• Sonuç bulunamadı

Hak arama özgürlüğü, mahkemeye başvurma hakkını da içinde barındırmakla birlikte, bunlardan daha geniş bir içeriğe sahiptir. Bu anlamda, bir kimsenin hakkını etkili bir biçimde elde edebileceği yargısal bir organa ulaşmasının yanında, yargısal ve yargı dışı olanakları kapsayacak tüm başvuru yollarının kendisine tanınmış olmasını da ifade eder.294. Mahkemeye başvurma hakkı ise, bireylerin hak arama özgürlüğünün, yargı organları önündeki kısmına ilişkin olan süreci içermektedir. Mahkemeye başvurma hakkı, hukukun üstünlüğünün, dolayısıyla hukuk devletinin sağlanması için zorunlu bir yoldur295. Bu hak, sadece kişiler arası ilişkiler yönünden değil, idarenin denetimi bakımından da önemli bir işlev üstlenmiştir. İdarenin kendisini hukuk kurallarına bağlı sayması, eylem ve işlemlerinden dolayı kişilere dava hakkının tanınması, demokratik toplumlarda hukuk devleti anlayışının doğal bir sonucudur.

Gelişen ve değişen toplum, her alanda olduğu gibi, hukuk ve hak arama özgürlüğü alanında da sürekli bir arayış içindedir. Bu arayış, olabildiği kadar ucuz ve güvenilir hak arama olanaklarına, aynı zamanda daha insancıl ve daha inandırıcı adalete ulaşmaya yöneliktir296. Bu yöndeki çabalar, ortak bir hukuk kültürü yaratma yönünde önemli adımların atılmasına ve kişinin yalnızca uyruğu olduğu devletin değil, uluslararası hukuk düzenin de bir parçası olmasına neden olmuştur297. Bu

şekilde ortak bir hukuk kültürü yaratma çabasının bir ürünü olan AİHS, hak arama 293 Özdek, s.99.

294 Akıncı, İdari Yargı, s.131.

295 Gölcüklü/ Gözübüyük, s.277; İnceoğlu, s.105. 296

Yenice, s.128.

özgürlüğünü güvence altına almayı amaçlayan önemli düzenlemelere yer vermiştir. Söz konusu düzenlemeler, AİHS’nin etkili başvuru hakkına ilişkin 13.maddesi298 ile adil yargılanma hakkına yönelik 6. maddesidir.

Etkili başvuru hakkı ile mahkemeye başvuru hakkı yakın ilişkili olmakla birlikte iki yönden farklılığa sahiptir. Birincisi, 13. madde, kişiye sadece AİHS bünyesinde kabul edilen haklar yönünden bir başvuru hakkı tanımaktadır. 6. madde ise, AİHS bünyesinde kabul edilmiş olsun ya da olmasın medeni hak ve yükümlülük ile suç isnadı kavramı içinde değerlendirilen tüm uyuşmazlıklar bakımından koruma sağlamaktadır. İkinci ve en önemli fark ise, 6. madde kapsamında tanınan mahkemeye başvuru hakkının, 13. maddede yer alan etkili başvuru hakkından daha güvenceli olmasıdır299. 13. maddede sadece milli bir makama başvurudan söz edildiği halde, 6. madde, bağımsız, tarafsız ve adil yargılanma güvencelerini sağlayan bir mahkemeye başvuru hakkından söz etmektedir. Bu nedenle, 6. maddenin 1. fıkrasında öngörülen mahkemeye başvurma hakkı, söz konusu 13. maddeye göre daha kapsamlı ve güvenceli özel hüküm sayılarak, 6. maddeye aykırılık saptanması halinde, şikayet ayrıca 13. madde açısından incelenmemektedir300.

AİHS’nin 6.maddesinin 1.fıkrasında, “Herkes (...)bir mahkeme tarafından davasının (...) görülmesini isteme hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Ancak, bu hükmün lafzi yorumundan sanki uyuşmazlığın ilk defa mahkeme önüne götürülme hakkının tanınmadığı, bu hükmün sadece önceden açılmış ve görülmekte olan davalara yönelik olduğu izlenimi uyanmakta ise de, AİHM’nin uyguladığı yorum yöntemi ile ilk defa mahkemeye başvurma hakkı da, bu kapsam içinde koruma altına alınmıştır. AİHM, Golder / İngiltere davasında, 6. maddenin görülmekte olan bir davada, taraflara tanınan güvenceleri ayrıntıları ile düzenlemiş olmasına rağmen, bu güvencelerden gerçekten yararlanmayı mümkün kılacak şeyi, yani ilk defa mahkeme önüne gidebilmeyi öncelikle koruma altına almamış

298 1982 Anayasası’nın 40. maddesinin 1. fıkrasında, AİHS’nin 13. maddesine benzer şekilde,

“Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.” hükmü yer almaktadır.

299

İnceoğlu, s.108-109.

olmasının izahının mümkün olmadığı, nitekim, dava yoksa adil, açık ve gecikmeksizin yapılacak yargılamadan da söz etmenin ve adil yargılanma hakkının içerdiği güvencelerden yararlanmanın da olanaksız olduğu, bu nedenle sözü edilen maddenin mahkeme önüne gitme hakkını da tanıdığı sonucuna varmıştır301. AİHM’nin bu yorumunda, AİHS’nin içerik ve amacının yanında, mahkemeye başvurma hakkı ve hukukun üstünlüğü arasındaki sıkı bağ da etkili olmuştur302.

Anayasa Mahkemesi de, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 89. maddesinin (a) bendinin son paragrafında, katılma paylarına karşı dava açılabilmeyi hesaplanan payın yarısının ödenmiş olması koşuluna bağlayan hükmünün iptaline dair kararında, Golder / İngiltere kararına atıf yaparak, dava yoksa adil, aleni ve gecikmesiz bir yargılamadan söz edilemeyeceği, ayrıca Airey / İrlanda kararına atıf yaparak, mahkeme önünde hak arama yolunun fiilen veya hukuken geçici de olsa kapatılmasının veya kullanımını imkansız kılan koşullara bağlanarak sınırlanmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geleceği yönünde tespitler yapmıştır303.

Mahkemeye başvurma hakkı, temel hak ve özgürlüklerin korunmasının en güvenli ve işlevsel yolu olmakla birlikte, bu güven ve işlevsellik, ancak etkin düzenlemeler yapılması ile sağlanabilir304. Nitekim AİHS, tüm devletlere sadece Sözleşme bünyesinde yer alan hak ve özgürlüklere müdahale etmekten kaçınma yükümlülüğü değil, aynı zamanda pozitif bir yükümlülük de yüklemektedir305. Mahkemeye başvurma hakkını sağlayan güvenceler, kuramsal ve göz boyayıcı değil, etkili ve uygulama değeri olan güvenceler olmalıdır306. Zaten, bu olanağın kağıt üstünde teorik olarak var olup, somut olayda bazı nedenlerle ilgilinin kusuru olmaksızın, etkili bir biçimde kullanılamaması durumunda, 6. madde hükmünün ihlal edilmiş olduğu kabul edilmektedir307.

301

Golder / İngiltere davası, 21.02.1975, No.4451/70, parag. 35.

302 Çağlar, Bakır, Anayasa Bilimi, BFS Yayınları, İstanbul 1989, s.172. 303 AYM., 28.03.2002, E.2001/5, K.2002/42, RG, 05.09.2002, S.24867. 304

Darendeli, s.56.

305 Gölcüklü, Adil Yargılama, s.209; İnceoğlu, s.116.

306 Akıncı, İdari Yargı, s.142; Soydan, Billur Yaltı, “İnsan Hakları Açısından Vergi Yükümlüsünün

Adil Yargılanma Hakkı III”, Ankara 2000, (Vergi III), s.119.

307

Geouffre de la Pradelle / Fransa davası, 16.12.1992, No. 12964/87, parag. 34-35, karar metni için bkz.,http://cmiskp.echr.coe.int/tkp197/view.asp?action=html&documentId=695655&portal=hbkm&so urce=externalbydocnumber&table=F69A27FD8FB86142BF01C1166DEA398649 (03.05.2010).