• Sonuç bulunamadı

33

Haldun Taner 100 Yaşında!

Türk tiyatrosunun usta ismi Haldun Taner’in 100. yaşı Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek olan çeşitli etkinliklerle kutlanacak. 19.00’da başlayacak kokteylin ardından konuşmacıların kürsüye çıkacağı bir panel gerçekleştirilecek. Büyük usta Haldun Taner’in hayatı, eserleri ve tiyatrosunun her yönüyle ele alınacağı panele; Türk tiyatrosunun önemli ismi, Ahmet Gülhan, tiyatro eleştirmeni ve akademisyenler, Prof. Dr. Özdemir Nutku ve Prof.

Dr. Ayşegül Yüksel katılacak.

Bant kaydı ile sesiyle gecede yer alacak olan Tiyatrocu Ferhan Şensoy, Haldun Taner'i anlatacak.

Haldun Taner’in yazdığı oyunlardan sahnelerin sunulacağı gecede Ustanın ilk kabaresi olan “Vatan Kurtaran Şaban” isimli oyun Kabare Dev Aynası Tiyatrosu tarafından sahnelenecek.

Haldun Taner Kimdir ?

16 Mayıs 1915′te İstanbul’da doğdu. 7 Mayıs 1986′da İstanbul’da yaşamını yitirdi. Son Osmanlı Meclisinde İstanbul milletvekili olan İstanbul Darülfünun’u (İstanbul Üniversitesi) Hukuk Fakültesi Profesörü Ahmed Selahattin’in oğlu. Ortaöğrenimini 1935′te Galatasaray Lisesi’nde tamamladı. Devlet tarafından Almanya’ya Heidelberg Üniversitesi’ne gönderildi. Siyasal Bilimler Fakültesi’ne devam etti.

Zatürre olunca eğitimini yarıda bırakıp 1938′de İstanbul’a döndü. Tedavisi 1942′ye kadar sürdü.

1950′de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümü’nü bitirdi. Sanat Tarihi Kürsüsü’nde asistan oldu. 1950′den sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi’nde, Gazetecilik Enstitüsü’nde, LCC Tiyatro Okulu’nda binlerce öğrenci yetiştirdi. İki yıl Viyana’daki Max Reinhardt Tiyatro Akademisi’nde öğrenim gördü. Viyana’daki bazı tiyatrolarda reji asistanı olarak çalıştı. 1957′de tekrar Türkiye’ye döndü. Gazetecilik Enstitüsü’ndeki derslerine devam etti. Tercüman ve Milliyet

gazetelerinde köşe yazıları yazdı. Edebiyat yaşamına gençlik yıllarında yazdığı skeçlerle başladı. “Töhmet”

adlı ilk öyküsü Yedigün dergisinde “Haldun Yağcıoğlu”

takma ismiyle 1946′da yayınlandı.

New York Herald Tribune Gazetesi’nin 1953′

te İstanbul’da düzenlediği öykü yarışmasında

“Şişhaneye Yağmur Yağıyordu” öyküsüyle birinci oldu. 1956′da Varlık

unsurları kullanarak anlattı. Eski ve yeni yaşam biçimi arasında kalmış insanların, sonradan görme zenginlerin yaşamlarını ele aldı. Toplumun

değişik (bilgi yelpazesi) kesimlerden seçtiği kişilerin tutarsızlıklarını, çelişkilerini ikiyüzlülüklerini

sergiledi. Öykülerinin arka planında da çoğunlukla İstanbul manzaraları oldu.

Tiyatrodaki ilk eserlerinde dramatik türün başarılı örneklerini verdi. Ardından epik tiyatro denemelerine girişti. “Keşanlı Ali” adlı oyunu Türk Tiyatrosu’ndaki ilk epik tiyatro örneğidir. Bu oyun Türkiye’nin yanı sıra Almanya, İngiltere, Çekoslovakya, Yugoslavya’nın çeşitli kentlerinde oynandı. Daha sonraki dönemlerde konularını güncel olaylardan alan siyasal-sosyal taşlamaların ağır bastığı oyunlar yazdı.

Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nu, Ahmet Gülhan ile Tef Tiyatro Grubu’nu kurdu. Türk ortaoyunu ve tuluat tiyatrosu öğelerinden de yararlanarak toplumsal olayları alaylı bir dille eleştirdiği oyunlarıyla büyük başarı kazandı.

34 Bulmaca-2

SOLDAN SAĞA

1. “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Fatih–Harbiye”

romanlarının yazarı. 2. Agah Sırrı Levend’in bir romanı. Ziya Gökalp’in mektup türündeki eseri, “...

Mektupları”. 3. Çoğul eki (tersten). Halit Ziya Uşaklıgil’in bir romanı. 4.Tanzimat sanatçısı,

“Yusuf ... Paşa” (tersten).5. Rıfat Ilgaz’ın bir şiir kitabı. Bir yapım eki. 6.“... Türkleri Edebiyatı”.

Sait Faik Abasıyanık’ın bir öyküsü “... Şekerli”.

İşaret, belirti, âlâmet. 7.Refik Halit’in baş harfleri. Melih Cevdet Anday’ın bir romanı “...

Sarayı”. Halk dilinde yemek 8. Temiz, pak, namus.

İtmek fiilinin emir kipi hali. Coşkulu, içten, etkili tarzda yazılan şiirler. 9. Süleyman Nazif’in bir makalesi “... Çoban Çal” (tersten). Sezai Karakoç’un bir şiiri “...’nın Kitabı”. Son dönem sanatçılarımızdan, “... Güler” 10. Bir gösterme ünlemi. Eski dilde su. 11. Cumhuriyet dönemi yazarlarımızdan, “Refik Halit ...”. “... Fontaine Masalları”. Bir yazarın kendine veya yakın bir tanıdığına ait geçmiş olayları anlattığı yazı türü. 12. Ahmet Haşim’in en önemli sanatçısı olduğu 1909–1912 yıllarını kapsayan edebi dönem. Farsça bir olumsuzluk ön eki (tersten).

YUKARIDAN AŞAĞIYA

1. Necip Fazıl Kısakürek’in bir oyunu. W. Shakespeare’nin bir oyunu, “... Lear”. 2.“İkinci Yeniciler”in bir şairi, “...

Ayhan”. Abdülhak Hamit Tarhan’ın yazdığı ilk pastoral şiir. Bağışlanma, dileme. 3. Faruk Nafiz Çamlıbel’in bir romanı,

“... Yağmuru”. Umar, deva. 4. Yaşar Kemal’in bir romanı, “... Gözlüm Seyreyle Salih”. “Hayriye, Hayrabat” adlı eser­lerin sahibi, 17. yüzyıl Divan şairi. Cenap Şehabettin’in bir gezi yazısı, “... Yolunda”. 5. Gülşehri’nin önemli bir didaktik eseri. 6. “İki Rahat El” adlı oyu­nun baş harfleri. 7. Nabizade Nazım’ın bir öyküsü “... Güzel” 8. Eski dilde iş yapan, amel eden. Natüralizmin kurucusu sayılan “Germinal, Meyhane” adlı eserlerin sahibi ünlü Fransız sanatçısı, “Emile ...”. Atmak fiilinin emir kipi hali. 9. Orhan Asena’nın bir oyunu, “... Kız”.10. Sait Faik Abasıyanık’ın bir öyküsü, “... Dağda Var Bir Yılan”. İlk realist roma­nımız, “... Sevdası”. 11. Çağatay Türk edebiyatının en büyük şairi, “Muhakemetü’l-Lügateyn” adlı ese­rin yazarı. Bir Farsça olumsuzluk ön eki. 12. Osmanlıca hakeme götürme. Halit Ziya Uşaklıgil’in bir öyküsü, “...

Pençesi”.

SUDOKU—1

Her satırı, her sutunu ve her 3*3’lük alanı, 1’den 9’a kadar rakamla doldurmalısınız.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

35

36

Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi-Bizim dilimizde öfke ile ilgili atasözleri vardır. Örneğin, ‘’öfke baldan tatlıdır. Öfke ile kalkan zarar ile oturur.” gibi öfke ile ilgili bu sözleri ve son zamanlarda toplumda yaşanan öfke patlamalarını da düşündüğümüzde öfkenin ne olduğunu merak ediyoruz. Öfke nedir?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Öfke, doyurulmamış isteklere, istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere karşı gösterilen, olumsuz durumlarda yaşadığımız, başa çıkmadığımızda kendimize ve başkalarına zarar veren olumsuz en karmaşık duygular bütünüdür.

Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Öfke kalıtsal mıdır yoksa sonradan edinilen bir alışkanlık mıdır?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Bireyde öfke eğiliminin doğuştan getirildiğini öne süren görüşler bulunmaktadır. Fakat, öfke duygusu, daha çok bireyin çevre ile ilişkilerinde yaşadığı olumsuz bir duygu olarak da ifade edilmektedir.

Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Neden öfkeleniriz?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Birey, farklı nedenlerle öfke yaşayabilmektedir. Örneğin, bireyin kendisini yalnız hissetmesi, terk edilme kaygısı veya terkedilmiş olma, kıskançlık duygusu, hayal kırıklığı, haksızlığa uğrama, stres ve benzeri durumlarda birey öfke duygusu yaşayabilmektedir. Benzer şekilde, fiziksel kötü muameleye maruz kalma veya yaralanma, aşağılanma, küçümsenme, ötekileştirilme, ayırımcılığa uğrama, dışlanma, tehdit edilme, kendini ifade etmesinin engellenmesi, adaletsizlik, bir şey yapmaya zorlanma, onca

uğraşmasına karşın istediği başarıyı elde edememe, istek ve beklentilerin karşılanmaması gibi durumlarda da birey öfke duygusu yaşayabilmektedir. Örneğin, uzun otobüs kuyruğunda beklerken arkada olan birinin bizden önceki sıralara geçmesi öfkelenmemize neden olabilir.

  Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Öfkenin belirtileri nelerdir?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Öfke duygusu bireyin bedeninde birtakım fizyolojik tepkilerin oluşmasına neden olur. Bu tepkilerin çoğu dışarıdan başkaları tarafından gözlemlenen tepkilerdir. Söz konusu tepkilerin en bilinenleri veya gözlenenleri “kasların gerilmesi, kaşların çatılması, yüzün kızarması, nefes alış verişlerin hızlanması, ellerin veya sesin titremesi, kontrol kaybı, tıkanma hissi, sıcaklık hissi, baş ağrısı, terleme, dudakları ısırma” ve benzeri şekilde gözlenmektedir. Bununla birlikte birey, kendine ve başkalarına yönelik olumsuz duygu, düşünce ve davranışlar geliştirebilir.

Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Öfkenin yararı var mıdır?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Öfke duygusunun ne kadar süreyle yaşandığı ve yaşanan öfke duygusunun şiddeti önemlidir. Öfke kısa süreli veya orta düzeyde şiddete sahipse bu takdirde öfke daha kolay kontrol edilebilir ve hatta birey için yararlı olabilir. Birey, bu kontrol edilebilir öfkesi sayesinde yaşanan duruma odaklanabilir ve sorunun çözümüne karar verebilir. Aynı zamanda, öfke doğru ifade edilebilirse ya da sağlıklı bir biçimde dışa vurulabilirse bireyin gelişimine katkıda bulunabilir.

Ankara Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi- Öfke ne zaman problem haline gelir?

Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM- Öfke genel olarak ele alındığında, uzun süreli ve yüksek şiddet düzeyine sahip olduğunda ve hem birey hem de bireyin sosyal çevresi açısından sorunlar oluşturmaya başladığında problem olarak görülebilir. Öfkenin bir sorun haline dönüştüğünü; bireyin sık sık öfkelenmesinden, her gün yakınındaki bireylerle tartışmasından, akranlarına kıyasla daha yoğun olarak öfkelenmesinden, sık sık ağlayıp başkalarına saldırmasından, yanlış yaptığında ya da zorlandığında ayağını yere vurmasından, duvarı yumruklamasından, bağırma ve benzeri şekildeki davranışlarından anlayabiliriz. Benzer şekilde, birey, çevresindekilerin sakinleştirici çabalarına karşın öfkesini sürdürüyor, bağırarak onları itiyor, gündelik yaşamında