• Sonuç bulunamadı

3. İŞLEV DÖNÜŞÜMÜNÜ TAMAMLAYAN BİNALAR

3.2 Türkiye’den Örnekler

3.2.3. Hasköy Tershanesi ve Lengerhane

Büyük lengerlerin ve diğer gemi eşyalarının yapılması için inşa edilen ve “lengerhane” olarak adlandırılan bina, mimarı bilinmeyen bir 18.yy geç Osmanlı yapısıdır. Orijinalinde bir “endüstri yapısı” olan binaya, 1993 yılında yapılan restorasyon çalışmaları ile “sanayi müzesi” işlevi yüklenmiştir

Şekil 3.26 deki röleve planında da görüldüğü gibi, Lengerhane Binası kare planlıdır ve ortadaki dört ayak üstünde yüksek kaideli ana kubbe, köşelerde küçük kubbeler arasındaki tonozlardan oluşmaktadır. Yapı kompleksine ana giriş, Lengerhane ile restoran olarak kullanılan küçük bina arasından olmaktadır (Ayanlar, 1992). Eski tunç dökün fırını, günümüzde müze giriş koridoru olarak kullanılmaktadır (Tanyeli, 1995). Giriş koridorundan geçilerek, avlu altına eklenen yeni sergileme alanına ve 1. kata merdivenlerle ulaşılmaktadır. Bodrum kat seviyesinde oluşturulan yeni sergileme alanı, avludan da girişi olan şeffaf bir galeri merdivenle ana binaya bağlanmıştır. Ayrıca Lengerhane binasına taş duvarlara yaslanmadan yüzer kat olarak ilave edilen ve hafif görsel etkisi olan çelik konstrüksiyonlu asma kat ilave edilmiştir.

Şekil 3.26 Hasköy Lengerhanesi röleve plan ve kesiti (Erdinç, 2002)

Dönüşüm sonrası vaziyet planından görülebileceği gibi, müzeye, açık teşhir alanı ve otoparkın yer aldığı tersanenin batısındaki arsa tarafından girilmektedir (Şekil 3.27). Genelde tek katlı yüksek taş binalar zeminde toplam 4300m2 alana dağılmıştır. Bina müze olarak yeniden programlanırken; sanayi yapılarının tipik özelliklerinden olan sade plan şemaları ve büyük açıklıklara sahip mekanlar göz önünde bulundurulmuştur. Yüksek tavanlara sahip olan yapının işlevi müzeye dönüştürüldükten sonra yüksek tavanlara ihtiyaç duyulmamıştır. Buna karşın, yeni işlevin ihtiyacı olan sergileme alanları için ise anıtın özgün mekanları yetersiz kalmış ve bu sorun yeni yapılan asma kat ile çözülmüştür.

Şekil 3.27 Rahmi Koç Endüstri Müzesi’ne dönüşüm sonrası vaziyet planı (Bulgurlu, 2001)

Bina içlerine sonradan eklenen çelik strüktürlü yarım asma katlar, şeffaf olarak yapılan korkulukları ile, yapının mekan hacminin algılanmasında engel teşkil etme özelliyle olumlu bir yaklaşım sergilemektedir. Ayrıca müze avlusuna, küçük obje koleksiyonlarının sergilendiği Haliç'e dik konumlanan tek katlı sıra binalar eklenmiştir. Müzede çeşitli organizasyonlara hizmet verebilecek konferans salonu da yer almaktadır. Türkiye'de ulaşım, endüstri ve iletişim tarihine adanmış ilk müze olan Koç Sanayi Müzesi'nde; Karayolu ulaşımı, demiryolu ulaşımı, denizcilik, havacılık, mühendislik, bilimsel aletler, iletişim, modeller, oyuncaklar ve eğitim bölümlerinde konu başlıkları ile ilgili çeşitli objeler sergilenmektedir (Bulgurlu,2001). Yeni işlevin yoğunluğu, anıta yüklenmeyerek mevcut yapı yanına çağdaş malzemelerle ek bina yapılmıştır. Bahçenin altında inşa edilmiş olan ek yapı ile anıtın bağlantısı, anıtın zemin katında bulunan kapıdan inilen merdiven ile sağlanmıştır (Şekil 3.28), (Şekil 3.29).

Şekil 3.28 Rahmi Koç Endüstri Müzesi dönüşüm sonrası kat planları (Bulgurlu, 2001)

Ek yapı; mevcut yapının mimari karakteristiğinden tamamen uzak ancak yeni bir mekansal kurguyu ifade eden ve Şekil 3.29’daki kesitte de görüldüğü gibi eski yapının kotlarıyla uyumlu bir şekilde tasarlanmıştır.

Bir endüstri yapısı olarak tasarlanan ve o günkü teknik imkanlar doğrultusunda strüktürü şekillenen yapı, günümüzdeki yeni kullanımın ihtiyaçları doğrultusunda strüktürel olarak yapılan müdahaleler açısından; görsel olarak eski yeni uyumunu teknik olarak da dünden bugüne gelişimini yansıtmaktadır (Fotoğraf 3.23).

Fotoğraf 3.23. Rahmi Koç Endüstri Müzesi cephe görünüşü

Yapı elemanlarındaki detaylar incelendiğinde; tüm pencere doğramaları restorasyon sonrası bölüntüsüz şeffaf bir görünüm sergileyecek şekilde yapıldığı, doğrama ve panjurlar Osmanlı yeşili olarak tabir edilen bir renkle boyandığı görülebilir. Yapının ön ve sol yan cephesine sadece yazıların algılandığı şeffaf malzemeden yapılmış bir pano asılmıştır. Girişin kontrolünü sağlamak amacıyla bahçede yapılan danışma kulübesi olan ve dizayn açsısından özgün yapı ile uyum içerisindedir. Kulübenin çatısı alaturka kiremit ile kaplanarak en üst noktasına da horoz şeklinde bir alem yerleştirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucu orijinal cephe elamanlarına ve oranlarına hiç müdahalede bulunulmamıştır. Binanın yakın çevresi; açık sergileme ve dinlenme alanları olarak düzenlenmiştir. Bu sayede işlevsel açıdan iç-dış bütünlüğü sağlanmıştır. Aşağıdaki fotoğraflarda müzenin sergileme amaçlı dış mekanları gösterilmiştir (Fotoğraf 3.24, Fotoğraf 3.25).

Fotoğraf 3.24. Rahmi Koç Endüstri Müzesi dış mekan

Fotoğraf 3.25. Rahmi Koç Endüstri Müzesi dış mekan

Mevcut yapının denize en yanın mekanlarından biri Müzenin restoran bölümü olarak taş duvarlar içerisinde genel konsepte uygun bir dekorasyonla tasarlamış ziyaretçilerin kullanımına açılmıştır (Fotoğraf 3.26).

Aşağıdaki fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi (Fotoğraf 3.27), (Fotoğraf 3.28), (Fotoğraf 3.29), dönüşüm sonrası mekanlarda eski binanın karakteristik özellikleri çağdaş yorumlarla korunmuştur.

Fotoğraf 3.27. Rahmi Koç Endüstri Müzesi iç mekan görünüşü

Fotoğraf 3.28. Rahmi Koç Endüstri Müzesi iç mekan görünüşleri

Anıt bahçesinin altına yapılan ve zemin kattaki bir kapı ile birbirine bağlanan ek yapı ise yine günümüz teknolojisini yansıtır biçimde inşa edilmiştir. İki yapının birbirine bağlantısı anıtın zemin katından bahçe bölümüne yapılan bir merdivenle gerçekleşmektedir. (Fotoğraf 3.30)

Fotoğraf 3.29. Rahmi Koç Endüstri Müzesi iç mekan görünüşü

Fotoğraf 3.30. Rahmi Koç Endüstri Müzesi dış mekan

Mekansal kurgunun büyük oranda korunduğu bu örnekte, eski tunç döküm fırınının giriş olarak kullanılmasının dışında olumsuz bir müdahale yapılmamıştır. Yapıya eklenen asma katlar ve otomobil galerisinin mekansal kurguyla uyum içinde çözümlendiği, dış mekanlara açılımların mekansal kurguyu geliştirdiği görülmüştür.

Benzer Belgeler