• Sonuç bulunamadı

Genelkurmay BaĢkanı MareĢal Fevzi PaĢa‟nın Ankara Manevrasının 8-

3. ANKARA MANEVRASI (8–14 EKĠM 1926)

3.4.1. Genelkurmay BaĢkanı MareĢal Fevzi PaĢa‟nın Ankara Manevrasının 8-

Değerlendirmeleri288

Genel Kurmay BaĢkanı MareĢal Fevzi PaĢa10 Ekim 1926 tarihinde, manevra sahasındaki Çayırlı-Deveci arasında bulunan TaĢlık Tepe‟den, yapılan manevranın kısaca özetini de dile getirdiği tenkitlerde bulunmuĢtur. BaĢta komuta heyetinin kararları, birliklerine hâkimiyeti, talimlerde yapılan doğru hareketlerin manevra alanında yapılıp yapılamadığı gibi, taktik konulara dikkati çeken Fevzi PaĢa, daha sonra da yapılan doğru hareketler ile ilgili olarak da teĢekkür ve takdirlerini ifade etmiĢtir.

MareĢal değerlendirmelerinin baĢlangıcında manevranın, tüm katılımcılara müteakip muharebe safhalarını göstermek üzere yapıldığını, bunların yürüyüĢ, yaklaĢma ve tesadüf muharebesinden ibaret olduğunu belirtmiĢtir. Bu safhaları dikkatle takip ettiklerini, manevranın maksadının bu safhalarda farklı görevler alan subay ve kumandanların tam bir inisiyatif kazanmalarına yönelik olduğunu açıklamıĢtır. Manevranın gerçek savaĢın bir provası olduğunu vurgulayan MareĢal, burada muharebe eder gibi davranılacağını da sözlerine ekleyerek ancak bu sayede tüm subaylarına kendi kendilerine sorumluluk alma becerisi kazandırabileceklerini ifade etmiĢtir.

MareĢal tüm bu ifadelerine ilave olarak manevraya iki grup halinde katılan kırmızı ve mavi kuvvetlerle ilgili olarak ayrı ayrı değerlendirmelerde bulunmuĢtur. Ġlk olarak kırmızı birlikler için yaptığı değerlendirme aĢağıdaki gibidir;

“Tayyareler mükemmel bir şekilde bombalamıştır ve zayiat verdirmişlerdir. Gece yürüyüşü dolayısıyla asker yorgun bir durumdaydı. Askerlerin görünüşü, zayıflığı ifade ediyordu. Gece uyumamış, sıcak yemek yememişti. Döküntüler de vardı. Gece birliğinden ayrılmış ve birliğini kaybetmiş olanlar da görülüyordu. Göl civarında büyük mola verilmiş ve tayyareye karşı gizlenilmemiş, aksine mühim bir yoğunluk gösterilmiş ve düşman tarafından bombalanmıştı. Şu halde karar gayet iyi olduğu halde tatbikat kötü olduğundan amaca ulaşılamamıştır”.

MareĢal, yukarıda yapılan yanlıĢ uygulamalara yönelik Ġstiklal Harbi‟nden örnekler vermiĢtir. Verdiği bir örnekte Afyonkarahisar Muharebesi‟nde on iki gün yürüyen ordunun, daima gece yürüyüp, gündüz ikamete geçmesi sayesinde tayyarelerden saklanarak baskın sırasında dahi baĢarıya ulaĢtığını ifade etmiĢtir.

MareĢal talimlerde az çok uygulanan tüm hareketlerin manevralarda kesinlikle tecrübe edilmesini önemle vurgulamıĢtır. Bu hareketlerden biri olan tayyarelere karĢı gizleme yapılmamasını tenkit etmiĢtir. Bu gizlemenin Ankara‟da kendilerinin davet edildiği bir eğitim esnasında çok baĢarılı bir Ģekilde yapılabildiğini gördüklerini söylemiĢtir. Hatta o eğitimde gizleme yapan askerleri 10 metre yakınlarına gittikleri halde göremediklerini ifade eden MareĢal,, izledikleri son manevrada ise arazinin uygun olmasına rağmen aynı hassasiyeti göremediklerini belirtmiĢtir. Bunun sonucu olarak da bütün birliklerin açıkta kaldığına, tankların gizlenemediğine iĢaret ederek, talimlerde bile baĢlarını vücutlarını, ot vesaire ile saklamaya çalıĢan askerlerin manevrada bunu yapmamalarını eleĢtirmiĢtir.

Fevzi PaĢa manevraların eğitimlerde yapılan münferit hareketlerin birleĢiminden ibaret olduğunu vurguladığı konuĢmasına Ģu Ģekilde devam etmiĢtir;

“Manevra öyle bir bütündür ki talimlerde yapılan münferit hareketlerin münasip şekillerle birleşmesinden oluşur. Nasıl ki bir saatin ayrı ayrı çarklarının münferit hareketleri bir diğerini ikmal ederek muntazam bir zaman

ölçeğini meydana getiriyorsa, manevrada dahi özel talimlerin bir hedefe göre birleşmesi ve düzeni gereklidir”.

Fevzi PaĢa tayyarelerin yeni bir alet olmakla beraber bazen doğru bazen yanlıĢ raporlar verdiğini, rapor atma yerlerinin iyi tertip edilmemesinden raporlarını düzenli bir Ģekilde atamadıklarını belirtmiĢtir.

KonuĢmasının devamında askerin maddiyat ve maneviyatına değinen ve bunun korunması için en önemli görevin birlik komutanlarına düĢtüğünü önemle vurgulayan Fevzi PaĢa kırmızı kuvvetlerle ilgili değerlendirmelerine Ģu Ģekilde son vermiĢtir;

“Son sözüm; Manevra, her manasıyla hakiki bir harbin modeli olmalıdır.

Askerin maddiyat ve maneviyatını korumak gereklidir. Manevranın sonunda göreceğiz hangi birlik çok hasta vermiş ise o birlik askerlerine iyi bakmamış demektir. Askerlerin maddiyat ve maneviyatını daima elde tutmak için subayların çok dikkat etmeleri gereklidir. Bu safhaya kadar yapılan harekâtta subay arkadaşların gösterdiği istek ve gayrete teşekkür ederim.”

MareĢal Fevzi PaĢa manevradaki diğer grup olan mavi birlikler için de Ģu değerlendirmede bulunmuĢtur:

O safhaya kadar devam eden manevraların geçmiĢ zamanlarda yapıldığında 2-3 gün içinde sona ereceğini belirten Fevzi PaĢa, bu Ģekilde bir muharebenin bölümlerini göstermeden sona ereceğini söylemiĢtir. Manevranın o zamana kadar 3 gün devam ettiğini, daha 3 gün daha süreceğini ifade eden MareĢal, bu sayede bir muharebenin bütün bölümlerini yakından takip etme Ģansını bulacaklarını söylemiĢtir.

MareĢal, mavi birliklerin ilk gün zinde olmasına rağmen, varılması emredilen Baba Yakup‟a ulaĢamadığını ifade etmiĢtir. Kırmızı Tümenin Hacılar ve göl arasında yürüdüğü hakkındaki ilk bilgiden sonra bilgi alınamaması üzerine, Mavi Tümen kumandanının kendi inisiyatifiyle birlikleri Baba Yakup‟un gerisinde bıraktığını, aksi takdirde kırmızı birliklerin mavileri çok zor duruma düĢürebileceğini izah etmiĢtir.

tayin edilmemesinden dolayı raporların tümen kumandanına ulaĢmadığını belirten Fevzi PaĢa, bu iĢlerle ilgilenmesi beklenilen irtibat subayının bu konuda tümen kumandanına gereken teklifi yapmadığını söylemiĢtir.

MüĢir PaĢa, Mavi Tümenin ikinci gün hiçbir bilgi almadan ilerlediğini, Kolordu Kumandanının emrini almasına rağmen, kararını değiĢtirmeyen Tümen Kumandanının, durumu kavramak konusundaki davranıĢını takdire değer bulmuĢtur. Ancak Çok Viran bölgesiyle gerekli muhabere hattının tümen tarafından kurulmamasını eleĢtiren Fevzi PaĢa, buna rağmen tümen kumandanının kurmaylarını otomobille dahi göndermemesini yadırgamıĢtır. Gerçek bir muharebede süvari bölüğü ileri sürülerek böyle bir muhabere merkezinin kurulması gerektiğini ifade etmiĢtir.

MareĢal, manevranın üçüncü günü esas görevi ordunun sol kanadını korumak olan Tümenin durumu doğru muhakeme ederek taarruz ettiğini belirtmiĢtir. Merkez ağırlığı sol tarafta bırakıp Tümen iç kanadını diğer Tümene dayandırarak taarruz etmek gerekliliğini vurgulayan Fevzi PaĢa, zaten sağ kanadın pek uzakta kalarak bir iĢ görmediğini söylemiĢtir. Sağ kanadın baĢarılı olması durumunda bile bir netice alınamayacağını Ģu Ģekilde açıklamıĢtır: “Kırmızının Mavi Tümenin sol kanadına karşı yapacağı taarruz Mavinin,

durumunu tehlikeye düşürür ve asıl kuvvetlerden ayırırdı. Bu açıdan daima kanat çevirmek arzu edilse de büyük cephelerde taarruz harekâtının meydana çıkması halinde büyük boşluklar oluşur ve çevireceği yerde kendisi çevrilir. Muhabere ve irtibat eksik olduğundan bu tehlike daha fazla artar”

Mavi kuvvetlerle ilgili yaptığı değerlendirmelerinin bu bölümünde özellikle subaylara hitap eden MareĢal Fevzi PaĢa, birliklerin muharebe durumunun gerektirdiği ve talimnamelerin istediği gibi gizlenmeye uygun davranmaları gerektiğini söylemiĢtir. Topçuların bu manevrada dumansız barut kullanmadığını, gerçek muharebede ise yerlerini belli etmemek için mutlaka bu kurala uyulması gerektiğini belirtmiĢtir.

MareĢal Fevzi PaĢa Mavi süvari birlikleri ile ilgili değerlendirmesinde, yaptığı keĢif sonucunda kırmızının taburlarını birer birer sayan Süvari Üsteğmen Ġhsan

Efendi‟yi takdir etmiĢtir. Ancak raporlarını geriye doğru zamanında verememesinden dolayı da kendisini eleĢtirmiĢ, bu bağlamda raporların vaktiyle ulaĢtırılmasının önemli oluğunu vurgulamıĢtır. Süvarileri keĢif yönünden tayyareden daha baĢarılı bulduğunu ifade eden Fevzi PaĢa tek eksiklerini raporlarını geriye zamanında verememeleri olarak açıklamıĢtır.

Fevzi PaĢa konuĢmasının son bölümünü kırmızı birliklere yaptığı değerlendirmede olduğu gibi askerlerin maneviyatına ayırmıĢtır. Bu kapsamda birliklerin iyi iskân edilmesinin ve askerlere sıcak yemek verilmesinin önemini vurgulayan MareĢal, bunun askerlerin kuvvetini iki misline çıkartarak subaylar için büyük bir baĢarı sağlayacağına değinmiĢtir

Fevzi PaĢa, son olarak bazı subayların hakemlerin kararlarını kabul etmekte zorlandıklarına değinerek, yanlıĢ kararların baĢhakem tarafından düzeltilme imkânının bulunduğunu, burada asıl önemli olan maksadın hakiki durumu görerek ona göre hareket etmek olduğunu belirtmiĢtir.

3.4.2. Genelkurmay BaĢkanı MareĢal Fevzi PaĢa’nın Ankara