• Sonuç bulunamadı

1. MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ YÖNETİMİ

2.3. Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi

Yöneten ve yönetilen ilişkilerinin olduğu her toplumda, halkın desteğini ve görüşünü almak anlamında halkla ilişkiler adıyla olmasa da halkla ilişkiler uygulamalarına yer verilmiştir.

Halkla ilişkiler deyimi ilk kez, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Thomas Jefferson’ ın 1807 yılında Kongreye gönderdiği mesajda kullanılmıştır. Kamuoyu araştırmaları Başkan Jackson’ ın danışmanı A. Kendall tarafından 19.yy.’ da başlatılmış ve hızla da yaygınlaşmıştır. 1896 yılında yapılan seçim kampanyalarında halkla ilişkiler çok öenmli bir yer tutmuştur. Bu seçim halkla ilişkilerin planlı ve düzenli biçimde uyguladığı ilk seçimdir. 1917’ de halkı

aydınlatma komitesi, kamu yönetiminin ilk halkla ilişkiler birimi olarak çalışmaya başlamıştır(Kazancı, 2007: 6). Bu arada bir gazeteci olan Ivy Leadbetter Lee Dünyaca ünlü iş adamı John D. Rockefeller’ in halkta yarattığı olumsuz imajı gidermeye çalışmış ve danışmanlığını yapmıştır (Asna, 1997: 20). Lee iş çevrelerinin kapalı bir kutu olduğunu halktan uzak işlerini yürüttüklerini belirlemiş, iş çevrelerine gazeteler aracılığıyla yaptıkları işlerin halka duyurulması önerisini getirmiştir. Bunun sonucu olarak iş çevreleri kamuoyuna seslerini duyurabilmişler ve kamuoyundan gelen tepkileri de değerlendirerek kuruluşlar kendilerine yön vermeye başlamışlardır (Kadıbeşegil, 2001: 19).

ABD’de halkla ilişkilerin gelişmesinde, başkanlarının da büyük katkısı olmuştur. Theodore Roosevelt bunun ilk örneğidir. Roosvelt, Beyaz Saray’ da gazetecilere bir bölüm ayıran ilk başkandır. Yine halkla ilişkilere önem veren diğer bir ABD Başkanı Wocdrow Wilson’dur. Wilson, zamanında “Halkı Aydınlatma Komisyonu” adında bir komisyon kurarak halkla ilişkiler çalışmalarını yürütmüştür (Asna, 1997: 20).

1920 yılında ilk kez halkla ilişkiler Danışma Ajansı kuruldu. 1923 yılında New York Universitesi’ nde ilk kez Halkla İlişkiler dersleri verilmeye başlandı. 1924 yılında bir Amerikan Ajansı Paris’te bir büro açarak Fransız iş adamları için seri konferanslar düzenledi (Tortop, 1998: 14).

Franklin Roosevelt, 1929- 1930 iktisadi krizinden dolayı alınması gereken iktisadi kararların halk tarafından benimsenmesi için radyodan geniş ölçüde faydalanmış ve bu aracın halkla ilişkiler alanında kullanılmasında öncülük etmiştir. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle askeri liderlerin gönüllü bulmaları için, ticari ve sanayi kuruluşlarının savaşın olumsuz etkilerinden kurtulmak için halkla ilişkiler uygulanmasına yer verdikleri gözlenmiştir (Asna, 1997: 25).

ABD’de halkla ilişkilerin temel işlevinin neler olduğu sorusuna 2. Dünya Savaşı’ndan önce ve savaş yıllarında cevap aranmıştır. Edward L. Bernays’ ın

bu cevabı vermeye çalışmıştır. Bu eserlerin öncülüğünde yeni “el kitapları” Yayınlanarak uygulamanın daha iyi anlaşılması ve yorumlanması sağlanmıştır. Bütün bu çalışmalar sonucunda ABD’de 1944 halkla ilişkiler örgütsel bir bütünlüğe kavuşmayı başarmıştır. Amerikan Puplic Relations Saciety (APRA) 1948 yılında kurulan Public Relations Society of America ile 1961’de birleşerek ülke çapında büyük bir kuruluş haline gelmiştir (Kadıbeşegil, 2001: 21).

Bugün ABD dünyada halkla ilişkiler uygulamasının en yoğun olduğu bu konuda da en fazla örgüte sahip olan ülkelerden biri konumundadır. Ayrıca bazı büyük örgütler ABD’nin ulusal çıkarları için ülke dışında da faaliyet göstermektedir.

Ülkemizde Halkla İlişkiler uygulamasına kamu kuruluşları öncülük etmiştir. Daha sonra ise bunu özel kuruluşlar takip etmiştir. Ülkemizdeki kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler çalışmaları “basın büroları” kurulması ile başlamıştır. Bürolar sadece baştaki yöneticinin direktifiyle kuruluş hakkında basına açıklama yapmak, basında çıkan kuruluşla ilgili haberleri kesip arşivlemekle görevlerini sürdürmüşlerdir. Modern anlamda halkla ilişkiler ise ülkemize 1961 yılında Devlet Planlama Teşkilatının kurulmasıyla başlamıştır. Teşkilatın kuruluş şemasında yer alan “Yayın Temsil Şubesi” modern anlamda halkla ilişkiler uygulamasının ilk örneğini teşkil etmiştir. Bu dönemlerdeki başarılı bir uygulama da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığında görülmüştür. Çeşitli haberleşme araçları ile oldukça başarılı çalışmalar yapmışlardır (Asna, 2004: 102).

1962 yılında gerçekleştirilen Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesinde (Mehtap Projesi) halkla ilişkiler konusuna yer verilmiştir. Bu projede “Devlet kuruluşlarının her kademelerindeki çalışmalarda ve kararların alınmasında halka yakın ilişki sağlamak zorunludur” denilmektedir. Bu projede, gelişmiş ülkelerde yönetim ile halk arasında ilişki kurmak için çeşitli mekanizmaların ihdas edildiği, bunların basında, bireyleri ve ilgili kuruluşları karardan önce dinlemek, onların istek ve görüşlerini almak ve değerlendirmek için çeşitli yöntemlerin olduğundan söz edilir. Aynı zamanda bu projede halkla ilişkilerle ilgili olarak şu

ifadeye yer verilmiştir. “Türk idaresinde de çeşitli kademelerde, her kurumun bünyesine uygun olarak, halka temas ve dinleme usulleri kurmak gerekmektedir.” Daha sonra, çeşitli bakanlık bünyelerinde basın ve halkla ilişkiler daireleri kurulmaya başlandı (Uysal, 1998: 131).

Ülkemizdeki eğitsel faaliyetlere değinmek gerekirse ilk kez 1966 yılında Ankara Üniversitesi’ ne bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesi’ nin Basın Yayın Yüksek Okulu’nda halkla ilişkiler dersi okutulmaya başlanılmıştır. Daha sonra yapılan değişikliklerle üçüncü ve dördüncü sınıflarında ayrı bir dal olarak okutulmuştur. 1970’ lere gelindiğinde ise İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’ nde, Başkent Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’ nda ve İzmir’ de Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’ ne bağlı Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’ nda ders olarak verilmiştir. Milli Prodüktivite Merkezi tarafından 1970’ li yıllardan itibaren halkla ilişkiler konusunda seminerler düzenlenmeye başlanmış ve günümüze kadar gelmiştir (Kadıbeşegil, 2001: 23).

1980 sonrası kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler faaliyetleri olarak; 27 Şubat 1980 tarihinde, Halkla İlişkiler Bürosu, Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı haline getirilmiştir, 27 Şubat 1982’ de Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı ve Basın Müşavirliği birleştirilerek adı Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı olmuştur. 9 Haziran 1984’ te söz konusu birim tekrar Basın Müşavirliği ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı olarak iki ayrı üniteye ayrılmıştır. 1991 yılında tamamlanıp yayınlanan KAYA Projesi ile; halkla ilişkiler hizmetlerinde koordinasyon sağlamak için Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’ nün, Devlet Enformasyon Genel Müdürlüğü’ ne dönüştürülmesine karar verildi. Bakanlık ve kurum sözcülüğü uygulaması getirildi (Fidan, 2008: 71).

1991 yılında Basın Yayın yüksekokulları İletişim Fakülteleri olarak eğitim vermeye başlamıştır. Fakülte olmasıyla beraber halkla ilişkiler ve tanıtım bölümleri ayrı bir saha oluşturmuştur. 2000’ li yıllardan sonra siyasi alanda halkla ilişkiler faaliyetlerine verilen önem, ayrılan bütçe ve iş gücünün arttığı görülmüştür. Dolayısıyla bu alandaki çalışmalarda yeni bir uygulama sahası

oluşmuştur. Siyasi alanda medyanın gücüyle birleşen etkili ve başarılı halkla ilişkiler çalışmaları yapılmıştır. Son dönemlerde de Bilgi Edinme Hakkı Yasası ile Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) halkla ilişkilerle ilgili iki önemli gelişmedir (Fidan, 2008: 72).