• Sonuç bulunamadı

GiriĢimcilik kavramı tarih sahnesine ilk çıktığı anlarda kiĢisel sermayeleri ile kiĢilerin yeni bir iĢi faaliyete geçirmesi olarak tanımlanıyordur. Erken dönem Ġngiliz klasik iktisatçıların birçoğu gibi Adam Smith‟e göre de ekonomik olaylar içinde giriĢimcinin yeri çokta önemli değildi. Onlara göre giriĢimci sadece “kapitali sağlayan kiĢi” idi. GiriĢimcinin hak ettiği konumdan çok uzakta olan bu hali sanayileĢme süreci değiĢmeye baĢlamıĢ giriĢimciler farklı özelliklere sahip olmaya baĢlamıĢtır. Bu değiĢim giriĢimcilere toplum içerisinde kayda değer bir yer elde etme imkânı sağlamıĢtır( Sinanoğlu-Koç,2005: 23-24).

1.4.1 Dünya’da GiriĢimcilik

GiriĢimciliğin Dünya üzerindeki tarihi sürecine dair ne yazık ki yazın alanda kesin bilgiler bulunmamaktadır. Özellikle erken dönemde iktisatçılarının giriĢimciliğe yeterinde değer vermemesi nedeniyle ekonomi biliminde çok az Ģey ifade edilmiĢtir. GiriĢimciliğin bu durumu onun hakkında çalıĢma yapılmasını da engellemiĢ ve eğitim konuları arasında yer alamamasına neden olmuĢtur. Sanayi toplumu sürecinin baĢlamasıyla önem kazanmaya baĢlayan kavram bilgi toplumu süreci ile hak ettiği yere eriĢmeye baĢlamıĢtır(Finansal Forum,2003:4).

32

1.4.1.1 On dokuzuncu Yüzyıl ve Öncesi

GiriĢimciliğin tarihine bakıldığında neredeyse insanlık kadar eski olduğu görülmektedir. Ġlk çağlardan beri insanların sınırsız ihtiyaçlarını kıt kaynaklarla karĢılamak için yapılan üretim faaliyetleri kavramın ortaya çıkmasına neden olmuĢtur(Dolgun,2003:9).

Ġlk dönemlerinde tüccarların bulduğu kervan yolları ve deniz yolları geliĢimi sonucunda, uzun mesafeli ticaretin geliĢiyle giriĢimcilik faaliyetleri de geliĢmiĢtir(Dolgun,2003:9). Ġlk dönemlere dair giriĢimcilikle ilgili örnek “aracı” konumunda olan uzak doğu ile ticaret yollarını geliĢtirme çalıĢmalarında olan Marco Polo‟dur. 1300‟lü yıllarda Marco Polo insanlarla mallarını satmak üzere anlaĢmalar yapmıĢtır. Satacağı mallar üzerinden sigorta bedeli dâhil %25‟ e yakın bir faiz oranı ve baĢarılı bir Ģekilde geziyi sonlandırdığında mallardan elde edilen kârın %25‟ini alıyordu(Bull,1996:123 ).

Orta çağa gelindiğinde giriĢimcilik kavramı, büyük projelerin üretimlerini planlayan ve yöneten kiĢiyi ifade etmeye baĢlamıĢtır. Halkla ve hükümetle arasındaki parasal iliĢkileri düzenlemekte bu dönemde giriĢimcilerin görevi olmaktaydı(Yurtsever vd, 2006:2).

Orta çağda giriĢimciler devlet tarafından sağlanan kaynaklarla yürütülen büyük ölçekli projelerin hem çalıĢanı hem de yöneticisi olmaktaydı(MacMillan ve Katz, 1992). Ayrıca bu giriĢimciler genellikle Ģato, manastır, katedral ve diğer büyük mimari yapılardan sorumlu rahiplerden oluĢmaktaydı(Arıkan,2004:3).

1700 'lü yıllara da giriĢimciler, hükümetle iĢ sözleĢmeleri yapmakta, kâr ve zararını kendileri yüklenmeye baĢlamıĢtır(Naktiyok,2004:4-5). SözleĢmede yer alan fiyat sabit olduğundan meydana gelen kâr ya da zarar giriĢimciye aitti. Bu yüzden bu yüzyılda giriĢimci ile ilgili “bir hizmet sunmak ya da taahhüt edilen bir malı üretmek üzere hükümetle sözleĢme yapan kiĢi” tanımı yapılmıĢtır(Arıkan,2004:4). Dönemin en önemli giriĢimcilerinden birisi Fransız John Law‟dı. John Law çok büyük bir banka kurma izni almıĢ olan bir giriĢimciydi(Arıkan,2004:4).

18. yüzyıla gelindiğinde ise tek elden yönetilen merkeziyetçi devlet anlayıĢıyla birlikte her Ģeyin devlet tarafından yapılmasının beklenmesi de tarihe karıĢmıĢ, giriĢimcilik sözcüğü daha kullanılır hale gelmiĢtir(ġekerler,2006: 46-50; Kurban, 1994: 71).Bu duruma en önemli katkıyı Ģüphesiz ki Cantillon sağlamıĢtır. Bu yüzyılda yaĢayan Ġrlanda asıllı ekonomist Richard Cantillon giriĢimcilik alanında birçok çalıĢma yaparak iktisadi alanda “giriĢimci”

33 kelimesini kullanan ilk kiĢi olma unvanını kazanmıĢtır. GiriĢimcinin iktisadi sistem içerisindeki yerini tanımlayan Cantillon‟a göre giriĢimciler sistemin merkezinde, değiĢim, dolaĢım ve dönüĢüm gibi tüm faaliyetlerden sorumlu, arz talep dengesini yaratan kesimdir(Moore,2003:38).

Modern giriĢimci kavramının oluĢması ise 19. yy‟ da olmuĢtur. Kavramın oluĢmasında; sanayinin hızlanması, makineleĢen sistemler ile birlikte bireysel giriĢimlerdeki geliĢen atakların etkisi büyüktür. Profesyonel anlayıĢın yönetim sistemini iĢletmelere getirmesi ve uzmanlaĢmanın getirdiği kitlesel üretim giriĢimcilik için en büyük destekler olmuĢ, giriĢimci sayılarının dünyada hızla artmasına neden olmuĢtur(ġekerler,2006: 46-50).

19. yy da giriĢimcilik kavramı için öne çıkan isim bu dönemde yaĢamıĢ olan ekonomist Jean Baptiste Say olmuĢtur. Say, kapital sahibi ile yönetim, iĢletmecilik, denetim, karar alma gibi iĢlevleri birbirinden ayırmıĢ, giriĢimciliğin kazancı olan kârın, “üretimin iyi ya da kötü Ģanslarının peĢinen kabul edilerek” iĢe atılması gerektiğini ileri sürmüĢtür( Alada,2001).

GiriĢimciliğin üretim faktörlerine eklenmesi de bu yüzyılda olmuĢtur. Say‟den itibaren klasik üretim faktörleri yeniden ĢekillendirilmiĢ ve emek, sermaye ve tabiata giriĢimcilikte eklenmiĢtir(Müftüoğlu,2004:6). Say‟in giriĢimcilik kavramı üzerindeki asıl etkisi giriĢimcinin iĢletme içindeki yerini belirlemesi, rollerini biçmesi ile olmuĢtur. Bu bağlamda Say‟i tarihe geçiren giriĢimcinin yönetsel rolünü vurgulaması olmuĢtur(Arıkan, 2004:5).GiriĢimci ile kapital sahibi arasındaki ayrımı oluĢturan Say‟e göre sermayedar; para verip finansal bir risk alan kiĢi iken giriĢimciyi; yeni bir refah yaratacak Ģekilde üretim faktörlerini uyumlu bir biçimde bir araya getiren kiĢidir. Sermayedarın bir giriĢimci olmasını gerekli değildir. Say; olarak görür. GiriĢimci hem risk alanın hem de yöneticinin özelliklerini bir araya getirendir(Arıkan, 2004:5).

1.4.1.2 Yirminci Yüzyıl

1930'lara kadar giriĢimcilik kavramına dair önemli değiĢiklikler olmamasına rağmen 20.yy‟ın ikinci çeyreğinde Joseph Schumpeter isimli Avusturyalı ekonomistin yayınladığı “The Theory Of Economic Development” isimli eser ile giriĢimciliğin ekonomik teorisinin temellerini atan yapıt olmuĢtur(Ġraz, 2005:154;Naktiyok,2004:6). Schumpeter‟in bu eserde giriĢimcilik konusunda vurgu yaptığı konu “yenilik”tir. Schumpeter‟in giriĢimcilik için

34 yeniliğe vurgu yapmasının temelinde yeniliği iktisadi oluĢumun temel prensibi kabul etmesi yatmaktadır(Arıkan, 2004:7).

Schumpeter‟in teorisine göre giriĢimcilik yeni bir ekonomik model içinde en önemli parça olarak tasarlanmıĢ olsa da bu modeli gerçekleĢtirmek ne yazık ki mümkün olmamıĢtır.

Schumpeter‟in teorisi günümüz giriĢimcilik çalıĢmalarına ıĢık

tutmaktadır(OdabaĢı,2005:132).

Schumpeter'dan giriĢimciliğe katkısı onu pasif halinden aktif bir konuma geçirmesi olmuĢtur. Çünkü Schumpeter, giriĢimcilik süreçlerinin yeni ve denenmemiĢ teknolojiler içerdiğini belirtmiĢ ve giriĢimcilik tanımına yeni fırsatlar, yeni pazarlar ve yeni teknikler kullanma gibi itici güçleri dâhil etmiĢtir(Naktiyok,2004,6).

20. yy da giriĢimcilik kavramı için Schumpeter‟den sonra önemli iki isimde Krizner ve Drucker olmuĢtur. Krizner için giriĢimci fırsatlar konusunda sezgileri kuvvetli, baĢkalarının fark edemediği fırsatları gören kiĢidir. Drucker ise giriĢimciliği fırsatların maksimizasyonunu sağlayan itici güç tanını kullanmıĢtır(Coulter, 2001:7;Ġraz,2005:156).

1.5 Türkiye’de GiriĢimcilik

Benzer Belgeler