• Sonuç bulunamadı

GROTİUS VE KURAMININ ÖNEMİ

A. HUGO GROTİUS VE KURAMI

1. GROTİUS VE KURAMININ ÖNEMİ

Hugo de Groot (Huigh veya Hugeianus de Groot), 1583’te Hollanda’nın Delf kentinde doğmuştur. Babası yerel meclisin üyelerinden biri idi.370

İlk eğitimini doğduğu kentte tamamlayan Grotius, Laheyli vaiz ve ilahiyatçı Johannes Uyttenberg’in yanına gönderilmiştir. Daha sekiz yaşındayken Latince şiirler yazmaya başlamış, on bir yaşında Leiden Üniversitesi’ne kabul edilmiş, yaklaşık on beşinde dönemin Fransa Kralı IV. Henri’ye yollanan elçilik heyetinde yer almıştır.

Grotius’un bu görevi sırasında Orleans Üniversitesi’nce “hukuk doktoru” ünvanı verilmiştir. Ayrıca eyaletin tabakalar meclisinin hukuk temsilcisi olan Johan van Oldenbarnevelt’e de eşlik etmiş daha sonra dostlukları devam etmiş ve bu sayede eyaletin tarih yazıcılığı görevine getirilmiştir. Bu sırada Oldenbarnevelt’e siyasi danışmanlık görevini de yerine getirmeye devam etmiştir.371

1607’de Hollanda tabakalar meclisinin mali işlerle ilgili hukuk temsilcisi, 1612’de Rotterdam kentindeki tabakalar meclisinde temsilci, 1613’te İngiltere Kralı’na gönderilen elçiler heyetinde başkan olarak yer almıştır.372

370 Ağaoğulları, Mehmet Ali ve Köker, Levent, Kral-Devlet ya da Ölümlü Tanrı, Ankara, İmge Kitabevi, 2004, s.87.

371 Köker, s.88.

372 Köker, s.88.

121

Kariyerine küçük yaşta başlayan Grotius, ilerleyen zamanlarda hem kendine verilen görevleri başarı ile yerine getirmiş hem de kendini geliştirmek için bütün fırsatları değerlendirmiştir.

Grotius, Otuz Yıl Savaşları sırasında (1618-1648) yaşamıştır. Dini-siyasi çatışmaları bir sonucu olarak 1618’de ömür boyu hapis cezasına çarptırılması ile Fransa’ya (XIII. Louis’ye) kaçmıştır. Orada diğer faaliyetlerinin yanı sıra diplomat olarak İsveç’in hizmetine girmiştir (1634). Ancak Kraliçe Christina, O’nu İsveç’e bir emirle davet edince sert iklim ve zayıf bedeni, ölümünü getirmiştir.373

Felemenk ülkesinin sorunları ile de yakından ilgilenen Grotius’un “Belçika Üzerine Araştırmalar” adlı eseri, İspanya’ya karşı vermiş olduğu mücadele sonucunda

“Felemenk Cumhuriyetçiliği” adıyla bağımsız olan -dönemin önemli deniz güçlerinden- Utrecht Birliği’nin bu mücadele döneminde, Grotius’un Hollanda’nın tarih yazıcılığını yapmasının da katkısıyla ortaya çıkmış ve düşüncelerinin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır.374

“Ganimet Hukuku” adlı eserini de Birleşik Doğu Hindistan Şirketi’nin bir Portekiz gemisine el koyması ile ortaya çıkan uluslararası sorunla ilgili hukuksal görüşünün istenmesi üzerine yazmaya fırsat bulmuştur. Siyasi düşünce bakımından büyük önem taşıyan “Doğu Hindistan Üzerine” isimli yapıtı, 1864 yılında ancak keşfedilebilmiş, eserin 1609’da sadece “Mare Liberum” adlı bölümü yayımlanmıştır.375

Oldenbarnevelt’i idama, Grotius’u hapse götüren olay, Hollanda meclisinin dini hoşgörüyü savunarak, Calvinci Reform Kilisesi’nin devlet denetimi altına alınması gerektiği görüşünde onların da ısrarcı olmalarıdır. Diğer taraftan Maurits, Kilise’nin üstünlüğünden yanadır ve Calvinciler’in desteğini alarak bu mücadelede galip gelmiş ve Oldenbarnevelt, Grotius ve arkadaşlarını tutuklatmıştır. Oldenbarnevelt, vatana ihanet suçundan idam edilmiş, Grotius ise ailesi ile beraber Loevestein Şatosu’na ömür boyu kapatılma cezası almıştır.376

373 Skirbekk,Gilje, s.236.

374 Köker, s.88.

375 Köker, s.89.

376 Köker, s.89.

122

Bir kitap sandığına gizlenerek Anvers üzerinden Paris’e kaçmayı başararak, Fransa Kralı XIII. Louis’in yardımıyla ailesini de yanına aldırmıştır. Ünlü eseri “Savaş ve Barış Hukuku” nu 1625 yayımlamış ve mahkum olmasına neden olan Maurits’in 1631 yılında ölümesi ile Grotius Hollanda’ya dönmüş ancak yeniden tutuklanma tehdidi ile yüzyüze gelince Hamburg’a gitmiştir. 1634’te İsveç’in Paris Büyükelçisi olarak atanmış, 1636–1637 yılları arasında “Gotlar, Vandallar ve Lombardlar Tarihi” adlı yapıtı üzerine çalıştığı sırada İsveç Sarayı’nda kendisi ile ilgili komploların kurulması sonucunda Kraliçe’nin de izni ile büyükelçilik görevinden istifa etmiştir. 1644’te İsveç Kraliçesi tarafından kendisine gelen davet üzerine İsveç’e gitmiş ve ziyaretinden dönüşü sırasında binmiş olduğu gemi alabora olmuş, Grotius gemiden kurtulmasına rağmen iki gün sonra hastalanarak ölmüştür.377

Devletleri de bağlayan evrensel bir hukukun temel kavramları ilk kez Grotius’un

“Savaş ve Barış Hukuku” kitabında yer alıyor. Ancak daha sonraki olaylar üzerinde kuşkusuz önem kazanan şey, Althisus’un toplumsal sözleşme öğretisini yeniden ele alması, onu yenileştirmesi ve halkların hukuk temeli gibi saymasıdır.378

Grotius, bir devletin uluslararası topluluğun, eşit bir üyesi olabilmesi için bazı koşulları sıralar: Devletin geniş mi küçük mü olduğu değil, istikrarlı olması ve anlaşmaların gereğini yerine getirmesi önemlidir. Uluslar arası hukuku uygulayacak bir kurumun olmaması problemi vardır. Böyle bir kurum, belirli ölçüde Ortaçağ’da Kilise’de mevcuttu. Fakat reformdan sonra Kilise bölündü ve büyük ölçüde belli devletlerle bütünleşti379.

Grotius’un yapıtlarında geliştirdiği düşünceler, hem kendi dönemi içinde özgün bir yere sahiptir hem de kendisinden sonra ortaya çıkacak olan siyasi düşünceyi en başta da Hobbes’un kuramını önceleyen bir nitelik gösterir.380

Grotius, uzun Aristotelesçi kışın buzlarını kıran; hem skolastik düşüncenin saygınlığını yitirmiş kuramlarının, hem de Rönesans yazarlarının bilim karşıtı ve

377 Köker, s.90.

378 Bloch, Ernst, Rönesans Felsefesi Üzerine, (çev. Portakal, Hüsen), Cem Yayınevi, İstanbul, 2002, s.142.

379 Skirbekk, Gilje, s.237.

380 Köker, s.90-91.

123

kuşkucu yazılarının yerine geçebilecek doğal hukuk kuramını yeniden kuran bir düşünürdür.381

Hugo Grotius, doğal hukuk ve uluslararası hukuk alanına yapmış olduğu katkılardan dolayı, hukuk felsefesinin dönüm noktasındaki düşünür kabul edilmektedir.

Seküler hukuk anlayışı ile dünyaya dinden bağımsız ve nesnel bir şekilde bakmaya başlamış ve bu anlayışın yerlemesine en büyük katkı sağlayan kişi olmuştur.382

Yıldırım Torun’a göre; “Hugo Grotius’un hukuk ve siyaset felsefesi, felsefe tarihi ve özellikle de hukuk felsefesi alanında olduğu gibi genel olarak düşünce tarihi içerisinde önemli bir yer tutmaktadır.”383

Hugo Grotius, doğal hukuk fikrine geri dönerek ikileme hukuki bir çözüm sağladı: Tekil ulusal devletten üstün olan ve aralarındaki ilişkileri düzenleyen belirli yasalar vardır. Doğal hukuk fikrini geliştirerek Grotius, belirli devletlerin hukukundan üstün olan uluslararası bir hukuk için temel temin etmiş oldu. Bu noktadaki çabası takdir topladı ve Milletler Cemiyeti, Nuremberg Duruşmaları ve Birleşmiş Milletler ile sonuçlanan uluslararası hukuk kavramına dahil olmuş oldu.384

Bireysel hukuktan örgütlü topluma geçiş düşüncesinden hareket eden toplumsal sözleşme öğretisi Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi aracılığı ile Fransız Devrimi üzerinde de oldukça etkili olmuştur.385

Stoacılıkla gelişen ve Hıristiyan ilahiyatına kadara gelen doğal hukuk fikri Grotius tarafından teolojik ve dini törensel tabanından arındırılmış bir biçimde uyarlanmıştır. Eğer uluslararası hukuk herkese uygulanacaksa doğal hukukun esasları Hıristiyan ilahiyatından bağımsız olmak zorundaydı. Böylece devletlerarasında ve devletlerin kendi içinde siyasi ve yasal anlaşma için daha seküler bir temel aranıyordu.

Bu anlamda Grotius yeni bir temel için doğal hukuk fikrini güncellemiş oldu.386

381 Richard, Tuck’tan aktaran: Köker, s.91.

382 Torun, Yıldırım, Hugo Grotius’un Hukuk ve Siyaset Felsefesi, Kaknüs Yayınları, İstanbul, 2005, s.38.

383 Torun, s.38.

384 Skirbekk, Gilje, s.236.

385 Bloch, s.142.

386 Skirbekk,Gilje, s.237.

124