• Sonuç bulunamadı

Bağlantı Halinde Mahkemelerin Bekletici Sorun Yoluna Başvurması

B. BAĞLANTILI DAVALAR ve BEKLETİCİ SORUN HALLERİNİN

1. Bağlantı Halinde Mahkemelerin Bekletici Sorun Yoluna Başvurması

Bekletici sorun kavramı ile ilgili öğretide farklı tanımlamalar bulunsa da399 , bir mahkemede devam etmekte olan bir dava hakkında bir karara varılabilmesi için çözümlenmesi gereken ön sorunun, başka bir mahkeme veya merci tarafından karara bağlanması gerektiğinde başvurulan müessese olarak tanımlanmaktadır400

. Yargıtay bekletici sorun kavramını vermiş olduğu kararlarda “…Aslında davayı inceleyen mahkemenin görevi içinde bulunmayan ve davayı kapsayan uyuşmazlığın çözülmesi yönünü sağlayan ön sorunun, görevli olan merci tarafından çözülmesine değin, mahkemenin esas uyuşmazlığı çözümlemesi için beklenmesi gereken mesele…” olarak tanımlamaktadır401

. Aynı şekilde Yargıtay bir başka kararında ise, “…Bir

davada hüküm verilebilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen

398 Dönmezer/Erman, C.I, s.339; Alacakaptan, s.14

399 Öğretide bekletici sorun kavramı, “Bir davanın esasına hükmedebilmek için başka bir makamda ve kural olarak başka bir yargı makamında çözülmesi gereken sorun” (Yılmaz, Ejder: Hukuk Sözlüğü, 5. Baskı, Yetkin Yayıncılık, Ankara 1996, s.125); “Bir dava esnasında taraflardan birinin dermeyan edip, rüyeti diğer bir makam veya mahkemeye ait bulunan ve davayı asliyenin hâlline tesirli olan meselelere, (Belgesay, (ŞERH), s.68); “Mahkeme vazifesi dışında kalan bir iddia muvacehesinde olduğuna ve bu iddia hâlledilmedikçe önünde görülmekte olan davayı bir karar raptedemeyeceğine göre mevzuubahis iddianın vazifesi merci tarafından hâllini beklemelidir. Yani mevzuubahis iddia derdest davaya nazaran bir meselei müstehire teşkil eder. (Postacıoğlu, s. 145); “Bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve bu davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için, mahkemenin görevi dışında kalması sebebiyle, görevli yargılama makamınca (veya idari makamlarca) çözümlenmesine değin beklenilmesi gereken sorunlar” (Pekcanıtez, Hakan: “Bekletici Sorun”, EÜHFD, C.1, S.1,Y.1980, (Bekletici Sorun), s.252); “Tetkiki başka bir mahkemenin vazifesine giren ve davanın hâlli onun hâlline bağlı olan bir meseledir” (Berkin, Necmettin M. : Medeni Usul Hukuku Esasları, İstanbul 1969, (Esaslar), s.74) gibideğişik şekillerde tanımlanmaktadır.

400 Alangoya/Yıldırım/Deren-Yıldırım, s.76; Dişel, s.209; Karslı, s.719; Kuru, C.III, s.3210; Kuru/Arslan/Yılmaz, s.472; Pekcanıtez, (Bekletici Mesele), s.252; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.356; Üstündağ, s.190-191; Sevinç Aydın, s.4

401 HGK., 2004/5-117 E., 2004/132 K., 3. 3. 2004 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası).

bağlı ise, mahkeme, o davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici sorun yapabilir. Görülmekte olan bir davanın sonuçlanmasının, başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için, iki dava arasında bağlantı bulunması, eşdeyişle biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olması gerekir…402.” demek suretiyle hangi şartlar altında bekletici sorun yoluna başvurulması gerektiği açıkça belirtilmiştir.

Bu kavram yeni HMK’nın 165’inci maddesinin gerekçesinde “Bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve bu davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için, mahkemenin görevi dışında kalması sebebiyle, görevli yargılama makamınca çözümlenmesine kadar beklenilmesi gereken sorunlara, bekletici sorun denir. “ şeklinde tanımlanmıştır. İlgili maddenin metninde idari makam kararlarının da beklenebileceği hüküm altına alınmışken madde metninin gerekçesinde yapılan tanımda idari makam kararlarından bahsedilmediği görülmektedir.

Bazı önemli durumlarda bekletici mesele yoluna başvurulmasının zorunlu olacağı kanun koyucu tarafından ilgili kanun hükümlerinde açıkça öngörülmüştür. Mesela, Anayasa’ya aykırılık iddiaları403 hakkında Anayasa Mahkemesi kararının404

402 HGK., 2004/5-117 E., 2004/132 K., 3. 3. 2004 T. ; “…Davacı, Bağ-Kur hizmetlerinin iptal edilmesi nedeniyle yaşlılık aylığı bağlanması için gereken şartları yitiren davalıya fuzulen ödenen yaşlılık aylığının her bir ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Bilahare iptal edilen Bağ-Kur hizmetlerinin geçerli olduğunun tespitine yönelik dosyasında açtığı ve sonucunun beklenmesini isteği davanın, hüküm ve sonuçları bakımından eldeki davayı etkileyecek nitelikte olduğu belirgin olup, bu yakın ilişki ve etkinin doğal sonucu olarak anılan davanın bekletici sorun yapılarak sonucunun beklenmesi gerekir…10. HD., 2008/3265 E., 2009/11193 K., 22. 6. 2009 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası)”

403 Bu noktada 1961 ve 1982 Anaysalarında yer alan hükümlerin birlikte ele alınmasında fayda vardır. 1961 Anyasasının 151’inci maddesinin dördüncü fıkrası, Anayasa Mahkemesinin işin kendisine gelişinden itibaren altı ay içinde Anayasaya aykırılık meselesini karara bağlayamaması durumunda, dava mahkemelerine bunu bir “ön sorun” olarak çözme yetkisini tanımakta idi. Bu durumda verilecek karar da sadece tarafları bağlayıcı (inter partes) nitelikte bir karar olacaktı. 1982 Anyasasının 152’nci maddesinin üçüncü fıkrası ile dava mahkemelerinin “ön sorun ile Anayasa aykırılığı giderebilme yetkileri” kaldırılmış bulunmaktadır. Anılan hüküm uyarınca; Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden itibaren beş ay içinde kararını veremezse, yürürlükteki kanun hükümleriuygulanır. Aynı mahkemenin hem dava mahkemesi olması, hem de Anayasaya aykırılık meselelerini çözebilma yetkisine sahip olması, usul hukukunda bekletici sorun değil ön sorun olarak ifade edilmektedir. Bu yönüyledava mahkemeleri, Anayasaya aykırılık iddialarını bekletici sorun yapmakve konuyu Anayasa Mahkemesine iletmek zorundadırlar. Anayasaya aykırılık meselelerini çözme yetkisinin yalnızca Anayasa Mahkemesine ait olduğunu belirleyen yeni düzenleme, mahkemeler arası içtihat farklılığınıönlemesi yönüyle önemli bir değişiklik olarak

(AY md.152) ya da hakem yargılaması sürecinde sahtecilik iddiası hakkında ceza mahkemesinin kararının bekleneceği mülga HUMK’un 528’inci maddesinde düzenlenmişti.405 Aynı şekilde görülen bir davada, bir kimsenin Türk vatandaşı olup olmadığı hakkında, İçişleri Bakanlığınca verilen karara karşı ilgililerce Danıştay’a başvurulması halinde, bakılmakta olan dava, karar verilene kadar durdurulur (TVK. md.41)406.

Hukuk mahkemeleri ile idare mahkemeleri arasında yargı yolu uyuşmazlığının çıkması halinde, Uyuşmazlık Mahkemesinin vereceği karara kadar davanın görülmesinin geri bırakılması gerekmektedir. Yine tahkim yargılaması esnasında ceza yargılamasına esas teşkil eden bir sahtelik hadisesinin ortaya çıkması halinde ceza mahkemesince bu konuda bir karar verilinceye kadar tahkikat ertelenir ve tahkim süreleri işlemez407

.

Bir konuda, içtihatların birleştirilmesine dair bir talepte bulunulması halinde, yerel mahkemenin bu başvuru sonucunu bekletici sorun kabul edip etmeyeceği konusu da önem arz etmektedir. Burada içtihatların birleştirilmesi talebinin derdest davalar üzerindeki etkileri söz konusudur. Bu noktada eğer, içtihatların birleştirilmesi talebi gündeme alınmış ise bu durumda kısa bir zaman sonra karar ·verilecektir. Verilen karar tüm adliye mahkemeleri ile Yargıtay daire ve kurullarını bağlayacaktır. Dolayısıyla mahkemenin bu sırada vereceği kararın içtihadı birleştirme kararına aykırı düşme olasılığı olduğuna göre, ilk derece mahkemesi, içtihatların birleştirilmesi görüşmelerini bekletici sorun olarak kabul edebilir. Yasal düzenlemelerde bu konuda bir açıklık bulunmamakla birlikte öğretide ağırlıklı olarak mahkemenin bunu bekletici mesele yapması gerektiği görüşü benimsenmektedir408. İçtihadı birleştirme kararının mahkemeleri bağlayacağından bu noktada muhtemel değerlendirilmektedir. (Tunç, Hasan: “1982 Anayasasının Türk Anayasa Yargısında İtiraz

Yoluna GetirdiğiYenilikler”, SHFD, C.1, S.1, Y.1988, s.108-109)

404 Karslı, s.720; Seçkin, A. Recai: “Hukuk Kurallarını Uygulamada Hukuk ve Ticaret

Mahkemelerinin Anayasaya Dayanan Kural Belirleme Yetkileri ve Geçerli Olmayan Tüzük Gibi İdarî Düzenleyici İşlemler Yerine Daha Üstün Olan Kuralı Uygulama Ödevleri”, İmran

Öktem’e Armağan, Ankara 1970,s.54 405 Dişel, s.209

406Güngör, Devrim/Okuyucu-Ergün, Güneş: “Ceza Muhakemesinde Bekletici Sorun Kararının

Dava Zamanaşımının Durmasına Etkisi”, TBBD, S.83, Y.2009, s.68-72

407 Karslı, s.72 408 Kuru, C.IV, s.3520

hak kayıplarının önlenmesi amacı ile mahkemenin bu konuyu bekletici sorun yapması gerektiği de ayrıca dile getirilmektedir. İçtihadı birleştirme kararı geriye yürümeyeceğinden, mahkemece verilen kararın kesinleşmesi halinde, içtihadı birleştirme kararına aykırı bir hüküm tesis edilmiş ve ülkede içtihat birliği geç sağlanmış olacaktır409

.

Bekletici sorun, yargılama hukukunun özellikle usul ekonomisi ve çelişik kararlara meydan verilmemesi açısından önemli ve uygulamada da sıkça başvurulan bir müessese olmasına rağmen410, davaların uzamasına neden olduğu da öğretide dile getirilmektedir411. Mülga HUMK’da bekletici sorun yapılmasının zorunlu olduğunu öngören birtakım özel düzenlemeler yer almasına karşın, “bekletici sorun” ayrı bir müessese olarak düzenlenmemişti. Buna karşın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165’inci maddesinde iki tür bekletici sorun düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere bekletici sorun yapılacak birinci durum, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya veya idarî makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkeme görülmekte olan davanın sonuçlanmasına ya da idarî makamın kararına kadar yargılamayı bekletir. Burada başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte olan bir davada verilecek karar ya da idarî makamın vereceği karar “bekletici sorun” yapılmaktadır412.

Maddedeki düzenleme uyarınca bekletici sorun yapılacak diğer durum ise, yine bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya makamın çözümüne bağlı olması durumudur. Ancak o dava henüz açılmamış ya da bu konuda idarî makama başvurulmamış ise hâkim ilgili tarafa, dava açması ya da idarî makama başvurması için süre vermekte ve eğer bu süre içinde başvurulmazsa, tarafın bu husustaki iddiasından vazgeçtiği kabul edilerek esas hakkında bir karar verilecektir. 409 Kuru, C.IV, s.3520; Coşkun, M. Kürşak: “İçtihatların Birleştirilmesi”, ABD, S.1, Y.2001,

s.109-111

410 Yılmaz, Ejder: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Yetkin Yayıncılık, Ankara 2002, (ŞERH), s. 927; Karslı, s.719

411 Karslı, s.719

412 Öğretide HMK’nın 165’inci maddesinde geçen “başka bir dava”kavramının eksik olduğu ve”başka bir derdest davaya” denmesi gerektiği dile getirilmektedir. Ortada derdest dava yoksa ancak o davanın açılması için süre verilmesi yoluna gidilir yoksa şimdiden, açılıp açılmayacağı belli olmayan o davadan çıkacak sonucun beklenmesine karar verilmeyeceği belirtilmektedir. (Umar, s. 102-103)

Ancak verilen süre içerisinde ilgili taraf gereken davayı açar ya da idarî makama başvurursa, asıl dava, açılan bu davanın sonuçlanmasına ya da idarî makamın kararına kadar ertelenecektir. Burada her iki hâlde de bekletici soruna karar veren mahkemenin, belirli aralıklarla duruşma yaparak diğer davanın veya idarî makamın kararının akıbetini araştırması, zaman kaybını önlemek bakımından önemlidir413.

Öğretide, yeni yasal düzenlemeye paralel olarak, bekletici sorun yapılacak davanın başka bir mahkemede derdest olması ve bu iki dava arasında bağlantı bulunması hallerinde, başka bir mahkemenin kararının bekletici sorun yapılabileceği belirtilmektedir414. Ayrıca uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin, bu uyuşmazlığın çözümü sırasında ortaya çıkan sorunları yetki ve göreve ilişkin hükümler gereği çözemediği ve bu sorunların yetkili ve görevli yargı organı tarafından çözümünü beklemek durumunda kaldığı hâllerde, bekletici sorunun varlığı söz konusu olduğu kabul edilmektedir415

.

413 Madde Gerekçesi: “ Bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve bu davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için, mahkemenin görevi dışında kalması sebebiyle, görevli yargılama makamınca çözümlenmesine kadar beklenilmesi gereken sorunlara, bekletici sorun denir. 1086 sayılı Kanunda bekletici soruna ilişkin bir hüküm yer almamakta iken, bu maddede iki tür bekletici sorun düzenlenmiştir.

Birinci hâl, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya veya idarî makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkeme görülmekte olan davanın sonuçlanmasına ya da idarî makamın kararına kadar yargılamayı bekletir. Burada beklenen sorun, bir mahkemede açılmış ve görülmekte olan bir dava ya da idarî makamın kararıdır. İkinci hâl ise yine bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya makamın çözümüne bağlı, fakat o dava henüz açılmamış ya da idarî makama başvurulmamış ise hâkim ilgili tarafa, dava açması ya da idarî makama başvurması için süre verecektir. Bu süre içinde başvurulmazsa, tarafın bu husustaki iddiasından vazgeçtiği varsayılarak esas hakkında bir karar verilecektir. Buna karşılık süresi içinde dava açılır ya da idarî makama başvurulursa, bu davanın sonuçlanmasına ya da idarî makamın kararına kadar asıl dava ertelenecektir. Ancak her iki hâlde de bekletici soruna karar veren mahkemenin, zaman zaman duruşma yaparak diğer davanın veya idarî makamın kararının akıbetini araştırması, zaman kaybını önlemek bakımından önemlidir” (Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/574) http://www. tbmm. gov. tr/sirasayi/donem23/yil01/ss393. pdf, İET:15. 11. 2012)

414 Erişir, s.115; Kuru, C.III, s.3225; Kuru/Arslan/Yılmaz, s.472-473; Pekcanıtez,(Bekletici Mesele), s.270; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s.357; Üstündağ, s. 192; Karslı, s.719

415 Pekcanıtez, (Bekletici Sorun), s.250

b. Bekletici Sorun Kavramının Ön Sorun Kavramı İle Karşılaştırılması aa. Genel Olarak

Usul sorunundan ibaret küçük davaları416ifade eden ön sorun kavramı, “Mahkemenin teşekkülüne, muhakemenin istikametine, onun sükûtuna, talikine, hulâsa usulü muhakemenin yürüyüşüne müteallik olan bütün iddia ve talepler” olarak tanımlanmaktadır417

. Ön sorun kavramı “hadise” olarak da adlandırılmaktadır. Görüldüğü üzere, bir davaya devam edilebilmesi ve o davanın netice-i talebi hakkında karar verilebilmesi için öncelikle çözülmesi gereken sorunlar, ön sorundur418. Ön sorunlar ayrı birer dava olmayıp asıl dava üzerine açılmış olan küçük davacıklar niteliğindedir419. Yürürlükten kaldırılan HUMK’un 222’nci maddesinde de, ön sorunların, görülmekte olan bir davaya ilişkin olup davanın incelenip karara bağlanmasından önce aydınlanması gereken sorunlar olduğu belirtilmiştir420

. Yeni HMK’nın 163’üncü maddesi “hadise” kavramı yerine “ön sorun” kavramını kullanmış ve yargılama sırasında, davaya ilişkin bir ön sorunun ortaya çıkması halinde, ilgili tarafın, bunu dilekçe vermek suretiyle yahut duruşma sırasında sözlü olarak ileri sürebileceği belirtilmiştir421

.

Genel anlamda ön sorun kavramı bir davadaki asıl uyuşmazlık hakkında karar verilebilmesi için dava sırasında usule ve davanın esasına ilişkin olarak ortaya çıkan ve daha önce çözümlenmesi gereken tüm sorunları ifade etmektedir. Dar anlamda ön sorun kavramı ise asıl uyuşmazlığın çözümünü engelleyen ve asıl uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin başka bir mahkeme kararına gerek duymaksızın

416 Pekcanıtez, (Bekletici Sorun), s.252 417 Belgesay, (ŞERH), s.464

418 Karslı, s.717; Kuru/Arslan/Yılmaz, s.470 419 Kuru/Arslan/Yılmaz, s.470

420 Kuru, Usul, C. VI, s.3201

421 Karslı, s.717; “…Kanunda defi, davalının yerine getirmesi gereken bir edimi, özel bir sebeple yerine getirmekten kaçınması imkânı veren bir hak olarak tarif edilmiştir. Zamanaşımı savunması bir defidir. Süresinde usulüne uygun şekilde dermeyan edildiğinde mahkemece davanın esası hakkında inceleme yapmadan evvel, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 163 ve devamı maddeleri gereğince önsorun biçiminde incelenir ve karara bağlanır; zamanaşımının gerçekleştiği sonucuna varılırsa dava salt bu sebeple reddedilir. İşin esası incelenemez…4. HD., 2010/9428 E., 2011/11615 K., 3. 11. 2011 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası)”

çözebildiği sorunları ifade etmektedir422

. Ön sorun ilk derece mahkemesinde ortaya çıkabileceği gibi temyiz aşamasında da ortaya çıkabilir. Davanın esasına ilişkin kanun yolu incelemesine geçilmeden önce çözülmesi gereken ön sorunlar olabilir. Bu konuda Yargıtay Kanunu ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nde nelerin ön sorun kabul edileceği konusunda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, ön inceleme kapsamında değerlendirilen (Bkz. YK md.44/2, YİY md.18, 31) görev ve iş bölümüne, itiraz edilebilirliğe, itiraz süresine, itiraz koşullarına ve diğer usul eksiklerine ilişkin konular, “ön sorun” kapsamında çözümlenmesi gereken konulardır423.

Dar anlamda ön sorunla karşılaşılması halinde, ön sorun asıl mahkemenin bakmakta olduğu başka bir davaya konu edilmiş ise mahkeme her iki dosyanın birleştirilmesine karar vererek davalardan birini ön sorun olarak kabul ederek öncelikle ön sorunu çözme yoluna gidebilir. Diğer taraftan eğer ön sorun hakkında başka bir dava yoksa ve mahkeme bu ön sorunu çözme görev ve yetkisinin kendisinde olduğu kanaatindeyse davaya kaldığı yerden devam edebilmesi için önce bu ön sorunu çözmesi gerekmektedir. Böyle bir durumda uyuşmazlığı çözmekte olan mahkemenin ön sorunu da çözme yetkisi ve görevi bulunduğu için bu ön sorun, dar anlamda ön sorundur. Ortaya çıkan dar anlamda ön sorun, usule ilişkin bir sorun ise 422 Kuru, C. VI, s.3207-3210; Pekcanıtez, (Bekletici Sorun), s.253; “…Yargılama sırasında davalılar vekili davacı ile sulh sözleşmesi yaptıklarını bildirerek, “Sulh Protokolü” başlıklı belgeyi ve buna dayalı olarak düzenlenen feragat dilekçesini mahkemeye ibraz etmiştir. Davacı vekili tarafından dilekçede de, sulh sözleşmesinin ve buna dayalı olarak düzenlenen feragat dilekçesinin müvekkili davacının gerçek iradesini yansıtmadığı, sulh konusunda aldatıldığı, yanıltıldığı, edimler arasında fahiş fark olduğu ileri sürülmüştür. Davanın devamı sırasında dayanılan bir belge ya da sözleşmenin geçersizliği her zaman ileri sürülebileceğine ve davacı taraf da dilekçesinde hem hata hem de hile iddiasını ileri sürdüğüne göre artık davacı yönünden iddianın genişletilmesinden bahsedilemez. Mahkemece yapılacak iş; hile iddiasını da ön sorun (hadise) olarak ele alıp, eldeki dava içinde çözümlemek olmalıdır…HGK., 2012/1-1 E., 2012/236 K., 21. 3. 2012 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası)”

423 Çınar, Ali Rıza: “Ceza Yargılamasında Olaganüstü Yasayolu Olarak Yargıtay Cumhuriyet

Başsavcısının İtirazı”, Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer Armağanı, C.I, Ankara 2008, (Armağan),

s.652; Gerek Yargıtay Yargıtay Kanunu gerekse Yargıtay İç Yönetmeliğinde “işin esasına geçilmeden önce”, ön incelemenin yanı sıra ön sorunun çözümlenmesinden söz edilmektedir. Gerçekten Yönetmeliğin “Hukuk ve Ceza Genel Kurullarında Ön Sorun” kenar başlıklı 27’nci maddesinde “Genel kurullarda işin esasına girmeden önce, konu ile ilgili olarak çözülmesi gereken bir ön sorun ortaya çıkarsa ilkin o yönden görüşme ve oylama yapılır. Oylama sonucu ön sorun karara bağlandığı takdirde, gerekiyorsa işin esasına geçilerek görüşmesi yapılır ve oylanır. “ Hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere işin esasına geçilmeden önce bir ön sorunun ortaya çıkması halinde öncelikle bu görüşülecek ve burada ulaşılacak sonuca göre asıl sorununlu yuşmazlığın incelenmesine geçilecektir. (Arslan, Çetin: “Yargıtay Cumhuriyet

Başsavcılığı İtirazı (CMK md. 308)”, CHD, S.5, Y.2007, (CMK md. 308), s.147)

ve çözümü için asıl uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin usule ilişkin bir karar vermesini gerektiriyorsa burada hadisenin olduğu anlaşılır424

.

Mahkeme, ön sorunun çözümünün başka bir mahkemenin görev alanına girdiğini ve kendisinin bu konuda karar veremeyeceği kanaatine varması halinde ortaya “bekletici sorun” çıkmaktadır. Yine ön sorun hakkında başka bir mahkemede görülmekte olan bir dava varsa ve bu dava ile mahkemenin elindeki davanın birleştirilmesi olanağı da ortadan kalkmışsa bekletici sorunun varlığından söz edilir425. Ancak ön sorun olarak incelenecek olan husus aynı mahkemede açılmış olan bir davaya konu edilmiş ise, davalar arasında bağlantı bulunduğundan mahkeme iki davanın birleştirilmesine karar verebilir ve davalardan birini diğerinden önce inceleyip karara bağlayabilir426

. Mesela senedin sahteliğine ilişkin dava ile o senedin delil olarak gösterildiği dava aynı mahkemede görülüyorsa mahkeme bu iki davanın birleştirilmesine karar verebilir ve öncelikle sahtecilik davasını karara bağlayabilir. Fakat burada bir zorunluluk bulunmamaktadır. Yine bir davada ön sorun olarak ileri sürülen bir husus bir başka hukuk mahkemesinde ayrı bir dava konusu yapılmış ve ilk itiraz neticesinde davaların birleştirilmesine karar verilmesi halinde de mahkeme benzer şekilde hareket edecektir427

.

Diğer taraftan kesin hükme bağlanmış bir davanın konusu başka bir davada ön sorun oluşturuyorsa, bu ikinci davayı inceleyen mahkemece farklı bir karar verilemez. Bu konuda ilk davada benimsenen şekilde sorunun çözümü ile hüküm verilmelidir428.

424 Sevinç Aydın, Buket: Bekletici Sorun, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yuksek Lisans Tezi, Konya 2012,s. 8

425 Kuru, C.VI, s.3210

426 “…Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Taraf ve sebep birliği yanında müşterek ön sorun ya da sorunların varlığı halinde delillerin dağılmaması ve hükme esas alınacak tesbitlerde birlik sağlanması bakımından aslolan davaların birlikte incelenip sonuçlandırılması olduğu söz götürmez. Öte yandan müşterek ön sorun ya da sorunların ayrı ayrı incelenmesi ya da bu konulardan birinde yapılacak incelemenin diğerine bekletici ön sorun sayılması daha çok emek, zaman ve gider kaybına yol açacağından usul ekonomisine de uygun düşmez. Açıklanan bu ilke ve esaslar karşısında davaların birlikte incelenerek sonuçlandırılması gerekir…21. HD., 2005/1226 E., 2005/3605 K., 11. 4. 2005 T. (Kazancı İçtihat-Bilişim Bilgi Bankası)”

427 Karslı, s.718

428 “…Somut uyuşmazlıkta; bu davanın taraflarının yer aldığı kesinleşen tesbit davasında; anılan davalı şirketin iş kazasına konu sigorta olayı ile ilgisinin, bu kapsamda olmak üzere, zararlı sigorta olayının oluşumunda işverenlik sıfatının bulunmadığı belirlenmiştir.