• Sonuç bulunamadı

2. HAVAYOLU SEKTÖRÜNDE STRATEJİK İŞ BİRLİKLERİ

2.5. Havayollarında Performans ve Stratejik İş Birliklerinin Performans

2.5.1. Havayollarında Performans Ölçümü

Stratejik iş birliklerinin performans ölçümünden evvel havayollarının genel olarak performansının nasıl ölçüldüğü konusundan bahsetmekte yarar bulunmaktadır. Bir havayolunun finansal performansı diğer sektörlerde olduğu gibi net kâr marjı, öz varlık verimliliği ve nakit akışı gibi verilerle ölçülmektedir. Bu tür veriler genel finansal ölçütler olup bu konu hakkında özellikle havayolunun operasyonel performans ölçütlerinin üzerinde durmak gerekmektedir.

Bir havayolunun operasyonel performansı, havayolunun verimliliği olarak değerlendirilir. Verimlilik, parametrik ve parametrik olmayan şeklinde iki ana kategoriye ayrılmaktadır. Bu kategoriler içinde verimliliği ölçmek için birçok yol bulunmaktadır. Ölçme yolu, ölçme amacına göre değişmektedir. Verimlilik, sınırlı veya kapsamlı olarak ölçülebilir. Sınırlı ölçüm, genelde kolaylıkla yapılmakta ancak adından da anlaşılacağı üzere verimliliği sınırlı şekilde ölçmektedir. Kapsamlı ölçüm ise tüm girdilerden tüm çıktılara kadar tüm karşılaştırmaları yapmakta olup Toplam Faktör Verimliliği (TFV) olarak nitelendirilir. TFV için genel girdi ve çıktı değerleri maliyetlerdeki ve cirodaki ağırlıklı payına göre hesaplanır. Havayolu yönetimi bakış açısından stratejik iş birliğinin havayolu üzerindeki etkisinin ölçümü için sınırlı ölçüm metodu daha uygulanabilir kabul edilmektedir (Kleyman ve Seristö, 2004)

Yoğunlukla kullanılan sınırlı ölçüm yolları işçiliği baz almakta ve personel başına çıktı verileri kullanılmaktadır. Windle ve Dresner’in (1992) işaret ettiği üzere personel verimliliği ölçümünün en büyük dezavantajı bu işçilik ölçütlerinin diğer girdilerle doğrudan ilişkili olmamasıdır. Bir diğer deyişle yüksek sermaye-işçilik oranı olan havayollarında yüksek personel verimliliği görülebilmekle beraber bu girdiler TFV üzerinde etkili olmayabilir. Personelin adet olarak değerlendirilmesi yerine maliyetlerinin parasal olarak kullanılması en iyi yöntem olarak düşünülmektedir. Bu sayede değişik ülkelerin maaş ve sosyal güvenlik ödeme farkları sermayeye karşılık personele yapılacak yatırımlar hususunda verilecek kararlarda anahtar faktör olarak ortaya çıkar. Personel verimlilik ölçütlerinin bir diğer zayıf tarafı da tüm çalışanları

107 sınıflandırmamasıdır. Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı unvanına sahip bir personel ile pilot ve bagaj yükleme personeli farklı girdi ve çıktı etkilerine sahip olmalarına rağmen tek personel olarak nitelendirilmektedir.

Personele bağlı sınırlı ölçümlerinin en basit olanı personel başına düşen Mevcut Ton-Kilometre (ATK)’dir. Bu ölçüme alternatif olarak Gelir Ton-Kilometre (RTK). Her iki ölçüm de sınırlı değer sunmakta ancak verimlilik hesaplarına yardımcı olmaktadır. ATK ve RTK, birinci sınıf (first-class) yolcular ile taşınan kargoya eşit kabul etmekte ve havayolları arasındaki karşılaştırmalarda sorun yaşatmaktadır. Bunun nedeni her bir havayolunun farklı profile sahip olmasıdır.

Daha spesifik personele bağlı ölçütler arasında belirli bir zaman aralığında gerçekleşen kabin ekibi uçuş süresi bulunmaktadır. Diğer sınırlı ölçümler gibi bu ölçüt de diğer ölçütlerden ayrı kullanılmamaktadır. Örneğin, sık duraklı kısa hatlar, uzun hatlara göre daha az uçuş süresi verisini sağlayacaktır. Bir başka yönden bakacak olursak, uzun hatlar oldukça yüksek uçuş süresi değerleri sağlasa da az sıklıkta olması ve uçuşlar arasında ekibin konaklama süresi nedeniyle verimsiz günlerin sayısı artacaktır. Ancak bu ölçümleri etkileyen başlıca faktör havayolunun ekiplere verdiği mesai süresi ve bu ekiplerin uçurulduğu hat süre ve uzunluklardır. Bu iki ekip kullanım ölçütü karşılaştırma amacı için oldukça uygundur.

Verimlilik ölçümü için bir başka kategori filo kullanımına bağlı olup en çok kullanılanı doluluk oranıdır. Doluluk oranı, genel kapasitenin ne kadarının yolcular tarafından kullanıldığını ifade etmektedir. Doluluk oranı ölçütünde getiri ölçütlerini de dikkate almak gerekmekte olup çok düşük ücretler ile yüksek doluluk oranı sağlamak gelirleri arttırmamaktadır. Uçağın kullanım ölçütü ise günlük uçuş süresi olarak değerlendirilmekte olup ATK ve RTK gibi bu ölçüt de tek başına kullanılmamakta uçuş mesafeleri de dikkate alınmalıdır. Çok kısa mesafelerde kullanılan uçaklarda yüksek günlük uçuş süresinin elde edilmesi çok zordur.

Havayolu verimliliği üzerine yapılmış geçmiş araştırmalardan örnek verecek olursak Bruning (1991)’in yapmış olduğu araştırmada toplam faaliyet maliyetleri, ATK, sermaye maliyeti, personel maliyetleri, yakıt ücreti, devletin ortaklık oranı, havayolunun karşı karşıya olduğu rekabet ortamı, yapılmış olan karşılıklı anlaşmalar ve havayolunun faaliyet türü değişkenlerini dikkate almıştır. Bu araştırmadaki tez, maliyet dezavantajlarının trafik yoğunluğu ile karşılanabileceğidir.

108 Schefczyk (1993), havayolunun faaliyet performansını Veri Zarflama Analizi ile gerçekleştirmiş olup bu çalışma, ATK, faaliyet giderleri ve uçuş harici etkenleri dikkate almıştır. Verimlilik ve performans arasındaki ilişkinin belirlenmesi için regresyon analizi yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre yüksek faaliyet performansı yüksek karlılığın anahtarı olarak belirlenmiştir.

Performans değerlendirmesinde iki taraf bulunmaktadır. Bunlardan biri gelir diğeri ise maliyetlerdir. Maliyet tarafında havayolu operasyonu için en önemli maliyet kalemlerinin belirlenmesi oldukça önemli olup maliyeti azaltmak ve performansın artmasını sağlamak için açısından değerlendirilmesi gereken kalemlerin başında gelir. Bir havayolundaki gider kalemleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

• İşçilik • Yakıt

• İniş ve üst geçiş ücretleri • Uçak maliyeti

• Diğer araç ve gereçler • Yer araç ve binaları

• Dışarıdan alınan hizmet giderleri • Finansal giderler

• Diğer giderler

İşçilik maliyeti toplam maliyetin yaklaşık 1/3’ünü oluşturmakta ve en büyük gider kalemi olarak en başta yer almaktadır. ABD’nin en büyük havayollarında işçiliğin toplam gider içindeki payı %40 seviyelerinde iken düşük maliyetli havayollarında (LCC) bu oran %25 seviyelerinde gerçekleşmektedir. Aynı zamanda işçilik, havayolu firması tarafından kontrol edilebilen, yakıt ve havalimanı ücretleri gibi birkaç kalemden biridir. Bu nedenle maliyet düşürme çalışmaları işçiliğin kullanımı, verimliliği ve ücretlendirmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır. (Kleymann ve Seristö, 2004).