• Sonuç bulunamadı

2.4. Ailede, Okulda ve Kitaplarda Değer

2.4.5. Değer Eğitimi Sürecinde Kitapların İşlevi

2.4.5.2. Hikâyeler ve Değer Öğretimi

Hikâye, masal ve öyküler eğitimde kullanılan önemli metinlerdir. Bu metinler kullanılarak çocukların ahlaki, dini değeri daha iyi anlamaları, içselleştirmeleri sağlanabilmektedir. ABD, Avrupa ve yeni de olsa Türkiye’de hikâye ve öykülerden faydalanmak, modern eğitimde bir yöntem olarak kullanılmaktadır (Crawford, Saul, Mathews & Makinster, 2009).

Piaget ve Kohlberg, çocukların ahlaki gelişimlerini incelemek için hikâyelerden faydalanmışlardır (Doğan & Tosun, 2003). Hikâye ve masallar içerisinde bir takım öğütler barındırır ve eğitsel değer taşırlar. Aynı zamanda anlaşılması kolay bir üsluba sahiptirler. Bu teknik sayesinde en zor konular dahi kolayca anlatılır ve hatırda kalabilir. Eğer hikâye kutsal kitaplardan kaynaklanıyorsa ve dini yönü varsa, daha etkili ve tesirli olur (Bilgin, 1995).

Hikâyeler, çoğunlukla gerçek hayatı aksettiren örneklerdir. Öğretimin daha kalıcı ve etkili olması için başvurulan hikâyeler, eskiden beri hep kullanılmış ve vazgeçilmez bir öğretim malzemesi olarak her zaman yararlanılmıştır. Hikâyelerle anlaşılması zor konular, kapalı

30

problemler ve soyut kavramlar göz önüne getirilerek tablolaştırılır, olayların adeta resmi çizilir ve böylelikle net hatlarıyla zihinde yer eder (Önder, 2013).

Akılda kalıcı izler bırakan hikâyeler, karmaşık meseleleri şekillendirip, netleştirir. Bir sayfayı, bir şemayı veya bir formülü ezberlemek isteyen insan, bütün bunları hafızasında tutabilmek için kitaptaki şeklini düşünür. Bunun gibi hikâye, konuların hafızada kalması için müşahhas tablolar çizer ve o tabloları insanın hafızasına nakşeder (Önder, 2013). Toplumun geleceği çocuklardır. Erdemli çocuklar, ortak değerin bilincinde, insancıl değeri taşıyan bireyler toplumu ayakta tutacak en önemli unsurlardır. Günlük hayatta karşımıza birçok problem, tartışma ortamı ya da öfke hissedilebilecek durumlar çıkabilir. Bu durum karşısında bireyi doğrudan öğütler vererek değil de etkili bir hikâye eğitim aracı olarak kullanılabilir.

Eğitim bir bakıma hikâye anlatma ve anlama sanatıdır. Sevgi, erdem, hoşgörü, dostluk, vefa şefkat gibi temalar üzerine kurulu hikâyelerin, öncelikle vicdan ve karakter eğitimi bağlamında katkı sağlayacağı düşünülmektedir (Aydın, 2011).

Eğitimde değeri işleyebilmenin yollarından biri olarak, farklı değerin işlenebileceği doğru hikâyeler kullanılabilir. Soyut nitelik taşıyan değer hikâyelerle öğrencilerin zihninde somutlaştırılabilir.

Evrensel değeri barındıran doğru yanlış olgusu hakkında farkındalık kazandıran hikâyeler öğrencilerin davranışlarına bakış açılarına ışık tutarak, öğrenmelerine yardımcı edebilir. Toplumda gittikçe artan olumsuz davranışları azaltmak için okullarda her derste eğlenceli ve etkili hikâyeler kullanarak değer öğrencilere aktarılabilir.

Verilen sözü tutmak, doğruluk ve dürüstlük, iyilik ve nezaket, özür dilemek, bağışlamak gibi toplum düzeninde önemli ve bireylerin karakter gelişimi için kıymetli değerin anlatımında hikâyelerin kullanılması bireylerin değeri daha etkili bir şekilde kazanmasında önemlidir.

Sahip oldukları bu büyük önem üzerine değerin öğretimine yönelik bazı pedagojik yaklaşımlar geliştirilmiştir. Bunlar arasında Blanchette (1970) ve Bensley (1974) tarafından ortaya konan değerin doğrudan öğretimi yaklaşımı(Aktaran Yel ve Aladağ, 2009), toplumun doğru ve gerekli olduğunu düşündüğü temel değerin öykü, oyun ve şarkılar aracılığıyla aktarılmasına dayanmaktadır. Bu yaklaşıma göre edebi eserler ve hikâyeler değer aşılamada kullanılan kadim ve önemli araçlardır. Ayrıca MEB(Milli

31

Eğitim Bakanlığı) tarafından önerilen değer eğitimi programında; kompozisyon, şiir, hikâye yazma; önemli kişilerin hayatlarını paylaşma, yarım bırakılmış bir hikâye tamamlattırma, değer içeren bir film izletme, kitap-öykü gibi etkinliklere yer verilmiştir. Çocuklar etraflarındaki olay ve durumların sebeplerini öğrenmeye ihtiyaç duyarlar. Çocuklar böylece korkmadan öğrenirler.

Bir Hikâyeden kendisine pay çıkarabilen birey ayrıca örnek olaylar yoluyla bu kazanımlarını kendi yaşantısına yansıtır. Buradan hareketle hikâyeler çocuklara değeri tanıtacak en etkili yollardan biri olma potansiyeline sahiptir. Hikâye okuma ya da dinleme etkinlikleri yoluyla, öğrenciler sadece iyi ve kötü, kural ve ceza gibi örnekler değil aynı zamanda bir eyleme geçmeden önce düşünme, problem çözme ve empati kurma süreçlerinin önemini anlayacaktır (Rahim & Rahiem,2012).

Hikâyeler bir şeyler öğretme kaygısıyla tasarlanmış olmalarına karşın, okuyucular yine de onlardan bir şeyler öğrenmektedirler. Bunun nedeni edebiyatın düşünme ve sorgulama mekanizmalarını harekete geçirme kuvvetidir. Fakat şu çok önemlidir ki, edebi eserler didaktik olarak öğretmekten ziyade, insanlara bir idrak ve kavrayış yeteneği kazandırmaktadır (Cates 2008’den aktaran Atıcı,2016).

Hayali bir Hikâye dünyasına girmenin ve onun bir parçası olmanın verdiği erdem ile insan sahip olduğu kurgu ve şemalarını değiştirebilir veyahut esnetebilir. Gittikçe daha açık, geniş ve yenilikçi bir bakış açısına sahip olmaya başlar. Alışageldiği davranışlarının dışında yeni duygu ve düşünceler tecrübe eder (Bai & Cohen,2014). Bu durum klasik yöntem olmasına rağmen, edebiyat temelli değer eğitiminin neden günümüzde bile hala canlı olduğunun göstergesidir (Cates 2008’den aktaran Atıcı,2016).

Hikâyeler, akıdan ziyade duyguların ve hayal gücünün ilgisini çekmek amacıyla sunulur. Kanaatle özellikle din eğitiminde hikâyelere önem verilmesi hala yaygın bir anlayıştır. Gergen (2005)’e göre hikâye bir amaca, olaya, aşılması gereken bir engele ve önemli bir çıktıya sahip olmalıdır. Öğretmen hikâyeyi ancak bu gereksinimlere uyduğu takdirde bir değer eğitimi aracı olarak kullanabilir (Cates 2008’den aktaran Atıcı, 2016).

Hikâyelerin eğitimciler için önemli bir araç olmasının önemli bir sebebi de, insanların bu hikâye fıtratlı yapısıdır (Cates 2008’den aktaran Atıcı, 2016). Bir ahlak ve değer eğitimi aracı olarak hikâyelerin başarısının altında, hem değerin hem hikâye anlatımının insan doğasına uygun olmasının yattığı söylenebilir (Benett, 2012). Çünkü hikâye evrenseldir ve

32

önemi eğlendirmekten de öte bir karakter kalıplama işidir (Cates 2008’den aktaran Atıcı, 2016).

Hikâyelerin eğitim aracı olarak kullanılması için birçok sebep bulunmaktadır. Öncelikle hikâyeler insanlara ulaştırmak üzere bir mesaj taşır. Hikâyeler, taşıdıkları türlü manevi, tarihi, psikolojik, felsefi ve sosyolojik anlamlarla, çekici ve bağlayıcı bir eğitim yöntemi olduğunu ortaya koyar niteliktedir. Hikâyeler eğlendirir, heyecanlandırır, neşelendirir, açıklar ve öğretir. Bu sebeple hikâyeler tarih öncesinden günümüze, farkındalık oluşturmak üzere bilme, anlama ve hatırlama maksadıyla kullanılmıştır. Yani hikâye anlatmak hayatın temel bir gerekliliğidir. Bu yüzden değerin hikâyelerde yer alması ve hikâye anlatımının gücü, değer eğitimine edebi temelli bir yaklaşımı anlamlı kılar (Cates 2008’den aktaran Atıcı, 2016).

Wilson (1994) tarafından da belirtildiği üzere hikâyelerle aktarılan en yaygın mesaj, “iyi insanlara iyi, kötü insanlara kötü şeyler olur.” mesajıdır. Bazı hikâyeler ise içeriklerindeki acı veya zafer gibi olaylar yoluyla kendi kendimize hissedemeyeceğimiz ancak başkalarının hayatlarını okuyarak elde edebileceğimiz tutku ve duyguları harekete geçirebilirler. Sonuç olarak bu hikâyeler bakış açımızı genişletir ve bütün insanlığı çevreleyen değer etrafında birleştirirler. Hikâyelerde yer alan karakterlerin kişilikleri, sahip oldukları değer ve yaşadıkları olaylar kendi zamanlarını aşarak günümüz öğrencilerine sunulabilmektedir (Sanchez, 1998’den aktaran Atıcı, 2016). Örneğin Yunan mitolojisi kahramanları ve tarihin önemli figürlerini temel alan bir değer eğitimi insanlar arası ilişkileri anlamlandırmak açısından faydalı olabilir (Sandlos, 1998). Çünkü Fransız ahlakbilimci yazar Joseph Joubert’in de vurguladığı üzere çocukların eleştiriden çok, iyi örneklere ihtiyaçları vardır (Wikiquote, 2015’den aktaran Atıcı, 2016). Bu noktada Bettelheim (1989), çocukların aklında yer alan asıl soru cümlesinin “iyi biri olmak istiyor muyum?” değil, “kim gibi olmak istiyorum?” olduğunu iddia etmiştir. Eğer hikâyedeki kahraman iyi özelliklere sahipse, çocuk da onun taklit ederek iyi olmaya çalışır. Bu durum hikâyelerdeki kahramanların karşımıza değer üreten kaynaklar olarak çıkmasını sağlamıştır. Conle ve Boone (2008) sahip oldukları genel özelliklere göre hikâye kahramanları:

•Rol model olan

•Kendisi gibi olunmak istenen

33 •Engelleri aşan

•Darda kalanlara yardım eden [Dijital Öykü Temelli Değer Eğitimi Materyallerinin Öğrencilerin Değer Kazanımına Etkisi]

•Amaç, başarı, tutum ve eylemleriyle gurur duyulan •Karşılık beklemeden iyilik yapan

•Kendi hayatını riske atıp başkasınınkini kurtaran •Başkalarına yardım için tehlikeyi göze alan

•Yeteneğini ve kararlarını başkalarına, kendine has bir biçimde yardım etmek üzere kullanan

• Sıra dışı işler yapan karakterlerdir.

Bir hikâyeye adım attığımızda, meydana gelen ilk şey zihnimizi yeni olay ve durumlara hazır hale getirmek ve olağan, alışılagelmiş algılarımızı duraklatmaktır (Bowman, 1995). Hikâyelerde örneklenen durumlar bizleri, yaşam felsefemiz, algılama ve düşünme alışkanlıklarımızla yüzleştirir; başkalarının gözünden görmeye teşvik eder. Dolayısıyla hikâye anlatımı, dinleyicisini zihinsel olarak geliştiren bir etkinliktir. Öykülerin sorgulanması da bilhassa önem arz eder; çünkü bu sorgular ahlaki düşünce ve hisleri geliştirmekle kalmayıp ayrıca problemlere yönelik çözüm üretici bir yaklaşım da kazandırır. Örneğin doğruluk, dürüstlük ve bağlılık içeren kararlar vermiş kahramanlar üzerine kurulu hikâyeler, öğrencileri farklı durum ve seçimleri analiz etmeye iter. En azından bu tip hikâyeler öğrencilere diğer insanların karşılaştıkları benzer ikilem durumlarından hangi doğru seçimleri yaparak başa çıktıklarını anlatır (Sanchez 2009’dan aktaran Atıcı, 2016). Bu yolla insanı güçlükler karşısında ayakta tutacak ve metanetli kılacak tutumlar kazandırılabilir.

Hikâye ve masalların çocukların kendilerini gerçekleştirmesinde, dil gelişiminde, sosyalleşmesinde, değer yargıları ve toplumla bütünleşmesinde ciddi katkıları vardır. Bunun yanında, hayata olumlu bakma, çevreye ve diğer kişilere saygılı olma, iyi-kötü, hak, adalet kavramlarını anlamlandırma, yalan, mertlik, dürüstlük gibi konularda çocukların duyuşsal, bilişsel, zihinsel ve psiko-sosyal gelişimlerine yardımcı olurlar (Kantarcıoğlu, 1991).

34

Eğitim, toplum tarafından benimsenmiş değeri duygusal dönüşüm olarak kişiye kazandırma örüntülerini içerir. Bu bağlamda hikâye ve benzeri metinler kişiler için hayata ve kendilerine bakabilecekleri bir ayna işlevi görür. Aydın, buradan hareketle eğitimi “Hikâye anlatma ve anlama sanatıdır” diye niteler ve hikâyeleri olmayan, hikâye kullanmasını bilmeyen bir eğitim sisteminin, ruhsal, düşünsel, duygusal açıdan olgunlaşmasının çok zor olduğuna dikkat çeker (Aydın, 2014). Hikâye, masal ve öyküler, öğrenmeyi geciktiren soyut anlatımı kolaylaştırma ve somutlaştırarak anlaşılır hale getirme gibi bir işleve de sahiptirler (Okumuşlar, 2006).

Değerin karakter eğitimi yoluyla çocuklara aktarılmasında çeşitli araçlar kullanılmaktadır. Bu araçlardan en önemlisi ve yaygın olarak kullanılanı “edebiyat”tır. Eğitim tarihine bakıldığında özellikle ahlak eğitiminde, hikâyelerin sıkça kullanıldığı görülmektedir. Günümüzde de birçok araştırmacı, bireylere kazandırılması hedeflenen temel değerin aktarılmasında edebî kitaplardan yararlanmanın geçerli ve kolay bir yöntem olduğunu kabul etmektedir (Karatay, 2011). Çünkü edebî eserler bireysel ve toplumsal değeri içinde barındıran zengin kaynaklardır. Hem bireysel hem de sosyal hayatla ilgili, insanlara iyiye, güzele ve doğru olana yönelmeleri için ahlaki muhakeme yapabilecekleri örnek olay, durum ve iletiler sunar. Bu açıdan edebî eserler insana özgü bazı değer ve niteliklerin yerleşip kökleşmesi, toplumsal yaşamın ve çağın gerektirdiği değerin benimsenmesi noktasında önemli rol oynar (Karatay, 2011). Karakter eğitiminde materyal olarak edebî eserlerin tercih edilmesinin nedenlerinden biri de budur.

Hikâye, masal, roman gibi öyküleyici çocuk edebiyatı ürünlerinin çocuklar tarafından diğer edebî ürünlere göre daha çok beğenildiği bilinmektedir. Çocukların ilgisini çeken bu türler karakter eğitiminde etkili bir şekilde kullanılabilir. Masal, hikâye ve romanlarda kahramanların yaşadığı ikilemli durumlar, değinilen sosyal problemler karakter eğitimi için örnek olay oluşturur. İyi ile kötünün, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, güçlü ile zayıfın bir arada bulunduğu ve bu zıtlıkların kıyasıya yarıştığı masallar, hikâyeler çocuğa gerçekçi bir dünya sunar (Karatay, 2007)

Karakter eğitiminde edebî eserlerden yararlanmayı etkili bir yöntem olarak gören Bohlin (2005)’e göre, “Edebiyatı kullanarak karakter eğitiminin incelenmesi, öğrencilerin kendi hayatlarında da böyle olaylarla karşılaşabilecekleri yönünde ahlaki hayal güçlerini harekete geçirir. Anlatılan hikâyelerdeki hayatlar, onları ‘Ne için karakter?’ ‘Kim için karakter?’ sorularıyla yüzleştirir. Öğrencilere, hayalî bir hayat yolculuğunun ve bu yolculukla ilgili tercih ve yorumların incelenmesi fırsatı verildiği zaman onlar, hayat boyu ahlaki düşünme

35

alışkanlıklarını geliştirebilirler”. Bununla birlikte çocuğun gelişim özelliklerini dikkate alarak onu farklı türlerle de (şiir, biyografi, deneme vb.) tanıştırmak gerekir. “Çünkü edebiyatın her çeşidi ana sınıfından liseye kadar karakter eğitiminde kullanmaya uygundur”(Edginton, 2002’den aktaran Atıcı, 2016). Önemli olan öğrencinin ilgisini çekecek, seviyesine uygun doğru kitabı seçebilmektir.

Çocuk edebiyatı ürünleri, çocuk duyarlılığıyla örülmüş, çocukların düzeyine uygun bir dille kaleme alınmış metinlerdir. Metinlerin alıcısı, özellikle çocuklardır (Karatay, 2007) Çocuk edebiyatı, eğitici yönüyle de öne çıkan bir edebiyattır. Doğrudan doğruya çocuğu eğitmek amacıyla oluşturulmasa da çocukta olumlu etkiler bırakmayı amaçlar. Masallar insanın hayat ve tabiat karşısındaki tavrını duygu, sezgi ve düşüncelerini konu alır. Masal çocuğu eğitim sürecinde aile sokak gibi yakın ve doğal çevreden daha çok eğlendirme ve vakit geçirme amacıyla başlar, okul sıralarında, sistemli ve planlı bir şekilde devam eder. Ulusal ve evrensel değerin aktarılması ve benimsetilmesinde, hayal dünyasının geliştirilmesinde, soyut kavramları algılama yeteneği ile dili kullanma becerilerinin geliştirilmesinde önemli bir yeri vardır. Çocuğun içinde yaşadığı toplumun ahlaki ve insani değerini, eğlenerek hoşça vakit geçirerek öğrenmesini, özellikle, masalların önemli bir görev üstlendiği söylenebilir. Anlama ve anlatma becerilerinin edinilmesi, özellikle dinleme ve konuşma becerilerinin geliştirilmesinde çocukların eğitimlerinde ve kültürel değeri kazanmalarını ve masallar önemlidir. Bu sebeple araştırmada kullanılan kitapların belli bir kısmı da masallardan oluşmaktadır (Karatay, 2011)

Karakter eğitimi uzmanları, çocuklara edebi eserleri okutarak da olumlu karakter davranışlarının yavaş yavaş aşılanabileceği görüşündedir. Öğretmenlerin okuma saatlerinde çocuklar için değer kitapları seçmeleri ve bunları kavrama sürecinde, ahlaki ikilemler açısından öğrencileri de eleştirme, tartışma ortamları sağlaması durumunda değer aktarımından çocukların olumlu karakter özelliklerinin gelişmesine ve pekişmesine olanak sağlamış olurlar.

Bu amaçla ilköğretim yıllarından itibaren milli eğitim bakanlığı tarafından hazırlanmış, sosyal bilgiler dersi öğretim programında öğrencilere kazandırılacak değer.” Adalet ve aile birliği, bağımsızlık, barış, bilimsellik, çalışkanlık, dayanışma, duyarlık, dürüstlük, estetik, hoşgörü, misafirperverlik, özgürlük, sağlıklı olmaya önem verme, saygı, sevgi, sorumluluk, temizlik, vatanseverlik, yardımseverlik, bu gerekçe ve açıklamaları ile belirtilmiştir. Bu konudaki eğitimin pekişmesini sağlamak, öğrenciler arasında okumayı zevkli hale

36

getirmek, milli ve evrensel değere ilişkin ortak bir anlayış, davranış ve tutum geliştirmek için de yüz temel eser adı altında bir okuma kitabı listesi de oluşturulmuştur. Bu eserlerde inceleme kapsamına alınmıştır. Değer edinimi veya karakter eğitiminde okullarda öğretmenlere önemli görevler düşmektedir. Öğretmenler, hem derslerinde bunu edinebilmek hem ders dışında verdiği okuma kitapları aracılığıyla öğrencilere kazandırılmak istenen ahlaki ve insani değere aktarabilirler.

Öğretim sürecinde, öğretmenler kadar program geliştirici uzmanları da sosyal hayatın her dönemine ait ahlak ve edebiyat kaynaklarından alınan öğretim programları konuları ile bütünleşen canlı heyecan verici öyküleri, olaylara ve şahsiyetlere yer vermelidir (Karatay, 2011)