• Sonuç bulunamadı

Haksız Fiil ve Suç Kavramları

A. EYLEMİN HAKSIZ FİİL VEYA SUÇ OLUŞUNUN ÖNEMİ

1. Haksız Fiil ve Suç Kavramları

Yargılama sürecinde hâkim, somut olay hakkında karar verirken uygulanacak hukuk kuralında aranan unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmakla mükelleftir. Bir başka ifade ile hâkim somut olayı soyut kurala uygulayarak altlama faaliyeti gerçekleştirmektedir. Bu hem hukuk hem de ceza yargılaması için geçerlidir345. Mesela ceza mahkemesi, suçun unsurlarının, yani o suç tipine uygun eylemin, hukuka aykırılığın ve kusurluluğun somut olayda gerçekleştiğine kanaat getirmesi halinde CMK’nın 223’üncü maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca sanığın mahkûmiyetine karar verecektir346. Ceza mahkemesi bu tespitleri yaparken ceza yargılamasına hâkim olan “kendiliğinden araştırma ilkesi” gereğince tarafların getirdiği vakıalarla bağlı olmaksızın davayla ilgili tüm olayları kendiliğinden araştırmak zorundadır347

.

Judgments In Civil Trials Arising Out Of The Same Facts”,South Carolina Bar, 14-OCT S.C.

Law. 11, September/October, 2002, http://web2. westlaw. com, İET:27. 01. 2013)

345 Atalay, Oğuz: Medeni Usul Hukukunda Menfi Vakaların İspatı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İzmir 2001, s.58; Konuralp, Haluk: Medeni Usul Hukukunda İspat Kurallarının Zorlanan Sınırları, Yetkin Yayıncılık, Ankara 2009, s.10; Özekes, Muhammet: “Dava Dilekçesinde Hukuki Sebep Bildirmek Zorunludur”, Haluk Konuralp Anısına Armağan, Ankara 2009, (Hukuki Sebep),s.761-762; Umar, Bilge/Yılmaz, Ejder: İspat Yükü, Kazancı Yayınları, İstanbul 1980, s.1; Pekcanıtez/Atalay/Özekes,(2009), s.380; Dişel, s.187

346 Artuk, Mehmet Emin/Gökçen, Ahmet/Yenidünya, Ahmet Caner: Ceza Hukuku Genel Hükümler, 4. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, 2009, s.233-234; Demirbaş, Timur: Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2009, s.177; Dişel, s.187; İçel, Kayhan/Evik, Ali Hakan: Ceza Hukuku Genel Hükümler II, Yenilenmiş 4. Baskı, Beta Yayıncılık, İstanbul 2007, s.1; Koca, Mahmut/Üzülmez, İlhan: Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 5. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2012, s.236-237; Özbek,Veli Özer/Kanbur, Mehmet Nihat/Doğan, Koray/Bacaksız, Pınar/Tepe, İlker: Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2011, s.197; Özgenç, İzzet: Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Baskı, Seçkin Yayıncılık,Ankara 2012, s.160-161

347 Dişel, s.187; Kunter/Yenisey/Nuhoğlu, s.35; Özbek, Veli Özer/Kanbur, Mehmet Nihat/Doğan, Koray/Bacaksız, Pınar: Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2008, s.61; Öztürk/Erdem, s.185; Ünver/Hakeri, s.60

Diğer taraftan medeni yargılama hukukunda geçerli olan taraflarca hazırlama ilkesinin bir gereği olarak uyuşmazlıkla ilgili hukuk kurallarının uygulanabilmesi için, somut olayda bulunması gereken maddi vakıaların taraflarca mahkemeye getirilmesi gerekir. Hukuk hâkimi kendiliğinden tarafların ileri sürmediği vakıaları araştıramaz348

. Mesela meydana gelen bir haksız fiilden dolayı açılacak tazminat davasının davacısı, davalının tazminata sebep olan fiilini, bu fiilin hukuka aykırı olduğunu, davalının kusurunu, meydana gelen zararı ve bu fiil ile zarar arasında illiyet bağını ispat etmesi gereklidir349

.

Hukuk ve ceza mahkemesinin farklı usuller ve ilkeler çerçevesinde verdikleri kararları belli durumlarda birbirlerine etkilemektedir. Bir fiilin hem suç hem de haksız fiil oluşturduğu hallerde, bu mahkemelerin verdikleri kararlar birbirlerini etkilemektedir. Bu bağlamda ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesi kararına etkisi hususunun açıklığa kavuşturulması için haksız fiilin bütün unsurlarının ele alınması gerekmektedir350

.

Hukuk ve ceza mahkemesi kararlarının birbirine etkisini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74’üncü maddesinde ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesi kararına etkisi konusu, haksız fiilin bütün unsurları bakımından ele alınmamıştır. Adı geçen maddede;

“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.

Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.”

hükmüne yer verilmiştir. Buna göre hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza

348 Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım, s.183; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.232; Atalay, s.24; Belgesay, (Delillerin Değerlendirilmesi), s.18; Kuru, C.II, s.1919; Kuru/Arslan/Yılmaz, s.342- 343; Postacıoğlu, s.234; Üstündağ, s.240; Umar/Yılmaz, s.1-2; Yıldırım, M. Kamil: Medeni Usul Hukukunda Delillerin Değerlendirilmesi, Kazancı Yayıncılık, İstanbul 1990, (Delillerin Değerlendirilmesi), s.105

349 Dişel, s.188; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.233

hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.

Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz. Maddede yalnızca haksız fiilin unsurlarından kusur ve zarar açısından bir düzenleme mevcut olup haksız fiilin diğer unsurları olan fiil, hukuka aykırılık ve illiyet bağına ilişkin olarak herhangi bir açık hükme yer verilmemiştir.

Eski 818 sayılı Borçlar Kanunu’ndaki karşılığı olan 53’üncü maddesinin yeni Türk Borçlar Kanunu’ndaki karşılığı olan bu madde önceki düzenlemenin paraleli bir düzenleme olup sadeleştirme haricinde herhangi bir yenilik getirmemiştir351. Öğretide Ayrıca, yeni TBK’nın 74'üncü maddesinde, ceza hâkiminin verdiği mahkûmiyet kararından açıkça söz edilmesinin faydalı olabileceği dile getirilmektedir. Zira maddedeki düzenlemenin karşıt anlamından hukuk hâkiminin bağlı olacağı sonucu çıkarılabilse de bu bağlı olma durumunun hangi konular ve hangi ölçülerde olacağı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır352

.

Maddedeki bu açık olmayan düzenlemeler karşısında konunun açıklığa kavuşturulması bakımından haksız fiil kavramı ve unsurlarının genel çerçevede ele alınmasında fayda vardır.

351 TBK’nın 74’üncü maddesinin gerekçesi: “818 sayılı Borçlar Kanununun 53 üncü maddesini

karşılamaktadır. Tasarının iki fıkradan oluşan 73 üncü maddesinde, sorumlu kişi hakkında ceza yargılaması sonucunda verilen kararların, tazminat davasına ilişkin medenî yargılama üzerindeki etkisi düzenlenmektedir. 818 sayılı Borçlar Kanununun 53 üncü maddesi, tek fıkradan oluşmaktadır.

818 sayılı Borçlar Kanununun 53 üncü maddesinin “VIII. Ceza hukuku ile medenî hukuk

arasında münasebet” şeklindeki ibare, Tasarıda “D.Yargılama/I.Ceza hukuku ile ilişkisi” şeklinde değiştirilmiştir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 53 üncü maddesinde kullanılan “ceza mahkemesi” sözcükleri

yerine, Tasarının 73 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında “ceza hâkimi” sözcükleri kullanılmıştır.

Metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanununa göre bir hüküm değişikliği yoktur.”

352 Koçhisarlıoğlu, Cengiz/Erişgin, Özlem: “Yenİ Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nda 'Haksız

Fiiller”, Prof. Dr. Rona Serozan'a Armağan, C. II, İstanbul 2010, s.1269-1270

b. Haksız Fiil Kavramı aa. Tanım

Türk Borçlar Kanunu’nun 49’uncu maddesi uyarınca, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”353 Buna göre haksız fiil sorumluluğu, kendi kusuru ile bir başkasına zarar veren veya uyulması zorunlu bir hukuki görevin ihlali yüzünden başkasının zararına sebebiyet veren kişinin, doğan bu zararı tazmin yükümlülüğünü öngörmektedir354

.

bb. Unsurları aaa. Fiil

Borçlar hukuku bakımından yapma ve yapmama fiillerini kapsayan bir üst kavram olan “hukuka aykırı fiil” kavramı, gerek bir şey yapmayı ifade eden olumlu davranışı, gerekse de bir şey yapmama anlamındaki olumsuz davranışı içine almaktadır355

. Haksız fiil sorumluluğunun ilk şartı olarak hukuka aykırı fiil ise, zarara sebep olan fiilin “hukuka aykırı” bir nitelik taşıması olup bu durum kişilerin mal ve şahıs varlıklarını doğrudan doğruya veya dolaylı bir şekilde koruma amacı güden, yazılı ya da yazılı olmayan emredici davranış kurallarının ihlali anlamına gelmektedir. Görüldüğü üzere haksız fiil sorumluluğunun oluşabilmesi için, meydana gelen zararın failin yapma veya yapmama seklindeki olumlu veya olumsuz bir 353 Bu hüküm eski Borçlar Kanunu 41’inci maddenin karşılığı olup sadeleştirme haricinde esaslı bir

değişiklik getirmemiştir.

354 Gökcan, Hasan Tahsin:Haksız Fiil Hukuku ve Maddi Manevi Tazminat Davaları, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2009, s.32; Göğer, Erdoğan: “Haksız Fiilden Doğan Borçların Tabî Olduğu

Kanun”, AÜHFD, C.22, S.1, Y.1966, s.452; Kılıçoğlu, (Haksız Fiil), s.199; Atamer, Yeşim M.

: Haksiz Fiilden Doğan Sorumluluğun Sınırlandırılması, Beta Yayıncılık, İstanbul 1996, s.24; Utku, Hilal/Polat, Belit/Deniz, Seda: “Rekabet Hukukunda Haksız Fiil Sorumluluğu ve

Tazminat Davalarında Usul Sorunları”, Rekabet Dergisi , S.13, Y.2012, s.133-134; Erçin,

Ferhat: Ceza Mahkemesi Kararlarının Hukuk Mahkemesine Etkisi, DER Yayınları, İstanbul 2000, s.11

355 Kılıçoğlu, (Haksız Fiil), s.199; Oğuzman, M. Kemal/Öz, M. Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 10. Baskı, C.2, Filiz Kitabevi, İstanbul 2013, s.13; Tekinay, Selahattin Sulhi/Akman, Sermet/Burcuoğlu, Haluk/Altop Atilla: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Filiz Kitabevi, İstanbul 1993, s.475

fiilinden kaynaklanmış olması ve bunun ispat kuralları çerçevesinde hâkim tarafından tespit edilmesi gerekmektedir356

.

Yukarıda da belirtildiği üzere gerek eski BK’nın 53’üncü maddesinde ve gerek yeni TBK’nın 74’üncü maddesinde, haksız fiilin unsuru olan “hukuka aykırı fiil” kavramı bakımından bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte öğretide mevcut hükmün mefhumu muhalifinden ceza mahkemesinin hukuka aykırı fiilin gerçekleştiğine dair mahkûmiyet hükmünün hukuk hâkimini bağlayacağı ve hukuk hâkiminin mahkûmiyet kararına rağmen fiilden kaynaklanan tazminat davasında fiilin gerçekleşmediğine hükmedemeyeceği genel olarak kabul edilmektedir357

. Yargıtay da vermiş olduğu kararlarında, ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararının maddi olgular bakımından hukuk mahkemesini bağlayacağını belirtmiştir358

. Kanaatimizce mahkûmiyet kararında varılan bu kesin vicdani kanaate benzer nitelik taşıdığından ötürü hukuka aykırı fiilin hiç gerçekleşmediği ya da sanık tarafından işlenmediği tespitine dayalı olarak verilen beraat kararında da, bu maddi tespitlerin hukuk hâkimini bağlaması gerekir359.

356 Dişel, s.192

357 Aktan, Hamdi Yaver: “Medeni Hukuk-Ceza Hukuku (Hakimleri) İlişkisi”, AD, C.LXXX, S.2, Y.1989, s.34; Ansay, s.375; Bağatur, Ege: “Medeni Hukuk İle Ceza Hukuku Arasındaki İlişki

BK. 53. Maddenin İncelenmesi”, ABD, S.5, Y.1965, s.583; Belgesay,

(DelillerinDeğerlendirilmesi), s.150; Dişel, s.192; Doğanay, İsmail: “Hukuk Hakimi, Ceza

Mahkemesinin Hangi Nevi Kararları İle Bağlıdır?”, YD, S.2, Y.1975, s.29; Eren, Fikret:

Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Düzeltilmiş 12. Baskı, Beta Yayıncılık, İstanbul 2010, s.498; Kılıçoğlu, s.469; Kılıçoğlu, (Haksız Fiil), s.198; Kuru, C.V, s.5112; Kuru/Arslan/Yılmaz, s.685-686; Müderrisoğlu, Feridun: “Ceza Mahkemesi Kesin Hükmü İle Tespit Edilen Kusur

Derecesi Hukuk Hakimini Bağlar mı?”, AD, Şubat-Mart 1973, s.113; Oğuzman/Öz, s.80-81;

Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.349; Postacıoğlu, s.707; Selçuk, R. Nurettin: “Ceza Kararlarının

Hukuk Hakimine Etkisi”, ABD, S.5, Y.1975, s.720; Tandoğan, Haluk: Türk Mesuliyet Hukuku,

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul 1961, s.349; Tuğsavul, Muhsin: “BK.

53. Maddesi Üzerine Bir İnceleme”, AD, Y.1946, s.953; Tunçomağ, Kenan: Borçlar Hukuku

Genel Hükümler, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1972, s.520; Üstündağ, s.728-729; Yazar, Muammer: “Ceza Hukuku İle Medeni Hukuk Arasındaki İlişki”, YD, C.XII, S.3, Y.1986,s.255; Yıldırım, (Delillerin Değerlendirilmesi), s.222; Umar, Bilge: “Temyiz Mahkemesi İçtihatlarına

Göre Ceza Mahkemesi Kararının Hukuk Mahkemesine Tesiri”, İBD, C.XXXIII, Y.1949,

(1949), s.386

358 “…Kural olarak, 818 sayılı Borçlar Kanunu 53. madde gereği; ceza mahkemesinde verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de Hukuk Hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız olmayıp Ceza Mahkemesinin maddi vakıaların belirlenmesine ilişkin mahkumiyet kararı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olup taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıyacaktır…4. HD., 2011/12270 E., 2012/13946 K., 1. 10. 2012 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası)”

359 Kılıçoğlu, (Haksız Fiil), s.199-200; Bağatur, s.581; “…Hukuk hakimi, delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile bağlı olduğu gibi, o eylemin hukuka aykırılığını ve failini

Görüldüğü üzere tazminata esas hukuk davası ile ceza davasının kesişmesini sağlayan temel husus, “haksız fiilin” aynı zamanda suç teşkil etmesidir. Her iki mahkemenin yargılama usulleri ve maddi hukuk kuralları farklı olsa da hükme esas olan olay aynı olup; ortak amaç fiilin sanık veya davalı tarafından işlenip işlenmediğinin tespitidir. Dolayısıyla ceza mahkemesinin kesinleşen kararıyla sanığın atılı eylemi işlediği sabit olduktan sonra hukuk mahkemesinin tekrardan fiilin sübutu konusunda bir inceleme yapması usul ekonomisine aykırı olacağı gibi aynı fiil hakkında ceza ve hukuk mahkemesinde farklı kararların verilmesi hukuk mantığı ve yargılama birliği ilkesi ile de bağdaşmayacaktır360

.

bbb. Hukuka Aykırılık

Hukuka aykırılık haksız fiilin diğer bir kurucu unsurunu teşkil etmektedir. Hukuk mahkemesinin davalıyı haksız fiilden dolayı tazminata mahkûm edebilmesi, somut olayda gerçekleşen fiilin hukuka aykırı olmasına bağlıdır. Bu bağlamda öğretide “hukuka aykırılık” kavramı, hukuka uygunluk sebeplerinden birinin bulunmaması halinde, başkalarına zarar vermeyi yasaklayan ya da zararlı sonucu önlemek maksadıyla belirli bir davranışı emreden hukuk kurallarına aykırı davranış olarak tanımlanmıştır361

. Burada hukuka aykırı fiil ile ihlal edilen kural kamu hukuku veya özel hukuk kökenli bir davranış kuralı olabilir362

.

Bir davranış ceza kanunları tarafından suç olarak sayılmışsa, bu davranış özel hukuk açısından da hukuka aykırı sayılması gerekmektedir. Fakat bu sonuca ulaşabilmek için ceza kanunlarında düzenlenen suç kalıbının koruduğu menfaatin özel hukuk kişilerinin mal ve şahıs varlıklarını korumaya yönelik olması gerekmektedir. Mesela TCK’nın 125’inci maddesinde düzenlenmiş olan hakaret veya 86’ncı maddesinde düzenlenmiş olan kasten yaralama suçlarında, kişilerin şahıs ve mal varlıklarını koruma amacı güdüldüğünden, bu suçlara konu eylemler aynı belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleri ile bağlıdır…23. HD., 2012/2955 E., 2012/4240 K., 15. 6. 2012 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası)”

360 Belgesay, s.62; Dişel, s.193; Kılıçoğlu, s.468-469; Kılıçoğlu, (Haksız Fiil), s.201; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.50

361 Dişel, s.194; Eren, s.554; Kılıçoğlu, s.274; Oğuzman/Öz, s.14; Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, s.475

362 Artuk/Gökçen/Yenidünya, s.396-397; Dişel, s.194; Demirbaş, s.247; Eren, s.549; Kılıçoğlu, s.275; Oğuzman/Öz, s.14-15; Özgenç, s.282

zamanda hukuka aykırı fiil sayılmaktadır363. Bu bağlamda ceza kanunlarında düzenlenmiş olan eylemin gerçekleşmesi ile kural olarak hukuka aykırılık da gerçekleşmiş olur. Bilindiği üzere tipe uygunluk değerlendirilirken fiil sadece ceza hukuku yönünden bir değerlendirmeye tabi tutulurken hukuka aykırılık bakımından fiil tüm hukuk düzeni bakımından değerlendirmeye tabi tutulmakta ve fiilin işlenmesinin hukuka uygun olup olmadığı araştırılmaktadır364

. Bu nedenle bir fiilin hukuka aykırı kabul edilmesinin tüm hukuk düzeni açısından sonuç doğurduğu dile getirilmektedir365.

Ceza mahkemesinin vermiş olduğu mahkûmiyet kararının hukuk mahkemesinde görülmekte olan davada “hukuka aykırılık “unsuru bakımından etkili olup olmayacağı konusunda gerek eski BK’nın 53’üncü maddesi ve gerek ise yeni TBK'nın 74’üncü maddesinde bir düzenleme bulunmamaktadır. Öğretide ağırlıklı olarak kabul edilen görüşe göre ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararı, hukuk mahkemesini hukuka aykırılık açısından bağlayacaktır366

. Yargıtay367 da bu görüş doğrultusunda kararlar vermektedir368

. Buna karşılık olarak öğretide, Borçlar Kanunu’nun53’üncü maddesi ve yeni Borçlar Kanunu’nun 74’üncü maddesinde, sadece kusur ve zararın miktarından söz edilmesi nedeniyle, hukuk hâkiminin 363 Dişel, s.196; Eren, s.548; Kılıçoğlu, s.275-276; Oğuzman/Öz, s.15-16;

Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.478

364 Özbek/Kanbur/Bacaksız/Doğan/Tepe, s.256; Öztürk/Erdem, s.133; Koca/Üzülmez, s.238; Özgenç, s.282-283

365 Artuk/Gökçen/Yenidünya, s.397; Demirbaş, s.245; Dişel, s.197; Katoğlu, Tuğrul: Ceza Hukukunda Hukuka Aykırılık, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2003, s.36

366 Akcan, Recep: Hukuk ve Ceza Mahkemesi Kararlarının Birbirine Etkisi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1988,s.148; Aktan, s.32; Erişir, Evrim: “2005-2006 Yıllarına İlişkin Seçilmiş Yargıtay Kararları Değerlendirme

Notları Karar No: 4”, MİHDER, S.6, 2007/1, s.115; Kuru, C.V, s.5112; Kuru/Arslan/Yılmaz,

s.686; Müderrisoğlu, s.113; Tuğsavul, s.953; Üstündağ, s.729; Yazar, s.255

367 “…Dava dilekçesinde tazminatın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. BK. ' nun 53. maddesine göre hukuk hakimi, ceza hakiminin mahkumiyet kararına götüren olaylarla bağlıdır. Ceza mahkemesinde haksız fiil öğelerinden eylem, illiyet bağı, hukuka aykırılık yönleri saptanmış ise, bu durumların hukuk hakimini de bağlayacağı açıktır. Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek davalı hakkında verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesi beklenerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir…3. HD., 2011/14014 E., 2011/14639 K., 4. 10. 2011 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası)”

368 “…Hukuk hakimi, delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile bağlı olduğu gibi, o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleri ile bağlıdır…23. HD., 2012/2955 E., 2012/4240 K., 15. 6. 2012 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası)”

hukuka aykırılık yönünden ceza mahkemesi kuralları ile bağlı olmaması gerektiği de aksi görüş olarak dile getirilmektedir. Zira ceza hukukundaki hukuka aykırılık kavramı ile sorumluluk hukukundaki hukuka aykırılık kavramları birbirinden farklı olduğundan hukuk hâkiminin hukuka aykırılık yönünden serbestçe inceleme yapabilmesi gerektiği ileri sürülmektedir369

. Kanaatimizce ceza mahkemesinin hukuka aykırılık tespiti, hukuk hâkimini bağlamalıdır.

ccc. Kusur

Kusura dayanan haksız fiili sorumluluğunun kurucu unsurlarından biri olan “kusur” kavramı, hukuk düzeni tarafından tasvip edilmeyen veya uygun görülmeyen davranış biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle bir kimse kusurlu davranışıyla, başka bir ifadeyle hukukun kınadığı bir davranışla, bir kimseye zarar verirse, oluşturduğu bu zararı gidermekle yükümlüdür370

. Bu kapsamda maddi veya manevi tazminata hükmedilebilmesi için ispat yükü üzerine düşen tarafın bu vakıayı ispat etmesi; hâkiminde ispat kuralları çerçevesinde bu vakıanın somut olayda gerçekleştiğini tespit etmesi zorunludur371

.

Yeni TBK’nın 74’üncü maddesinde hukuk hâkiminin zarar verenin kusurunun olup olmadığı konusunda karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleri ile bağlı olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ilişkin kararının da hukuk hâkimini bağlamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Öğretide genel olarak hukuk mahkemesinin, ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararındaki kusurun derecesinin takdiri konusundaki tespiti ile bağlı olmadığı kabul edilmektedir372

. Burada hukuk hâkimi ceza mahkemesinin kusurun ağırlığı konusundaki tespitiyle bağlı olmamasına karşın eğer ceza mahkemesinden farklı bir sonuca ulaşır ise bunun gerekçesini kararında belirtmesi gerekmektedir. Bu

369 Eren, s.791-793

370 Eren, s.529; Benzer tanımlar için bkz. Kılıçoğlu, s.304; Oğuzman/Öz, s.526-527; Tandoğan, s.45; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.492; Tunçomağ, s.280

371 Dişel, s.198

372 Aktan, s.34; Ansay, s.375; Belgesay, (Delillerin Değerlendirilmesi), s.150; Dalamanlı, Lütfü/Kazancı Faruk/Kazancı, Muharrem: İlmi ve Kazai İçtihatlarla Açıklamalı Borçlar Kanunu, C.I, Kazancı Yayınları, İstanbul 1990, s.862; Dişel, s.198; Doğanay, s.23; Eren, s.793; Kılıçoğlu, s.470; Kılıçoğlu (Haksız Fiil), s.200; Kuru, C.V, s.5111; Kuru/Arslan/Yılmaz, s.686; Postacıoğlu, s.708; Selçuk, s.722; Umar, (1949), s.367; Üstündağ, s.725; Yazar, s.255

kamunun yargıya olan güvenin korunmasının bir gereği olduğu gibi, söz konusu Borçlar Kanunu’nun 74’üncü maddesinde öngörülen kuralın da doğal bir sonucudur373. Yargıtay vermiş olduğu kararlarında ağırlıklı olarak hukuk hâkiminin kusurun derecesinin tespiti bakımından ceza mahkemesinin vermiş olduğu mahkûmiyet kararındaki tespitle bağlı olmadığını belirtmektedir374. Ancak Yargıtay’ın kusur oranını tespit ederken ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararının 373 Dişel, s.198; Oğuzman/Öz, s.82-83; “…818 sayılı Borçlar Kanununun 53. maddesinde ise, hukuk mahkemesi hakiminin kusur belirlemesi yaparken ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ve ceza mahkemesinden verilen beraat kararı ile bağlı olmadığı, ceza mahkemesi kararının, kusurun takdiri ve zararın miktarının belirlenmesi konusunda dahi hukuk hakimini bağlamayacağı yönünde düzenleme yapılmış olup, anılan maddede hukuk hakiminin ceza kararında kesinleşen maddi olgularla bağlı olduğuna ilişkin herhangi bir açıklık bulunmamasına karşın, öğreti tarafından ve uygulayıcı konumundaki yargı makamlarınca “maddi olgularla bağlılık” ilkesi benimsenmiştir. Bunun temelinde hiç kuşkusuz mahkemelere güven duygusu bulunmaktadır.

Somut olayda, temyiz edilmeksizin kesinleşen ceza dosyasında davalı kusursuz olduğu anlaşıldığından beraat etmiş, işbu dosyada alınan kusur raporunda ise %100 kusurlu bulunarak sorumlu tutulmuş, bu haliyle aradaki çelişki giderilmeksizin karar verilmiştir.

Yapılacak değerlendirmede, halledilmesi gereken ilk sorun, yukarıda belirtilen maddi olgulara bağlılığın kapsamının ne olması gerekeceğidir. Başka bir anlatımla ceza mahkemesinin kesinleşen hükümlülük kararında, öncelikle maddi olguların saptanması, bu olgulara bağlı olarak suç teşkil eden bir fiilin yada kusurlu hareketin var olup olmadığı, varsa kusurun derecesi ve bunun sonucunda doğan zararın miktarının ne olduğu söz konusudur. Saptanacak maddi olgulara göre ceza mahkemesince kusurun varlığı kabul edildiğinde “bu kusurun” suç teşkil edip etmeyeceğinin taktirinin, Ceza Hukukunun mesuliyete ilişkin esas ve ilkeleriyle yapılabileceği ortadadır.

Diğer taraftan saptanacak her kusurlu hareketin hukuki yönden suç teşkil ettiği de söylenemez. Giderek, Ceza Hukuku yönünden suç teşkil etmeyen “kusur” halinin genel anlamda Medeni Hukuk yönünden sorumluluğu gerektirebileceği de açıktır. Bu nedenle; hukuk