı olduğu bir dönme doğru evrildiği söylenebilir. Kimi zaman uyarlama kimi zaman özgün senaryolara dayalı bu metinler, reklam gelirleri ve izlenme oranları arasındaki ilişki nedeniyle yoğun bir rekabet alanında var kalmaya çalışmaktadırlar. Bu dizilerin çekiciliğini arttıran “sahte, külkedisi beyaz atlı prens, aşk üçgeni, kötülük çiçeği, şer ittifakı, zorba âşık, şiddet, cezaevi, epik, amansız hastalık, hastane, mezarlık,” kimi motifler “farklı dizilerde benzer şekilde tekrarlanan yapılar olarak izleyicinin karşısına çıkmaktadır (Benli, 2018). Benli’ye göre (2018: 184) “genel beğeniye uyan ve piyasa için üretilen televizyon dizilerinde, izleyici tarafından “satın alınırlığı garanti” motiflerin kullanılması, reyting ölçümlerinde belli bir oranı yakalamayı da garantiye almaktadır. Saral’ın Aşk-ı Memnu uyarlamasının reyting ve reklam geliri uğruna

142

oldukça uzatılmasına rağmen seyirciyi son bölüme kadar tutabilmesinin ardında ise teknik ve teknolojik olanaklara yaslanan kurgu ve çekim tekniklerinin yattığı söylenebilir.

143