• Sonuç bulunamadı

Varoluş Sürecine göre tüm bağımlılıklar ve ıstıraplar (kro­

nik hastalık/rahatsızlık/alerjiler dahil) aynıdır. Her ikisi de duygusal bedenimizde çözümlenmemiş rahatsızlıkların dışsal var oluşlarıdır.

Alerjilerden özellikle bahsetmiyor olsak da, onlar da bağım­

lılık ve ıstırap ışığı altında incelenirler. Alerji bağımlılığın zıt kutbudur. Bağımlı olduğumuzda belirgin bir deneyimi kendi­

mize çekeriz. Alerjik olduğumuzda ise belirgin bir tecrübeyi reddederiz. Her ikisinin nedeni de bütünlenmemiş yüklerdir.

Varoluş Sürecinde bağımlıklar sadece kontrolsüz ve çevre­

sel olarak yaptığımız birşey değil aynı zamanda belli duygusal etkenlere maruz kaldığımızda bir mıknatıs gibi çekildiğimiz düzensiz hareketlerdir.

Varoluş Süreci bağımlılık ve ıstırabın süresine ya da boyu­

tuna bakmaksızın, nedenini nasıl bütünleyeceğimiz konusun­

da etkin talimatlar sunar. Varoluş Süreci bir tedavi vaadetmez, çünkü tedavi bir hedeftir. Süreç ise bize dışsal deneyimlerim­

deki bozukluları düzeltecek olan duygusal dengemizi kuracak olan daimi içsel yolculuğa nasıl çıkacağımızı öğretir.

Hastalığımızın boyutu ne olursa olsun hiçbirimiz dengeli yaşamdan uzak değiliz. Bu kişisel arzu, bağlılık ve tutarlılık­

la ilgilidir. Varlığımızı canlandırmaya niyetlendiğimizde ve bu niyet bizim farkındalığımızın önünde kaldığı sürece, duygusal yüklerin bütünlenmesi kaçınılmazdır.

Varoluş Süreci bize tüm bağımlılıkların, ilaç, uyuşturucu, kumar, yemek, seks gibi aslında bizi rahatsız eden duygusal durumları bastırmak ve kontrol etmek için yaptığımız

hare-1 0 6 hare-1 VA R O L U Ş S Ü R ECİ

ketler, kendimizi-ilaçlama olduğunu gösterir. Bağımlılık ve ıstırap aslında farklı maskeler takan aynı durumlardır. Istıra­

bımızı uyuşturucu ile bastırıyorsak, durum bağımlılığa dönü­

şür ya da kontrolden çıkan bir bağımlılık ıstırap haline dönü­

şür. Her iki durumun nedeni de bütünlenmemiş duygusal yük­

lerdir. Bu duygusal yükler bağımlılık, ıstırap, alerji - ya da hepsini birden yaratıyor olabilir, bu bizim kişisel durumumu­

za bağlıdır.

Duygusal yük yeterli miktarda nötrolize olduğunda, bağım­

lılık ve ıstırabın baz alacağı bir yapı kalmaz. Bu basit kavrayı­

şa dayanarak bu süreç, duygusal bedenlerindeki yükleri yatış­

tırıp kontrol etmek için bağımlılıkları olan ve reçeteli ilaç kul­

lananların tekrar dengeye kavuşmaları için sıradışı bir yakla­

şımdır.

Süreç boyunca herhangi bir alışkanlığımızı ya da almak­

ta olduğumuz ilaç tedavisini bırakmamız istenmemektedir.

Süreç boyunca dram yaratacak dışsal faaliyetlerde bulunma­

mamız istendiğinden yolculuğa başlarken bağımlılıklarımızı ya da reçeteli ilaçlarımızı bırakmamız gerekmez.

Alışkanlıklarımızın aslında birer etki olduğunu aklımızda tutmamız istenir. Duygusal yüklerimizin içeriğini azaltmadan reçeteli ilaçlarımızı bırakmaya kalkarsak bu bizi bilinçsiz dav­

ranışların girdabına itebilir ki böyle bir durumda bu süreç­

teki şartları yerine getiremeyebiliriz. Bilincimizi yitirdiğimiz­

de bize verilen araçları kullanamayız. Böylece cesaretimiz kırı­

lır ve kendimizi fazla yüklenmiş hissederiz ve alışkanlığımıza bu sürece başlamadan önce kullanmakta olduğumuzdan daha fazla bağlanırız.

Tabii ki, mümkün olduğunda, günlük nefes çalışmaları ve haftalık okuma materyalleri öncesinde ilaç almamamız tavsi­

ye edilir.

S Ü R EC E U Y U M L A N M A I 1 0 7

Tıbbi tavsiye: Rahatsızlıklarımız için reçeteli ilaç kullanıyor­

sak süreç boyunca bunları aynı şekilde uygulamaya devam edelim. Ama bu ilaçların süreç boyunca yaşam deneyimle­

rimize olan etkilerini yakından takip edelim. İlaçlara olan tepkilerimizin değiştiğini gözlemlersek hemen doktorumuzla görüşelim ve durumumuz için tetkik yaptıralım. Çünkü duru­

mumuzla ilgili olan duygusal yükler bütünlendikçe, ilaçlarla olan ilişkilerimiz de değişir. Bunun en iyi göstergesi ilaçların çok fazla gelmekte olduğunu hissetmektir. Bu durumda mua­

yene olarak dozajın azaltılmasına gidebiliriz.

Varoluş Süreci yolculuğumuza başlarken ilaçlarımızı bırak­

mamız istenmez çünkü sonuç ile uğraşarak birşey değiştireme­

yiz. Bağımlılıklar ve hastalıklar sonuçtur ve buna bağlı ola­

rak bağımlı davranışlarımız ve reçeteli ilaçlarla olan ilişkimiz­

de sonuçtur. Enerjimizi bir şeyi bırakma üzerine yoğunlaştır­

mak yerine, buna neden olan sebebi bütünleme üzerine yoğun­

laştırmak daha yararlı olacaktır.

Ancak çok yoğun olarak yatıştırıcı kullanımı varsa ve bu durum bizim yazılı materyalleri okumamızı, nefes çalışma­

mızı yapmamızı engelliyorsa, bu durumda Varolma Sürecin­

den yararlanmak mümkün değildir. Bu tür durumlarda önce bir rehabilitasyon merkezinde detoks yaparak iyileşme süreci­

ne geçebilir ve sürecin gerekliliklerini uygulayabilecek zihinsel açıklığa kavuşabiliriz. Yoğun bağımlılık durumlarında rehabi­

litasyon terapisi bizi algısal kavrayışımızın dengelendiği iyileş­

me durumuna getirecektir.

Kendimize karşı dürüst olalım; İyileşme dediğimiz değer­

li konum aslında süregelmekte olan bir çaresizliktir. İyileş­

me adı verilir çünkü içinde bulunduğumuz çıkmazın neden­

lerini bizim farkındalığımızdan uzak tutmak için tasarlanmış,

1 0 8 1 VAR O L U Ş S Ü R E C İ

devamlı olarak bir şeyler yapma durumudur. Buna rağmen bu kapama, iyileşme durumu bizim daha net ve buna istinaden de daha disiplinli bir yaklaşımda bulunmamıza olanak verir.

Bunun için rehabilitasyon terapisini tamamladıktan hemen sonra Varoluş Sürecine başlamamız istenir ki, deneyimimizin nedenini bütünleyecek adımları atabilelim.

Varoluş Sürecini deneyimsel olarak elimizden gelen en iyi şekilde tamamladığımızda duygusal yüklerimizi bütünlemeyi başaracağız. Ayrıca kendimizi devamlı olarak duygusal yük­

lerimizi bütünleyecek bir şekilde yaşamak için algısal araçlarla donatılandıracağız. Bu yolculuğa bir kez başlamak deneyim­

lerimizin kalitesindeki uyumu onaracak. Bu uyum onarımı­

nın ne kadar süreceği birçok etkene bağlıdır: duygusal gelişim kapasitemize, şu anki hissel algı düzeyimize, ne kadar süredir bağımlı ya da hasta olduğumuza, deneyimlerimizden öğren­

diğimiz dersin doğasının ne olduğuna, ne zamandır kurban­

kazanan zihniyetinde kalmayı seçtiğimize ve bizim bu bütün­

leyici çalışma kapasitemize.

Duygusal yüklerimizi bütünledikçe ıstıraplarımız azalacak ve daha az ilaca ihtiyaç duyacağız. Eğer alkol kullanıyorsak bu alkol bir noktada hintyağına, sigara içiyorsak bu amon­

yağa ve afyon kullanıyorsak bu da aside dönüşecektir. İlaç bağımlılığı sadece gerekli olduğunda zevk verici ve yatıştırıcı etkiye sahiptir. Artık gerekli değilse, zevki acıya yatıştırıcılığı da rahatsızlığa dönüşür.

Başka bir deyişle, fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak daha fazla var oldukça ilaçların ve uyuşturucuların neler yaptığını daha iyi göreceğiz. Yan etkisi daha fazla taksit madde tüket­

mek olan taksit maddeleri kullanmanın zevk verici hiçbir yanı yoktur.

Gereklilik kelimesini kullanırken bu tür davranışları

meş-S Ü R E C E U Y U M L A N M A l 1 0 9

rulaştırmadığımızın altını çizmek önemlidir. Sadece acı çekti:

ğimiz ve henüz sonlandıramamış oluşumuzu kabul ediyoruz:

Dengesizliğimizi destekleyen duygusal yüklerimizi bütünleye­

rek bunun desteğinin temelini yıkıyoruz.

Eğer uzun zamandır uyuşturucu ya da reçeteli ilaç kullanı­

yorsak bu sürece başlarken niyetimiz tüm bu rahatsızlık veri­

ci deneyimlerin nedenini sonuçlarıyla hiç ilgilenmeden bütün­

lemek olmalıdır. Bağımlılar olarak kendimizi suçlu ve utanç içinde hissedebiliriz. Bu doğal ama gereksizdir. Kendimizi uyuştururuz çünkü sosyal sağlık sistemi mühürlerimizi bütün­

leyebilmemiz için, fiziksel olarak yeterli derecede varlık, zihin­

sel olarak netlik ve duygusal olarak da yeterince olgunluk gös­

terememektedir. Ama bu toplumu suçlamak için bir baha­

ne değildir. Kendi çıkmazımızdan biz sorumluyuz. Bağımlı­

lık bizim deneyimlediğimiz bir uyuşturma eylemi. Deneyimle­

rimiz değişime açık. Deneyimlerimizin sorumluluğunu alarak onları değiştirebiliriz.

Varoluş Süreci boyunca uzun süredir devam eden bağımlı­

lıklara bütünlenebilmeleri için yeterli zaman tanınması öne­

rilir. Bağımlılık programları genellikle bizi bağımlılığın ebe­

di olduğuna inandırır. Eğer grup toplantılarına düzenli ve devamlı olarak katılmazsak sonunda tekrar başlayacağımızı savunurlar. Nedeni bütünleme durumunda bağımlılık destek grupları yetersiz olduğundan bize sunulan inanç da kendi ken­

dini doğrulayan bir kehanet olur. Ancak bu doğru değildir, böyle bir algıyı doğru olarak kabul ettiğimizde bilinçsiz bir şekilde bağımlılığımızı madde kullanımından grup toplantıla­

rına inanca aktarmış oluyoruz. Bağımlılık grubuna olan inan­

cımız bizim yeni hastalığımız oluyor.

Varoluş Süreci bizleri bu kendini çürüten inanç sistemine ve kendimizi kaçınılmaz olarak kurban zihniyetinde

gördüğü-1 gördüğü-1 O gördüğü-1 VA R O L U Ş S Ü R E C İ

müz sonsuz grup toplantılarına meydan okumaya davet edi­

yor. Bizi ayrıca bu toplantılara katılanlardan iyileşmekte olan bağımlıların bu davranışlarını tecrübelerinde nasıl başka alan­

lara aktardıklarını gözlemlememizi istiyor. Örneğin, alkolü bırakanlar daha fazla sigara içer, sigarayı bırakanlar daha faz­

la yer ve eroini bırakan bağımlılar ağrı kesicilere yönelir. Tüm bu aktarımlar nedeni bulmak yerine nedeni kapatmak şeklin­

de işlemektedir.

İyileşme - duygusal yükü devamlı olarak örtmek üzere dizayn edilmiş yaşam şekli - ümitsizlik içinde bir yaşama yol açar. Keşfetme - hissel algılarımızla bilinçli bir şekilde duygu­

sal yüklerimizi kucaklama ve bunu duygusal gelişimin ham­

maddesi olarak kullanma -bizi Varoluşa ve şimdiki zaman far­

kındalığına yönlendirir. Uyuşturucuda olduğu gibi, sonu gel­

meyen destek grup toplantılarına katılma ihtiyacı da bütünle­

nen duygusal yüklerin oranına göre ortadan kalkar. Bağımlı­

lık müebbet hapis demek değildir. Bir deneyimdir ve deneyim­

ler değişir.

Varoluş Süreci bizi sağlık hizmetlerinde bir evrimin eşiğinde olduğumuz olasılığına davet eder. İçinde bulunduğumuz duru­

ma çare için bir başkasına koşup, bu kimseden gerekli bütün­

leme için değişimleri başlatmasını ummak yerine bizleri tüm bu kapasitelerin her birimizde mevcut olduğunu düşünmeye davet eder.

Şimdiye kadar Oniki Adım bilinci paradigması gerekliydi, aksi halde bizimle birlikte olmazdı. Bu bizi boğulmak yerine su üstünde tutar. Ancak, Varoluş ve şimdiki zaman farkında­

lığı ile ayakta durmak için daha sağlam bir şeye sahibiz. Var­

lığımızla ilişkimizi deneyimlemek bizi tekrar toprağa basmak için güçlendirir. Davet edildiğimiz olasılık 13. Adımı göz önü­

ne almaktır - dış dünyaya değil, kendi içimize dönen bir adım.

S Ü R E C E U Y U M L A N MA 1 1 1 1

Bu hiçbir şekilde bizi bu noktaya getiren deneyimlerimizle yadsımaz. Bunları evrimimizin gerekli bir parçası olarak kabul ederiz. Ama her yolculukta olduğu gibi, şu anda basmakta olduğumuz yerden ayağımızı kaldırıp bir sonraki - bizi iyi­

leşmeden keşfetmeye davet eden, çıkmazımızı kabullenip bas­

tırmak yerine bağımlılık ve ıstırabımızın nedenini bütünleme olasılığı adımını atamayız.

Varoluş Süreci ayrıca kronik, çaresiz ve ölümcül hastalık­

ları olanları da alopatik ve psikiyatrik çevrenin inançlarına meydan okumaya davet eder. Müzdarip olduğumuz durumun tedavisinin mümkün olmadığına sırf bir doktor böyle söyledi diye inanmak inanç sisteminden başka birşey değildir. Özgün­

lüğümüzün dilinde çaresiz kelimesinin anlamı senin için ne yapacağımı bilmiyorum demektir. Ama doktorlar bunu öle­

ceksin ve benim, senin ve hiç kimsenin bu konuda yapabile­

ceği birşey yok anlamında kullanırlar. Tüm inanç sistemlerine meydan okuyun çünkü onlar yaşamın yüzeyinde sadece birer çizikler.

Alotopik uzmanlığı fiziksel ve semptomatik travmala­

rı yatıştırma, kontrol ve muhafaza etmede muazzamdırlar.

Örneğin, eğer bir araba kazasında fiziksel olarak yaralanmış­

sak ya da bir hastalığın semptomlarına sahipsek ya da bağım­

lılığımız yaşamımızı dayanılmaz bir hale getirmişse bir dok­

tora gitmek zorunluluktur. Onlar kemikleri nasıl onaracakla­

rını, yaraları nasıl saracaklarını bilirler. Onlar durumumuzu stabilize etmek için, fiziksel, zihinsel ve duygusal belirtilerimi­

zi nasıl yatıştırıp kontrol edeceklerini bilirler.

Ancak, bizim fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak güşsüzleş­

memize neden olan deneyimlerimize bizi bilinçsizce iten duy­

gusal yüklerin nedenlerini bütünlemeye niyetlendiysek gitme­

miz gereken kişi doktor değildir. Çünkü onların eğitimi tüm

1 1 2 1 VAR O L U Ş S Ü R ECİ

hastalıklar için fiziksel bir neden aramayı öngörür. Onların uzmanlıkları sonuçları tedavi etmektir, nedenleri değil. Gele­

neksel tıbbın büyük bir kısmı bağımlılıkların ve hastalıkların nedenlerini kavrayamaz. Onlar bağımlılık ve hastalıkları ilaç ve terapiyle kontrol altında tutma eğilimindedir.

Varoluş Süreci bu yeni istikamete emin bir adım atar. Duy­

gularının kuyusuna dalma niyetinde olanlara, bu yolculuktaki duygusal bütünlemeleri içten bir şekilde uygulamaları halin­

de bağımlılık ve hastalıklarının nedenlerini keşfedeceklerini kanıtlar. İlaçlar, uyuşturucular ve gereksiz müdahaleler gibi bu kolay ya da çabuk bir yaklaşım değildir. Duygusal bütün­

leşme, duygusal olarak gelişmemiş, zihinsel olarak karışık ve fiziksel olarak dengesiz dünya için oldukça zorlayıcıdır. Ancak her ne kadar zorlayıcı olursa olsun destek grup toplantılara bel bağlamaktan iyidir. Ayrıca fiziksel hastalığın rahatsızlığına ve kullanılan ilaçların yan etkilerine de tercih edilir. Varoluş Süreci bizi bu sıkıntılı çıkmazın ötesine geçmek için donatır.

Son bir analiz olarak, her ne şekilde olursa olsun, her bağım­

lılık bir hastalık ve her hastalık da bir bağımlılıktır. Toplum hala bağımlılığın muhtaçlık, tembellik, eğitimsizlik, karakter zayıflığı ve uyuşturucu satıcıları tarafından doğduğunu düşü­

nür. Bu söz gelimi nedenler bağımlılığın sonuçlarıdır, neden­

leri değil. Bağımlılığın nedeni bütünlenmemiş duygusal duru­

mumuzdur. Bunu kavramak özgürleştirir.

Durumumuzun ciddiliğine bağlı olarak duygusal bedeni­

mizdeki yüklerin nedenlerini bütünlememiz için Varoluş Süre­

cinden birçok kez geçmemiz gerekebilir. Hatta bu yaşam boyu sürecek bir bütünleyici çalışma olabilir. Ne kadar süreceği takılacağımız birşey olmamalıdır.

Sadece iki seçeneğimiz var: ya deneyimlerimizin sorumlu­

luğunu alarak farkındalık yolunda içimize doğru bir

yolcu-S Ü R EC E U Y U M LA N M A I 1 1 3

luk yapabiliriz, ya da başkalarına ve madde kullanımına bağ­

lı kalarak kendi aciz duygusal durumumuzu telafi etmek için farkındalık yolu dışına doğru bir yolculuk yapabiliriz.

Varoluş Sürecindeki ilk yolculuğumuz bizi duygusal yük­

lerimize karşılık vermede ustalaştırır. Kendi kendimize yeten destek grubu oluruz. İlk yolculuğumuz ayrıca tüm duygusal yüklerimizi bütünlemeye başlamada bize yardımcı olur. Onun için bu sürece ikinci kez başlamamız önerilir, ki böylece irade­

mizi ve sağduyumuzu rutinlerden ve alışkanlıklarımızdan sıyı­

rarak kullanabilelim. Adım adım ama bilinçli bir şekilde zor­

lukları kenara bırakırız.

Uyuşturucu alışkanlığımızı azaltmanın ya da durdurmanın sonucu bu davranışla bağlantılı olan duygusal yükün otoma­

tik olarak farkındalığımıza yükselmesidir. Bundan sonra ise bu hissel algılarla nefesi, algısal araçları ve bu metinde sunu­

lan içgörüleri bilinçli olarak kullanarak ilgileniriz. Bu duygu­

sal imzaların farkında vardığımızda bu rahatsızlık verici hissel titreşimlerle hiçbir koşul olmadan bulunma kapasitesi gelişti­

rırız.

Varoluş Sürecinden ikinci kez geçerken ilk yolculuktan elde ettiğimiz deneyimimiz de mevcuttur. Yolda bocalayıp düşebili­

riz, bu beklenen bir şeydir. Rahatsızlığa göstereceğimiz bilinç­

li karşılık kapasitemiz hemen zihinsel bir karar olarak değil, aşamalı olarak tutarlı uygulama sonucunda gelişir. Önemli olan bocalamamız ya da düşmemiz değil, ama kendimizi top­

layıp tutarlı olarak yola devam etmemizdir. Süreci ikinci kez uyguladıktan sonra üç haftalık bir ara verip tekrar Sürece baş­

lamamız önerilir.

Sürece her yeni başlayışımızda kendimizi içsel yolculu­

ğumuzda daha derine inmek için güçlendiririz. İlk uygula­

ma genellikle fiziksel farkındalığımızı arttıran bir deneyimdir.

1 1 4 1 VA R O L U Ş S Ü R E C İ

İkinci uygulama da zihinsel netliğimiz gelişir. Üçüncü uygula­

mada ise duygusal bütünleme kapasitemizi genişletiriz.

Bu yolculuğa deneyimsel olarak başlamak, geçmişteki olay­

ların -bu olayların her bir detayı - bizi şimdiki zaman farkın­

dalığının bütünlüğüne getirmeye hizmet ettiğini gösterir. Yan­

lış anlamaya dayanan uyuşturucu ile geçen yıllardan pişman­

lık, utanç ve suçluluk duyduğumuzu fark ederiz. Uyuşturu­

cu bağımlılığı ve ağır hastalıklar bizim kim olduğumuzun bir yansıması değil, sadece edindiğimiz tecrübelerdir. Bir kez bu deneyimlerimizden bize sunulan içgörüleri aldığımızda, onla­

rın üstesinden gelebilecek kapasiteye kavuşup, yenilerine iler­

leyebiliriz.

Şimdiki zaman farkındalığına yaklaştıkça, yolculuğun her yönü, özellikle de zor olanları için artan bir şükran duyarız.

Geçmişimiz kendisini bizi şimdiki zaman farkındalığına götü­

ren kaldırım taşları olarak önümüze serer.