• Sonuç bulunamadı

Disiplin sorumluluğu, hakimin disiplin cezasını gerektiren bir fiilinden dolayı idare hukuku esaslarına göre bir disiplin cezasına mahkum edilebilmesidir93. Hakimler, netice olarak bir kamu görevlisi olup, elbette yaptıkları görevin uyulması gereken kuralları vardır. Bu kuralların varolma sebebi; hakimleri baĢka kiĢi veya kurumların denetimi altına almak olmayıp, yine hakimlik mesleğinin en iyi Ģekilde icra edilmesini sağlamaya dönüktür. Bağımsızlık yargısal faaliyet ve karar neticesiyle ilgili olup, bağımsızlığın keyfiliğe dönüĢmemesi için önceden belirlenen meslek kurallarına uygun davranmak gerekir. Aksi takdirde, her hakimin kendi doğrularına göre meslek icrası sözkonusu olur. Bu da hakimlik mesleğinde bir belirsizlik hatta güvensizlik yaratır. Bunu önlemek için, hakimler için özel yasalarında, uyulması gereken meslek kuralları ve bunların ihlali halinde uygulanacak disiplin cezaları belirlenmiĢtir.

Hakimlerin disiplin sorumluluğunun Anayasal temeli AY'nın 140. ve 144.

maddeleridir. Hakimlerin hangi disiplin suçlarından dolayı, hangi disiplin cezalarının nasıl verileceği HSK‟nın 62-81.md.lerinde ayrıntılı biçimde düzenlenmiĢtir. Ancak, hakimler hakkında disiplin soruĢturması yapılması ve onlara disiplin cezası verilmesi HSYK'na aittir94. Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 62. maddesine göre hakimlere;

sıfat ve görevleri gereklerine uymayan hal ve hareketlerinin tespit edilmesi üzerine

91 DEMĠRKOL Ferman, Yargı Bağımsızlığı, Kazancı Hukuk Yayınları, Ġstanbul 1991, s.135.

92 ÖNEN Ergun, Medeni Yargılama Hukuku, Sevinç Matbaası, Ankara 1979, s.16.

93 DERE, agm, s.71.

94 KURU, ARSLAN, YILMAZ, age, s.98.

durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca öngörülen disiplin cezalarından biri verilir. Bunlar, uyarma, aylıktan kesme, kınama, kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiĢtirme, meslekten çıkarma cezalarıdır95. Bu ceza türlerinin nitelikleri kısaca belirtilecek olursa:96

* Uyarma cezası; hakim ve savcının görevde daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile kendisine bildirilmesidir. Bu ceza disiplin açısından çok ağır netice doğurmamakla beraber kamu hizmetinin iĢleyiĢi açısından daha dikkatli davranmayı gerektiren fiillerin iĢlenmesi halinde uygulanır.

* Aylıktan kesme cezası; izinsiz veya kabul edilir mazereti olmaksızın göreve (bir veya iki gün) gelmeyenlerin aylıklarından her gün için bir günlüğünün kesilmesidir.

* Kınama; belli bir eylem veya davranıĢın kusurlu sayıldığının yasayla ilgiliye bildirilmesidir.

* Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası; ilgilinin bulunduğu kademede ilerlemesinin bir yıl süreyle durdurulmasıdır.

* Derece yükselmesinin durdurulması; ilgilinin bir üst dereceye yükselmesinin iki yıl süre ile durdurulmasıdır.

* Yer değiĢtirme cezası; bulunulan bölgenin en az bir derece altındaki bir bölgeye o bölgedeki asgari hizmet süresi kadar kalmak üzere atanmak suretiyle görev yerinin değiĢtirilmesidir.

* Meslekten çıkarma cezası, bir daha mesleğe alınmamak üzere göreve son verilmesidir. Bu cezayı gerektiren haller Ģikayet edilenin meslekte kalmasını engelleyen boyutlara varmıĢ ve tek çözüm olarak ilgilinin meslekten çıkarılması gerekmiĢtir.

95 KIRMAZ Birol, Hakimlerin Denetimi ve Yargı Bağımsızlığı, Adalet Yayınevi, Ankara 2009, s.282.

96 KIRMAZ, age, s.297-298-299-300; ÖZEN, age, s.163.

Bir disiplin cezası olmamakla birlikte tedbir niteliğinde olan ve tüm kamu görevlileri için uygulanan görevden uzaklaĢtırma müeyyidesini de belirtmek gerekir.

Buna göre hakim (veya kamu görevlisi) soruĢturmanın selameti ve delillerin karartılmasının önlenmesi için bir süre veya soruĢturma sonuçlanıncaya kadar görevden uzaklaĢtırılır. Bu zaman zarfında, göreviyle ilgili hiçbir yetki kullanamadığı gibi aylık ve ödeneklerinin üçte ikisini alır. Siciline etki eden bir ceza almamakla birlikte doğurduğu netice ve itibar kaybı anlamında bu müeyyidenin de ağır bir ceza olduğunu söylemek lazım. Hatta doğurduğu netice yüzünden yukarıdaki cezaların ilk beĢinden daha ağırdır. Bu ilk beĢ ceza büyük oranda dıĢarıdan veya meslek camiası tarafından bilinmez ve itibar kaybı alenileĢmez. Ancak görevden uzaklaĢtırma aleni olduğu için, soruĢturma sonrasında aklansa bile itibar kaybının telafisi olanaksızdır.

Hakimlerin gerek birinci sınıfa ayrılmalarında, gerekse yüksek mahkemelere seçilmelerinde disiplin cezaları büyük önem taĢımaktadır. Gerçekten bir uyarma veya kınama cezası dahi hakimin mesleki geleceğinde etken olabilmektedir. 2802 Sayılı Kanun hükümlerine tâbi olan adli yargı hakimleri; ceza mahkemesi hakimleri, hukuk mahkemesi hakimleri ve Yargıtay bünyesinde görev yapan tetkik hakimleri ile Adalet Bakanlığı merkez kuruluĢunda idari görevlerde bulunan hakimlerdir (HSK‟nın 3/a-1.md.leri) Ġdari yargı hakimi kategorisine ise; Vergi Mahkemesi, Ġdare Mahkemesi ve Bölge Ġdare Mahkemesi hakimleri ile DanıĢtay tetkik hakimleri ve idari yargıda bulunan ve fakat Adalet Bakanlığı merkez kuruluĢunda idari görevlerde görev yapan hakimler dahildir (HSK „nın 3/a-2md.leri).97

Bu cezaların tümüne karĢı yakın zamana kadar yargı yoluna baĢvurulamamakta idi. Ancak 07/05/2010 gün ve 5982 Sayılı Kanun ile Anayasada yapılan değiĢiklik ile meslekten çıkarma cezasına karĢı yargı yoluna baĢvurma hakkı getirilmiĢtir. Yine Anayasanın 144. maddesi uyarınca, hakimler hakkında disiplin cezası dayanağı olan inceleme ve soruĢturma Adalet Bakanlığı'nın izni ile adalet müfettiĢlerince yapılır. Bakanlık soruĢturma ve incelemeyi ilgili hakimden daha kıdemli bir hakim eliyle de yaptırabilir. Nitekim uygulamada incelemeler ve basit

97 ÖZEN, age, s.163.

soruĢturmalar, Adalet Komisyonu BaĢkanları, Bölge Ġdare Mahkemesi BaĢkanları ve BaĢsavcılar tarafından yapılmaktadır. Adalet müfettiĢlerinin Adalet Bakanlığı'na bağlı olması, yargı bağımsızlığı yönünden dile getirilen eleĢtirilerin baĢında gelmekte idi. 5982 Sayılı Anayasa değiĢikliğine iliĢkin kanun ile, bu duruma son verilmiĢ ve Adalet müfettiĢleri HSYK'na bağlanmıĢtır. Disiplin cezalarından sadece meslekten çıkarma cezasına yargı yolunun açılıp diğer cezaların yargı denetimi dıĢında bırakılması, olumlu fakat eksik bir iyileĢtirmedir.

Son olarak, hakimlerin verdiği kararlardan hoĢnut olmayan veya bir soruĢturma tehdidi ile hakimleri etki altında bırakmak amacıyla dilekçe veren kiĢilerin Ģikayetleri kapsamında baĢlatılan incelemeler hakimleri tedirgin etmekte ve onların karar verme hürriyetlerini, üzerinde baskı yaratarak çalıĢma Ģevk ve arzularını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Nitekim bu konuda istatistiki bir veri, Ģikayet furyasının boyutu hakkında bilgi vermektedir:

“... Son bir yıl içinde yıllık ortalama 3500-4000 hakim savcı şikayeti gelmiş, bu şikayetler incelendikten sonra 2000 yılında 230, 2001 yılında 316, 2002 yılında 296, 2003 yılında 233, 2004 yılında ilk dokuz aylık dönemde ise 140 dosyanın Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'na disiplin yönünden sevkine karar verilmiştir...

Üzülerek belirtmek gerekir ki ülkemizde hakim ve savcılar çok kolay bir şekilde şikayet edilmekte, hatta isimsiz ve imzasız ihbar mektupları bile soruşturma konusu yapılabilmekte, asılsız şikayette bulunanlara yönelik müeyyideler uygulamada işletilememektedir.”98

Yukarıdaki istatistiki bilgiler de göstermektedir ki, disiplin sorumluluğu hakimler için tedirgin edici boyuttadır. Hali hazırda Türkiye'de hakim sayısının 12.000 civarında olduğu düĢünülürse, yılda 4000 civarında hakim Ģikayetinin olması, her yıl tüm hakimlerin üçte birinin Ģikayete maruz kaldığı sonucu doğmaktadır. Bu ise, çok ciddi bir orandır. Hukuk devletinin hesap verebilirlik yönünü aktif hale getirirken, adalet dağıtıcılarını bu Ģekilde tedirgin ederek yine sunulan adaletin kalitesinde düĢüĢe sebep olunmaktadır.

98 OKUR, agm, s.6.

Bunu önlemek için, Ģikayet usulünün de ciddi Ģekil koĢullarına tâbi tutulması ve haksız Ģikayetleri caydırıcı müeyyideler konulması gerekir. Hatta soruĢturmalarda aklanan hakimlerin meslek platformlarında aklandığının alenileĢtirilmesi mekanizmasının oluĢturulmasının, soruĢturma ile yıpranan hakimin itibarının iadesini sağlayacağını düĢünmekteyiz.