• Sonuç bulunamadı

DENEYSEL ARAŞTIRMALAR

1.GENEL KURALLAR

Araştırma sürecinin son aşaması raporun yazılması ve yayımlanmasıdır. Ancak, bu durum yanlış anlaşılmamalı ve en son yapılacak iş olarak algılanmamalıdır. Araştırma raporunun yazımına araştırmanın tasarlanması ile başlanır. Araştırma tasarlanır ve planlanırken raporun da bir ön/ geçici planı, taslağı yapılarak, iskeleti kurulmalıdır. Ayrıntılı ve yeterli bir araştırma projesi/ önerisi raporun ön/ geçici iskeletini de içerir, içermelidir. Hatta projedeki bazı bölümler aynen rapora aktarılır. Ancak, bu yapılırken projede gelecek zaman olan anlatım biçimi raporda geçmiş zamana döndürülür.

Raporun/ makalenin temel amacı; yapılan araştırma ve sonuçları konusunda okuyucuya bilgi aktarmaktadır. Etkili olabilmesi ve amacına ulaşabilmesi için, belli bir plan ve düzen içinde olmak zorundadır. İyi bir rapor, başından sonuna dek;

a. Amacına uygunluk,

b. Birliktelik, uyumluluk, tutarlılık, c. Tamlık, bütünlük,

d. Açıklık, etkililik,

e. Kısa ve öz olma niteliklerine sahip olmalıdır.

Aksi taktirde, okunabilirliği, anlaşılabilirliliği zorlaşır, okuyucuyla iletişim kuramaz, amacına ulaşamaz. Böyle bir duruma düşmemek için, araştırıcının

raporu bir plan dahilinde hazırlaması ve daha işin başında, raporunu da planlamış olması gerekir. Özellikle araştırma projesinin/ önerisinin yeterince ayrıntılı olmadığı durumlarda, rapor planı hazırlanması çok yararlı onun da ötesinde bir zorunluluktur. Böylece proje ve planın eksikliğinden kaynaklanan bazı sıkıntılar azaltılır ya da giderilmiş olur.

Rapor planı; raporun bölüm, altbölüm ve kısımlarının ayrıntılı bir iskeletinden ve çizelge taslaklarından oluşur. Gerek araştırma tasarımı sırasında yapılan ön taslakta/ iskelette gerekse rapor yazımına başlamadan önce yapılan planda, rapor yazım süresince, birçok değişiklik yapma gereksinimi doğabilir ve bu değişikliklerin yapılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Başka bir anlatımla, raporun ön planında/ taslağında değişiklik gereksinimi doğması çok doğaldır ve bundan dolayı endişeye düşülmemelidir. Her yazı türü gibi, araştırma raporu/ tezlerin de kendisine özgü bir biçimi ve kuralları vardır. Bu kurallara uymak, anlaşılabilirliğin bir gereği olduğu gibi, raporların birörnek (standart) olmasının da gereğidir. Araştırmacı bu kurallara uymak zorundadır. Ayrıca, hazırlanan raporun sunulacağı kurumun koymuş olduğu kurallara da dikkat etmek gerekir. Çünkü, rapor; bir tez olarak hazırlanmış ise tez jürisinde, bir kurum için hazırlanmış ise o kurumun ilgili kurullarında, makale olarak hazırlanmış ise gönderildiği derginin yayın kurulunda kabul görmesi; genel kurallara uygunluğunun yanında, o kuruma özgü kurallara uygunluğuna da bağlıdır.

Araştırma raporları, A4 boyutunda (21X29,7 cm), 70-100 gr birinci hamur kağıdın yalnızca bir yüzü kullanılarak yazılır. Sol kenarından 3,5 cm (cilt payını da içerir) diğer kenarlardan 2,5 cm ya da üst ve alttan üç sağ kenardan 2,5 cm olacak şeklide boşluk bırakılmalı ve yazılar iki kenara tam yaslanmalıdır (justified). Bazı dergiler yalnızca sol kenara dayanmalı olmasını istemektedir. Yazar yazı karakterini seçmekte özgürdür ancak, okumayı zorlaştıran süslü yazı karakterleri önerilmez. Okunurluğu ve Türkçe’ ye uygunluğu gibi nedenlerle “ariel” ya da “Times New Roman” karakterleri en çok kullanılan yazı karakterlerindendir. Aynı şekilde yazı büyüklüğü olarak da 12 punto en sık kullanılan ve önerilen büyüklüktür. Ana metin içinde koyu, italik, altı çizili gibi vurgulamalı biçimlerden olabildiğince kaçınılmalı ve çok gerekli olmadıkça bunlara başvurulmamalıdır.

Satırlar arası aralığın (line spacing) bir buçuk satır aralığı genişlikte olması en çok uygulanan ve önerilen aralık genişliğidir. Başlık satırlarından önce iki satır/ boşluk bırakılması yerinde olur.

Alt ve üst indislerin (subscript3, superscript3) yazı karakteri ile aynı

büyüklükte/ puntoda olması yeğlenir. Noktalama işaretlerinden sonra mutlaka bir karakter/ vuruş boşluk bırakılmalıdır. Noktalamalardan önce asla boşluk bırakılmaz.

Sayfa numaralarının, sayfanın alt kenarında ve yazı alanın dışına, satır ortası ya da sağ alt köşeye yerleştirilmesi yaygındır. Sayfanın üst kenarı ve satır ortasına yerleştirilmesi başvurulan diğer bir türdür. Sayfa numaralarının 10 punto olması yeterlidir. Sayfa numaralarının önüne ve arkasına herhangi bir işaret konmaz. Özet, içindekiler, şekil dizinleri gibi sayfalar ayrı olarak numaralanır ve bunların numaralanmasında küçük Roma rakamı (i, ii, ix, xi vii) kullanılması yaygındır ve önerilir.

Araştırma raporunun edebi bir eser olmadığı unutulmamalıdır. Yani, öncelenmesi gereken, edebi/ sanatsal anlatım değil, anlaşılabilirliktir. Yalın, arı ve sürükleyici bir dil kullanarak, okuyucu ile iyi bir iletişim kurmak amaçlanmalıdır. Kelime ekonomisi yapılarak, raporun olabildiğince kısa olmasına çaba harcanmalıdır. Ancak, raporu kısa tutma endişesi, anlaşılabilirliği ve bütünlüğü zedeleyecek düzeye ulaşmamalı, tam ve eksiksiz bilgi verilmelidir. Gerekli bölümlere yeterli uzunluk verilirken, diğerleri olabildiğince kısa tutulmalıdır. Diğer bir anlatımla, raporda her bölüm kendi önemi oranında yer tutmalıdır.

Cümleler, kısa, arı, kuşku ve farklı anlamlara yol açmayacak nitelikte olmalıdır. Aynı şekilde, paragrafların da çok kısa ya da uzun olması doğru değildir. Bir iki cümlelik ya da yarım sayfayı geçen paragraf yapılmamalıdır. Açıklamalara, önce genelden (makro) başlamalı, daha sonra ayrıntıya (mikroya) girilmelidir. Her paragrafın sonunda o paragrafı özetleyen bir cümlenin bulunması raporun okunabilirliğini arttırmak açısından yararlı olur.

Araştırma raporlarında, tüm diğer kuralların yanında, yazım ve dilbilgisi kurallarına da büyük bir özen gösterilmelidir. Noktalama ve işaretlemeler doğru ve yerinde kullanılmalı, devrik cümleler yerine, düz cümleler yeğlenmelidir. Araştırma raporu bitmiş bir çalışmanın ürünüdür. Bu nedenle, geçmiş zamanlı cümlelerle ifade edilir. Süreklilik gösteren genelleme, yorum, yargı ve öneri bildiren cümlelerde/ anlatımlarda ise, geniş zamanlı cümleler seçilmelidir. Şimdiki zamanlı cümlelere, araştırma raporunun kendi içinde (bölüm, çizelge, grafik v.b) atıflar yapılırken başvurulur (....şekil 5’te görülmektedir, ...aşağıdaki bölümde anlatılmaktadır, ...örneklerindeki gibi). Gelecek zamanlı cümleler, yalnızca öneriler bölümünde yer alan ve geleceği ilgilendiren planlar/ düşünceler için kullanılır. Bunlar, özellikle araştırıcının kendisinin veya kurumunun düşündüğü/ planladığı iş ve çalışmalar olmalıdır (bu konuda daha geniş araştırma yapılacaktır, ....ilacı yaş grubu çocuklara verilmeyecektir, ...eğitimlerinde yöntemi kullanılacaktır vb). Kısa ve toplu bir anlatımla, materyal - metot, bulgular ve özet bölümlerinde geçmiş zamanlı cümleler kullanılmalı, giriş/ genel bilgiler ve tartışma bölümünün bazı yerlerinde geniş zamanlı, önerilerin bazı yerlerinde ise gelecek zamanlı cümlelere başvurulmalıdır.

Araştırma raporlarında, olaylar, olgular kişiselleştirilmemeli, kişisel olmayan, genel anlatımlar kullanılmalıdır. Bu dizeden olmak üzere, birinci kişi zamirleri (ben, benim, biz) kullanılmaz. Bunların yerine; araştırmacı, yazar, araştırıcının, araştırmacılar gibi kelimeler kullanılmalıdır. Aynı şekilde, bizde, bizim, toplumumuz da, bölgemizde, ülkemizde kelimeleri yerine, .... toplumunda (Türk toplumunda), ....bölgesinde (Abidinpaşa bölgesinde), Türkiye’de gibi kelime ve ifadeler kullanılmalıdır.

Durum, olay ve veriler aktarılırken genel yargı ve soyutlamalardan (iyi, kötü, az, çok, sık sık, hep v.b) kaçınılmalıdır. Bu tür kelimeler, nicel ölçekli değişkenler için bir ölçü/ ölçüt olarak asla kullanılmamalıdır. Durum, olay ve veriler objektif açık ve ölçüye dayalı olarak verilmeli, aktarılmalıdır. Aynı şekilde, daha çok istatistik değerlendirme terimleri olan, normal, anlamlı, önemli, korelasyon, denek gibi teknik terimler, istatistik değerlendirme amacı dışında ve başka anlamlarda kullanılmamalıdır. Kullanılan kelimelerin doğruluğu yanında, raporun başından sonuna dek, aynı anlamda kullanılmış olması da gerekli ve yararlıdır. Özellikle eş sesli kelime ve terimlerin hep aynı anlamda kullanılmasına özen gösterilmelidir.

Kısaltmalardan olabildiğince kaçınılmalıdır. Bazı kalıplaşmış örnekleri kullanılmakta ise de [bakınız (bkz.), örneğin (örn.) ve benzeri] tek kelime asla kısaltılmamalıdır. Kelime kısaltması kullanılması halinde bunların sonuna nokta konur. Kelime gruplarında kelimelerin baş harflerinden oluşan kısaltmalar yapılabilmektedir. Ancak, raporun tümünde üç-beş kez geçecek/ yineleyecek kelime grubu için kısaltma yapmaya gerek yoktur. Çok fazla yineleyen kelime gruplarında bu yola başvurulabilir ise de yaygın olarak bilinen ve herkesçe kolayca anlaşılabilen kısaltmalar dışındaki kısaltmaların kullanılmaması yerinde olur. Kullanımı yerleşmiş olmayan ve herkesçe kolayca anlaşılmayan bir kısaltma yapılır ise, metinde ilk geçtiği yerde, ayıraç içinde açıklanmalı/ açılımı verilmelidir. Kelime gruplarının baş harflerinden oluşan kısaltmalarda harfler arasına nokta konulması sıkça rastlanan bir uygulama olmakla beraber bu noktalara gerek yoktur.

Ulusal yayımlarda, ulusça yaygın olarak bilinen, PTT, TBMM ve benzeri kısaltmaların hem açıklanmasına hem de kısaltmalar dizininde yer verilmesine gerek yoktur. Metin içinde açıklanmayan kısaltmalara kısaltma dizininde de yer verilmez. Ancak, uluslararası yayımlarda bu tür kısaltmaların kullanılmamasına özen gösterilmeli, kullanılması durumunda mutlaka açıklanmalı ve kısaltmalar dizininde de yer verilmelidir.

Uluslararası standart birimlere ilişkin kısaltmaların (cm, m, kgr ve benzeri) hem ulusal hem de uluslararası yayımlarda açıklanmasına ve kısaltmalar dizininde yer verilmesine gerek yoktur. Bunların sonuna nokta konulmaz. Aynı şekilde uluslararası yaygın bilinen kısaltmalar (UN, WHO, ILO

v.b.) için de açıklama yapılmasına ve kısaltmalar dizininde yer verilmesine gerek yoktur. Ulusal yayımlarda, bu tür kısaltmaların Türkçeleri yeğlenmeli ve kısaltmaları da Türkçelerine göre yapılmalıdır( United Nations UN yerine Birleşmiş Milletler/ BM, World Health Organization/ WHO yerine Dünya Sağlık Örgütü/ DSÖ gibi). Uluslararası yayımlarda ise orijinal isim ve kısaltmalar yeğlenmelidir.

Yabancı terimlerin/ kelimelerin yerleşmiş, kullanılan ve bilinen Türkçe bir karşılığı var ise bu Türkçe kelime kullanılmalıdır. Şayet Türkçe karşılığı yok ve yazar/ araştırıcı kendine özgü bir Türkçe karşılık öneriyor veya Türkçe karşılık yaygın olarak bilinmiyor ise, bu Türkçe kelimenin yanına ayıraç içinde orijinal kelime de yazılmalıdır. Karşılığı olmayan yabancı kelimeleri oldukları gibi kullanmak gerekecektir.

Düz yazı içinde tek rakamlı (10’dan küçük) sayılar rakamla değil, kelime ile ifade edilir (üç, beş, yedi gibi). Cümle, dolayısı ile de paragraflar hiç bir zaman rakam ya da rakam kelimesiyle başlamaz. Yüzdeler, yanında bir sayı ile birlikte ise, yüzde işareti ile (%23 gibi) sayı ile birlikte değil ise, kelime ile (yüzde) ifade edilir.

Sayılan bu kuralların yerine getirilebilmesi, sanıldığı gibi, yalnızca derin bir yazım ve dilbilgisi deneyimi ve bilgisine sahip olmakla ilgili değildir. En az onun kadar, belki ondan daha da çok araştırıcının rapor ettiği konuyu çok iyi bilmesi ve kavraması ile ilgilidir. Rapor dili, konuşma diline en yakın olan yazım dilidir. Bu ise konuya hakim olmayı gerektirir. Araştırıcı konuya hakim ve iyi özümlemiş değil ise, aktarmacılık yapar. Dolayısı ile de eklektik/ kopyala yapıştır bir dil ve rapor ortaya çıkar ki; raporların, makalelerin ve hatta kitapların anlaşılmaz olmasının en önemli nedeni budur.

Raporlarda anlaşılabilirliği artırmak amacıyla, çizelge, grafik, resim ve benzeri görsel araçlardan yararlanılır ve yararlanılması da gerekir. Ancak, bunlar okuyucunun dikkatini dağıtmamalı ve yazının akıcılığını kesmemelidir. Bu takdirde, amacının tam zıddına hizmet eder ve raporun anlaşırlılığını daha da zorlaştırır. Bu konuda sık yapılan hatalardan birisi gereğinden fazla sayıda görsel kullanılmasıdır. Görseller bir süs değil, okuyucuya düz yazı ile kolay anlatılamayan konuların anlatılmasında/ kavratılmasında ya da daha etkili bir anlatım elde etmede kullanılan araçlardır. Bu nedenle de gerek sayı ve gerekse biçim açısından asla abartılmamalıdır. Okuyucu ile paylaşılmak istenen görsel sayısı fazla ya da araştırmanın bir sonucu/ ürünü veya raporun bir bileşeni olarak çok sayıda görsel verilmesi gerekli ise bunlar raporun sonunda ekler şeklinde verilmelidir.

Görsel araçlarla ilgili diğer bir konu da, görsel araçların metin içinde nereye yerleştirileceği konusudur. Çizelge, grafik resim ve benzeri araçları, kendilerinden hiç söz edilmeden ya da değinilmeden/ atıf yapılmadan veya

bunlardan önce yerleştirmek yanlıştır. Aynı şekilde, değinme yerinden ve hatta ilgili konudan uzak bir yere, başka bir sayfaya yerleştirmek de doğru değildir. Böyle olması durumunda, okuyucu okumayı kesip önce görsel aracı, arkasından da okumayı kestiği yeri arar. Yani yazıdan kopar. Görselin nereye yerleştirileceğini kararlaştırmanın en basit yolu; okuyucunun görsel araca nerede gereksinim duyacağını tahmin etmektir. Başka bir anlatımla görsel araçlar okuyucunun gereksinim duyduğu yere yerleştirilmiş olmalıdır. Görsel araçların yerleştirilmesi için en uygun yer; ilgili konunun anlatılıp bitirildikten ve görsel araca ilk atıf yapıldıktan hemen sonra gelen yerdir. Görsel araca ilk atıf yapıldığı yerde okuyucu bir göz hareketi ile görsel aracı görebilmeli ve ona ulaşabilmelidir. İlgili yazının/ açıklamaların uzun olması halinde de görsel araç yine ilk atıftan hemen sonra yerleştirilir ve açıklamaların/ yazının kalan kısmına görsel araçtan sonra devam edilir.

Görsellerin dikey sayfaya (portraid) yerleştirilmesi esastır. Ancak zorunluluk halinde yatay (landscape) sayfaya da yerleştirilebilir. Yatay sayfalardan olabildiğince kaçınılmalı çizelge/ tablo ve şekiller kesinlikle metin alanının dışına taşmamalıdır.

Araştırma raporlarında çizelgeler dışındaki tüm görseller şekil olarak adlandırılır. Çizelgelerde başlık kesinlikle çizelgenin üstüne yerleştirilir. Kaynak gösterme ve açıklama gibi ek bilgiler ise çizelgenin altına yazılır. Şekil başlıklarının şeklin altına ya da üstüne yerleştirilme tercihi yazara aittir. Birden fazla olan tüm görsellerin bir numarası olmalıdır. Çizelgeler kendi içinde diğer şekiller ise kendi içinde numaralanır. Çizelge ya da şekiller için tüm metin boyunca tek bir sıralama yapılabildiği gibi, her bölüm kendi içinde ve bağımsız olarak da numaralanabilir.

Metin içinde verilmesi halinde anlatımın akıcılığını olumsuz etkileyeceği düşünülen açıklamalar veya alıntılar dipnot olarak verilir/ verilebilir. Bu durumda dipnotlar ana metinden iki satır aşağıda ve sayfanın yarısına dek ya da boyunca çizilen bir çizginin altına ve metin yazım alanı içinde kalacak şekilde yazılır. Kesinlikle sayfa altı boşluğa taşmamalıdır. Aynı sayfada birden fazla dipnot olması halinde ayraç içindeki üst indis numaralarla (1), (2)

numaralanır. Dipnotların ana metine göre biraz daha küçük bir punto ile (12 punto ile yazılmış bir metinde 10 punto kullanılması gibi) yazılması yerinde olur.

Araştırma raporlarında, dikkat edilmesi gereken önemli kurallardan bir diğeri de; raporun bütününün bir örneklik ve uyum içinde olmasıdır. Bölümleme, başlıklama, çizelge ve şekiller ile kaynak göstermede, baştan sona dek, hep aynı biçim ve yöntem kullanılmalıdır. Bir bölümde başka diğer bir bölümde ise daha başka bir biçimde bölüm, alt bölüm, kısımlama ve başlıklama yapılması doğru değildir. Aynı şekilde, bazı bölümlerde başka, diğerlerinde ise bir başka yöntemle kaynak gösterilmemelidir.