• Sonuç bulunamadı

HAKSIZ TAHRĠKĠN CEZA KANUNUNDA ĠLK

Haksız tahrik ile ilgili ilk düzenleme 13.03.1926 tarihli Resmi Gazete‟de yayımlanan, 01.03.1926 gün ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 51. maddesinde yer almıĢtır. Bu maddeye göre:

“Bir kimse haksız bir tahrikin husule getirdiği gazap veya Ģedit bir elemin tesiri altında bir cürüm iĢler ve bu cürüm idam ve müebbet ağır hapis cezasını müstelzim bulunursa faili on iki seneden az olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkûm olur. Sair hallerde irtikâp olunan fiilin cezası yarısına kadar indirilerek verilir.

Tahrik ağır ve Ģiddetli olursa idam ve müebbet ağır hapis yerine yedi seneden on iki seneye kadar ağır hapse konulur.

Sair cezalar, ağır hapis ve müebbed hidematı ammeden memnuiyet muvakkat memnuiyete tedbil edilmek üzere yarısından üçte ikisine kadarı indirilir.”

Kaynak kanun olan Ġtalyan Ceza Kanununun 51.maddesine göre, “bir kimse haksız bir tahrikin husule getirdiği gazabın veya Ģedit bir elemin buhran ve tesiri altında bir fiili iĢlerse, o suç için muayyen ceza müebbet ağır hapis olduğu takdirde yirmi seneden aĢağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkûm olur.

Sair hallerde iĢlenen suçun cezası üçte bir nispetinde azaltılır.

Tahrik ağır olursa müebbet ağır hapis yerine on seneden yirmi seneye kadar adi hapis hükmolunur. Ve sair cezalar, ağır hapis yerine hapis ve amme hizmetlerinden müebbeten memnuiyet yerine muvakkat memnuiyet kaim olmak üzere yarıdan üçte ikiye kadar azaltılır.”74

Bu iki metin arasında baĢlıca iki fark bulunmaktadır. Kaynak kanunda failin sadece gazap veya elemin etkisinde bulunması yeterli görülmeyerek gazap veya Ģiddetli elemin doğurduğu buhran halinde suçun iĢlenmesi aranmıĢtır75

.

74

Majno, Luigi: Ceza Kanunu ġerhi, Türk ve Ġtalyan Ceza Kanunları, Yargıtay Yayınları, No:3, Sevinç Matbaası, Ankara, 1977, C.1, s.226

T.C.K. ise failin gazap veya elemin etkisinde kalmasını yeterli görerek buhran halini aramamıĢtır.76

Diğer fark ise, yine kaynak kanunda, “bir kimse... bir fiili iĢlerse...” denilmek suretiyle haksız tahrikin, cürümlerin yanı sıra kabahat niteliğindeki suçlarda da uygulanabileceği anlaĢılmaktadır. Fakat T.C.K.‟da “bir kimse... bir cürüm iĢler...” demek suretiyle haksız tahrik kurumu tüm suçlar için değil sadece cürümler için genel bir indirim nedeni olarak kabul edilmiĢ ve kabahat suçlarında haksız tahrik kurumunun uygulanmasına olanak tanınmamıĢtır77. Zira günümüz 5237 sayılı T.C.K.‟na göre cürüm ve kabahat ayrımı kaldırılmıĢtır.

B. 1936 TARĠHLĠ DEĞĠġĠKLĠK AÇISINDAN HAKSIZ TAHRĠK

23.06.1936 tarihli Resmi Gazete‟de yayımlanan,11.06.1936 gün ve 3038 sayılı kanun ile yapılan bu değiĢiklikle, indirim oranları değiĢtirilmiĢtir. Fakat bu değiĢikliğin temel farkı, “...bir cürüm iĢlerse...” ifadesinin yerine “...bir suç iĢlerse...” ifadesi kullanılarak, kurumun sadece cürümler için değil kabahat türünden suçlar için de indirim nedeni olarak kabul edilmiĢtir. Bu nedenlerden sonra madde Ģu Ģekli almıĢtır:

“Bir kimse haksız bir tahrikin husule getirdiği gazap veya Ģedit bir elemin tesiri altında bir suç iĢler ve bu suç ölüm cezasını müstelzim bulunursa yirmi dört sene ağır hapis cezasına ve müebbed ağır hapis cezasının müstelzim bulunursa yirmi sene ağır hapis cezasına mahkûm olur. Sair hallerde iĢlenen suçun cezasının üçte biri indirilir.

Tahrik ağır ve Ģiddetli olursa ölüm cezası yerine on beĢ seneden aĢağı olmamak üzere ve müebbed ağır hapis cezası yerine on seneden on beĢ seneye kadar ağır hapis cezası verilir.

Sair cezaların, ağır hapse ve amme hizmetlerinden müebbed memnuiyet muvakkat memnuiyete tedbil edilmek üzere yarısından üçte ikisine kadarı indirilir.”

76

Aydın, Türk Ceza Hukukunda Haksız Tahrik, a.g.e. s.36

C. 1953 TARĠHLĠ DEĞĠġĠKLĠK AÇISINDAN HAKSIZ TAHRĠK

Türk Ceza Kanununun “cezaya ehliyet ve bunu kaldıran veya hafifleten sebepler” baĢlıklı dördüncü babında düzenlenen 51. maddenin 15.07.1953 tarihli Resmi Gazete‟de yayımlanan 09.07.1953 gün ve 6123 sayılı kanun ile yapılan değiĢiklikle yine haksız tahrik halinde uygulanan indirim oranlarında değiĢiklik yapılmıĢtır. Ayrıca maddenin önceki halinde yer alan “kamu hizmetlerinden ömür boyu yasaklanmak fer‟i cezasının geçici yasaklanmaya dönüĢtürülerek, ⅔ oranında indirilmesi” düzenlemesine yer verilmemiĢtir. Buna göre:

“Bir kimse, haksız bir tahrikin husule getirdiği gazap veya Ģedit bir elemin tesiri altında bir suç iĢler ve bu suç ölüm cezasını müstelzim bulunursa müebbet ağır hapis cezasına ve müebbet ağır hapis cezasına müstelzim bulunursa yirmi dört sene ağır hapis cezasına mahkûm olur. Sair hallerde iĢlenen suçun cezasının dörtte biri indirilir.

Tahrik ağır ve Ģiddetli olursa ölüm cezası yerine yirmi dört sene ve müebbet ağır hapis cezası yerine on beĢ seneden aĢağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilir.

Sair cezaların yarısından üçte ikisine kadarı indirilir.”

D. 1987, 1989 ve 1997 TARĠHLĠ CEZA KANUNU ÖN TASARILARINDA HAKSIZ TAHRĠK

1987 tarihli Ceza Kanunu ön tasarısının 30. maddesi78

ile 1989 tarihli Ceza Kanunu ön tasarısının 32. maddesinde79

düzenlenen haksız tahrik, her iki ön tasarıda da aynı Ģekilde düzenlenmiĢtir.80

“Bir kimse, haksız bir tahrikin meydana getirdiği hiddet veya Ģiddetli elemin tesiri altında bir suç iĢlerse, fiil ölüm cezasının gerektirdiği takdirde yirmi yıl; müebbet hapis cezasının gerektirdiği takdirde on beĢ yıl hapis cezasına mahkûm olur. Diğer hallerde iĢlenen suçun cezasının dörtte birinden üçte birine kadarı indirilir. Ancak, bu hallerde verilecek ceza on iki yıldan fazla olamaz.

78

Türk Ceza Kanununun Ön Tasarısı: Adalet Bakanlığı Yayınları, Ankara,1987, s.38

79

Türk Ceza Kanununun Ön Tasarısı: Adalet Bakanlığı Yayınları, Ankara,1989, s.14

Tahrik ağır ve Ģiddetli olursa, fiil ölüm cezasının gerektiği takdirde on beĢ yıl; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on iki yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezaların yarısından üçte ikisine kadarı indirilir. Ancak bu hallerde verilecek ceza on yıldan fazla olamaz.”81

Her iki ön tasarıda da o tarihte yürürlükte olan 51. maddeden farklı olarak, “gazap” yerine “hiddet” ibaresi kullanılarak, indirim oranlarında değiĢiklik öngörülmüĢtür.

1997 tarihli Ceza Kanunu ön tasarısının 32. maddesine82 göre:

“Haksız bir tahrikin meydana getirdiği hiddet ve Ģiddetli elemin etkisi altında suç iĢleyen kimseye ağırlaĢtırılmıĢ müebbet hapis cezası yerine on beĢ yıldan yirmi yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on beĢ yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir; ancak, verilecek ceza on iki yıldan fazla olamaz.83

Önceki ön tasarılarda olduğu gibi 1997 tarihli Ceza Kanunu ön tasarısında da, yine o tarihte yürürlükteki 51. maddeden farklı olarak “gazap veya Ģedit elem” yerine “hiddet ve Ģiddetli elem” ibareleri kullanılmıĢtır. Ancak tasarıdaki en önemli değiĢiklik, anılan tarihte yürürlükteki T.C.K. 51. maddede öngörülen hafif-

81

Maddenin gerekçesi Ģu Ģekilde açıklanmıĢtır: “Maddede hafifletici sebep olarak haksız tahrik hali düzenlenmiĢ, ancak tahrik teĢkil edecek fiilin ağırlığı nazırı itibara alınarak adi ve ağır tahrik ayrımı muhafaza olunmuĢtur. Haksız tahrikin ana Ģartı, yapılan haksız hareketin fail üzerinde bir hiddet veya Ģiddetli elem meydana getirmesi ve suç iĢlendiği anda failin bu durumda bulunması olduğundan madde bu psikolojik durumları ifade edecek tarzda kaleme alınmıĢtır. Yürürlükteki Türk Ceza Kanununun 51. maddesinde -gazap ve Ģedit bir elemin tesiri altında- ibaresi kullanılmıĢtır.-Gazap- aslında hiddetlenmeyi ifade eder ; -Ģedit bir elem- tabiri psikolojik bakımdan aslında pasifliğe sevk edici bir ruh hali ise de, burada söz konusu olan hiddete sevk edici bir elemdir. Bu itibarla sadece –hiddet- kelimesinin kullanılması bu hali de kapsar idi. Ancak uygulamada tereddütlere sebebiyet vermemek için metinde her iki tabirin kullanılması uygun sayılmıĢtır. Ağır tahrik nedeniyle yapılan indirimdeki aĢağı ve yukarı sınır, adi tahrikte de kabul edilmek suretiyle olayın özelliğine göre uygulamada takdir imkânı tanınması amaçlanmıĢtır.”

82 Dönmezer, Sulhi/Yenisey, Feridun: KarĢılaĢtırmalı T.C.K. ve 1997 Tasarısı, Gerekçeler, Ġstanbul,

1998, s.464

83

Maddenin gerekçesi Ģu Ģekilde açıklanmıĢtır: “Maddede hafifletici sebep olarak haksız tahrik hali düzenlenmiĢ ve yürürlükteki kanunda yer alan adi ve ağır tahrik ayrımı kaldırılmıĢtır. Böylece, hâkimin bu iki tahrik Ģeklini birbirinden ayırırken yaptığı tespit dolayısıyla takdir hatası sebebiyle Yargıtay‟ca hükmün bozulması ve böylece davaların gecikmesi önlenmek istenilmiĢtir. Nitekim suçlarda sadece yukarı sınırı gösterme metodunu uygulayan yeni Fransız Ceza Kanunu, tahriki bütünüyle kanundan çıkarmıĢtır. Haksız tahrikin ana Ģartı, yapılan haksız hareketin fail üzerinde bir hiddet veya Ģiddetli elem meydana getirmesi ve suçun iĢlendiği anda failin bu durumda bulunması olduğundan, madde söz konusu psikolojik halleri ifade edecek biçimde kaleme alınmıĢtır. Yürürlükteki Türk Ceza Kanununun 51. maddesinde –gazap ve Ģedit bir elemin tesiri altında- ibaresi kullanılmıĢtır. Gazap, aslında hiddetlenmeyi ifade eder; Ģedit bir elem tabiri psikolojik bakımdan aslında hareketsizliğe, pasifliğe yöneltici bir ruh hali ise de, burada söz konusu olan hiddete sevk edici bir elemdir. Bu itibarla sadece hiddet kelimesinin kullanılması bu hali de kapsar idi. Ancak uygulamada tereddütlere sebebiyet vermemek için metinde her iki tabirin kullanılması uygun sayılmıĢtır. Tahrik halinde verilecek ceza bakımından aĢağı ve yukarı sınırlar kabul edilmek suretiyle olayın özelliğine göre uygulamada takdir olanağı tanınması amaçlamıĢtır. Hâkim tahrikin ağırlık derecesine göre yapılacak indirim tespit edilebilecektir. Örneğin, baĢkasıyla cinsel iliĢkide bulunmak üzere olan veya cinsel iliĢkide bulunmuĢ olduğundan Ģüphe edilmeyecek surette görülen bir karı veya koca tarafından birbirine karĢı veya adı geçenlerce bunların suç ortaklarına veya her ikisine karĢı suç iĢlenmesi halinde bu hal tahrik nedeni olarak kabul edilecektir.”

ağır tahrik ayrımının kaldırılarak, belirli oranlar arasında indirimi öngören tek bir haksız tahrik olgusunun benimsenmesidir.84

E. 2005 TARĠHĠNDE YÜRÜRLÜĞE GĠREN 5237 SAYILI YENĠ TÜRK CEZA KANUNUNDA HAKSIZ TAHRĠK

Kanunlar zamanla ihtiyaçlara yanıt vermez ve değiĢtirmek gerekir.765 sayılı eski Türk Ceza Kanununda da bu nedenle birçok kez değiĢiklik yapılmıĢtır. Bazı hükümleri yürürlükten kaldırılmıĢ, ihtiyaçları karĢılamak için yeni maddeler eklenmiĢtir. Ceza hukukundaki yeni ve demokratik geliĢmelere ver vermek, uluslararası sözleĢmelere uyum sağlamak amacıyla Ceza ve Ceza Muhakemesi Yasalarının yeniden hazırlanması için komisyonlar kurulup bu doğrultuda yukarıda bahsedilen belli baĢlı değiĢiklikler Ceza Kanunlarında yapılmıĢtır. Yapılan değiĢikliklerle Türk Ceza Kanunun sistematiği bozulmuĢ, bazı hükümler ihtiyacı karĢılamaz olmuĢtur. Böylece yeni bir ceza kanunu ihtiyacı kendini hissettirmiĢtir. Yeni bir ceza kanunu yapma çalıĢmaları 21.12.1999 tarihinde kurulan komisyon ile baĢlayıp 2001 Türk Ceza Kanunu Tasarısı hazırlamıĢtır. Bu tasarı Türkiye Büyük Millet Meclisi‟ne gönderilmiĢ ancak kanunlaĢmamıĢtır. 2003 yılında Hükümet, 2001 tasarısını benimsemiĢtir. Tasarıya yönelik eleĢtirilerin değerlendirilmesi için bir komisyon oluĢturulmuĢtur. Adalet Komisyonu alt komisyon tarafından hazırlanan metin üzerinde çalıĢmaya devam etmiĢtir.85

Tasarı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu‟nda görüĢülerek 26.09.2004 günü kabul edilmiĢ ve 12.10.2004 gün, 25611 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanmıĢtır. Ġmar kirliliğine neden olma baĢlıklı 184. maddesi yayımı tarihinde, çevrenin kasten kirletilmesi baĢlıklı 181/1. maddesi ve çevrenin taksirle kirletilmesi baĢlıklı 182/1. maddesi yayımı tarihinden iki yıl sonra, diğer hükümlerinin ise 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi kararlaĢtırılmıĢtır. Ancak eleĢtiriler ve hazırlıksızlıklar nedeniyle 5328 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi ile yasanın yürürlülük tarihi olan 01.04.2005 tarihi 01.06.2005 olarak değiĢtirilmiĢtir.

84

Abban, a.g.e. s.20

85

Bakıcı, Sedat:5237 sayılı Yasa Kapsamında Ceza Hukuku Genel Hükümleri, Adalet Yayınevi, Ankara, 2007, s.2

Böylece birçok kez değiĢtirilen 765 sayılı Türk Ceza Kanunu 78 yıl sonra yürürlükten kaldırıp yerine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girmiĢtir.

765 sayılı eski kanunda 51. maddede düzenlenmiĢ olan haksız tahrik kurumu, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununda 29. maddede düzenlenmiĢ olup, söz konusu yasa ile madde Ģu Ģekilde değiĢtirilmiĢtir:

“Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya Ģiddetli elemin etkisi altında suç iĢleyen kimseye, ağırlaĢtırılmıĢ müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.”

Yeni Türk Ceza Kanununda haksız tahrik kurumunda yapılan düzenlemeler ve değiĢikliklerle, fail lehine olduğu söylenebilecek indirim oranlarının yanı sıra maddenin gerekçesinde de belirtilen birçok temel fark ortaya çıkmıĢtır.86

5237 sayılı yeni kanunun yürürlüğe girmesiyle, 765 sayılı eski kanunda yer alan adi ve ağır tahrik indirimi uygulamada yarattığı sorunlar göz önüne alınarak kaldırılmıĢtır. Tahrikin ikili ayrımı sübjektif bir kavrama dayanan haksız tahrikin uygulamasını güçleĢtirmiĢtir. Ayrıca bunun bir de basit veya ağır olduğunu araĢtırmak, hâkimi gerçekler yerine, tahminlerde bulunmaya mecbur edebilmekteydi. Nitekim Ġtalyan Ceza Kanunu da böyle bir ayrımı kaldırmıĢtır.

86

“Maddede ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak haksız tahrik hali düzenlenmiĢtir.

Haksız tahrikin ana koĢulu, yapılan haksız hareketin fail üzerinde bir hiddet veya Ģiddetli elem meydana getirmesi ve suçun iĢlendiği anda failin bu durumda bu etki altında bulunması olduğundan, madde söz konusu psikolojik halleri belirtecek Ģekilde ele alınmıĢtır. Gazap, aslında bir hiddetlenmeyi ifade eder; Ģedit bir elem deyimi psikolojik bakımdan aslında hareketsizliğe, pasifliğe yöneltici bir ruh hali ise de, burada söz konusu olan hiddete yönelten bir elemdir. Bu itibarla sadece hiddet sözcüğünün kullanılması bu hali de kapsar idi. Ancak uygulamada duraksamalara neden olmamak için metinde her iki sözcüğün kullanılması uygun sayılmıĢtır.

Hiddet veya Ģiddetli elemin haksız bir fiil sonucu ortaya çıkması gerekir. Maddeye bu ibarenin eklenmesinin amacı, ülkemizde özellikle “töre veya namus cinayeti” olarak adlandırılan akraba içi öldürme suçlarında haksız tahrik indiriminin yanlıĢ biçimde uygulanmasının önüne geçmektir.

Maddedeki düzenleme nedeniyle bir suçun mağduruna yönelik olarak gerçekleĢtirilen fiiller dolayısıyla fail haksız tahrik indiriminden yararlanamayacaktır. Örneğin cinsel saldırıya maruz kalmıĢ kadına karĢı babanın veya erkek kardeĢin iĢlediği öldürme fiilinde, haksız tahrike dayalı olarak ceza indirimi yapılamayacaktır. Maddedeki haksız fiil terimi, bir davranıĢın hukuk düzenince tasvip edilmediği anlamına gelmektedir. Ancak böyle bir haksız fiili yapan kiĢiye karĢı yönelik fiilin varlığı durumunda maddenin uygulanması söz konusu olabilecektir.

Bu düzenleme ayrıca 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan adi ve ağır tahrik ayırımı kaldırılmıĢtır. Tahrik halinde verilecek ceza bakımından aĢağı ve yukarı sınırlar kabul edilmek suretiyle olayın özelliğine göre uygulamada takdir olanağı tanınması amaçlanmıĢtır. Hâkim tahrikin ağırlık derecesine göre yapılacak indirimi saptayabilecektir. Ancak bu indirimin yapılabilmesi için haksız fiilin bir hiddet veya Ģiddetli elem etkisi doğurabilecek ağırlıkta olması gerekir. Bu nedenle böyle bir etkiyi meydana getirebilecek ağırlıkta olmayan haksız fiiller bakımından hükmün uygulanması söz konusu olmayacaktır.”; Bakıcı, a.g.e. s.556

5237 sayılı T.C.K.‟nun 29. maddesiyle, 765 sayılı T.C.K.‟nda yer alan adi ve ağır tahrik ayrımının kaldırılmasıyla, tahrik halinde verilecek ceza bakımından aĢağı ve yukarı sınırlar kabul edilmek suretiyle olayın özelliğine göre uygulamada takdir olanağı tanınmıĢtır. Yeni düzenlemeyle geniĢ takdir yetkisi verilen hâkim tahrikin ağırlık derecesine göre yapılacak indirimi saptayabilecektir. Ancak bu indirimin yapılabilmesi için haksız fiilin bir hiddet veya Ģiddetli elem etkisi doğurabilecek ağırlıkta olması gerekir. Bu nedenle böyle bir etkiyi meydana getirebilecek ağırlıkta olmayan haksız fiiller bakımından hükmün uygulanması söz konusu olmayacaktır 87

.

765 sayılı kanundan farklı olarak, bütün suçlar açısından geçerli olan genel haksız tahrik hükmünün yanı sıra, belli suçların bir haksız fiilin oluĢturduğu gazap veya Ģiddetli elemin etkisi altında iĢlenmesi halinde bu suçların cezasında belli bir oranda indirim yapılması gerektiği yönünde hükümlere yer verilmemiĢtir88

. Ancak hakaret suçunun haksız bir fiil veya kasten yaralama suçu üzerine iĢlenmesinde T.C.K. 129/1–2. maddesi uygulanacaktır. Bu konuyu özel tahrik hallerinde inceleyeceğiz.

Eski kanunda yer alan “haksız bir tahrikin meydana getirdiği...” ifadesi yerine yeni kanun “haksız bir fiilin meydana getirdiği...” ifadesinin kullanılmasının amacını yasa gerekçesi, ülkemizde özellikle “töre veya namus cinayeti” olarak adlandırılan akraba içi öldürme suçlarında haksız tahrik indiriminin yanlıĢ biçimde uygulanmasının önüne geçmek olarak açıklamıĢtır.

Ayrıca indirim oranları farklılaĢmıĢtır. Eski düzenlemede basit tahrikte dörtte bir, ağır tahrikte üçte iki oranında indirim yapılması öngörülüyordu. 5237 sayılı yeni düzenlemeyle dörtte bir ve dörtte üç oranlarını kabul etmiĢtir. Dolayısıyla, haksız tahrike iliĢkin hükmün failin lehine olduğu söylenebilir.

87 Çolak, Haluk: Güncel Ceza Hukuku, Bilge Yayınevi, Ankara, 2005, s.116; Arslan, Çetin/Azizağaoğlu,

Bahattin: Yeni Türk Ceza Kanunu ġerhi, 1.baskı, Asil Yayınları, Ankara, 2004, s.141; Öztürk, Bahri/Erdem, Mustafa Ruhan: Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbirleri Hukuku, 9.baskı,

Seçkin Yayınları, Ankara, 2006, s.218

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

HAKSIZ TAHRĠKĠN ġARTLARI

I. GENEL OLARAK

Haksız tahrik kurumu 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 29. maddesinde ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenmiĢtir. Bu maddenin içeriğinden, haksız tahrik kurumunun ana Ģartları belirlenebilmektedir. Haksız tahrikin tüm Ģartlarının ortaya konması için, Türk Ceza Hukuku öğretisi ve uygulamasında tasnif sayılarının farklı olmasına rağmen89, genel kabul gören bir görüĢ yerleĢmiĢtir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, haksız tahrikin kabul edilebilmesi için gereken Ģartları aĢağıda görüldüğü gibi 6 kısımda belirtmiĢtir.90

Buna göre Yargıtay, haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için:

89

Dörtlü, beĢli veya altılı tasnifler içeren çeĢitli ayrımlar için bakınız: Soyaslan, Doğan: Ceza Hukuku

Genel Hükümler, 3.baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2005, s.463; Hakeri, Hakan: Ceza Hukuku Genel Hükümler, 5.baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2007, s.283-287; Toroslu, a.g.e. s.243-244; Çolak, a.g.e.

s.116-117; Centel, Nur/Zafer, Hamide/Çakmut, Özlem: Türk Ceza Hukukuna GiriĢ, 4.basım, Beta Yayınevi, Ġstanbul, 2006, s.436-441; Özbek, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, a.g.e. s.382-384;

Parlar/Hatipoğlu, a.g.e. s.229-237; DemirbaĢ, Ceza Hukuku Genel Hükümler, a.g.e. s.396-400; Artuk/Gökçen/Yenidünya, a.g.e. s.685 v.d.; Tutumlu, a.g.e. s.22; Dönmezer/Erman, Genel Kısım ,a.g.e.

s.351-360; Dönmezer, Sulhi: Genel Ceza Hukuku Dersleri ,BahçeĢehir Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, 2003, s.239 v.d.; BaĢar, a.g.m. s.255-263; Ayık, a.g.m. s.89-95; Gürelli, a.g.m. s.332 v.d.; Önder, a.g.e. s.348-352; Ġçel, Kayıhan/Sokullu-Akıncı, Füsun/Sözüer, Adem/Özgenç, Ġzzet/Mahmutoğlu, Fatih S.:

Suç Teorisi, 2.Kitap, Beta Yayınevi, Ġstanbul, 2000, s.284-288; Erem/DanıĢman/Artuk, a.g.e. s.594-600

90

Y.C.G.K. 22.06.2004 117/148; 25.05.2004 87/124; 11.05.2004 74/118; 10.06.2003 143/183; 11.03.2003 322/27; 23/10.2001 195/226 gün ve sayılı kararları; Noyan, Erdal: Ceza Davası: 2.basım, Adalet Yayınevi, Ankara, 2007, s.167

“Tahriki oluĢturan bir fiil olmalıdır, bu fiil haksız olmalıdır, fail öfke ve Ģiddetli elemin etkisi altında bulunmalıdır, failin iĢlediği suç bu ruhi durumun tepkisi olmalıdır, haksız tahrik oluĢturan eylem mağdurdan sadır olmalı veya mağdurun o haksız fiili önleme sorumluluğu bulunmalıdır, suçun tahriki oluĢturan fiili gerçekleĢtiren kiĢiye yönelik olması gerekir.” Ģartlarının gerçekleĢmesini aramıĢtır.

Biz de çalıĢmamızda doktrin görüĢlerinin ve Yargıtay içtihatlarının ıĢığı altında haksız tahrikin Ģartlarını kapsamlı olarak 5 ana baĢlıkta inceleyeceğiz. Bu Ģartlar Ģunlardır:

Tahrik Edici Bir Fiilin Bulunması Fiilin Haksız Olması

Haksız Fiilin Hiddet veya ġiddetli Bir Eleme Neden Olması ĠĢlenen Suçun Hiddet veya ġiddetli Elemin Tepkisi Olması

Tepki Suçunun Tahrik Nedeniyle ĠĢlenmiĢ Olması (Nedensellik Bağı)

II. ġARTLARIN ĠNCELENMESĠ