• Sonuç bulunamadı

2 4 2 Hadrianus Tapınağı

Kyzikos’un en önemli yapılarından biri olan Hadrianus Tapınağı101, kalıntı alanının güneybatısında, bugün Bandırma Erdek karayolunun hemen yakında yer

101 Kentte varlığı antik kaynaklardan bilinen bir diğer tapınak, Apollonis Tapınağı’dır. Fakat yapıdan

almaktadır. Tapınağın yapımına İ.S. I. yüzyılda başlanmış, fakat 123 yılındaki bir depremden zarar görünce deprem sonrası kenti ziyaret eden Roma imparatoru Hadrianus’un maddi desteği ile başlayan onarımlar Antoninler döneminde tamamlanabilmiştir. İ.S. 150- 155 yıllarındaki ikinci bir depremde oluşan hasar sonrası onarımlarda 167’ye dek sürmüştür (Yaylalı 1990; Yaylalı& Özkaya 1998). Nitekim İ.S. II. yüzyıl yazarı Lukianos, tapınağın yapılmasına çok önce başlandığını fakat büyüklüğü ve ekonomik sıkıntılar yüzünden tıpkı Atina’daki Zeus Olimpos Tapınağı gibi bir türlü tamamlanamadığını ve Hadrianus zamanında imparatorun yaptığı yardımlar sayesinde bitirilebildiğini aktarmaktadır (Ertüzün 1964)102. Bir başka II. yüzyıl kaynağı Aristides’te İ.S. 167 de Kyzikos’ta verdiği söylevde tapınağın görkemi ile ilgili önemli bilgiler vermektedir: “Bu tapınak bütün etrafındaki binaların üzerinde yükselir ve limanlarınıza girecek gemilere yol göstermek için ne fenerlere, ne de işaretlere ihtiyaç vardır. Dikkatli bakışları tamamen kendine çeken bu bina, aynı zamanda şehrin zenginliğini ve halkının asil düşüncelerini gösterir. Bunun yapıldığı her taşın bir binaya ve asıl tapınağın bir şehre eşit olduğunu söyleyebiliriz” (Hüryılmaz 2003 s. 19)103.

Antik dünyanın sekizinci harikası olarak görülen tapınağın kalıntıları Ortaçağ’dan kente gelen bütün seyyahların ilgisini çekmiştir. Bunlar arasında 1431 ve 1444 de olmak üzere kenti iki kez ziyaret eden Anconalı Cyriacus’un verdiği bilgiler çok önemlidir. Seyyah, gezi notlarında tapınağın duvarları, cephesindeki tanrı heykelleri ve 33 sütunu ile hala yerinde durduğunu aktarmaktadır (Ertüzün 1964; Yaylalı 1990)104. Diğer seyyahlar Lucas, La Mottraye ve Michaud daha çok tapınaktaki dehlizlerden bahsetmektedirler (Ertüzün 1964). Texier de bu dehlizlerin105 erzak ya da Roma egemenliğinden önce ve sonra meşhur olan silah depoları olabileceğini aktardıktan sonra; “bu eserler hakkında güzel bir tarif yapmış olan hatip Aristides’in söz etmiş olduğu bu tapınakla, halk meydanını şimdiki hüzün veren kalıntılar içinde bulmak belki mümkündür” diyerek, emin olmamakla beraber tapınağın yerini ilk kez göstermektedir

102 Hardianus’un yardımlarına karşılık önce Zeus Tapınağı olan yapının ona ithaf edildiğini gösteren

belgelerle birlikte, kalıntı alanında elde edilen bir yazıt mahalli yardımlarında önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir (Ertüzün 1964 s. 126; Texier 2002 s. 293).

103 Söylevin devamı için bkz. Ertüzün 1964 s. 126-127.

104 Cyriacus’un ikinci ziyaretinde tapınağın sütun ve duvarları büyük ölçüde tahrip edilmiştir (Yaylalı&

Özkaya 1992).

105 1989 yılından itibaren tapınakta kazı yapan Yaylalı, alçak oldukları için dehlizlerin geçitten çok

(Texier 2002 s. 293). Yapının yerini kesin olarak belirleyen ise Texier’den iki yıl sonra önerisini dehlizler ve Guillaume ile buldukları büyük bir sütun kaidesine dayandıran Perrot’dur (Ertüzün 1964). Daha sonra bu konuda tek yanılgıya düşen İsmail Hakkı Uzunçarşılı olmuştur. Yazar “Karesi Vilayeti Tarihçesi” isimli kitabında yerel halk dilindeki “Koca Kilise” adlandırmasına dayanarak Kyzikos Tiyatrosu’nu Hadrianus Tapınağı olarak gösterir (Uzunçarşılı 2000).

Perrot, Guillaume ve Reinach, Cyriacus’un verdiği bilgilerden yola çıkarak tapınağın ölçü ve tasar gibi ayrıntılarını da bulmaya çalışmışlar, ancak Cyriacus’un106 verdiği bilgiler yeterli olmadığından araştırmalarda ortak bir sonuca varılamamıştır (Yaylalı 1990). Tapınağın uzun yüzlerinin 15’er sütunlu olduğu konusunda birlik varsa da doğu -batı yönlerindeki sütun sayısı tartışmalıdır. Reinach, Cyriacus’un tanımına uyarak 6x15 sütunlu Hexastyle; Perrot ve Hasluck ise sikkelerde tapınağın cephesinin sekiz sütunlu olması ve Aizanoi’daki tapınakla karşılaştırarak Octostyle ve Pseudodipteros bir tapınak olduğunu iddia etmişlerdir (Ertüzün 1964). Son iki araştırmacıya göre Aizanoi’daki tapınak daha küçük iken Octostyle ise Hadrianus Tapınağı’nın aynı planda olması kaçınılmazdır. Günümüze küçük mermer kırıkları ve alt yapıyı oluşturan tonozlardan başka bir şey kalmadığı için yukarıdaki görüşlerin doğruluğunu saptamak güçse de, gerek kalıntı alanından gerekse de sikkeler üzerindeki tasvirlerden yapının Pseudodipteros planlı ve 8x15 sütunlu olduğu kabul edilmektedir.

Kalıntı alanında bulunan kaide ve bazı mimari parçalardan Korinth düzenindeki sütunların boyunun, kaide ve başlıkları ile birlikte 21 m. ye vardığı hesaplanmaktadır. Bu sonuç Cassius Dio’nun bildirdiği yüksekliğe de yakındır. Yazarın verdiği bilginin asıl dikkat çekici yönü ise sütunların tek parça olmasıdır (Ertüzün 1964). Bu düşünce genel kabul görmekle birlikte ne böyle bir buluntunun ortaya çıkmayışı nede tapınağın mimari elemanlarının İstanbul’daki Aya Sofya (Hagia Sofia) Kilisesi, Beyazıt ve Süleymaniye camilerinde kullanıldığı dikkate alındığında bunun doğrulatılamaması ilginçtir. Bu durumda sütunların büyük toplar için mermi yapıldıkları ya da kireç ocaklarında yakıldıkları düşünülebilir. Tapınakla ilgili bir başka sorunda sonraları kilise

olarak kullanılıp kullanılmadığı yönündedir107. Hıristiyanlık döneminde sağlam bütün tapınakların kiliseye çevrildiği düşüncesinden hareket eden bazı araştırmacılar yapının bu yönde kullanılmış olabileceğini aktarmaktadır. Fakat kalıntı alanında Hıristiyanlığa ait ciddi buluntulara rastlanmaması bu teoriyi güçleştirmektedir. Kaldı ki tapınağın sağlam kalmadığı IV. yüzyıldaki bir depremle hasar gördüğü, bölgede sık sık tekrarlanan depremler yüzünden çok çabuk yıkıldığı da düşünülebilir.