• Sonuç bulunamadı

C- YARGI ORGANINDA GÖREVLĠ OLANLARIN HUKUKĠ

1- Hakimler

Hakimlik mesleği Anayasa'nın 140. maddesinde düzenlenmiĢtir. Buna göre hakimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler. Görevle ilgili koĢulların kanunla düzenleneceği belirtilmiĢtir. Anayasa'ya göre hakimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden baĢka, resmi ve özel hiçbir görev alamazlar. Buna göre hakimlerin görev alanı sadece yargısal olup Devlet erkleri arasında yargı içinde yer alırlar. Dolayısıyla hukuki sorumluluk halleri de buna göre belirlenmelidir. Nitekim, Anayasada kamu görevlilerinin, memurların ve idarenin sorumluluğu düzenlendiği halde ayrıca hakimlerin sorumluluk hali düzenlenmemiĢtir. Bunun yanında, Anayasa‟da hakimlerin fiillerinden dolayı Devletin sorumluluğunu doğrudan düzenleyen bir hüküm de yoktur.

43 GÜNDAY, age, s.560.

44 GĠRĠTLĠ Ġsmet, BĠLGEN Pertev, AKGÜNER Tayfun, Ġdare Hukuku, Der Yayınları, Ġstanbul 2006, s.664.

Yargı iĢlevinin gereği olan faaliyetinden dolayı Devletin aksine bir kanun hükmü bulunmadıkça sorumlu tutulamayacağı kabul edilmektedir45. Yargıtay'a göre, hakimler görevlerinde bağımsız olduklarından ve yargı yetkisinin kullanılmasında hiçbir organ, makam, merci ve kiĢi kendilerine emir ve talimat veremeyeceğinden, tavsiye ve telkinde bulunamayacağından, hakimlerin vermiĢ oldukları kararlardan dolayı BK'nun 55. maddesi gereğince Devlet aleyhine istihdam eden sıfatıyla tazminat davası açılamayacağı gibi, Anayasa md.129/5'e dayanılarak dahi idare aleyhine doğrudan doğruya bir tazminat davası açılamaz46. Bu arada Anayasanın 140. maddesi uyarınca hakimlerin yargısal kimliği yanında idari kimliğinin de bulunduğunu, bu sebeple sorumluluk durumunun iki halde farklılık arzettiğini belirtmek gerekir. Nitekim AY‟ın 140/6. maddesine göre, hakimler ve savcılar idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığı'na bağlıdır. Hal böyle olunca da, hakimlerin idari görev icra ederken sebep oldukları zararlarda dava diğer kamu görevlileri gibi önce idare aleyhine (Adalet Bakanlığına) açılır ve idarece hakimlere rücu edilir.

BaĢka bir ifade ile, yukarıda ifade ettiğimiz yürütme organı içinde yer alan kamu görevlilerinin sorumluluğu için geçerli olan Anayasanın 129/5. maddesi burada da geçerlidir.

Bunun yanında 6100 Sayılı Kanun çıkıncaya kadar hakimlerin Ģahsi fiilleri sebebiyle, verdikleri zararlardan dolayı Borçlar Kanunu'nun 41. maddesine göre sorumlu olmalarına engel bir hal bulunmamakta idi. Yine bu dönemde hakimlerin yargısal görevleri sırasında meydana gelen zararlardan sorumluluk halleri ve Ģekli ise esas çalıĢma konumuz olan HUMK'da özel olarak düzenlenmiĢ idi.

Ancak, 6100 ve 6110 Sayılı Kanunlar ile, hakimlerin yargısal görevleri nedeniyle meydana gelen zararlardan dolayı ancak Devlet aleyhine dava açılabileceği hükmü düzenlenmiĢtir. Böylece 1086 Sayılı Kanundaki düzenlemedeki en önemli değiĢiklik, hakimin Ģahsi sorumluluğunun Devletin sorumluluğuna dönüĢtürülmesi olmuĢtur. Yine 6110 Sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca da, artık hakimlerin Ģahsı aleyhine, kiĢisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da

45 GÖZÜBÜYÜK, TAN, age, s.867.

46 GÖZÜBÜYÜK, TAN, age, s.868.

olsa dava yolunun kapatılması bir baĢka önemli değiĢikliktir. Buna göre biz incelememizi 80 yıllık HUMK uygulamasını da değerlendirerek ele alacağız.

Bu bağlamda, hakimlerin sorumluluğunun diğer kamu görevlilerinden farklı olarak, mesleki faaliyet sebebiyle özel hükümlere tâbi olduğunu vurgulamak gerekir.

Hakimler 2802 Sayılı Kanunda görev alanları net olarak belirlendiği üzere, Adli ve Ġdari Yargı hakimleri ve ayrıca kendi yasalarında görev alanları belirlenen askeri hakimlerden oluĢmaktadır. Hakimlerin görev alanları değiĢse de, hukuki sorumluluk yönünden genel olarak aynı ilkelere tâbidirler. Özellikle de esas çalıĢma konumuz olan ve HUMK'da düzenlenen “hukuki sorumluluk” hükümlerinde “hakim”lerden sözedilmekte olup, yasal olarak “hakim” sıfatını taĢıyan tüm kamu görevlileri bu hükümlere tâbidir. Bu çerçevede durumu muğlak olan ise yüksek mahkeme mensuplarıdır.

Ġleride ayrıntılı olarak ele alacağımız tek farklılık ise; sorumluluk sebebiyle yargılamayı yapacak mahkeme yönündendir. Çünkü HUMK'da görevli-yetkili mahkeme belirlenirken Adli Yargı teĢkilat Ģeması esas alınmıĢ olup, diğer yargı koluna mensup (idari) hakimler yönünden bu husus belirsiz ve tartıĢmalı bırakılmıĢtır. Yasada sadece “hakimler”den söz edildiği için yasal olarak “hakim”

sıfatı taĢıyan herkes için bu kararlar geçerlidir. Aksi bir görüĢe göre, ĠYUK ve DanıĢtay Kanunu'na göre HUMK'nun 573 vd. maddelerine atıf olmadığı için kıyasen bu madde hükümlerinin idari yargı mensuplarına uygulanma olanağı olmadığı, bu nedenle müstakilen sorumluluğa giden ve HUMK 573 vd. maddelerinde düzenlenen tazminat davasının idari yargı mensupları hakkında uygulama alanı bulmadığı, bu davaları çözümlemeye görevli ve yetkili bir mahkemenin bulunmadığı belirtilmiĢtir.

Ancak ĠYUK tarafından HUMK'na yapılmıĢ bir atıf bulunmamasına rağmen, bu görüĢün temel gerekçesinin aksine, ilk derece idari yargı hakimleri için açılan tazminat davalarında Yargıtay kendisini görevli saymaktadır47. Belgesay, “Kanun koyucu, hakimin görevini tarafsızlık ve iç huzuru ile yerine getirebilmesi için, onun sorumluluğunu özel bir şekilde düzenlediğinden, ismi ne olursa olsun, doğrudan

47 DERE Ahmet, Davadan Feragat, SÜSBE, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2007, s.72, YayımlanmamıĢtır.

doğruya sürekli veya geçici olarak yargısal bir görev yapan her kişi hakkında bu özel hükümlerin uygulanması gerekir” görüĢünü ileri sürerek hukuki sorumluluk sisteminin sıfatı hakim olmasa da yargısal görev yapan herkesi kapsadığını ifade etmektedir48.

Doktrinde hakimlerin hukuki sorumluluğunun olması veya olmaması gerektiği yönünde görüĢler mevcut olup, bu husus ileride ayrı bir baĢlık altında incelenecektir. Bu aĢamada hukuk sistemimizdeki mevcut durum özet olarak belirlenecek olursa;pozitif hukukumuz hakimlerin hukuki sorumluluğunu düzenlemiĢtir. Sorumluluğun sebebini Günay Ģu Ģekilde ifade etmektedir:

“Kanaatimizce hakimlerin hukuki sorumluluğunun kaynağı şudur, hakimler de netice olarak birer insan olmaları itibariyle, bazı nedenlerle hatalı (kusurlu) hareket edebilirler. Yasakoyucu hakimlerin bu kusurlu davranışları, kasıtlı ve ağır ihmalden doğan zararlarını gidermek amacıyla HUMK'nun 573. maddesinde sınırlı olarak hukuki sorumluluğu gerektiren durumları saymıştır. Esasen hakimin kusurunun bulunmadığı ahvalde sorumluluğu söz konusu değildir.”49

Bir Yargıtay kararında, hakimlerin hukuki sorumluluğunun üç Ģekilde tezahür edebileceği belirtilmiĢtir. Buna göre: 1-Hakimlerin idari faaliyetlerinden doğan zarar için hizmet kusuruna dayanarak Adalet Bakanlığı'na karĢı açılabilir. 2- KiĢisel kusura dayanması durumunda ise, hakime karĢı haksız eylem hükümlerine (BK 41 vd) göre adliye (hukuk) mahkemelerinde tazminat davası açılabilir. 3- Hakimlerin hakimlik görevini yaparken “yargısal faaliyetleri” nedeniyle vermiĢ oldukları zarar için HUMK'nun 573. maddesinde sayılan hallerde 573-576 hükümlerine gör hakime karĢı tazminat davası açılabilir50.

Nitekim bu belirsizlik 6100 ve 6110 Sayılı Kanunlarla giderilmiĢtir.

Hakimler, ilk derece, istinaf ve yüksek yargı hakimleri olarak ele alınıp ilk iki grup

48 BELGESAY Emcet, “Türk Hukukunda Hakimin Hukuki Mesuliyeti”, Aktaran: Tercan Erdal,.

“Hakimlerin Hukuki Sorumluluğuna ĠliĢkin Hükümlerin (HUMK 573-576) Hakim Kavramı Açısından Uygulaması,” AÜHFD, 1995, Cilt 44, Sy.1-4, s.238.

49 GÜNAY ERHAN, Yargısal Görevlerinden Dolayı Hakimlerin “Tazminat” Sorumluluğu ile Hakimlere Cumhuriyet Savcılarına ve Avukatlara KarĢı ĠĢlenen Hakaret Suçları, Seçkin Yayınları, Ankara 2000, s.18.

50 Yargıtay 4HD, 24/12/1996, 5036/12614, Aktaran: GÜNAY, Yargısal..., s.18.

için Yargıtay ilgili hukuk dairesi, yüksek mahkeme baĢkan ve üyeleri ile onlarla aynı konumda olanlarla ilgili davalarda ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu yetkili ve görevli kılınmıĢtır. Yine yukarıda anılan Yargıtay kararında belirtilen sorumluluğun tezahür Ģekillerinin de 6100 ve 6110 Sayılı Kanunlar karĢısında çok anlamı kalmamıĢtır. Çünkü, artık hem dava sadece Devlet aleyhine açılabilecek hem de kiĢisel kusur ve haksız fiil de dahil baĢka hiçbir sebeple hakim aleyhine tazminat davası açılamayacaktır.