• Sonuç bulunamadı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ANABİLİM DALI

ÖFKE KONUSUNDA SAYIN PROF.DR. İBRAHİM YILDIRIM İLE YAPILAN RÖPORTAJ

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ANABİLİM DALI

37

kendisine öfkelenecek bir şey buluyor ve genel olarak kendini öfkeli hissediyorsa öfkenin bir sorun haline geldiği söylenebilir. Bununla birlikte, bireyin hoşgörü düzeyinin düşük olması, acı realiteyi kabullenmekte güçlük çekmesi, sıklıkla kendini suçlaması, yargılaması ve aşağılaması, giderek daha önce öfkelenmediği şeylere öfkelenme eğilimi içinde olması öfkenin o birey açısından sorun olarak ele alınması gerektiğine işaret etmektedir.

Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Öfkenin yol açtığı problemler nelerdir?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Öfke hem bireyin kendisini hem de kişilerarası ilişkilerini olumsuz etkileyen bir duygudur. Bu nedenle, bireyin fizyolojik ve psikolojik sağlığı üzerinde doğrudan ve dolaylı etkilere sahiptir. Yüksek düzeyde ve uzun süreli öfkeye sahip olan bireylerde baş ve mide ağrıları, solunum sorunları, kalp rahatsızlıkları, dolaşım sistemi bozuklukları, cilt problemleri gözlenebilmektedir. Bununla birlikte, birey yaşadığı öfke ile baş edemediğinde saldırganca tutum içine girebilir, kendisine ve başkalarına zarar verebilir.

Ayrıca, ilişkileri öfkeden kaynaklı bozulduğu için kendini yalnız hissedebilir. Aynı zamanda, öfke durumu çok yüksek düzeylere ulaştığında ve bununla baş edemediğinde intihar girişimi söz konusu olabilir.

Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Öfke ile baş edebilir miyiz? Öfke ile baş edebilmek için neler yapmalıyız? Hangi düzeyde psikolojik destek almalıyız?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Öfke ile sağlıklı bir şekilde baş edilmesi mümkündür. Öfke ile baş edebilmesi için, uzmanlar, “öfke yaşayan bireye bilişsel, davran ış sal , duy uşs a l bo yutl a rda yar dı m edebilmektedirler. Bilişsel boyutta öfke ile çalışırken;

öfke yaşayan bireyin öfkesini tetikleyen ve tekrar eden olumsuz (çarpık) düşüncelerini” farketmesi sağlanmaktadır. Davranışsal boyutta yapılan yardımla bireyin öfke yaşadığında gösterdiği olumsuz “davranışlar yerine olumlu davranışlar oluşturmalarına yardım edilmesi amaçlanır. Bunlara ek olarak, duyuşsal boyut açısından öfke ile çalışırken, öfkeye neden olan durum karşısında vücudun gösterdiği olumsuz fizyolojik tepkileri olumlularla değiştirmek için gerek fiziksel gerekse de zihinsel uyaranları kontrol etmek gerekebilir. Aynı zamanda, bireyin öfkeyi yoğun yaşadığı anda enerjisinin yönünü başka bir tarafa çevirmesi o an için öfkeyi kontrol altına alma açısından önemlidir. Anlaşılacağı üzere, öfke ile baş edebilmek için profesyonel destek almak gerekli ve önemlidir. Psikolojik destek, öfke duygusunun bireyin yaşamında sorun oluşturmaya başladığı durumda alınması gerekmektedir

Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Öfkenin yaşla bir ilgisi var mıdır? Öfke konusunda ergenlerin durumu nedir?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Öfke, her yaş grubunda görülebilen bir duygudur. Bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde öfke daha çok engellenmeler sonucunda ortaya çıkar. Öfke ergenlik döneminde de sıklıkla karşılaşılan duygusal sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Hızlı fiziksel gelişim ve değişimler ergenin hem kendine hem de sosyal çevreye yeniden uyum sağlamasını gerektirmektedir. Ergen birey, karşılaştığı yeni durumlarla nasıl baş etmesi gerektiğini bilmeyebilir ve sosyal kurallara uyma konusunda sıkıntılar yaşayabilir.

Karşılaştığı engeller, kurallar veya yaptırımlar konusunda haksızlığa uğradığını düşünen birey, öfke duygusunu daha sıklıkla deneyimleyebilir. Durumların belirsizliği, sınavlara zorlanmalı hazırlık süreci, ebeveyn, öğretmenler ve okulun beklentilerini karşılayamama, karşı cinsle yaşadığı sorunlar, arkadaşlarla sorunlu giden ilişkiler, çeşitli kimlikleri nedeniyle dışlanma ve aşağılanma gibi nedenler ergen için önemli bir öfke nedeni olabilir.

Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Özellikle okullarda öğretmenler öfke kontrolü konusunda nasıl davranmalı neye dikkat etmelidirler?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Öfke ile ilgili çalışırken okulda sunulacak hizmetlerin işbirliği içerisinde olması önemlidir. Okul yönetimi, okul psikolojik danışmanları (rehber öğretmenler), branş ve sınıf öğretmenleri ve öğrencilerle ilgili olan diğer okul çalışanları bu ekibin önemli üyeleridir. Aynı zamanda, öğrencinin ailesi de bu ekibin önemli bir parçasıdır.

Öğrencilerin öfkelerini uygun şekillerde ifade etmesini öğrenmeleri açısından okul psikolojik danışmanlarının öncülüğünde ve diğer uzmanların işbirliği ile sunulacak psikoeğitsel çalışmalar büyük önem taşımaktadır.

Öğrencilerin öfkelerini olumlu yönlere kanalize etmeleri için okul içi ve dışı sosyokültürel ve sportif etkinliklerin düzenlenmesi ve bu etkinliklerin artırılması gerekmektedir. Öğrencilerin birbirleri ile sağlıklı iletişim kurmalarını sağlamak için etkili iletişim becerilerinin kazandırılması işlevsel olabilecektir. Bunlarla birlikte, bireyin niçin, nasıl, kime, ne düzeyde öfkelendiğinin farkında olmasını sağlamak, öfke duygusuna eşlik eden diğer duyguların ayrımına varmasına katkıda bulunmak (üzüntü, hayal kırıklığı, kaygı, suçluluk veya aşağılanmışlık ve benzeri) Oldukça önemlidir. Ayrıca, problem çözme becerisi kazandırmak, gevşeme tekniklerini kullanarak öfkeyi azaltma yöntemleri de öfke kontrolü konusunda yapılması gerekenler arasında sıralanabilir . 

38

Esen ÖZDEMİR- Adalet Meslek Yüksekokulu kaç yılında ve hangi amaçla kuruldu?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN Adalet Meslek Okulu 1979 yılında dönemin adalet bakanı ile dönemin hukuk fakültesi dekanı arasında yapılan bir protokol ile kuruldu. Amaç şuydu adalet teşkilatındaki, yargı teşkilatındaki personelin niteliğini artırmak ayrıca onları bir eğitim kurumundan geçirerek birer diploma sahibi yapmak ve meslek içi eğitime de destek olmak suretiyle kaliteyi artırmaktır. Bunun için Türkiye’de ilk kurulan Adalet Meslek Yüksekokulu Ankara Üniversitesi Adalet Meslek Yüksek okuludur. Ama o dönem kurulduğunda adı Adalet Yüksek Okulu şeklindedir.

Ali KOÇAK- Adalet Meslek Yüksekokulunu bitiren öğrencilerin iş imkanları nelerdir?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- Adalet Meslek Yüksek Okulu diğer yüksek meslek okullarına göre daha şanslı bir bölüm denilebilir.

Eskiden bu şans çok daha fazlaydı çünkü ülkemizde sayısı çok daha azdı. Bu dediğim 2000’li yılların başlarına kadardı. Hatta 2010 kadar da böyleydi ama bugün için adalet meslek yüksekokulu sayısı çok arttı, ülke düzeyinde son rakam 50 civarı galiba hatta 50yi de geçmiş olabilir çünkü vakıf üniversiteleri de bu bölümü açtı ama önemli olan tabi ki alınan eğitimin niteliğidir, kalitesidir. Bu çerçevede baktığımızda bizim mezunlarımız her zaman çeşitli kurumlar tarafından Adalet Bakanlığı olsun, noterlikler olsun tercih edildiğini görüyoruz.

Dolayısıyla bizim öğrencilerimizin istihdam alanları daha fazla olmuştur. Yeter ki öğrencilerimiz gayretli olsun, kendilerini yetiştirme noktasında çabalasınlar bu anlamda katip statüsünde, Adalet Bakanlığı nezdinde kamuda da istihdam edilebilirler özel kesimde, noterlikte ya da avukat bürolarında

da yoğun bir taleple istihdam ediliyorlar.

Ali Koçak- Adalet Meslek Yüksek Okulunda görülen dersler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- Adalet Meslek Yüksek Okulunda görülmekte olan dersler hakkında genel bir bilgi vereyim. Biliyorsunuz bizim diplomamız ön lisans düzeyinde bir hukuk diploması dolayısıyla bizim müfredatımızdaki derslerin bir kısmı da hukuk derslerinden oluşuyor. Mesela birinci sınıfta okula başladığınızda, size hukuka giriş, yargı örgütü, anayasa hukuku, medeni hukuk gibi bazı temel dersler veriyoruz. Birinci sınıfın ikinci yarısında borçlar hukuku, idare hukuku gibi dersler veriyoruz. İkinci sınıfa geçtiğinizde yine hukuk dersleriniz var ticaret hukuku, mali hukuk, medeni usul hukuku, icra iflas hukuku gibi. Dolayısıyla birçok hukuk dersiniz var. Ceza hukuku alanında dersleriniz var. Ama bunların hepsi ön lisans düzeyinde yani fakültede verilen eğitimden nitelik itibariyle biraz daha düşük yoğunluklu bir eğitim.

Bunun dışında bizim meslek bilgileri derslerimiz var.

Biliyorsunuz katiplik mesleğinin en temel becerisi F klavyede on parmak hızlı ve hatasız yazmak, dolayısıyla bizim klavye kullanımı bilgisi derslerimiz var, bilgisayar işletmenliği derslerimiz, UYAP dediğimiz mesleki bilgisayar dersimiz, büro yönetimi ve sekreterlik gibi mesleki derslerimiz var.

Kalem mevzuatı ya da yazı mevzuatı dediğimiz daha mesleki derslerimiz var. Bunun yanında Türk dili, yabancı dil, Atatürk ilkeleri İnkılap tarihi gibi derslerimiz var, öğrencilerimizin ilgi alanları doğrultusunda, gelecek beklentileri doğrultusunda onların daha iyi yetişmesi için bazı derslerimizde var. Mesela web tasarımı, kamu ihale hukuku, protokol bilgisi, insan hakları gibi başka seçenek derslerimizde var. Seçimlik ders sayısı kategorimizi artırmaya çalışıyoruz.

YARD. DOC. DR. HAKAN FURTUN İLE ADALET MESLEK YÜKSEK

OKULUNUN TANITIMI

39

Evrim TAŞKAN- Okulunuzun taban ve tavan puanları nedir?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- Tavan ve taban puanları hakkında size net bir şey söylememiz mümkün değil bunu ÖSYM belirliyor.

Dolayısıyla ÖSYM’nin kılavuzuna göre hareket etmelisiniz. Şunu söyleyebilirim. Türkiye’de en yüksek puanla öğrenci alan yüksek okullardan biri ama bu sizi fazla ilgilendirmiyor. Çünkü siz sınavsız giriş yapıyorsunuz. Düz lise mezunları ya da diğer meslek liseleri mezunları açısından bu durum söz konusu. Onlardan yoğun bir ilgi var ama bu yoğun ilgiyi karşılayacak YGS puanı çoğu zaman olmayabiliyor. Bununla birlikte bizim çok iyi mezunlarımız geçmiş dönemlerde diğer lise mezunları meslek lisesi ve düz lise mezunları oldu.

Hatta bu çocukların biraz daha fazla yaklaşımları var.Onlar hukuk okumak için bu okulu bir araç olarak görüyorlar.

Tülay BİRİNCİ- Dikey geçişi talep eden çok öğrenci var mı?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- Dikey geçiş bu okulların bir imkanı yani çok başarılı olan, gayretli olan eğitimini öğrenimini devam ettirmek isteyen öğrenciler açısından devletimizin tanımış olduğu bir imkan ama bu bir istisna. Bizim okulumuzun temel amacı mesleğe yönelik insan yetiştirmedir. Bizim okulumuzda öğrenimlerine devam etmek isteyen hayli öğrencilerimiz var. Dikey geçiş için akademik olarak başarı not ortalaması yüksek olacak, bu etkilidir. Dikey geçiş sınavı ÖSYM tarafından yapılmaktadır. Sınavdan alacağınız puan

önemlidir. Bu nedenle benim birçok öğrencim hem okula devam edip hem de aynı zamanda kurslara gidiyor. Türkiye’nin köklü hukuk fakültelerine dikey geçişle yerleşen öğrencilerimiz oldu. Mesela çok başarılı öğrencilerimiz Galatasaray Hukuka, Ankara Hukuka, İstanbul Hukuka geçtiler. Her sene en az 10 öğrenicimiz geçti ve içlerinde Hukuk Fakültesini kazananlar, hakim ve savcılığa başlayanlar da oldu.

Onlarda bizim gurur kaynağımız oldu.Ama esas olan bizim sizi mesleğe yönelik yetkin, her türlü bilgi beceriyle dolu insanlar olarak mezun etmemiz, dikey geçiş sınavıyla öğrenci çıkartmak bizim amacımız değil.

Tülay BİRİNCİ- Okulunuzun kontenjanı ne kadar?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- İki temel programımız var. Birinci program adalet alanı yani katiplik bölümü bu alanda örgün eğitimde 100 kişi, uzaktan eğitimde 75 kişi alınmaktadır. İkinci program ise hukuk büro yönetimi ve sekreterliği alanıdır. Burada avukat bürolarına biraz hukuk nosyonu bilen hukuk sekreteri yetiştirmek istiyoruz. Bu alanda kontenjan çok kısıtlı. 20 öğrencimiz var bu alanda.. Normal öğretim ve ikinci öğretim programlarımız var. Butik tarzı eğitim yapıyoruz.

Evrim TAŞKAN- Mezun olduğum sene, YGS sınavına girip Adalet Meslek Yüksekokulu için tercih yapmadığım takdirde bir sonraki yıl için tercih yapma hakkım devam eder mi?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- Bu soru ÖSYM ile görüşülmesi gereken bir sorudur.

Benim düşünceme göre ilk sene yani mezun olduğunuz sene geçerli olmaktadır. Zaten ilk seneden kontenjan doluyor ve kaçırmamanız gerekir. YGS puanıyla yerleşenler kontenjanda boşluk kalırsa ek kontenjanla yerleşmektedirler.

40

ve yüksek puanla gelmektedirler. Tercihinizi iyi yapmalısınız ve bu alanda iyi okullar var. Yeni kurulan ama gayretli olan okullarda var. Yozgat Bozok Yerköy Adalet Meslek Yüksekokulu bu okullardan biridir çok gayretli bir yönetimi var, yeni kurulan okullar arasında olmasına rağmen iyiler arasında görmekteyiz. Tabi biz bu alanda baronlar kuruluyuz. Bunlar Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO, Dokuz Eylül Üniversitesi Adalet MYO, Erzincan Üniversitesi Adalet MYO, Konya Selçuklu Üniversitesi Adalet MYO diğer Adalet Meslek Yüksekokulları yeni kuruldular ama gayretliler.

Vakıf üniversitelerinde biraz daha farklı bir yaklaşım var. Özellikle İstanbul’daki Vakıf üniversiteleri bunu bir promosyon aracı olarak görüyorlar. Vakıf üniversitelerindeki öğrenci kalitesiyle bizim okulumuzdaki öğrenci kalitesi çok farklıdır.

Tülay BİRİNCİ- Ankara Üniversitesi çok özel bir üniversite.

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- Ben kendi okulumdan da gururla bahsetmek istiyorum. Önceki yıllarda yapılan tüm klavye yarışmalarında birinciliklerimiz var. İlk yapılan

İstanbul’daki yarışma haricinde.

Sakine ŞEN- Bizim okulu muzunda böyle başarıları var.

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN-Bizim hep sizinle bağlantılarımızdan dolayı, sizler öğrencileri iyi bir alt yapıyla gönderdiğiniz için biz o alt yapıya ne koysak zaten yerine geliyor.

Tülay BİRİNCİ- Geçen sene

”Herkes üniversite okuyabilir” diye bir düşünce vardı. Adalet Meslek Yüksekokuluna dışarıdan kayıt yaptıran oldu mu?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN-Bizim okulumuzda olamaz. Bu noktada şu karşımıza çıkıyor. Açık öğretim fakültesinin adalet bölümü binlerce öğrenci alıyor. Fakat katip olmak için temel beceriye mezunları sahip değildir. Klavye dersi yoktur. Sadece Hukuk Fakültesine dikey geçiş yapmak için bu okula geçmektedirler. Burada zorlanarak derece yapanlar, açık öğretimde çok kolay tekrarlanan sorularla derece yapıyorlar. Emekle hak edilen bir diploma almıyorlar.

Emin GÜVENİR- Adalet Meslek Yüksekokulunda öğrenilen konular teoride mi kalıyor yoksa bunları işlerinde uygulayabiliyorlar mı?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan Staj imkanı olduğu için uygulanmaktadır.

Bu staj 1. sınıfın sonunda yaz döneminde 30 iş günü yapılmaktadır. Sizlerin gittiği yerlerde Adliyelerde, hukuk müşavirliklerinde, noterlerde yapılmaktadır. Tabi bunu uygulamaya geçirmek size kalıyor.

41

Emin GÜVENİR- Okulunuza gelen öğrencilerin durumu nasıl?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan Geçmişte Milli Eğitime bağlanmadan önce Adalet Meslek Lisesi açık cezaevinin yanındaymış, çok iyi olmayan yerdeymiş. Çocuklar mahkumlarla top oynadıklarını anlatıyorlar. Dolayısıyla oradan gelen çocukların disiplin problemi vardı. Önceden çok ciddi sorunlar vardı. Madde bağımlılığından tutun şiddete kadar. Bu çocuklarımız tutunamadılar. Ama Milli Eğitim Bakanlığına geçtikten sonra SBS ve şimdiki adıyla TEOG sınavları nedeniyle daha kaliteli gençler gelmektedir. Temel sıkıntımız 1. sınıfta öğrenciler kendilerini hala lisede olduklarını sanmalarıdır. Bilgi birikimi açısından kalitelidirler. En azından temelde olsa, hukuk bilgisine sahiptirler. Liselerde hukuk derslerinin hukukçu öğretmenler tarafından verilmesi bizim temennimizdir.

Sakine ŞEN- Ben felsefe öğretmeniyim.

Filozoflar düşünceleri ile önemli rol oynamışlardır.

Özellikle, yönetim biçimlerinin, insan haklarının oluşmasında ve gelişmesinde bunun yanı sıra siyasi kavramların oluşmasında ki bunun içinde hukukun temel kavramları da vardır.

Okulunuzda filozofların düşüncelerine yer veren dersler var mıdır?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- Hukuk fakültelerinde hukuk felsefeleri ve hukuk sosyolojisi dersleri vardır. Ama bizim okulumuzda yok. Hukuk başlangıcı derslerinde en azından bazı temel kavramların felsefi temelleri noktasında aktarabiliyoruz.

Felsefeyi ayrı bir ders olarak içeren bir Adalet Meslek Yüksekokulu yoktur. Ben inanıyorum ki benim gibi

diğer meslektaşlarımda bir konuya girmeden önce onun felsefi temellerini verirler ki pedagojik anlamda bu çokta iyi bir eğitim olacaktır.

Emin GÜVENİR- Okulunuzda öğrencilerin sosyal faaliyetlerini yapabilecekleri alan var mıdır?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- Alan konusunda sıkıntımız var. Bütün öğrencilerimiz üniversitemizin sağlık, sosyal, kültür, spor daire başkanlığının bütün imkanlarından yararlanmaktadırlar. Tiyatro topluluklarımız vardır.

Üniversite nezdinde ki etkinliklere katılıyorlar.

Felsefe kulübü, halk müziği toplulukları vardır.

Güreşte, atletizmde bireysel başarılar vardır.

Esen ÖZDEMİR- Son olarak Adalet Meslek Lisesi öğrencilerine vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır?

Y

ard

.

Doc

.

Dr. Hakan FURTUN- Bir çok arkadaşınız bizim öğrencimiz oldu. Sizin bu okulu tercih etmeniz bizi mutlu eder. Bizi tercih etmeniz size de birçok şey kazandırır. Bizde sizin gibi değerli öğrencilerle bir şeyler kazanırız.

42

Doç. Dr. Ali ŞİMŞEK

İnsanlarla bir arada olma, birlikte iş yapma ve başarma duygusu aslında insanlığın varoluşundan bu yana bilinen ve göz ardı edilmeyen bir gerçektir. Ancak okullarda, değişik öğrenme ortamlarında ve daha sonra iş yaşamında bunun tersine, bireylerin tek başlarına ya da yarışarak bir şeyler yapmaları gerektiği düşünülmektedir.

Tek başına başarma ve yarışarak bir işten galip çıkma isteği insanın doğasında olan ve belirli zamanlarda doyurulması gereken bir güdü durumudur. Ancak sürekli tek başına başarmak ya da her yarıştan birinci çıkmak olanaksızdır.

Başkalarıyla etkileşim içinde olmak, paylaşmak ve yardım almak ya da vermek yaşadığımız toplumda birey olmanın kaçınılmaz gerekleridir. Nitekim, günümüzde gerek okullar, gerekse çok sayıda insan çalıştıran kurumlar, insanların birlikte yaşayabilme, çalışabilme ve öğrenebilme gibi toplumsal özellikleri taşıması gerektiğinin bilincine varmıştır.

Nitekim bu yönde artık eğitimler yapılmaktadır.

Araştırmaların sonuçları, bireysel ve y a r ı ş m a c ı ö ğ r e n m e y ö n t e m l e r i i l e karşılaştırıldığında, yardımlaşarak ya da işbirliğine dayalı öğrenmenin, öğrencilerin başarı ve tutumları üzerinde daha etkili olduğunu göstermektedir. Yardımlaşarak öğrenme yöntemi gün geçtikçe yaygınlaşan etkili bir öğrenme yöntemidir. Bu tür yöntemler sayesinde öğretmenler, doğrudan bilginin kaynağı olmanın ya da öyle davranmanın ağır yükü altında kalmaktan kurtulup yönlendirme, çözüm önerileri geliştirme ve öğrencileri güçlü oldukları özellikleriyle gözleyip tanıyabilme gibi daha öncelikli sorumlulukları yerine getirmeye başlamışlardır. Bu tür yöntemler sınıfta karşılıklı ilgi, anlayış, fikir alış-verişi ve paylaşma rüzgarları estirmeye başlamış, bu sayede demokratik toplumun temelleri daha da sağlamlaştırma sürecine girmiştir.

Tüm bu değişimler ve onların sonuçları, kaçınılmaz olarak öğretmenlerin şimdiye kadar üstlendikleri sorumlulukları da değişmeye zorlayacaktır. Bu anlamda öğretmenlik mesleği, hem öğretim alanında hem de öğrencilerin beklentileri ve gereksinimleri konusunda uzmanlaşmayı gerektirmektedir. Bu uzmanlar, kendi alanlarıyla, öğrenciler arasında bir tür köprü kurmaktadırlar. Başarılı öğretmenler, öğrencilerin kendilerinden beklentilerinin ne olduğunu ya da ne olabileceğini sorgulayan öğretmenlerdir.’’ ,‘’Bu konu hangi yönleriyle öğrencilere ilginç gelebilir?’’, ’’Hangi fikir ve kavramlar özellikle daha zordur?’’, ’’Öğrenciler ne biliyorlar?’’, ’’Öğrenilecek bilgileri nerede kullanabilirler?’’, ’’İzlenen yaklaşım, öğrencilerin gerekli bilgileri öğrenmelerini kolaylaştıracak mı, zorlaştıracak mı’’, ‘’Öğrenciler bu konuyla ilgili anlamları nasıl oluşturuyorlar?’’ Tüm bu sorular yardımlaşmaya, işbirliğine dayalı öğrenmede mesleki sorumluluğunun bilincinde olan öğretmenlerin sorması gereken sorulardır.

Birçok yönden, öğretmenler bilim insanları gibi hareket ederek öğrencilerin düşünme yöntemlerini araştırmalı, farklı bireyler olarak öğrencilerin anlamları nasıl yapılandırdıklarını öğrenme fırsatı yaratmalıdırlar. Yine öğretmenler, öğrencilerin anlayışlarını derinlemesine incelemeli, hatta bazen düşünce ve mantıksal çıkarımları sırasında onlara müdahale ederek, neden öyle düşündüklerini sorgulamalı ve çözümlemeye çalışmalıdır. Yalnızca basit birer bilgi kaynağı olmaktan öte, öğretmenler, araştırmacı ya da gözlemci gibi her zaman sorgulayan öğrencilerin neleri bilip bilmediği konusunda denencelerini (hipotezlerini) test eden kimseler olmalıdır.

kendilerinden beklentilerinin ne olduğunu ya da ne olabileceğini sorgulayan öğretmenlerdir.’’ , ’Bu konu

’’Hangi fikir ve kavramlar özellikle daha zordur?’’