• Sonuç bulunamadı

4.2. İBRAHİM KAYPAKKAYA

4.2.1. Hayatı (1948–1973)

Kaypakkaya ailesi Çorum’un Sungurlu ilçesi Akdere köyündendir. İbrahim Kaypakkaya ilkokul öğrenimi sonrası Ankara Hasanoğlan Öğretmen Okulu’na gitmiştir. Mezuniyeti sonrası İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’nda öğrenime başlamıştır. TKP/ML yayın organları ve internet sitelerinde memleketi Diyarbakır olarak gösterilmektedir.

İbrahim Kaypakkaya’nın Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’nda okuduğu dönem, öğrenci örgütlenmelerinin yoğun olduğu bir dönemdir. Kaypakkaya bu durumdan etkilenmiş ve Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF)’nun bir şubesinin kurucuları arasında yer almıştır. Ancak okul idaresi “okul içinde ve dışında siyasetle uğraşmanın yönetmelikçe yasaklanmış” olması dolayısı ile bir ay süreyle okuldan uzaklaştırmıştır. Bu durumu protesto etmek amacıyla çıkan olaylar sonucu, okul yönetimi İbrahim Kaypakkaya’nın içinde bulunduğu on kişilik öğrenci grubunu ‘okulda boykot, işgal ve olaylara öncülük ettikleri’ gerekçesiyle okuldan tamamen uzaklaştırmıştır. Daha sonraki yıllarda Çapa Yüksek Öğretmen Okulu, Kaypakkaya ve arkadaşları tarafından basılır, okul müdürü ağır yaralanır. Tutuklanan Kaypakkaya ve arkadaşları Sağmalcılar Cezaevine konur fakat yapılan ilk duruşmada tahliye edilir. 1966–67 öğretim dönemi, İbrahim Kaypakkaya’nın öğrenci hareketlerine katıldığı bir dönem olur. Bu dönem, aynı zamanda TİP ve Türkiye sosyalistleri içinde “Milli Demokratik Devrim – Sosyalist Devrim” saflaşmasının başladığı, tartışmalarının hızlandığı bir dönemdir. İbrahim Kaypakkaya başlangıçta TİP’in sosyalist devrim görüşlerini savunur daha sonra MDD tezinden yana tavır koyar.169

Bu dönemde Kaypakkaya Türk Solu dergisinde yazmaya başlar ve işçi eylemlerinde yer alır. Daha sonra, 1969’da çıkmaya başlayan İşçi-Köylü gazetesinde çalışır ve yazar. Bu arada Doğu Perinçek’in önerisiyle “Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi” (TİİKP)’ne üye olur.170

1970 yılının başında MDD içerisindeki ayrışmada Proleter Devrimci Aydınlık (PDA) saflarında yer almış ve mücadelesini Mao Zedung’un fikirleri ekseninde oluşturmuştur. Ancak Mao’nun görüşlerini savunma ilkesiyle ortaya çıkmış olmasına rağmen PDA grubunun silahlı mücadeleye yanaşmamasını eleştirmiştir. 1970 yılında Kaypakkaya; 15–16 Haziran işçi eylemlerine katılmış ve şöyle sonuçlar çıkartmıştır: 171

• Devrimin objektif şartları olgunlaşmıştır,

• Türkiye’de Mao’nun mesajını yerine ulaştırabilecek bir partiye gereksinim duyulmaktadır.

Nisan ayında yapılan PDA toplantısında, Kaypakkaya ile PDA yöneticileri arasında görüş ayrılıkları gündeme gelir ve Kaypakkaya yavaş yavaş PDA içinde hizipçiliğe başlar. İbrahim Kaypakkaya’nın o dönemde hareket felsefesi şöyledir: “Kırlar esastır. Savaşın kırlardan başlatılması gerekir. Her şey yoktan var edilmeli ve kendi gücüne dayanmalıdır. Asıl olan Halk Savaşı teorisidir”.172

Kaypakkaya’nın o yıllardaki ütopik düşüncelerini Oral Çalışlar’ın şu sözlerinden anlayabiliriz: “… İbrahim’i en çok etkileyen Batı Bengal’de faaliyet gösteren Hindistan Komünist Partisi / Marksist-Leninist’in önderi Çaru Mazumdar’dır. Mazumdar’ın ihtilalci köylü birlikleri ve köy propaganda birlikleri üzerine yazdıkları ona cazip geliyordu. Bir keresinde ‘Ne düşünüyorum

biliyor musun, bir ihtilalci köylü birliği ağalığın olduğu bir köye baskın yapacak, ağayı ilkel silahlarla öldürdükten sonra arkasından propaganda birliği köye gelecek ve bir tiyatro oyunuyla bu eylemin pekişmesini sağlayacak.’ Böyle ütopyaları vardı İbrahim’in’’173

TİİKP, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde, parti çalışmalarını yürütmek amacıyla, Doğu Anadolu Bölge Komitesi’ni (DABK) oluşturmuştur. Bu dönem DABK’ı, Oral Çalışlar, İbrahim Kaypakkaya ve Muzaffer Oruçoğlu temsil etmektedir. Malatya-Tunceli bölgesinden Kaypakkaya sorumludur. 1971 Mayıs ve Haziran aylarında Gün Zileli ve Oral Çalışlar’ın yakalanması ile Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP) iki ağır darbe almıştır. Bu olay sonrası TİİKP üyesi olan Kaypakkaya Merkez Komite yedek üyeliğine getirilir. 174

Kaypakkaya, 1972 Şubat ayında ‘DABK Kararı’nı kaleme almıştır. Bu kararda TİİKP yönetiminin tutumunu ağır bir dille eleştirir. Özellikle silahlı mücadele konusunda gösterdikleri

170 www.kaypakkaya.org (28.05.2008) 171

www.kaypakkaya .org (28.05.2008)

172 www.kaypakkaya .org (28.05.2008)

173 Oral Çalışlar: 68’ Başkaldırının Yedi Rengi, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1988, s.28-29 174 www.kaypakkaya .org (28.05.2008)

tutarsızlıklar üzerine eleştiriler yapan Kaypakkaya, partide istenmeyen adam olmuştur. Bu gelişmeler üzerine 24 Nisan 1972 tarihinde kendisi için yeni bir başlangıç olan, toplam 15 kadro, 20’ye yakın sempatizan ve 7 kişilik ‘Koordinasyon Komitesi’ ile birlikte Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist (TKP/ML)’i ve Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO)’nu kurar. 175

Ocak 1973’e kadar örgütü koordine etmek için İstanbul, Tunceli ve Siverek arasında çalışan Kaypakkaya, bu dönem içinde hem örgütün siyaset kanadı olan Koordinasyon Komitesi’ni, hem de silahlı birlikleri oluşturan militan grupları kurmayı hedeflemiştir. Sonrasında, özellikle Tunceli bölgesinde eylemler başlar. İlk olarak bölgede ismini duyurmak amacıyla Tunceli’de Jandarma lojmanına dinamit atılır. Bu TKP/ML’nin ilk eylemi olarak değerlendirilmektedir. Bir yandan örgütün inşası çalışmaları devam ederken, bir yandan da terörist faaliyetler devam etmektedir. Bunlar arasında önde gelenler şunlardır: 176

- Keban Barajı inşaatında çalışanlara örgütsel propaganda, - Nazımiye’de bir tüccarın evini bombalama,

- Mazgirt’e bağlı Darıkent bucağında görevli Uzman Çavuşun evini bombalama, - Tunceli Emniyet Müdürü’nün oturduğu lojman ile lojmanın altında bulunan Merkez Polis Karakolu’na dinamit atma,

- Mazgirt ilçesi, İlköğretim Müfettişi evine dinamit atma,

- Karakoçan ilçesinde kolluk güçlerinden bir Uzman Çavuşun evini bombalama. Kaypakkaya 26 Ocak 1973 tarihinde Tunceli ili Çemişgezek ilçesi kırsalında Vartinik mezrasında örgüt konferansına hazırlandığı sıralarda yeri tespit edilir, çıkan çatışmadan yaralı olarak kaçmayı başarır ancak beş gün sonra yakalanır. İbrahim Kaypakkaya, beş gün boyunca mağaralarda ve dışarıda kaldığından ayakları donmuştur. Anayola çıkmak isterken görülür ve jandarmaya tarafından yakalanır. Gökçek köyündeki Jandarma karakoluna götürülen Kaypakkaya, önce Tunceli’ye, sonra Diyarbakır’a teslim edilir. Askeri Hastane’de ameliyat edilen İbrahim Kaypakkaya’nın donma-kangren neticesinde sağ ve sol ayak parmakları kesilir. İyileştikten sonra cezaevine konur.

Diyarbakır Sıkıyönetim Tutukevi’nde kaldığı günlerde intihar etmiştir. Kasketli olarak çekilmiş fotoğrafı bulunmakta olup, bu fotoğrafı Malatya ilinde firar olduğu dönemde çektirmiş ve tanınmamak için şapka takmıştır. Bu gün Kaypakkaya, şapkası ile bütünleştirilmiş olmasına rağmen, bu şapkanın hiçbir anlamı yoktur.177

175 Fırtınalı Yıllarda İbrahim Kaypakkaya, Derleyen Ethem Direşhan, Belge Uluslararası Yay 1997, S.29 176 www.kaypakkaya .org (28.06.2008)