Genellikle Varoluş Süreci gibi deneyimlere başlama sebebi
miz kendimizi değiştirme arayışımızdır.
Eğer kendimizi deneyimleri edinmekte olan Varlık yerı
ne tecrübelerimizin kendisi olarak görme yanlışına düşersek kendimizi davranışlarımızı, görüntümüzü ya da çevremizdeki durumları değiştirerek şifalandırmaya çalışırız. Bunlar çok az olarak bizim ne olduğumuzun bir ifadesidir ve şu anda içinde bulunmakta olduğumuz deneyimi temsil ederler.
Bu gerçeği görememek - gerçekte kim olduğumuzun ve içinde bulunduğumuz tecrübenin ayırımını yapamamak - bizi sonsuz bir dışsal yapma durumuna sürükler.
Kendimizi değiştiremeyiz ama deneyimlerimizin kalitesini değiştirebiliriz.
Varoluş Sürecine girdiğimizde hareket olarak düşündüğü
müz şeye olan algımızı düzeltmemiz istenir. Genelde, hareket dendiğinde fiziksel bir olay, fiziksel olarak bir yerden başka bir yere gitmek anlaşılır. Fiziksel dünya ele alındığında fizik
sel hareketi içermeyen bir yolculuk olasılığı yoktur.
80 1 VAR O L U Ş SÜ RECİ
Varoluş Süreci fiziksel hareketten doğmayan faklı bir hare
ket şeklini içerir - sadece fiziksel bir hareket değil, yaşam dene
yimlerimizin kalitesinde bizi özümüze götüren bir değişim.
Bu farkı gösterebilmek için genelde deneyimlerimizin kali
tesinden memnun olmazsak ne yaptığımızı düşünelim. Birlik
te olduğumuzu kişiyi, işimiz, oturduğumuz şehri hatta ülke
yi değiştirerek İçinde bulunduğumuz durumu değiştirebiliriz.
Bu tip değişimler oldukça büyük bir fiziksel hareket gerektirir.
Ama tüm bu dış hareketin sonrasında, yeni evimize yerleş
tiğimizde yine tatminsizlik duygusu geri gelebilir. Çünkü tüm dışsal hareketliliğe rağmen içimizde hiçbir gerçek eylem ger
çekleştirmemişizdir. Denildiği üzere, ' Her nereye gidersek gidelim, biz buyuz'
Hepimiz bir şekilde bu moral bozucu deneyimin içinden geç
mişizdir. Günlük deneyimlerimizi bu şekilde yeniden düzenle
me sonuçsuz bir karmaşa, hatta daha iyi bir kelime karşılığı ile dramadır. Bu şekildeki amaçsız, hiçbir sonuca ulaşmayan aktiviteleri anlatırken zihinsel, fiziksel ve duygusal olanlar da dahil bundan sonra hep drama olarak adlandıracağız.
Varoluş Sürecinin bizleri dramalarımızdan içimizdeki özel hareketi canlandırarak çıkmaya yönlendirir. Yaşama karşı bir
çok bilinçsiz yaklaşımımız çıkmazlarımızdan kaynaklanır ve bu bizim özümüzdeki hareketi canlandırmamıza kadar sürer.
Varoluş Süreci bize bloke olmuş duygularımızı ne şekilde bütünleyeceğimizi göstererek, kendimizi bu çıkmazdan nasıl kurtaracağımızı gösterir.Bu boke olmuş duygular birkez bıra
kıldığında, tüm etkileri otomatik olarak fiziksel, zihinsel ve
S Ü R E C E U Y U M L A N M A 1 8 1
duygusal deneyimlerimize yansır.
Nedensel düzeltme kapasitemizi geliştirdikçe - buna simya da diyebiliriz - deneyimlerimizde drama başvurmadan özsel hareketimizi canlandırabiliriz. Ancak bu dönüştürücü yakla
şımın faydasını anladığımızda dramadan kapabiliriz. Bu özü
müzdeki simya ile tüm sonuçsuz dramalar kendilerini bize gösterir. Bunu birkez anladığımızda tüm dramalar hakkani
yete kavuşur.
Varoluş Sürecine girdiğimizde; Yapmaktan Olmaya, Bak
maktan Görmeye, Duymaktan Dinlemeye, Taklitten Gerçeğe, Dengesizlikten Dengeye, Ayrımdan Birliğe, Tepkiden Karşı
lığa, Dıştan Öze, Ayrımdan Bütünlüğe, Mutluluğu Aramaktan Neşeye , İntikam ve Suçlamadan Affetmeye, Yanlış Bakış Açı
sıdan Doğru Bakış Açısına, Şikayet ve Yarıştan Arzuya Bilinçsiz Hareketten Bilinçli Harekete, Zamanda Yaşama Deneyiminden Şimdi An Farkındalığına geçeriz.
Yukarıdaki tüm hareketler aslında aynı değişimin varyas
yonlarıdır - yapmacılıktan var olmaya. Bu değişim sadece dik
katimizi ve niyetimizi hissedilen algımızı düzeltmeye yönlen
dirmemizle gerçekleşir.
Dünya tarafından önümüze sunulan örneklere bakarak için
de bulunduğumuz durumları drama yer vermeden özel deği
şime ulaşmayı kavramak oldukça zordur. Örneğin bu dene
yime başlarken bile kendimize gereksiz dramalar yükleyebili
riz. Sigarayı ya da diğer alışkanlıklarımızı bırakma niyetinde olabiliriz, özel bir diyete ya da spor programına başlayabili
riz - hepsi Varoluş Sürecini deneyimlerken olabilir.
Deneyimlerimizin herhangi bir yönünü daha iyi hissedebil
mek için değiştirmeye çalışmak otomatik olarak dram yaratır.
8 2 I VA R O L U Ş S Ü R E C İ
Dram dikkatimizi sadece sonuçlara yönlendirir, nedene değil.
İhtiyacımız olan daha fazla dram değil, içsel hareketliliğimizi canlandırmaktır. Böylece gereksiz dışsal aktiviteler için enerji harcamaktan kendimizi kurtarmış oluruz.
Varoluş Süreci'ne girdiğimizde deneyimlerimizi kendimizi ne kadar iyi hissettiğimizle yargılamamamız istenir. Bu yol
culuğun kolay olacağını beklememeliyiz. Onun yerine, bunun rahatsızlık verdiği durumlarda bile kendimiz için içsel bir deneyim olduğunu bilmeliyiz.
Yaşam deneyimlerimizdeki ahengi tekrar yakalamak kişisel duygusal gelişimde yattığını görmeye davet ediliriz. Ve ayrıca kişisel duygusal gelişime kendimizi bilmeme deneyimine tes
lim etmekle ulaşıldığı gerçeğini düşünmeye davet ediliriz.
Görüntümüz, davranışımız, şu andaki durumların hep
si duygusal bedenimizin şu anki durumunun bir toplamıdır.
Eğer bunlardan birini beğenmiyorsak, bunu değiştirme yeti
miz var. Ancak deneyimlerimizdeki sürekli bir değişimi sade
ce nedensellik noktasından içsel hareketimizle mümkün kıla
rız. Davranışlarımızla, görüntümüzle ya da durumlarla uğraş
mak geçici bir rahatlık sağlayabilir ancak sürekli bir çözüm - bütünleme değildir.
Çok büyük dışsal değişimler gerçekleştirmek olmakta olanı bilinçsizce kontrol ve yatıştırma isteğimizden gelir. Bu tür tep
kisel davranışlar karmaşa yaratır. Bu bizi çok kısa bir sürede çok şey yapmaya iter ki bu da bir çeşit kendi kendimizi sabo
te şeklidir. Varoluş Süreci deneyimsel bir şekilde nedenselliği düzenleyerek - duygusal bedenimizin şu andaki durumu içeri
sinde içsel hareketimizi canlandırarak - tecrübelerimizde deği
şim gerçekleştirir.
Bu yolculuğa başladığımızda davranışlarımıza, dış görünü
şümüze ve hayat koşullarımıza yapacağımız her türlü dışsal
S Ü R E C E U Y U M LAN M A 1 8 3
düzenlemeden kaçınmamız söylenir çünkü tüm bunlar dra
ma yaratacak ve enerjimizi boşa harcayacaktır. Gerçek eylem (kalıcı değişim) dışsal deneyimlerin içsel nedenlerini bulmakla ve duygusal bedenimizde bunları çözümlememizle mümkün
dür. Süreç boyunca çok büyük bir değişim yapma isteğinden, yaşam değiştirici kararlardan kaçınmalıyız. Süreç boyunca ilerlerken bu şekilde dürtüler duyabiliriz, bunlar aslında bilin
çaltımızdaki konuların su üstüne çıkmalarından kaynaklan
maktadır.
Kimse bizden ne beklenildiğini bilemez. Ancak kalbimiz bir
şeyi zorlamak ile ona doğal olarak izin verme arasındaki farkı bilebilir. Akıntıya karşı kürek çekmeyin! Bu süreçte ilerlerken, düşünmek ya da dışsal fiziksel yapma durumlarıyla kendimi
zi meşgul etmek bizi hissettiğimiz algılardan uzaklaştıracak
tır. Eğer sezgisel olarak görünüşümüz, davranışlarımız ya da yaşam koşullarımızda büyük bir değişim yapma bilgisi alıyor
sak, eyleme geçmeden önce bu sezgimizle bir müddet haşha
şa kalalım, bekleyelim. Bu birşey yapma isteğinin biraz nefes almasına izin verelim ki bunun tepkisel bir refleks mi yok
sa geçerli bir karşılık mı olduğunu görebilelim. Bu tip istekler bu tip duygusal süreçlerin içerisinden bilinçaltımızdaki duygu
sal mühürlerimizin yüzeye çıkması ve bütünlenmesi sonucun
da oluşabilir.
Görüntümüz, davranışlarımız ve çevre koşullarımızla uğraş
ma yolcuğu bir radyoyu istediğimiz istasyonu daha iyi çekme
si için odanın içinde gezdirmeye benzer. Oysaki, Varoluş Süre
ci yolculuğunda deneyimlerimizin kalitesini düzeltmeyi neden
sellik noktasından görürüz. Burada radyoyu odanın içinde olduğu yerde bırakıp dikkatimizi ve niyetimizi radyo frekan
sını düzeltmeye, yeniden ayarlamaya veririz. Bu aslında dram yaratmaktan daha basit bir yaklaşımdır ve bizim frekansımızı
84 I VA ROLUŞ S Ü R E C i
düzenler ki bu da zaten bizim tam olarak istediğimizdir.
Şimdiki Zaman farkındalığı dışarıda bir yerlerde değil, içsel bir başarıdır. Bir kez duygusal bütünleme ile aktive edildiğin
de kendini otomatik olarak dış dünyamızdaki deneyimlerimi
ze aktaracaktır
Varoluş farkındalığımızı canlandırmak renk, ırk, cins ayır
detmeksizin herkes için mümkün ve herkese açıktır. Nedensel sorumluluk kapasitemiz bizim doğum hakkımızdır.
Varolma Süreci yolculuğu aslında oldukça basittir onun için bu yolculuğa ekler yapmayı seçerek onu daha bir karışık hale getirmeyelim. Bu tür dramlar enerjimizi boşuna harcamaktır.
Tüm yapmamız gereken yolculuğun temelini oluşturan günlük üçlü çalışmamız olan nefes çalışmasını, bilinçli karşılıkları ve okuma materyalleri ile bize verilen algılama araçlarını yaşam deneyimlerimizde kullanmaktır.